Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Narin davası son dakika: Narin'in ailesi, amcaları, yengeleri ne dedi - Narin davası ne oldu, ara karar | Son dakika haberleri

        Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde, 21 Ağustos'ta kaybolan ve 19 gün sonra cansız bedeni, Eğertutmaz Deresi kenarında bulunan 8 yaşındaki Narin Güran davasında ilk iki duruşma geride kaldı.

        "MAHKEMEYE GİZLİ TANIK BAŞVURMADI"

        Mahkeme başkanı dün gece, üçüncü duruşmanın saatini 10.00 olarak açıkladı ve Narin davasında mahkemeye gizli tanık başvurusunda bulunan kimsenin olmadığını söyledi.

        SANIK VE TANIKLAR ADLİYEYE GETİRİLDİ

        Dün, saat 09.00'da başlayan duruşmada 4 sanık ve 26 tanığın beyanları dinlenerek tamamlandı. Güran ailesinin avukatlarının talebi üzerine bugün yeni tanık ve avukat savunmaları dinlenecek. Sanık ve tanıklar, yoğun güvenlik önemleriyle adliyeye getirildi.

        DURUŞMA TANIKLAR DİNLENMEYE BAŞLANDI

        Tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını soruşturma aşamasında itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları duruşmada hazır bulundu. Duruşma kamerayla kayıt altına alınıyor. Davanın 3. gününe tanıkların dinlenmesiyle başlandı.

        HTS KAYITLARINI DELİL OLARAK KABUL ETMEMİŞTİ

        Diğer yandan ailenin talebi üzerine, olay günü bölgeyi gören ve Arif Güran'ın evinin karşısındaki Dara 2 Askeri Üs Bölgesi'nin güvenlik kameraları, mahkemeye sunulmak üzere hazırlandı. Hazırlanan görüntüler, bugünkü duruşmada izlenecek. HTS kayıtlarını delil olarak kabul etmeyen baba Arif Güran, cinayeti aydınlatacak en önemli delilin, askeri üs bölgesindeki kameraların olduğunu söylemişti.

        ‘SALİM GÜRAN’IN BÜTÜN İFADELERİ ÇELİŞKİLİ’

        Diyarbakır'da Narin Güran (8) cinayetine ilişkin davanın duruşmasında söz alan Diyarbakır Barosu avukatlarından Aydın Özdemir, “Şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi talebimizdir. Güran ailesi fertlerinin sistematik bir şekilde hareket ettiği kanaatindeyiz. Narin Güran’ın cenazesine ulaşılmaması amacıyla olayın saatini değiştirerek maddi gerçeği ortaya çıkmasının önüne geçmeye çalışılmıştır. Örneğin, Narin’in 17.40’ta görüldüğü ile ilgili iddialar var. Birsen Güran’ın ifadesinde, Salim’in ‘17.40’da Narin’i gördüğünüzü söyleyin, yoksa sıkıntı çıkar’ şeklinde ifadesi var. 4 ayrı ifadesi var, bir kısmını kabul etmedi. Muhammed Kaya isimli biri var, kaybolmasından 1 gün sonra terlik buluyor ve o terliğin Narin’in terliği olduğunu düşünüyor ama kolluk kuvvetlerine teslim etmiyor. Aracına alıyor, köye gidiyor, birkaç yere gidiyor. Gerçekten ona ait olduğunu düşünüyorsa, nasıl olur da kolluk kuvvetlerine vermez? Bir kısım beyanlarda aile meclisi toplantısı kabul ediliyor, bir kısım beyanlarda kabul edilmiyor. Şimdi toplantı var mıydı, yok muydu? Toplantı olup olmadığını bir aile neden gizler? Bir kısım aile üyeleri neden, ‘Toplantı yapmadık’ dedi? Bu kısım şaibelidir. WhatsApp kayıtlarının silinmesi, bir insan neden bu kayıtları siler? Tek başına Salim Güran bunu yapmış olsaydı, tesadüf derdik. Ama birçok aile üyesinin bunu yapması tesadüf değil. Salim Güran’ın bütün ifadeleri çelişkili. Örneğin; ilk ifadesinde aile bireyleriyle alışverişe gittiğini söylüyor ama bu aile bireylerinin ifadeleriyle çelişiyor. Olayın sıcağı sıcağına Salim Güran neden böyle beyanda bulundu? Salim Güran olay günü birçok görüşme yapıyor. Narin’in DNA’sının Salim Güran’ın aracında çıkması, Narin’in nişan için arabaya binmesiyle ilgisi yoktur bu DNA’nın” dedi.

        ‘BİZE GÖRE, ENES, O İZLERİ KENDİ YAPMADI’

        Özdemir, “Dosyada bir jandarma tutanağı var. Narin’i ararken defalarca aileyle görüşüyorlar. Tutanakta, ‘Enes için ne yapabilirim’ diyor. Jandarma tutanağında ‘Annenin Enes’i koruma çabası var’ deniliyor. Balkondaki eşarbı, Narin’in cenazesinin bulunduğu çantada çıkıyor. Köydeki kavgada Enes, mahkemedeki ifadesinde ‘Ben oradaydım, kadınlardan birinin ağzını kapattım’ dedi. Neden kapattı? Adli Tıp Kurumu raporu çıktıktan sonra cezaevi görüşmesinde ilk defa Narin’in nasıl öldürüldüğünü söylüyor. Şaşırmıyor. Vücut belli bir dereceye kadar acıya katlanabilir. Belli bir acı derecesine kadar kendimize zarar verebiliriz. Vücut refleksle sizi geri iter. Adli Tıp Kurumu raporunda, ‘5-6 günlük izler var’ deniliyor. Bize göre, Enes, o izleri kendi yapmadı” diye konuştu.

        ‘CİNAYET SAATİNDE HERKES BİR İŞLE MEŞGUL’

        Daha sonra söz alan baro avukatlarından Metin Arkaş, Salim Güran’ın eşi Melek Güran ve çocuklarının ifadelerinde çelişki olduğunu belirterek, “İddia edilen cinayet saatleri, 15.15 ile 15.40. Herkes bu saatler arasında bir işle meşgul. Kadınların kavgası konusunda, Yasemin’in Narin’in vefat haberinin geldiği gün verdiği tepki, en doğal tepkidir. Görüntü kayıtları olan bir delil. Birine beddua edildi ve ‘Biliyorsanız söyleyin’ denildi. Melek Güran ve çocuklarıyla ilgili çelişki var. 14.33 te bir HTS kaydı var. Baz kayıtları çıktıktan sonra 16.00’a kadar evde olduğu şeklinde ifadeler değişti. Salim Güran ‘Ben eve döndüğümde kıyafetimi değiştirdim’ diyor. Aile üyeleri ‘Değiştirmedi’ diyor” dedi.

        ‘VECDİ’NİN HEM NEVZAT, HEM SALİM’LE İŞ BİRLİĞİ İÇERİSİNDE OLDUĞUNU ANLAYABİLİYORUZ’

        Duruşmada söz alan baro avukatlarından Erdem Kaya, “Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar dinlendi, Nevzat Bahtiyar Salim Güran’la 21 Ağustos'tan sonra hiçbir iletişiminin olmadığını iddia etti. Kayıtlara baktığımızda, bütün organizasyonu ve aralarındaki iletişimi Vecdi Bahtiyar’ın üzerinden yürüdüğünü görüyoruz. 22-24 Ağustos’ta Nevzat Vecdi’yi arıyor, o da Salim Güran’ı arıyor. Defalarca sıralı bir iletişim dosyaya yansıyor. ‘Narin için yaptığımız görüşmelerdir’ dese de kendisinin de olaydan haberdar olduğu bu görüşmelerden çok net anlaşılıyor. Vecdi Bahtiyar, 22-24 Ağustos’ta Hatay’da, sonra Diyarbakır’a geliyor. 8 Eylül’de sabah saatlerinde Narin’in cansız bedeninin bulunduğu yerde çalışma var. Nevzat, Vecdi’yi arıyor. Muhtemelen, köyden çalışmaların yapıldığı yer görünüyor. Cansız bedeninin bulunacağını da biliyor ve onu haber veriyor. Bu görüşmelerde, Vecdi’nin hem Nevzat, hem Salim’le iş birliği içerisinde olduğunu anlayabiliyoruz” diye konuştu.

        ‘R.A.’NIN ORGANİZASYONDAN HABERİ VAR’

        Konuşmasına devam eden Kaya, “R.A., dosyadaki kilit tanıklardan biri ama dinlenemedi. Bizce Narin’in cansız bedeninin saklandığı anda R.A. ve Mehmet Selim Atasoy birlikte gözcülük yapıyor. Dosyaya yansıyan, R.A. ile ilgili bir tutanak var. 8 Eylül 2024 tarihinde R.A. mahkemeye sevk edilmiş, tutuklanmış. Jandarmanın hazırladığı tutanak. Şüpheli tutuklanmasının etkisiyle ağlamıştır. Yaşadığı sinir patlaması neticesinde, ağlamaklı olarak muhtar Salim Güran’a sinkaflı bir küfrediyor. ‘Senin yüzünden başımız belaya girdi. Komutanım, muhtar öğleden sonra yanıma geldiğinde, üzerinde tarlada çalıştığı kıyafeti yoktu, kıyafeti temizdi, her iki ayak bileğine kadar suyun içine girmişti” diyor. R.A.’nın da bu organizasyondan haberi olduğunu anlıyoruz. 18.38 de Salim R.A.’yı arıyor. Sınırın üzerinde düşen bir şeyden bahsediyor. ‘Sınırın orada, taşın yanında’ diyor, yoldan gidip gelen bir arabadan bahsediyor. Bu yer, Narin'in cansız bedeninin saklandığı yer de olabilir. Bunu R.A.’nın Salim Güran’a iletmesi, Narin’in gömüldüğü yeri bildiklerini ortaya koyuyor” dedi

        İşte dakika dakika Narin Güran cinayeti davasının 3. günkü duruşmasındaki ayrıntılar....

        CAHİT KAYA ARABA ALIM SATIM ANLAŞMAZLIĞINI ANLATTI

        3. celsede ilk olarak Cahit Kaya, tanık olarak dinlendi. İşte mahkemede yaşananlar...

        Tanık: Nevzat Bahtiyar ile Arif Güran araba meselesi yüzünden beni çağırdı. Nevzat anlattı, sonra Arif Güran anlattı. Nevzat’a, para ödemesi gerektiğini söyledim. Ödemeyeceğini söyledi.

        Hakim: Nevzat, "Yakacağım ortalığı, ödemeyeceğim" dedi mi?

        Tanık: Salim Güran, "10 bin lira ben, 10 bin lira Arif ödesin, 50 bin lira da Nevzat ödesin" dedi.

        Hakim: Nevzat kabul etti mi?

        Tanık: Önce param yok dedi, sonra kabul etti.

        Hakim: "Ben bu paranın hesabını sorarım" dedi mi?

        Tanık: Ben görmedim, günahını alamam, gördüğümü anlatıyorum.

        Hakim: Ben de gördüğünü anlattığın için teşekkür ederim. Siz neden aile meclisi kurup olaya el attınız?

        Tanık: İkisi de bizim akrabamızdır.

        Hakim: Yani sizi bu olayı çözün diye mi çağırdı?

        Tanık: Evet, Arif Güran çağırdı.

        Hakim: Siz aile meclisindeki toplantılara katıldınız mı?

        Tanık: Yok, katılmadım.

        TANIK VEYSEL SUBATAN'IN MAHKEME İFADESİ

        Diğer tanık Veysel Subatan anlatıyor mahkeme heyetinin karşısına çıktı.

        Tanık: Arif ile Nevzat arasında araba problemi vardı. Akşam Salim'in evine gittim.

        Hakim: Seni kim çağırdı?

        Tanık: Arif Güran çağırdı. Nevzat'ı çağırdılar. O da geldi. Nevzat’ın verdiği araba kusurlu çıkmış; 80 bin ödeme yapması gerekiyordu. "Arif'e haksızlık yapıyorsun" dedik. 80 bini ödemezsen mahkemede daha fazla olacak, aranızda anlaşın" dedim. Nevzat kabul etmedi, yanaşmadı. "Ben bu parayı ödemiyorum" dedi. Soy isimleri Kaya olan kişileri çağırdı. Nevzat; "Ben arabayı satmışım, gitmiş" dedi. Nevzat’a da bir haksızlık olmasın diye orta yolu bulmaya çalıştık. Salim Güran da, "Madem bizim evde toplanmışsınız, bu meseleyi çözelim" dedi. Sonra Nevzat ödemesi gerekeni kabul etmişti. Nasıl etti bilmiyorum.

        Hakim: Nasıl kabul etti?

        Tanık: Zorla kabul etti gibi.

        Hakim: Normal. Nevzat sizi tehdit etti mi?

        Tanık: Hayır, biz oradan kalkınca, problem çözüldü diye düşündük.

        Hakim: Tamam, herkes ödediğini söylüyor zaten de bu olay ne zaman oldu?

        Tanık: Aşağı yukarı 2 ay var.

        Hakim: Bu olaydan sonra Güran ile Bahtiyar ailesi arasında gerilim oldu mu?

        Tanık: Şahit olmadım.

        TANIK RUBBETTİN KAYA İFADE VERDİ

        Tanık: "Bizim evimize gelebilir misin" dedi. Gittim, Nevzat, Salim, Arif oradaydı. Araba konusunun nedenini sordum. Arif Güran, Nevzat Bahtiyar'ın kendisine araba getirdiğini söyledi. 80 bin liralık bir araba meselesinden bahsettiler. Orada biraz ağız dalaşı oldu. 10 bin lira Salim, 10 bin lira Arif verecek dendi. Nevzat, "Bizim aramızda dava olmaz" dedi.

        Sonra Nevzat Bahtiyar’a dönerek, "Doğru mu Nevzat?" diye sordu.

        Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "Tamam, bana bak, Nevzat'a bakma" diye uyardı.

        HALİL GÜRAN İFADE VERDİ

        Tanık İbrahim Halil Güran kürsüye geldi.

        Hakim: Tanıklık yapacak mısın?

        Tanık: Yaparım.

        Halim: Yap.

        Tanık: Ben ne bileyim, getir dediler, getirdik. Ben ve küçük oğlum bakkala gittik, oradan buzlaç aldık.

        Hakim: Kaç liraya aldınız?

        Tanık: Hatırlamıyorum, Sofi bakkal, 1 kuruş için gece yarısı bakkalı açan birisi. Ben bu yaşıma kadar o bakkalın hiç kapandığına şahit olmadım.

        Hakim: Süheyla'nın orada kaç kişi vardı?

        Tanık: Bedirhan… (Anlaşılmadı.)

        Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren araya girdi...

        Nahit Eren: Çocuğunla gittiğin saati söyler misin?

        Tanık: 17.35 sıralarıydı.

        Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı soru yöneltti...

        - Narin kaybolduktan sonra yangın oldu, nedenini biliyor musunuz?

        Tanık: Elektrik tellerini birbirine nasıl çarpacaklar, çok mantıksız.

        Savcı sordu: Bakkala gittin mi?

        Tanık: Evet.

        Savcı: Bakkal bizzat orada mıydı?

        Tanık: Evet, Sofi oradaydı.

        Savcı: Kendisi ameliyat olduğunu söylüyor, ne ameliyatı?

        Tanık: Raporlara bakabilirsiniz.

        Sanık avukatı sordu:

        - Balkonda Narin’e ait olabilecek bir yazma görmüşsünüz. Siz ailece ne düşündünüz?

        Tanık: Biz hep diyorduk, bu çocuğun tepeye çıkma durumu varsa da eve girmeden, onu birinin kaçırdığını düşündük. Hiçbir zaman bizim köy tarihinde çocuğun öleceğine dair söylenti çıkmadı.

        - Yani siz yazma ile geldiğini mi düşündünüz?

        Tanık: Evet.

        ZİHİNSEL ENGELLİ TANIK DİNLENDİ

        Zihinsel ve bedensel engelli olan tanık Süleyman Kaya kürsüye gelince, mahkeme başkanı, "Süleyman nasılsın?" diye karşıladı. Daha sonra da yanına giderek "Rahat ol, heyecan yapma" dedi ve su verdi. Ardından sorgu başladı.

        Hakim: Süleyman biz seninle tanışmak istedik sadece. Siz Enes’le bakkala gittiniz mi?

        Süleyman Kaya: Gittik.

        Hakim: Ne aldınız?

        Süleyman Kaya: Enerji.

        Hakim: Enerji içeceği mi?

        Süleyman Kaya: Evet.

        Hakim: Bakkal yaşlı mıydı, genç miydi?

        Süleyman Kaya: Yaşlı.

        TANIK İLE HAKİM ARASINDA İLGİNÇ DİYALOG

        Tanık Muhammet Yakut ile mahkeme başkanı arasında ilginç bir diyalog yaşandı.

        Hakim: Salim Güran neyin olur?

        Muhammet Yakut: Bilmiyorum.

        Hakim: Boşver o zaman. Muhammet niye geldin, hayırdır?

        Muhammet Yakut: Tanıklık yapacakmışım dediler.

        Hakim: Saat 17.30 gibi Enes geldi. Sen ne yapıyordun?

        Muhammet Yakut: Araba yıkıyordum, Muhammet Kaya vardı. "Beni caminin yanına bırak, üvey babaannem beni görür, iş yaptırır, ben eve gideyim" dedi.

        Diyarbakır Barosu avukatı sordu:

        - Orada başka kim vardı?

        Muhammet Yakut: Muhammet Kaya ve... (anlaşılmadı) Kaya.

        - Sohbet ettiniz mi?

        Muhammet Yakut: Evet.

        - Ne kadar sürdü?

        Muhammet Yakut: 15 dakika falan.

        - Başka sohbetiniz oldu mu? Yanınızda kim vardı?

        Muhammet Yakut: Muhammet ve Süleyman Kaya.

        - O gün bir daha görmediniz mi?

        Muhammet Yakut: Hayır, görmedim.

        Sanık Avukatı isim hatası olduğunu söyledi

        Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren sordu:

        - Eve gittiğinde saat kaçtı, hatırlıyor musun?

        Muhammet Yakut: Hayır.

        - Sizin ev ile cami arasında ne kadar mesafe var?

        Muhammet Yakut: 200 metre kadar.

        - Tarif eder misin, 200 metre ne kadar?

        Muhammet Yakut: Tanık Gösterdi.

        Sanık Avukatı yine araya girdi, "Zorlama sorular soruluyor" dedi.

        Nahit Eren devam etti.

        - Öğle yemeği yedin mi?

        Muhammet Yakut: Evet.

        - Kaçta işten çıktığını hatırlıyor musun?

        Muhammet Yakut: Hatırlamıyorum, ama 12.30'da evdeydim.

        Sanık Avukatı 3. kez araya girdi "Çarpaz sorgu yapılıyor" dedi.

        Mahkeme başkanı devam edilmesini istedi.

        Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı sordu:

        - Enes’in öfke problemi var mıydı o gün?

        Muhammet Yakut: Her zamanki gibiydi.

        - Ne demek "her zamanki gibi?"

        Muhammet Yakut: Yani sakindi.

        - Hava sıcaktı, kısa kol giymiştir, kolunda iz, bir şey var mıydı?

        Muhammet Yakut: Hayır yoktu.

        TANIK MUHAMMET KAYA İFADE VERDİ

        Hakim: Olay günü Enes’i gördün mü?

        Muhammet Kaya: Evet. Enes, Muhammet Yakut ve Yağmur gittiler.

        Hakim: Enes sinirli miydi?

        Muhammet Kaya: Hayır, sakindi. Muhammet, Yağmur ve Enes arabaya bindiler.

        Hakim: Neden?

        Muhammet Kaya: Muhammet Yakut dedi ki, "Ben eve gideceğim, Enes beni de bırak" dedi.

        Hakim: Sen de normal hayatına devam ettin sonra?

        Muhammet Kaya: Evet.

        Hakim: Süheyla'nın evini biliyor musun?

        Muhammet Kaya: Biliyorum.

        Hakim: Oraya gittin mi?

        Muhammet Kaya: Gitmedim.

        Hakim: Enes'in yüzünde morluk var mıydı?

        Muhammet Kaya: Hayır.

        Hakim: Kıyafetini hatırlıyor musun?

        Muhammet Kaya: Hayır.

        Hakim: Nereden hatırlayacaksın, doğru.

        Sanık Avukatı araya girdi...

        - Süleyman Kaya o gün yanında mıydı?

        Muhammet Kaya: Ben gittiğimde Enes, Muhammet ve Yağmur oradaydı, bakkalın ön tarafında. Enes yeni geldiği için birbirimize sarıldık.

        Hakim: Bakkal orada mıydı?

        Muhammet Kaya: Bakkalın oğlu oradaydı.

        14 yaşındaki tanık M.T.K. duruşma salonuna getirildi ancak yaşı küçük olduğu için tanıklık yapmasından vazgeçildi.

        TANIK ELEKTRİKÇİ HASAN ÖZDEL KÜRSÜDE

        Hakim: O gün ne yapıyordunuz?

        Tanık Hasan: Ben elektrikçiydim, Salim ile görüştüm. 1 saat beraber kaldık.

        Hakim: İkindi ezanı okunmuş muydu?

        - Bilmiyorum, okunmuş olabilir.

        Hakim: Nerede görüştünüz?

        - Tarlada.

        Hakim: Neden görüştünüz?

        - Elektrik işleri vardı.

        Hakim: Kim vardı?

        - Mehmet Atasoy ve Ramazan Atasoy vardı.

        Hakim: Ne yaptınız?

        - Karpuz yedik, muhtarlarla elimizi yıkadık.

        Hakim: Başka yere gittiniz mi?

        - Tahmini 16.00 gibi Salim’in yanından ayrıldım.

        Hakim: Daha önceki ifadenizde başka bir saat vermiştiniz.

        Tanık Hasan burada bir cevap veremedi.

        Hakim: Salim’in kıyafetlerini hatırlıyor musun?

        Tanık Hasan: Hayır.

        Hakim: Salim ile nasıl haberleştiniz?

        - Gittiğimiz zaman oradaydı.

        Hakim: Doğaçlama mı gittiniz?

        - Doğrudan gittim.

        Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren sordu:

        - Az önce Ramazan Atasoy ve Mehmet Selim Atasoy orada dediniz.

        Hasan: Doğrudur.

        Nahit Eren: Siz 15 dakika karpuz yediniz, sonra işi yaptınız. 17.30 gibi birbirinizden ayrıldınız, doğru mu?

        Hasan: Evet.

        Nahit Eren: Ramazan ve Mehmet Selim Atasoy 17.30 gibi orada mıydı?

        Hasan: Hayır, değillerdi.

        TANIK ABDULSAMED YEŞİLDAĞ İFADE VERDİ

        Hakim: Narin'in kaybolduğu gün Hasan beyle nasıl konuştunuz?

        Abdulsamed Yeşildağ: Mehmet Şerif Güran bana telefon açtı, bir arızadan bahsetti. Tamir için gittim, sonra bu kadar paraya yapacağımı söyledim.

        Hakim: Ne kadara anlaştınız?

        Abdulsamed Yeşildağ: 3 bin TL'ye anlaştık.

        Hakim: Çok hızlı konuşuyorsun, işini de böyle hızlı mı yaparsın?

        Abdulsamed Yeşildağ: Evet.

        Hakim: Maşallah. Kaç gibi Mehmet Şerif Güran ile konuştunuz?

        Abdulsamed Yeşildağ: 16.00 gibiydi.

        Hakim: Tarlada ne yediniz?

        Abdulsamed Yeşildağ: Karpuz yedik.

        Hakim: Menemen de yemişsiniz?

        Abdulsamed Yeşildağ: Evet.

        Hakim: Kim kim yediniz? Çocuk var mıydı?

        Abdulsamed Yeşildağ: 2 çocuk vardı.

        Hakim: Kız erkek?

        Abdulsamed Yeşildağ: Vallahi bilmiyorum.

        Hakim: Ramazan Atasoy orada mıydı?

        Abdulsamed Yeşildağ: Çevre.

        Hakim: Babası orada mıydı?

        Abdulsamed Yeşildağ: Babası yoktu.

        Hakim: Oradan kaçta ayrıldınız?

        Abdulsamed Yeşildağ: 17.40 gibi.

        Hakim: Karpuz yediğiniz yerde başka kim vardı?

        Abdulsamed Yeşildağ: Çocuk vardı.

        Hakim: Ne yapıyorlardı?

        Abdulsamed Yeşildağ: Oyun oynuyorlardı.

        Hakim: Salim’in olay günü kıyafetlerini hatırlıyor musun?

        Abdulsamed Yeşildağ: Vallahi hatırlamıyorum.

        Mahkeme Başkanı tanık ifadelerinin bittiğini, tanıkların isterlerse duruşmayı takip edebileceklerini söyledi.

        NARİN'İN 6 YAŞINDAKİ KARDEŞİ E.G.'NİN İFADESİ İZLETİLDİ

        Dün diğer kardeşi ifade verirken ağladığı için mahkeme başkanı iki kardeşin de ifadesi alınmasın demişti. Avukatlar itiraz etmişti. Sonrasında Pedagog eşliğinde alınan ifade salonda izletildi.

        Narin’in 6 yaşındaki erkek kardeşi E.G.'nin ifadesinde şunları söyledi:

        Pedegog: Odada kim uyuyordu?

        E.G.: Abim ve annem koltukta, Muhammed abim yerde yatıyordu.

        - Hediye yengen nasıl geldi, ilk gelişinde?

        E.G.: Onu bilmiyorum. İlk gelişini bilmiyorum.

        - İkinci gelişinde neden gelmişti?

        E.G.: Annem çamaşırları ona bırakmıştı, ondan.

        - Peki, acele ediyor muydu?

        E.G.: Normaldi.

        Hakim: Bu arada baba Arif Güran salona geldi, hoş geldiniz...

        Arif Güran: Hoş bulduk.

        Pedegog: Narin nereye gitti?

        E.G.: Camiye gitti. Saat 15:00'te çıktı, daha gelmedi.

        - Narin camiye gidince siz ne yapıyordunuz?

        E.G.: Karpuz yiyorduk.

        - Sonra ne yaptınız?

        E.G.: Teyzemgile gittik.

        - Annen evdeyken ne yapıyordu?

        E.G.: Uyuyordu. Yengem geldi, çamaşırları bana verdi, gitti.

        - Annen nerede uyuyordu?

        E.G.: Klima odasında uyuyordu.

        - Sonra yengen geldi mi?

        E.G.: Evet, ikinci defa geldi.

        - Peki yengen ilk geldiğinde sana kızdı mı?

        E.G.: Kızmadı.

        - Sinirli, mutsuz oldu mu hiç?

        E.G.: Normaldi.

        - Peki o yengen gelmişti, çamaşırları sana bıraktı sonra ne yaptı?

        E.G.: Bıraktı, gitti.

        - Peki böyle telaşlı mı gitti?

        E.G.: Sakin gitti.

        - Peki o gün ne oluyor, bunlar niye böyle konuşuyor diye düşündün mü?

        E.G.: Sadece Narin yoktu.

        - Sana bir şey dedi mi abilerin?

        E.G.: Demedi.

        - Peki baban sormadı mı sana? Sen de evdeydin, Narin evde miydi?

        E.G.: Babam evde değildi.

        - Sonra geldi ama değil mi?

        E.G.: Geldi.

        HAKİM: ÜZERİNDE DURDUĞUNUZ VİDEO İZLENMİŞ BİR ŞEY YOKMUŞ

        Mahkeme başkanı Arif Güran'a seslenerek; "Arif bey, ısrarla üzerinde durduğunuz videolar Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından izlenmiş ve bir husus olmadığı için es geçilmişti" dedi

        Arif Güran, "Dara-2 mi?" diye sordu.

        Mahkeme başkanı, "Evet dediğiniz bu değilse, başka kamera varsa onu da alırız” dedi.

        Şimdi Dara-2 isimli video salonda izlettirilecek.

        Mahkeme başkanı, "Kamera görüntüleri ile ilgili bir değerlendirme yapacağız. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nı telefonla arayıp, hangi kayıt olduğunu soracağız. Yanlış anlaşılmasın" diyerek mahkeme heyeti ile birlikte dışarı çıktı.

        Nahit Eren'in talebi üzerine, dün tanık olmak istemediğini belirtip cezaevine geri götürülen 15 yaşındaki Ramazan Atasoy’un, Salim Güran ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin kaydı da dinletilecek.

        Bu sırada Heyet salona geri döndü. Sanık avukatları görüntülerle ilgili bilgi almaya çalıştı. Mahkeme başkanı, klasörler içerisinde görüntünün arandığını belirtti.

        Nahit Eren'in talep ettiği Salim Güran-Ramazan Atasoy arasındaki Kürtçe telefon kaydı dinlettirilerek çevirisi yapıldı.

        SALİM GÜRAN: FISKİYEN DÜŞMÜŞ DİYORUM

        Ses kaydı: "O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey, sondaki yamaçta. Yamacın köşesi taş..."

        Salim Güran araya girdi. Ben orada Ramazan'a "Gel, fıskiyen düşmüş diyorum" dedi.

        Nahit Eren, Enes Güran'ı çağırıp Kolunu nasıl ısırdığını göstermesini istedi. Enes Güran da canlandırmasını yaptı.

        Yüksel Güran, Salim Güran, Enes Güran salondan çıkartıldı. Tutuklu sanıklardan sadece Nevzat Bahtiyar kaldı salonda.

        "NARİN'İN CESEDİNİN BAZI KISIMLARI KARADA KALMIŞ"

        Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren.
        Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren.

        Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren söz aldı. Narin'in Adli Tıp raporuna göre; "Bu haliyle cesedin bazı kısımlarının karada kaldığı değerlendirilmektedir."

        Nahit Eren: Babayı dün üzdüysem özür dilerim tekrardan. Sayın Başkan, Nevzat'ın yer göstermesi sırasındaki kaydı ekrana yansıtmanızı rica edeceğim. Üzülerek söylüyorum, vücut üzerindeki larvalar, canlılar İstanbul Adli Tıp'a gitti.

        "SUDAKİ CESET KARASAL LARVA TAŞIR MI?"

        Rapordan okuyorum: Bu haliyle cesedin bazı kısımlarının karada kaldığı değerlendirilmektedir.

        Nahit Eren: Su içinde olan ceset, nasıl olur da karasal larvalar taşır?

        Nevzat Bahtiyar’ın jandarma eşliğinde yer gösterme ve keşif yaptığı görüntüler izletildi.

        Görüntülerin izlenmesinin ardından; mahkeme başkanı: Bu küçük alan, Narin kızımızın bırakıldığı yer. Buyrun Nahit Bey, sorunuzu alalım.

        Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren: Bu raporu anladın mı?

        Nevzat Bahtiyar: Anlamadım.

        "NARİN'İ BAŞKA YERE GÖMDÜN MÜ NEVZAT BAHTİYAR"

        Nahit Eren: Bu rapor diyor ki; Narin’in naaşından, ceset diyemiyorum, Adli Tıp Kurumu dedi ki; bulunduktan 19 gün önce öldürülmüş. Bunu nereden elde ediyorlar?

        Böceklerden, lavralardan, Narin’in bedeninde bunlardan çok vardı ve buradan tarih çıkarıyorlar. Şimdi rapor diyor ki; bu naaş tamamen suyun içerisinde olsa bu böcekler yaşamaz. O yüzden sana bir kez daha soruyorum Nevzat Bahtiyar, sen daha önce başka yere gömdün mü?

        Nevzat Bahtiyar: Kesinlikle hayır.

        Mahkeme Başkanı: Çuvalın tamamı su altına girdi mi, taş ıslandı mı?

        Nevzat Bahtiyar: Taş, hepsi ıslanmadı, ben de çok hatırlamıyorum.

        Nahit Eren: Sen arama faaliyetlerinden dolayı DSİ suyunun oraya yönlendirildiğini biliyorsun değil mi?

        Nevzat Bahtiyar: Evet.

        Nahit Eren: Az önce 'bir kısmı dışarıda kaldı' dedin, senin yol mesafen bilemedin 7 dakika. Orada sen başka ne yaptın?

        Nevzat Bahtiyar: Orada ip aradım.

        Nahit Eren: Dışarıda kalan kısmı bildiğimiz kadarıyla bacağı..

        Nevzat Bahtiyar: Bacağını hayırlamıyorum.

        Nahit Eren: O kısmı toprakta mı, yoksa suyun üstünde mi kaldı?

        Nevzat Bahtiyar: Suyun üstünde kaldı.

        Nahit Eren: Sayın Başkan, ben alacağım cevabı aldım.

        Mahkeme başkanı: Nevzat Bahtiyar, dön etrafına bak. Bu kadar insan burada, kaç gündür buradayız. Duygu sömürüsü yapmıyorum. Bir birey olarak soruyorum.

        Mahkeme başkanı: Senin geçen celse verdiğin beyanlar doğru mu? İftira mı? Bak yeni kamera kayıtları çıkabilir.

        Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum, hatırlamıyorum.

        Mahkeme başkanı: Hatırlamıyorum değil, sakladığın bir şey var mı?

        Nevzat Bahtiyar: Yok.

        EREN: İDDİAM, NARİN İLK OLARAK ORAYA GÖTÜRÜLMEDİ

        Daha sonra söz alan Nahit Eren, "Benim iddiam, Narin ilk olarak oraya götürülmedi. O bacak, Adli Tıp Kurumu raporuna göre bacaktan koparılmış. Dışsal etki ki, canlılar tarafından yendiği ve kaval kemiği ve ayak kemiklerinin birkaçı vardı.

        Yengeç de olabilir başka bir şey de olabilir. Bu bir köpek değil. Köpek, kemiği orada bırakmaz. Köpek, o cesedin tamamını da oradan çıkarır. Kendisinin düşüncesi nedir?" dedi. Nevzat Bahtiyar, "Benim bilgim yok" cevabını verdi.

        ARİF GÜRAN, EŞİNE, OĞLUNA VE KARDEŞİNE SARILDI

        Daha sonra mahkeme başkanı, duruşmaya saat 15.00'e kadar ara verdi. Salonda bulunan Narin'in babası Arif Güran, eşi Yüksel, oğlu Enes ve kardeşi Salim Güran'ın yanına gitti.

        "AĞLAMAYIN BAŞINIZI DİK TUTUN"

        İlk önce eşi Yüksel'e sarılan ve ağlayan Arif Güran, daha sonra oğlu Enes'e sarılıp ağlayarak, "Başınızı dik tutun" dedi. Daha sonra kardeşi Salim Güran'a sarılıp, bir süre beraber ağladıktan sonra "Ağlamayın, başınızı dik tutun" dedi.

        Aranın ardından Dara Askeri Üs Bölgesi'ne ait, Narin Güran'ın, koşarak uzaklaştığı görüntülerin izletilmesi bekleniyor.

        KADINLARIN KAVGASIYLA İLGİLİ TANIK KONUŞTU

        Saat: 15.15'te celse başladı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı talebi üzerine Savcı, "Bu kadınlar kavgasına ilişkin her şey yerine oturdu, mahkeme huzurunda çözülmeyen durum kalmadı. Ek olarak soru işareti kalmaması için tanık Oya'yı getirdik. Adli Tıp Kurumu’nda kendisinin görüntüleri vardı, kavga olmuştu. Kendisini dinleyelim" dedi. Tanık Oya Yorulmaz, mahkeme salonuna getirildi.

        Hakim: Oya Hanım, niye geldiniz?

        Oya Yorulmaz: Benim bir ilgim yok. Benim dayımgiller, biz oraya gittik, Adli Tıp Kurumu'na gittik. Basın arkamdan geliyordu. Annem şeker hastası, arkadan gelirken kardeşim bana 'abla sus' dedi, kafamı böyle yaparken yumruk bana geldi.

        Hakim: Kardeşiniz kim?

        Oya Yorulmaz: Taner... (anlaşılmadı)

        Hakim: Orada ne söylediniz?

        Oya Yorulmaz: Gidin yalan haber yapın dedim.

        Hakim: Kime?

        Oya Yorulmaz: Basına.

        Hakim: Ciddi misiniz?

        Oya Yorulmaz: Evet.

        Hakim: Tekrarlıyorum, 'gidin yalan konuşun' diye bağırdın mı?

        Oya Yorulmaz: Evet, çünkü yalan haber yapıyorlardı.

        Kadın savcı araya girdi: Ben kendim izledim, sana yumruk atıyorlar.

        Oya Yorulmaz: Basına söyledim.

        SAVCILIK TUTUKLULUĞUN DEVAMINI İSTEDİ

        Savcı, tutukluların tutukluluk halinin devam etmesini talep etti.

        Mahkeme başkanı, Dara-2 kamerasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Görüntülerin oldukça fazla olduğunu ve bunların ayırt edilip getirileceğini belirtti.

        ARİF GÜRAN'IN AVUKATI TEPKİ GÖSTERDİ

        Arif Güran’ın avukatı, "Arif Güran, kamera kayıtlarından bahsediyor. Bugün alınmış olan kayıtların incelemesinde hata olduğunu biliyoruz. Kızı öldürülmüş bir babanın bu talebini çok görmemek gerek. Kulaktan dolma bilgilerle hareket edilmemeli. 5 Kasım’da Arif Güran ifadeye alındı. Arif Güran’ın acısı es geçiliyor" dedi.

        Mahkeme başkanı: Dara-2 görüntüleri hazırmış.

        Savcı: 15.05-15.11’den arası var.

        Savcı: Sizin istediğiniz görüntünün iyileştirilmişi var. Açıdan eksiklik var mı, farklı açılardan bakabildiniz mi?

        Nahit Eren: Bunu ilk defa izleyeceğiz.

        Savcı: Görüntü 2’ye girelim.

        Mahkeme başkanı: İddia makamı tarafından en net görüntü bu. Bize gönderilen bu.

        Sanık avukatı: Araç hareketleri var mı?

        Mahkeme başkanı: Bize de yeni geldi. Arif Güran, emin misiniz, istediğiniz görüntü bu mu?

        Arif Güran: (Şahingöz... Anlaşılmadı)

        Mahkeme başkanı: Şahingöz dediğiniz kamera kayıt yapmıyor, anlık izleniyor müdahale için.

        Arif Güran: Askeri bölgeye herhangi bir saldırı olsa orada kayıtlı olmuyor mu?

        Mahkeme Başkanı: Yazılı talep edeceğiz.

        DİYARBAKIR BAROSU: TUTUKLULUK TALEBİNE KATILIYORUZ

        Diyarbakır Barosu'ndan bir avukat konuştu:

        "Tutukluluk devamı talebine katılıyoruz. Birsen Güran, 4 ayrı ifade verdi ve eski beyanlarını kabul etmedi. 23 Ekim'de verdiğiniz ifade gerçek iradenize uygun muydu? Birsen Güran’ın ifadesinde, "Narin 17:40’ta evimize geldi" şeklinde çok net bir açıklama var. Salim Güran’ın yönlendirmesi olduğunu düşünüyoruz. Mantık şu: Bir terlik bulsam ve bunun Narin'e ait olduğunu düşünsem, kolluk kuvvetlerine teslim ederim. Muhammet Kaya aracına alıyor, fakat Muhammet Kaya, bu terliğin Narin'e ait olduğunu düşündüğü halde nasıl olur da vermiyor?

        Aile neden toplantıları gizliyor? Bir kısmı yapıldığını, bir kısmı yapılmadığını söylüyor. Güran ailesinin telefon kayıtlarını silmesi ise ayrı bir konu. Buradakilere soruyorum, en son ne zaman telefon kayıtlarınızı sildiniz? Eğer sadece Salim Güran silseydi, tesadüf olabilir diye düşünebilirdik. Ancak eğer birden fazla kişi bunu yapıyorsa, bu durum şüphe uyandırır.

        Salim Güran, olay günü birçok görüşme yapıyor. Bir görüşmede saat 15.16 diyor, bir sonraki görüşmesinde ise 'Çingeneler kaçırmış olabilir' diyor. Sayın Başkan, Salim bu saati nereden biliyor? Salim Güran, kendi beyanıyla karşıdakine 15.16 demesi kuşkuludur. Peki, çingenelere yönelik bir adım atıldı mı? Ben böyle bir şeye rastlamadım.

        Sayın Başkan, Salim Güran mahkemede ısrarla 'kıyafet değiştirmedim' diyor ama daha önce kıyafet değiştirdiğini söyledi. Biz hangisine inanacağız? Narin’in DNA’sının çıktığı araç peki? Birazdan sanık avukatları savunma yapacak ama sayın başkan, araçta bulunan tek DNA o. Dolayısıyla bir şekilde aylar önceki nişan konusuyla DNA oraya gitmemiştir.

        "YÜKSEL GÜRAN'IN FAİL OLDUĞUNA İNANIYORUZ"

        Yüksel Güran’ın bu eylemde fail olduğuna inanıyoruz, daha önce verdiği röportajlar var. Annenin Enes’i korumaya yönelik davranışları garip. Nihayetinde jandarma görevlisinin kendisiyle bir husumeti yok, ancak Enes ile ilgili 'ne yapabilirim' diyorsa, bu doğru tespit edilmiştir.

        Enes’in beyanında ise şu çelişkiler var: 'Ben 17.30’da eve gittiğimde Hediye’yi görmedim, ama Hediye çıkarken ben Enes’i gördüm' diyor. Bu çelişkiler nelerdir?

        Diyarbakır Barosu eski başkanı Nahit Eren, müşteki savunmasını tamamladı. Eren, Narin'in ölümüne dair sorumluluğu bulunan sanıkların cezalandırılmasını talep etti ve sanıkların tutukluluk halinin devamını savundu.

        SALİM GÜRAN: SUÇSUZUM BERAATİMİ İSTİYORUM

        Salim Güran konuştu:

        "Çoğu senaryo, bu çocuğu diyor evde öldürdüler, baz kaydırdılar, öyle şey mi olur? 8 yaşında melek ya. Suçsuzum, beraatimi istiyorum."

        Salim Güran’ın avukatı:

        “Bu ülkenin bakanı bile bu magazinsel haberlerle, bu aileye başsağlığı dilememiştir. Biz hukukçuları tatmin eden bir iddianame hazırlanmadı. Soruşturmanın bütünselliği bozulmuş, aynı olayla ilgili onlarca tutuklu varken, kusura bakmayın ama acele işe şeytan karışır derler. Bu acele bizi hataya götürecektir. Soruşturma, en başından beri kasıtlı olarak Güran ailesi üzerine yoğunlaştırılmıştır. Üfürükçülere aile mi götürmüş?”

        Soruyorum size; evin kapısı yok mu? Kapının kilidi yok mu? Söylenen iddialar doğruysa, o 3 çocuk o evde amcayı yaşatır mıydı? Diğer iddia ise, Enes’in çocuğu öldürmüş olduğu yönünde. HTS kayıtlarına baktığımızda ise ne Enes’le ne de Yüksel ile Salim Güran arasında herhangi bir irtibat göremezsiniz”

        "SANIKLARIN ÜST SINIRDAN CEZALANDIRILMALARINI TALEP EDİYORUZ"

        Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı avukat konuştu:

        "Narin kızımızın öldürülmesindeki maddi gerçeğin ortaya çıkması herkes için önemlidir. Tüm sanıklardan şikayetçiyiz. İmam Recep Kaya, Devran Güran (terlik konusu ile aşama geçemedi), İsa Kaya, İbrahim Kaya (Nevzat'a teklif ileten aracılar), ve yaşı küçük iki kız çocuğun da ifadelerinin alınması gerek. Bu olayın aile içerisinde gerçekleştiği ve saklandığı görülmektedir. Nitekim alacak verecek meselesinde bir sorun olmadığı belirlenmiştir. Tutukluluk hallerinin devamına ve sanıkların üst sınırdan cezalandırılmalarını talep ediyoruz. Enes Güran'da diş içi ve gözünde morluklar görülüyor ama maalesef diş izinde ayrım yapılamıyor. Salim Güran’ın aracı inceleniyor, aracın şoför koltuğunda oturma kısmında DNA tespit ediliyor. Bunlar tespit edilince amca Salim Güran tutuklanıyor. 6 gün sonra Narin kızımızın bedeni bulunuyor. Yüksel Güran, kızının öldüğünden gayet emin, oğlu Enes’i ise koruma çabasında. Bunlar benim beyanım değil, jandarma tutanaklarına dayanan verilerdir.' Kilit isim Enes Güran. Kardeşleriyle görüşmeleri var. Eren Güran’a, 'Abicim kimseyle konuşma' diyor. Bu görüşmelerin yayınlanması hukuka aykırı olsa da, ben bunu delil olarak kabul ederim. Şüphelinin gözlerinde morlukların ilk olarak mısır tarlasında olduğunu söylüyor. Ancak kaç gün geçmiş? Dolayısıyla kilit noktanın Enes Güran olduğunu düşünüyoruz."

        "NEVZAT TARAFINDAN YAPILDIĞINA YÜZDE YÜZ EMİNİZ"

        Salim Güran’ın avukatı:

        O çocuk o tepeye çıkmamış, Nevzat tarafından vahşice katledilmiştir. Sayın başkan, sebepsiz yere öldürmek diye bir kavram da vardır. 4 insanın sebepsiz yere öldürmesi saçmalıktır. Gerçek olan şu ki, minnacık bir beden toprağa gömülmüştür

        Aile, Uğurcan Güran’ın düğün davetiyesini dağıtmak için batmana ve Derik’e gitti. Nevzat bunu biliyordu, önceden planladı. Annesi Zeynep Bahtiyar, kimin nereye gideceğini önceden sormuştu. Sayın başkan, Nevzat’ın yaptığı iğrençlik ve acımasızlık ortadadır. Biz bunun Nevzat tarafından yapıldığına yüzde yüz eminiz. Nevzat bir katildir.

        Nevzat Bahtiyar, başını avukata doğru hafif çevirerek ve dinlemeye başladı.

        BAHTİYAR: SUÇLUYUM AMA ÜZERİME ATILAN BU ŞEYLER YALANDIR

        Mahkeme Başkanı: Ne söyleyeceksiniz?

        Nevzat Bahtiyar: Ben de suçluyum, ben itiraz etmiyorum ama benim üzerime atılan bu şeyler yalandır.

        Nevzat Bahtiyar’ın zorunlu avukatı konuştu:

        "Bir kadın olarak, Narin için dosyadan çekilmeme kararı aldık."

        Mahkeme Başkanı: "Bunun için size teşekkür ederiz."

        ANNE GÜRAN: BENİ ASIN, BENİ ÖLDÜRÜN AMA NAMUSUMA LAF ETMEYİN

        Avukat: "Hepimizin amacı maddi gerçekliğin ortaya çıkmasıdır. Nevzat hatırladığı kadarıyla tüm beyanlarını zaptırapta geçiriyor. Bu yüzden ekleyeceğimiz herhangi bir husus yoktur. Nevzat kızımızı öldürmediğini söylemiştir, katili biliyorsak burada durmamızın amacı yoktur. Nevzat Bahtiyar öldüren kişi gibi algı yapılsa da, eminim 85 milyon gerçek failin bulunmasını istiyor. Nevzatın itiraflarına ekleyecek hususumuz yoktur. Tutukluluk talebini mahkememize bırakıyorum."

        Mahkeme Başkanı: Tanıkları ve avukatları dinlediniz, ne diyorsunuz?

        Yüksel Güran: Şu anda en acılı dünyada, en acılı, en mağdur anne ben. Hem kızımı vahşete verdim, hem namusumla suçladılar, hem mezarına gidemedim. Ben neler çektim, kimse demedi. Beni bir şalla suçladılar. Ben kızımın katili olsaydım, ben zaten göstermezdim. Katili olsam, söylemedim. Beni kolluk oğlumu öldürmekle suçladı. Ben cahil olabilirim ama ben akıllı bir kadınım. Kimse demedi, oğlunu öldürmekle tehdit ettiler diye. Enes, Enes dediğimi kimse düşünmedi. Benim kayınlarım, elitlerimin sesini, işkencelerini asla unutmayacağım. Dedim anne, ben bir anneyim, kızını kaybetmiş bir anneyim. Polis yüzüme tükürüp, yüzümü silmeme bile izin vermedi. Ben katil yerine konuşuyorum, onun eşi hu zulmü görseydi Nevzat konulacaktı. Beni asın, beni öldürün, ama benim namusuma laf etmeyin.

        (Elini kürsüye vurdu, sesi yükseldi)

        “Kimse gerçekleri demiyor, yalanla dolanla bizi kandırıyorlar. Biz bunu hak etmedik. Ne varsa çıkarın. Türkiye’ye sesleniyorum, eğer katil bizsek bizi asın.”

        Yüksel Güran, Nevzat Bahtiyar’a döndü.

        Mahkeme Başkanı: Bana bakın.

        "BEN ANNEYİM! SİZ NASIL ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYACAKSINIZ"

        Yüksel Güran: Ben okul okumamışım. Ben kızımı unutmuşum, namusumun derdindeyim. Salim benim abimdir. Bir kadının gözü dışarıda olsa, ben bir gün tokat yememişim. Narin’in katili çıksın. Biz kimiz? Biz kimizin çocuğunu öldürmüşüz. Ayıptır size. Ben anneyim, hayırdır size. Siz nasıl elinizi vicdanınıza koyacaksınız?

        Yüksel Güran:

        Yeter! Bize niye böyle yapıyorsunuz? Bizi neyle suçluyorlar? Enes o gün deli olmuştu, deli. Jandarma yanımda, eğer ben kızımın katili olsam, ben niye başörtüsünü göstereyim? Her şey ortada. Allahtan başka kimse yok. Bizi mahvettiniz.

        Mahkeme Başkanı: Tamamdır, bitti.

        YÜKSEK GÜNAY'IN AVUKATLARI TAHLİYE TALEBİNDE BULUNDU

        Yüksel Güran’ın avukatı: "Meydanda Enes’in uyuşturucu madde bağımlısı olduğu söylendi."

        Mahkeme başkanı: "Raporun sonucu yok."

        Yüksel Güran’ın avukatı: "Hayır, çocuğumuz temiz."

        Savcı: "Sonuç bekleniyor."

        Yüksel Güran’ın avukatı devam ediyor:

        "Nevzat Bahtiyar’ın beyanını okuyorum. 5 beyan, her noktada ayrı ayrı beyanda bulunuyor. Senaryonun değişmesi gerekiyordu. Bu değişen beyanlar medyada yapılan haberler üzerine şekillenmiştir. Benzinlikte battaniyeye sarılı ihbar sosyal medyada dolaştı. İlk beyanı bunun üzerinden oldu. Kendi buradan bunu Salim’in üzerine attı. Sosyal medya üzerinden başka ihtimal düşünüldü, anne ile amca ilişkisi. Bu sefer Nevzat bunu işlemeliyim dedi. Toplumu ikna edebilmek için. Böyle bir iddia mümkün değil."

        Mahkeme başkanı: "Ben sabaha kadar buradayım derken, bunu kastetmedim."

        Yüksel Güran’ın avukatı devam ediyor:

        "Nevzat Bahtiyar’ın beyanını okuyorum. 5 beyan, her noktada ayrı ayrı beyanda bulunuyor. Senaryonun değişmesi gerekiyordu. Bu değişen beyanlar medyada yapılan haberler üzerine şekillenmiştir. Benzinlikte battaniyeye sarılı ihbar sosyal medyada dolaştı. İlk beyanı bunun üzerinden oldu. Kendi buradan bunu Salim’in üzerine attı. Sosyal medya üzerinden başka ihtimal düşünüldü, anne ile amca ilişkisi. Bu sefer Nevzat bunu işlemeliyim dedi. Toplumu ikna edebilmek için. Böyle bir iddia mümkün değil."

        Mahkeme başkanı: "Ben sabaha kadar buradayım derken, bunu kastetmedim."

        Avukat: Bitmek üzere

        Yüksel Güran’ın avukatı şu şekilde bitirdi:

        "Henüz kızının mezarını görmemiş bir annenin tahliyesini talep ediyorum."

        Yüksel Güran’ın diğer avukatı konuşmaya başladı.

        Yüksel Güran'ın savunmasını üstlenen ikinci avukatı konuştu:

        Nevzat Bahtiyar, Yüksel Güran’ın kızının kendine ait DNA raporundan sonra ifade değiştirdi. Jandarmanın ‘kızının öldüğünden adeta emin’ olarak ifadesiyle iddia makamının nasıl kesinliğe gittiğini hala anlayamadık. İddianame bir tarafa, beyanlar bir tarafa. Düşünsenize, bir annesiniz, gözaltına alınıyorsunuz, alın. Geçen süreye bakın. Biz hep duruşma gününü bekledik. Elimizde kanıtlı deliller olduğunu söyledik. Bir duruşmanın üç gün sürdüğü kolay kolay görülmez. Hepimiz bu ana şahit olduk. Hepimizin tek derdi katilin bulunması. CMK madde 100'ün şartları bellidir. Bir kadının en haklı isyanıdır bu. Adil yargılama hakkının ihlali söz konusudur. Tahliyesini talep ediyoruz, adli kontrol şartıyla serbest kalmasını talep ediyoruz.

        Yüksel Güran'ın savunmasını üstlenen bir diğer avukat konuştu:

        Okul kamerasına göre, Narin’in en son görüldüğü yer ile kendi evi arasında 40-50 metre kadar bir mesafe bulunmaktadır. Jandarma tutanağında yer almayan, Nevzat Bahtiyar isimli sanığın, küçük Narin ile Nevzat’ın evinin görüldüğü yer arasındaki mesafe ise sadece 4 buçuk metredir. Küçük Narin’in bulunduğu haberinin kadın jandarma tarafından bildirilmesiyle, anne Yüksel Güran’ın orada verdiği tepki ‘Hani bana Narinimi sağ getirecektin?’ diyerek bayılması bellidir. Güran ailesi üzerinden senaryo ile devam eden bir soruşturma dosyası vardı. Aile, bu olayın komple faili gibi değerlendirildi. Kamera kayıtları ile somut deliller ortaya çıkacak. Tahliyesine karar verilmesini istiyoruz

        Duruşmaya 20 dakika ara verildi. Önce sanıklar çıkarıldı...

        Ara bitti.

        Mahkeme heyeti, sanıklar, tanıklar, avukatlar ve izleyiciler yerini aldı.

        Mahkeme Başkanı: Enes, seni dinliyoruz.

        Enes Güran: Diyolar ya, ifadelerinde çelikli var, biri de ayağa kalkıp ne tür işkenceye uğradığımızı söylediler mi? Şu an işkence eden adamlar beni burada izliyor. Kimse ayağa kalkmıyor. Biriniz de ayağa kalkıp söyleyin, bunlar işkenceye uğramışlar. Benim annemin videosunu izleyip gülüyorlardı. Polis jopuyla vurdular, eşek muamelesi yaptılar, dişimi kırdılar, gelmişler, ifade bilmem ne... Ben cezaevinde intihar etme zamanına geldim. Ben kardeşimi bir gece gelinlikle rüyamda gördüm.

        (Ağlıyor)

        Babam bana, “Narin için dayan" dedi. Ben orada ne küfürler yedim...

        ARİF GÜRAN: HEPİNİZİ ALLAH'A HAVALE EDİYORUM

        Enes Güran: Şimdiye kadar devlet diyorduk. Arkamızdadır dedik. Ceset bulununca neden bunu yatılar? Savcı bana, suçsuz olsan da ömür boyu cezalandıracaksın dediler. Bana, annenle aranla ilişki mi var dediler. Annemdir, annemdir! Bu nedir Allah aşkına? Bana iftira, küfür ettiler. Ben işkence yedim. Aradığım tek kişi abimdi. Babam üzülmesin.

        Arif Güran salondan çıkarıldı (ağlayarak)

        “Hepinizi Allah’a havale ediyorum” dedi.

        Enes Güran ağlıyor

        Mahkeme başkanı: Enes, konuşmak istersen dinleyelim.

        Enes Güran: Konuşmak istiyorum. Ben kardeşimi ararken abi dediğim jandarma bana "Annenle aranla ilişki var mı?" dedi. Narin, ben Malatya'dan geldiğimde bana "Abi, bana bebek alacaktın," dedi. Ben de ona "Sana gelinlik alacağım," demiştim. Ben kendimi ısırdım, sonra bunlar, "Yarın öbür gün görümce acaba Narin mi ısırdı?" diye mi düşünürler diye, kendim kolumu ısırdığımı gösteriyordum. Sonra beni dövmeye başladılar. Cezaevinde çorbama ilaç koydular. Sabah uyandığımda ağzımda köpükle uyandım. İkinci ifademde 16.30 demişsin diyorlar, ya orada bana sahte avukat getirdiler. Bana dediler, "Sen yaptıysan itiraf et, yaşın küçük, cezaevine girmezsin," dediler. Ben camideydim, bir haberci bana dedi ki, "Kardeşinin cesedi bulunmuş," dedi. Ben inanmadım.

        "BANA İŞKENCE EDENLER BURADA"

        Bir komutan geldi, rapor çıkardık, "Annenle ilişkin var," dedi. Yalan atıyorsun dedim, beni ters kelepçeyle duvara yaslayıp dövdüler. "Neden vuruyorsun?" dedim, "Canım istiyor," dediler. Son gece yine annemi darbettikleri videoyu bana izletip güldüler. Neden sustum? Bu adam üzülmesin diye. (Babasını göstererek)

        Beni Narin’le suçladılar. İster Nevzat ister Salim kim olursa olsun gelip benim bacımı benim elimden alamaz. Benim bir tane kız kardeşim vardı. Benim canım gitse bile ben susamam. Beni yıllarca cezaevinde bırakın ama beni Narin’le suçlamayın. Bana işkence edenler buradalar. Bakın, oradalar. Bu adamlar bana burada gülerek bakıyor. Ben burada Narin’im için ağlıyorum.

        Yüksel Güran: Kimsenin derdi Narin değil. Bunu da yayınlayın. (Yüksek sesle)

        Mahkeme Başkanı: Lütfen, ben sizi dinledim. Çapraz sorguya saygı gösterdim. 3 gün içerisinde güzel bir yargılama oldu. Ama sakinleşelim. Su isterseniz versinler.

        Enes Güran'ın savunmasını üstlenen avukat konuşuyor:

        Sayın başkanım, biz soruşturma savcıları ile iletişime geçtiğimizde tüm taleplerimizi yazılı sunmaya özen gösterdik. Mümkünse odalara girmedik, kapılar açık vaziyette konuştuk. Kimsenin bizi taktığı yokmuş. Bunu sonradan fark ettik. Üzücü bir şekilde dosyadaki raporları basından öğrendik. Basın da değil, sosyal medyada anonim hesaplar. Bu konu iddianamede yer alıyor. Adalet Bakanı yanıltıldı. Çünkü kurmaylarına güvenmek zorunda. İddianamenin iadesinin gerçeklikten uzak bir tanesi de suçun tarihi, zaman dilimi ve yer yönünden somutlaştırılmasıdır. İddianame sanığın aleyhine olan deliller seçilmiş. İddianameye iki sanık arasında yapılan bir görüşme bir değerlendirme değil, bir veri olarak yazılıyor. O bilirkişi raporuna bakıyoruz, böyle bir şey yok. Çok tehlikeli. Koskoca Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı bunu nasıl yapar?

        Dara-2 görüntülerini talep ettik. Sizi fazla rahatsız etmemeye çalıştık. Şimdi huzurunuzda, soruşturma esnasındaki aksaklıkları konuşmak zorunda kalıyoruz. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame yayınlanınca, iddianameyi basından öğrendik. Altta barkot vardı. Kabul edildikten sonra gece 23.00 sıralarında barkoddan ulaştık.”

        Savcı: Ben soruşturma savcısı değilim.

        Avukat: “Siz yoktunuz zaten. Şimdi iddianamede sadece aleyhine değil, lehine olan bilgilerin de eklenmesi gerek... Tutuklu sanık, Enes Güran’ın lehine hiçbir delil yok muydu? Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, kamuoyu baskısı altında iddianameyi hızlıca hazırlayıp size sundu. Ama bu çok tehlikeli bir durum. Enes Güran suçsuzsa, bu mesuliyet çok büyüktür. Bu, çok ağır bir mesuliyettir.

        ENES GÜRAN'IN AVUKATI: DOSYA'DA BAHTİYARLAR KORUNMUŞ GİBİ

        Son olarak tüm aile üyelerinin birden aynı gün banyo yaptığı, tüm halı ve battaniyelerin aynı amaçla yıkandığı, geriye dair bir röportajın görüntüsünde, halıların yıkandığı belirtildi. Kamuoyu alkışladı, Anadolu irfanı işte. Biri kendini tutamadı, Tavşantepe ile ilgili Amerikan romanını ortaya attı. X sohbet odalarında bunları konuştular, profesörler bile katıldı. Maktulenin gömüldüğü yere esnasında 3 kişinin görüldüğü söylendi. Bir ÖSO komutanının Tavşantepe’de gelip aile ile görüştüğü bilgisi kamuoyuna pompalandı. Korkunç bir bilgi kirliliğiydi. Bir de şunu açıklamak istiyorum. 'Güran ailesi' diye bir tanım yok. Bu 'Güran ailesi' kavramı kamuoyunda tuttu. Nevzat’ı zavallı olarak gösterdiler. Ben hayatımda bu kadar soğukkanlı bir insan görmedim. Bu adam ya içinden gülüyor ya da kaderine teslim olmuştur. Bu insanlar devlet algısına çok güveniyorlardı. Çok büyük bir şok içerisindeler. Müvekkilim hakkında tahliye talep ediyorum.

        Enes Güran'ın savunmasını üstlenen avukat konuştu:

        "Bu insanlara ne işkence edildiğini biliyor, hakimi, savcı da biliyor..."

        Mahkeme başkanı: "Hakimi derken, ben bilmiyorum."

        Savcı: "Biz bunu bilmiyoruz. Bizim duruşmamızın merkezi Narin. Narin konusundan uzaklaşmayalım."

        Mahkeme başkanı: "Varsa suç duyurusunda bulunalım."

        Savcı: "Sanıklarınızın aleyhe bir ifade var mı?"

        Avukat: "Bu dosyanın içerisinde yasak deliller var."

        Mahkeme başkanı: "Mahkeme işkenceyi biliyor, bir ihtamdır. Ben buradakiler ne söylediyse bunu biliyorum."

        Avukat:

        Dosyada suçla direkt ilişkisi kamera kayıtları ile tespit edilen Nevzat Bahtiyar bilinmiyor. Adam hayalet gibi. Salonda ama değil. Narin'in en son görüldüğü yer en çok Nevzat'ın evine yakın. Burada ölüm sebebi yok, ölüm saati, cinayet nedeni yok."

        (Bir harita getirilmiş, harita üzerinden gösteriliyor)

        "Narin kızımızın en son görüldüğü yer burası. 3 metreden daha fazla mesafe yok. Dosyada Bahtiyarlar korunmuş gibi. Görüntüler çıksa bile toplumun bir kesmi inanmayacak. Çünkü bu duruma inandılar.

        "HTS ASLINDA BİR YALAN"

        Gömdüğü yerden 16:22'de çıkıyor. Cansız bedenimi gömdü, nereye gitti? Köye gidiyor. 16:48’e denk geliyor. Gönenli’ye gidiyor, ne kadar mesafe?

        Burada ise “16:35’te çıktı” diyor. Hani HTS şaşmazdı?”

        1 kilometre gitmiş, şaşmaz ayak izi HTS bunu görmemiş.

        (Harita üzerinden gösteriyor)

        Biz buna artık itibar edebilir miyiz? Herkesin dayandığı HTS aslında bir yalan. Bilimi inkar etmek akıllı insanın işi değildir.

        Bilirkişi benim programımda bir kayma var demeliydi. Savcılık da fark etmemiş çünkü umrunda değil. 17.46’da Nevzat ile Salim’in bir görüşmesini görünce, ‘Aaa tamam biz yakaladık’ dediler. Bunu yazdın da bir dayanağın olmalı. Tüm Türkiye’nin takip ettiği bir dosya. Burada yapılan bir iddia, beyinlerden çıkmayacak. Bağıra bağıra söylüyorum, böyle bir WhatsApp araması yok.

        Dosya içerisinde Nevzat’ın HTS kayıtları bulamadım. Neden yok söyleyeyim mi? Çünkü dosyanın hemen açılması gerekiyordu. Bakan bey, açıklama yapıyor hemen iddianame hazırlanıyor.

        Mahkeme başkanı: "Hızlı yapıyoruz, niye hızlı diyorsunuz? Yavaş yapıyoruz, niye yavaş diyorsunuz?

        Kimse gece karanlığında mısır tarlasında birini aramamıştır, değil mi?” (Enes Güran’ın gözündeki morluktan bahsediyor.)

        "Gözündeki morluk bu." (Enes’in gözündeki morluğu fotoğrafı gösteriyor, fotoğraf bastırılıp büyütülmüş) "Sırtındaki çizik işte bu. İçten gelmiş, dıştan değil." (Bastırılmış fotoğraf gösteriyor)

        O mısır tarlası 137 dönüm. Mısır tarlasına tam konum ver? Mezarlığın yanı da mısır tarlası. Çünkü oradan inmişler aramak için. Bu daraltılmış HTS, hazırlanmış kıyafete son uydurmadır.

        "EV HAPSİ VERİN EN AZINDAN MEZARINA GİDECEK KADAR BİR UZAKLIK OLSUN"

        Enes Güran'ın savunmasını üstlenen ikinci avukat:

        Yüksel Güran’ın 14.48’de telefonunun kapandığına, aynı gün 15.18’de telefonunun açıldığı belirtilmiş. Ancak HTS’de böyle bir şey yok. Enes Güran’ın 14.30’da telefonunun kapandığı, 17.40’ta açıldığı belirtilmiş. Enes de telefonunu kapattığını söylüyor. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ise ‘telefon kapalı’ diyor. Yüksel Güran’ın CPS sinyalleri 15.18’e kadar yok. Bu, telefonun kapalı olduğu anlamına mı geliyor?” “Diyarbakır Barosu da diyor ki, ‘kendine tanık üretti’. Kendi çocuğunu öldürmek için diğer çocuklarını kullandı. Bir anne çocuğunu öldürüyor ve sonra diğerlerini de kullanıyor. Öyle mi?” “Sinyalin neden verilmediğini sorduk. 40 dakikalık kesintiler var. Sebebini sordum uzmana. Uyku anında baz sinyal göndermek için işin yoksa telefonu bıraktıysan sinyal yollamaz. Baz, kendini uyku moduna alır. Bu teknik bir şey. Gerçekten böyle mi diye bakılmalı.

        Terlik olayını öğrendik. Yarım saatte öğrenilmiş. Arif, 'Benim kızımın değil' demiş. Ama Muhammet serbest bırakılmamış. Terlik bulunduğunu söylemesinler mi? Biz aile bireyleri ile görüştük. Hedef hep kanal gösterilmiş. Bu köpekler de soruşturmanın seyrini mi değiştirmeye çalışıyordu? Kimin için evladı bu kadar değersiz olabilir? Çocuk terliği buldu diye tutuklu. Fuat Güran tutuklu. Telefonunu silmiş. Çevrenizde yok mu mesajını silen? Bu adam da öyle diyor. Bu adam olayda Diyarbakır’da değil. O da eşiyle, kendisiyle sınandı. Neymiş, arama çalışmaları sırasında dinlemiş. Ne duyabilir? Mahkeme dinlemeye bile gerek duymadı.”

        Mahkeme Başkanı: Son 4 dakika.

        Avukat: Savunma hakkımı kısıtlamayın.

        Mahkeme Başkanı: 1 saat 14 dakikayı geçti. Burada savunma kısıtlanıyor diyorsanız, ben de sizin vicdanınıza bırakıyorum.

        Avukat: Lütfen…

        Mahkeme Başkanı: 15 dakika, toparlayın.

        Avukat: Müvekkile ilgili dosyada somut delil ne var? Hiçbir şey yok, gerçekten hiçbir şey yok. Nevzat bu işten yırtar diye düşünüyor. Her gün köyün tamamının ifadesi alınmış, o ifadelerden bakkalın açık olduğunu görüyoruz. Dosyada delil durumu değişebilir. Tutuklama bir tedbirdir. En azından masumiyet karinesi uyarınca... Daha bu insanlar kardeşinin mezarını görmedi. Çocuk, kardeşiyle konuşuyor; ablası, oyun arkadaşı öldürüldü. Küçük çocuktan gizliyorlar. Konuşma şöyle geçiyor: 'Ben burada çalışıyorum, geleceğim,' diyor. 'Sen kimseyle konuşma, olur mu?' Konuşsa, diyecekler Abin tutuklu, kardeşin öldü. Ev hapsi verin, en azından mezarına gidecek kadar bir uzaklık olsun.

        Enes Güran'ın savunmasını üstlenen üçüncü avukat: Tutukluluğa ilişkin, Narin’in acısını yaşayamadı. Çekirdek ailenin ona ihtiyacı var. Bu aşamada tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz.

        Dördünü avukat:

        (Dostoyevski'nin *Karamazov Kardeşler* romanından bir alıntı yaptı) ‘Ceza davaları çocuk oyuncağı değil. Soruşturmanın gizliliği, maddi gerçeğin çıkmasına yardımcı olur. İşkence altında beyanda bulununca, işkence bitsin diye ne söylenmesi gerekiyorsa söylersiniz.’ “Arada Twitter’a bakıyorum, kendi aralarında konuyu çözmüşler. Birinci ilginç talebim, ara karar talebim var. Basın yayın organlarından Enes Güran’ın suçsuz olduğunun duyurulması lazım. Sayın heyetinizden bunu istiyorum. Şehir merkezlerinde olabilir, 33 metreye kadar şehirde hata olabilir. Köy yerlerinde ise 80 metreye kadar yanılma payı olabilir. Allah aşkına, Nevzat'ın evi ile Arif’in evi arasında kaç metre var? Bu insanın 3 ay sonra Türkiye toplumundaki itibarını nasıl düzelteceksiniz? Derhal tahliyesini talep ediyorum. Suçtan doğrudan doğruya zarar gördüğünü de belirttim. Bu sebeple tahliyesi gerekli.

        MAHKEME HEYETİ MÜZAKEREYE ÇEKİLDİ

        Duruşmaya ara verildi. Önce sanıklar çıkarıldı. Mahkeme heyeti ara karar vermek için müzakereye çekilDİ. Ara karar bekleniyor...

        Mahkeme heyeti yeniden salona geldi.

        Mahkeme Başkanı: Arar kararlarımıza lütfen saygı gösterelim...

        ARA KARAR AÇIKLANDI: 4 SANIĞIN TUTUKLULUĞUNA DEVAM...

        Mahkeme Narin Güran cinayeti davasında ara kararı açıkladı. 4 sanığın tutukluluk halinin devamına hükmeden mahkeme ayrıca daraltılmış baz kayıtlarının incelenmesine karar verdi. Duruşma 26 Aralık Perşembe gününe erteledi.

        İşte, ilk iki duruşmada tutuklu sanık ve tanıkların dikkat çeken ifadeleri...

        NEVZAT BAHTİYAR NELER DEDİ?

        "Salim, Narin eve geldiğinde, Salim ile Yüksel'i ilişkiye girdiği için öldürdüğünü söyledi. Salim, 'Narin'i parça parça suya at' dedi. Salim beni Arif’in evine götürdü. 2. odada Narin’in cesedi vardı. Ben evde bağırma sesi duymadım. Ben ve Salim dışında kimse yoktu. Salim’in evinde de kimse yoktu. Odaya girdiğimde Narin'in öldüğünü gördüm. Salim beni tehdit etti, 'çocuğunu öldürürüm' dedi. Narin'e baktım, ağzından köpük çıktı. Beni tehdit ettiği için yapmak zorunda kaldım.

        Silah ile beni tehdit etti. 'Oğlun Muhammed’in kafasına ve senin kafana sıkarım' dedi. Ben de korktum. Evde, Enes ile Yüksel'i görmedim. Salim dışarı çıktı, battaniye getirdi. Ben evde yalnızdım kimseyi görmedim. Sonra Salim ile battaniyeye sardık. Ardından da benim arabanın yanına gittik o sırada kimse bizi görmedi. Kırmızı arabama koydum.

        O sırada Yüksel’i gördüm yukardan, ağlıyordu. Ben Narin'in öldürüldüğünü görmedim. Narin'i evin içine koyduğumda, bizim evin üstü yüksekti tepede Yüksel'i gördüm eli yüzünde bana bakıyordu. Enes’i hiç görmedim. Enes, bu işin hiçbir yerinde. Salim, parçala dedi yapamadım. Benim oraya çuvalı taşıdığımı sadece Salim ve Yüksel biliyordu. Ağabeyime tarla teklif edildi. Salim ile Yüksel arasındaki ilişkiyi bilmiyordum. Narin’i oradan çıkaracaktım, fırsatım olmadı."

        ENES GÜRAN NE DEDİ?

        "Narin anneme, 'Saat 13.00 oldu, camiye gideceğim"' dedi. Daha sonra Narin’i görmedim. Koltuğa uzanıp yattım. Uyurken biri beni aradı, saat 16.00 sıralarında annemi ve Hediye’yi gördüm. Sonra dışarı çıktım. Saat 17.30 sıralarıydı. Telefonla oynuyordum, annem abimi aramam gerektiğini söyledi. Geç geleceklerini söylediler. Sonra arkadaşlarımla sigara içiyordum. Salim Güran'ı hiç görmedim. (Hakim: Senin hoş olmayan bir görüntü içerisinde olduğun iddia ediliyor) Hayır, kesinlikle öyle bir şey yok.

        (Hakim: Salim'in kızlarıyla ilişkiye girdin mi?) Kesinlikle hayır. Sırtımdaki izler arama yaparken oldu. Bana Salim Güran ile ilgili sorular sorulurken işkence edildi. Nevzat ile ilgili söylediklerim doğru. Köyün en pis insanıdır, kekemedir."

        YÜKSEL GÜRAN NE DEDİ?

        "Yemin ederim gözüm kör olsun. Kuran kursuna gittikten sonra bir daha hiç görmedim. Narin, benim çocuğum nasıl öldürebilirim. (Hakim: Salim veya Enes öldürmüş olabilir mi?)

        Hayır. (Hakim: Nevzat öldürmüş olabilir mi?) Her şey ortada. (Hakim: HTS analiz raporu var. Senin ve Enes'in telefonu evde ve 15.20'de Salim eve giriyor.) Kesinlikle hayır. Salim ile kesinlikle ilişkim yoktur. Namusuna leke sürdüler; ben 22 senelik evliyim 5 çocuğum var. 22 senedir kocam bana tokat atmadı gül gibi baktı. Salim ile ilişkim olsa beni öldürün, namusuma leke sürmeyin." Nevzat Bahtiyar'a dönerek "yalan söylüyor" dedi. Ardından kürsüyü yumruklayarak "Yalan söylüyor bu" dedi.

        "Bana herkes öyle söyledi. Narin'i 17.00'de, 18.00'de gördüklerini söylediler. Bir ara Narin geldi elinde 20 lira vardı. Ben "kim verdi" dedim. "Nevzat abi verdi" dedi. Sonra aklıma geldi. Bu adam delirmiş kızımı öldürmüş. Bu şerefsiz evimize gelmedi. Allah’a havale ediyorum, ikimize iftira atıyor."

        SALİM GÜRAN NE DEDİ?

        "Nevzat bahçenin içindeydi. Ne selam verdim ne de konuştum. 2 aydır konuşmuyorduk. Arif'in parasını vermiyordu. Bana selam vermiyor ben de ona selam vermiyordum. Ben Nevzat'a 'Arif'in parasını öde' dedim. Narin'in kaybolduğunu 18.30 gibi öğrendim. (Hakim: Ses kaydı alan programı telefonuna neden indirdin?) Toplantı için, bende unutkanlık var o yüzden indirdim. (Hakim: Narin kaybolduktan sonra o program sana lazım neden sildin?) Ben silmedim. (Hakim: Narin kaybolduğu gece saat 12'de silmişsin.) Ben o programdan anlamıyorum. (Hakim: Sen de çok zekisin, sen bu salondaki herkesi suya götürüp susuz getirirsin. Asıl o tarihte işine yarayacak o programı sildin.)

        (Hakim: Telefon mesajlarını silmişsin. Neden?) Eskort mesajlarını silmiştim. (Hakim: Ama silmen gerekeni silmemişsin WhatsApp'ta eskort mesajları duruyor diğer mesajları silmişsin.) Silmemiş miyim? (Hakim: Narin'i kim öldürdü?) Kim öldürmüş bilmiyorum. Üfürükçü getirdiler; onların evinin etrafında, üfürükçü Nevzat'ın evinin orayı gösterdi. Üvey annemin etrafında dolaştırıyorlar ben de üvey annemden dahi şüphelendim. Kimseyle husumetimiz yok. Nevzat ile küçük bir husumet vardı. Arif sorun yok dediği için benim için sorun yok.

        (Hakim: Jandarma tutanağında sen yanlış yönlendirmişsin.) Ben kimim ki koskoca devleti yönlendireyim? (Hakim: 17.46'da Nevzat ile konuşman var.) Aramadım. (Hakim: Arabanda DNA çıktı.) Arabanın kapısı bozuk, herkesin çocuğu arabaya biniyor. (Hakim: Arabanın şoför koltuğunda DNA var. Nevzat dedi ya, Narin'in ağzından köpük çıkıyor; o köpük arabaya senin elinden bulaşmış olabilir mi?) Kesinlikle hayır. Benim petrol istasyonunda da battaniye içinde Narin'in naaşını taşıdığım söylendi ama asılsız çıktı. Narin, kesinlikle arabaya binmedi.

        Kesinlikle bu şerefsizliği ağabeyime getirmem. Ben bu kadar alçak mıyım, kardeşimin namusuna laf getireyim. Nevzat, Narin'i kim öldürdü, çık erkek gibi söyle. Adam gibi çık konuş. Üç günlük dünya için yapma. Hepsi yalan. 8 yaşındaki Narin'i, bir meleği neden öldüreyim? Yalan atıyor, Allah belasını versin, yok öyle bir şey."

        ARİF GÜRAN NE DEDİ?

        "Bugün Nevzat Bahtiyar da suçsuz olabilir. Herkesten şüpheleniyorum. Ben HTS bilmem, ben kamera kaydını görmek istiyorum benim için tek delil o. (Enes ile konuşman var cezaevinden. Çok konuşma diyorsun. Ne demek istiyorsun?) Oğlumdur, moral vermeyeyim mi? Ben miyim katil? Oğlumu mu koruyorum? Oğluma ne diyeyim? Sadece moral vermişim. (Salim’in Narin'i öldürmesi için sebebi var mı?) Asla asla olmaz. İlk gün de söyledim. (Eşiniz?) Eşim de asla. Severek evlendik. Hatta annem boyu kısa diye istemedi ben o olacak dedim. 22 yıllık eşim bir şey olsa sesi titrer asla.

        Kimin parmağı benim kızımın kanında varsa, Rabbim o parmakları çürütsün. Benim gözümde benim ailem bana bunu yapmaz. Eşimden asla şüphelenmedim. Benim kızım herkesin üstündedir. Eşim saat 17.00’de beni aradı ‘Yemeğe gelecek misin?’ dedi. Sesinde tedirginlik yoktu."

        Mahkeme başkanının, "Şüphelendiğiniz biri oldu mu?" sorusu üzerine Arif Güran, "Benim karşımdadır (Nevzat Bahtiyar)" dedi.

        2. duruşmada Arif Güran, mahkeme salonunda fenalaştı. Sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılan Güran'ın tansiyonunun düştüğü belirtildi.

        AĞABEY BARAN GÜRAN NE DEDİ?

        "Enes kesinlikle madde kullanmıyor. Kolunu ısırdı, ben de kolumu duvara vurdum. Bundan haberiniz var mı? Normal bir durum bu. Nevzat çok soğukkanlı 50 cinayet işlemiş gibi. İnsan ilk kez cinayet işlemiş, insan korkar ama o babamın yanına geldi o derece soğukkanlı. Amcam (Salim) sürekli jandarmanın yanında arama yapıyordu. (Hakim: Amcan ile annen arasında ilişki olduğu iddia ediliyor. Enes görse ne yapardı?) Kafasına sıkardı."

        OSMAN GÜRAN (NARİN'İN AMCASININ OĞLU) NE DEDİ?

        "Terliği Muhammet, köy yolunun üstünde almış arabaya. Benim yanıma getirdi ben de Baran'a fotoğrafını attım. (Savcı: Senin 6 kez geçtiğin ve görmediğin terliği, araba ile geçerlerken gözüne takılarak almaları normal mi? Bilmiyorum, öyle dedi. Muhammet buldu deyince araba ile oraya gittik."

        MUHAMMET KAYA NE DEDİ?

        "Enes dayımın oğlu, Salim dayım olur. Süt almaya giderken terliği gördüm. Es geçtim sütü aldım. Dönüşte tekrar terliği gördüm alayım dedim aldım. (Hakim: Oradan yüzlerce kişi geçti. Kimse görmedi de sen nasıl gördün? Acaba sana başka biri söylemiş olabilir mi?) Terliği aldım eve geçtim. Evde toplantı yapılacaktı komutan bağırıyordu. Ben de ona yardımcı olayım dedim. Sonra arabaya bindik. Osman arabada terliği fark etti. Baran'a atalım dedi fotoğrafı attı. (Hakim: Terliği unutmak biraz ilginç belki o yüzden tutuklusun. Neden herkese göstermedin?) Unuttum o panikle. Yüksel terliği gösterince ben olabilir dedim, ki kızın terliği vardı ama sonra baktık numarası farklı. Anladık Narin'in olmadığını."

        YENGE MAŞALLAH GÜRAN (HÜSEYİN GÜRAN'IN EŞİ) NE DEDİ?

        "(Hakim: 15.15-15.30 arasında Yüksel’in evinde bir hareketlilik gördün mü?) Hayır, görmedim, duymadım. (Hakim: "Herkes her şeyi biliyor beni konuşturmayın" demişsin.) Hayır öyle söylemedim. (Hakim: O günkü videoda Narin 14'te size gelmiş, koşarak gidiyor. Ne gördü?) Maşallah: Bir şey görmedi. (Hakim: Narin'i, Salim öldürmüş olabilir mi?) Yok. (Hakim: Salim, Yüksel ve Enes öldürmüş olabilir mi?) Yok, bir fiske bile vurmazlar."

        MELEK GÜRAN (SALİM GÜRAN'IN EŞİ) NE DEDİ?

        "Olay günü Nevzat'ı görmedim. Yüksel bize geldi, düğünden bahsediyordu. Benim telefonum yok. Eltilerimle Salim'in telefonundan ben konuşuyordum. Narin'i, cesedi kim götürmüşse, o öldürmüştür. (Hakim: HAKİM: Eşinizin hareketlerinden şüphelendiniz mi?) Hayır, kesinlikle şüphelenmiyorum. (Salim Güran'ın avukatı: Çocuklarınız ile Narin oynar mıydı?) Evet, hep kapıda oynarlardı. (Avukat:Peki, DNA bu yüzden bulaşmış olabilir mi?) Olabilir. Narin, 16 Temmuz'da Salim'in kullandığı araca bindi." Melek Güran, daha önce verdiği ifadede eşinden şüphelenebileceğini söylemişti. Salim Güran ifadesinde, telefonundaki eskortlarla yaptığı görüşmeleri sildiğini söylerken, Melek Güran ifadesinde eşine güvendiğini söyledi.

        BİRSEN GÜRAN (NARİN'İN KUZENİ) NE DEDİ?

        (Hakim: Salim seni yönlendirdi mi?) Yönlendirmedi. Ben galiba kendimi yanlış ifade ettim, okumadan imzaladım, ilk mahkememde öğrendim. (Hakim: Birsen Hanım, 17.40’ta Narin’i gördün diye söylemeni Salim mi istedi?) Hayır, olmadı. Ben ve Melike, Narin’i arıyorduk. Saat konusunu tartışıyorduk. (Hakim: Neden saat konusunu tartışıyordunuz?) 17.40 dememenin sebebi şu: Mina geldi. Melike kardeşim kapıyı açınca... (anlaşılmadı) 19 Ağustos’ta ben, babam ve annem üniversiteye kayıt yapmaya gitmiştik. Heyecanlıydım. (Hakim: Yani Salim size 17.40'ı söyleyin demedi mi?) Hayır, böyle olmadı."

        HEDİYE GÜRAN (AMCA FUAT GÜRAN'IN EŞİ) NE DEDİ?

        (Savcı: O gün çıktın Yüksel'e çamaşırları bıraktın suyu açtın ve kapattın. Kendi evinde ne kadar kaldın?) Bilmiyorum. (Avukat Nahit Eren: Saat 13.00-15.00 arası nerede olduğunu hatırlıyor musun?) Evimdeydim. (Avukat: Oğlun ifadesinde, 'Ben saat 13.00’te uyandım, annem evde değildi, annemi sadece 17.00 sıralarında gördüm' diyor. 13.00-15.00 arası neredeydin?) Evdeydim.

        ERHAN GÜRAN (SALİM GÜRAN'IN KARDEŞİ) NE DEDİ?

        "(Hakim: Kamerayı neden taktınız?) Sürekli benim evimin etrafında çalışmalar yapılıyordu. Evimizin önüne herhangi bir şey atarlar diye kamera taktık. (Hakim: Siz Narin bulunmadan önce mi kamera taktırdınız?) Evet, 4 Eylül’de. (Hakim: Siz bu evlerde toplantı yaptınız mı gizli saklı? Narin’in kimin öldürdüğünü bilip çıkmaması için hareket ettiniz mi?) Çıkmaması için değil, biri bir şey biliyorsa yardımcı olsun diye toplandık. (Hakim: Bu toplantının sebebi katilin bulunmasıydı yani?) Evet. (Hakim: Bu toplantılarda Salim var mıydı?) Yok, o hep kolluk ile beraberdi."

         İtirafçı Nevzat Bahtiyar'a "ilişki" sorusu!
        İtirafçı Nevzat Bahtiyar'a "ilişki" sorusu! Haberi Görüntüle
         Narin Güran davasında peş peşe gerginlikler yaşandı!
        Narin Güran davasında peş peşe gerginlikler yaşandı! Haberi Görüntüle
        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ