Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Televizyon Orhan Gazi ne zaman, neden öldü? Kuruluş Osman Orhan Bey ölecek mi ve diziden çıktı mı? Osman Gazi nasıl ve nerede öldü?
        1

        Yeni sezonuyla da hatırı sayılır bir ilgi toplayan Kuruluş Osman dizisinde gözler yeni bölüme çevrilmiş durumda. Bu akşam 137. bölümü ile yayınlanacak dizide Orhan Gazi'nin hayatta kalıp kalmayacağı nefesleri kesecek. İşte, Orhan Gazi'nin biyografisi ve vefatı ile ilgili tüm bilgiler...


        ORHAN GAZİ KİMDİR?


        Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nde yer alan bilgilere göre Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin oğlu olup doğum tarihi tartışmalıdır. 699’da (1299) Nilüfer’le evlendiğinde “yiğit” (genç) diye anılmış olmasından hareketle bu tarihte on sekiz yaş civarında olduğu düşünülebilir. Osmanlı rivayetine göre, tutsak edilen Yarhisar tekfurunun (tekvur) kızı Nilüfer’le (Lülüfer, Rumca Luludia/çiçek) evlendirilmiş, Süleyman ve Murad bu evlilikten doğmuştur.

        2

        699’da (1299) Osman Gazi merkezini Bilecik-Yenişehir’e naklettiğinde Orhan’ı deneyimli atabey Gündüz Alp ile Karacahisar’a gönderdi. Osman Gazi’nin İznik kuşatması (701/1302) ve Dimboz (Dinboz) savaşına (702/1303) katıldığı anlaşılan Orhan, Lefke seferinde (703/1304) Germiyanlılar’ın tehdidine karşı Eskişehir-Karacahisar’da kaldı. Orhan yağmacıların peşine düştü, onlara Oynaşhisarı’nda (bugün Çavdarhisar) yetişti, yağma mallarını ellerinden aldı ve Çavdar Tatar’ın oğlunu ele geçirdi. Osman Gazi bu esirle bir antlaşma yaptı ve onu babasına geri gönderdi. Daha sonra Osman, Germiyan-Çavdar saldırılarını karşılamak üzere kendisi Karacahisar’da kalmaya karar verdiğinde Orhan’ı yanına kattığı gazi alpleri Akça Koca, Konuralp, Gazi Abdurrahman ve Köse Mihal ile birlikte Sakarya’ya gönderdi (705/1305). Âşıkpaşazâde, Orhan’ın kumanda ettiği ilk seferin bu olduğunu belirtir (Târih, s. 108). Orhan stratejik önemi olan Karaçepüş (Katoikia), İznik önünde Karatigin, Absu (Hypsu: Geyve Boğazı’nda) kalelerini fethetti.

        3

        Yenişehir’de babası yanına geldi. Bu harekâtın hedefi İznik’e gelecek yardımı keserek burayı teslim olmaya zorlamaktı; Orhan bu seferlerde askerî tecrübe kazanmış oldu. Babasının zamanındaki son seferi Adranos (Atranos) Kalesi (Orhaneli) üzerinedir. Bu seferde yanında yine Köse Mihal ile Turgut Alp vardı. 723 Ramazan ayı başlarında (Eylül 1323) düzenlenmiş Asporça Hatun vakfiyesine göre o tarihte Osman hayatta idi. Orhan’ın beyliğe geliş tarihi Rebîülevvel 724’tür (Mart 1324). Osman’ın ölümü de bu iki tarih arasında olmalıdır.

        Orhan beyliğin başına geçince Bizans Bitinyası’nın iki büyük merkezi Bursa ve İznik üzerindeki kuşatmayı sıkılaştırdı. 726 (1326) baharında bütün kuvvetleriyle Bursa önüne gelip teslim olmasını istedi. Bursa tekfuruyla uzlaşılan teslim ahidnâmesinin maddeleri şunlardır: 1. Şehre giren Osmanlı askerleri halka zarar vermeyecek (yağma olmayacak, esir alınmayacak). 2. Gitmek isteyenler mallarıyla Osmanlı askerlerinin himayesinde şehri terkedecek. 3. Teslimde Orhan Bey’e 30.000 altın ödenecek. Bursa tekfuru şehri terkedince Âşıkpaşazâde’ye göre, “Pınarbaşı’nda Ahî Hasan çıktı, Burç üzerinde muhkem durdu, ondan sonra Müslümanlar koyuldular” (2 Cemâziyelevvel 726 / 6 Nisan 1326).

        Orhan Bey'in beylik yıllarının ilk dönemi Anadolu'da fetihlerle geçmiştir. Beyliği sırasında bütün diğer Anadolu beylikleri gibi İran'da kurulu İlhanlılar'ı metbu sayıp yıllık vergi ödemekte devam etmiştir. Diğer yandan da Bizans topraklarına yönelik akınlar ve fetihlerle Osmanlı Beyliği daha güç kazanmıştır.

        4

        ORHAN GAZİ NASIL ÖLDÜ?

        Edirne’nin fethinden az sonra yaşı oldukça ilerlemiş olan Orhan Cemâziyelevvel 763’te (Mart 1362) Bursa’da vebadan öldü (Schreiner, II, 290). Daha 755’te (1354) karaciğerinden rahatsız olduğu ve kendisine Taronites adlı bir Rum hekimin baktığı belirtilmektedir. Türbesi Bursa’da babası Osman Gazi’nin yanındadır. Orhan Bey vefat ettiğinde Süleyman Paşa, Sultan, Murad, İbrâhim, Halil ve Kasım adlı altı oğlundan Murad, İbrâhim ve Halil hayattaydı. Orhan Gazi, Şehâdet Camii duvarına sonradan konan 738 (1337) tarihli mescid kitâbesinde “el-emîrü’l-kebîri’l-muazzam el-mücâhid sultânü’l-guzât ... şücâü’d-dünyâ ve’d-dîn ... bahâdır-ı zamân Orhan b. Osman” şeklinde anılmıştır. “Sultânü’l-a‘zam” unvanını İlhanlı Ebû Said Bahadır’ın ölümünden (1335) önce hiçbir Türkmen beyi almaya cesaret edememişti. “Gazi, mücahid” unvanlarının bir gerçeği ifade etmediği, gazânın bu bey ve sultanlar için gerçek bir önem taşımadığı iddiaları (Lowry, s. 39) doğru değildir. Gazâ özellikle Batı Anadolu beyliklerinde temel devlet ideolojisi idi.

        5

        Orhan Bey’in Bursa’nın fethi üzerine 727 (1327) tarihinde İlhanlı sikkeleri tipinde gümüş sikke bastırdığı bilinmektedir (Uzunçarşılı, TTK Belleten, IX [1945], s. 207-211). Ona ait beş tip sikke tesbit edilmiştir.

        Orhan Gazi devrinde askerî teşkilâtın yeni bir düzenlemesinin yapılmış olduğu açıktır. Beyliklerde, Türkmenler arasında gazâ akınlarına katılan yayalar okçulukta üstün beceri kazanmış özel bir savaşçı grubu oluşturur, bunlar sıradan halktan kızıl börk ile ayırt edilirdi. Düstûrnâme’de Umur Gazi’nin deniz seferlerine iştirak eden savaşçıların kızıl börk giymiş Türkmen askeri olduğu belirtilmiştir. Bunlar atlı ve yaya olabilirdi. Sefer ilânı üzerine beyin bayrağı altında toplanırlardı. Buna “ilden yaya çıkarma” denirdi. Orhan Gazi, Vezir Alâeddin Paşa’nın sözüyle beyin maiyetinde sürekli hizmet gören hassa yaya askerini teşkil etti (Alâeddin’in vezirliği 1333’ten önce). Rivayete göre padişaha özgü bir hassa maiyet askeri teşkili Orhan’ın bir padişah düzeyinde hükümdarlığa erişmesi üzerine gerekli görülmüştü. Kızıl börklü Türkmenler’den farklı bu hassa askerine özel bir başlık, “ak börk” giydirildi (ak rengi Türkler’de soyluluk işaretidir). Seferlere çok asker gerektiğinden ilden çıkarılan askere de ak börk giydirildi. Bu gibi yenilikler daima İslâm hukuku bilgisine sahip ulemânın onayıyla uygulamaya konmaktaydı. Orhan Bey zamanında Trakya’da İslâmlaşma hareketinin başladığı dikkati çeker.

        Haberi Hazırlayan: Mete Ertunç Sevilir
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ