İstanbul Sanayi Odası’nın “Küresel Gelişmeler Eşliğinde Sanayi ve Ekonomimizin 2024’ten Beklentileri” konulu aralık ayı meclis toplantısında konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan öncelikle şu değerlendirmeyi yaptı:
➔ “Daha makro ölçekte, enflasyon ve cari açıkta yaşanacak iyileşmenin ilk belirtileri gözleniyor. Krediye ulaşmada göreli bir iyileşme var. Döviz kurlarındaki sakin seyir makro dengelere olumlu yansırken, döviz ve kur korumalı mevduatların eş zamanlı azaldığı daha gerçekçi bir liralaşma süreci yaşanıyor. TCMB rezervleri gün geçtikçe güçleniyor
➔ Yılın ilk yarısında zorlu koşulların bizi bekleyeceği açık olsa da 2024’ün ikinci yarısından itibaren daha sağlıklı bir tablonun şekilleneceğini düşünüyoruz.
➔ Yılın ilk ve ikinci yarısının birbirinden oldukça farklı olması mümkün. İlk yarıda mevcut yavaşlama eğilimi devam etse de yılın ikinci yarısı itibarıyla faiz indirimlerinin gündeme alınmasıyla toparlanmanın başladığını görebiliriz.”
KIZILDANEZİ ÖNEMLİ BİR RİSK
➔ Dünyada artan ticaret savaşlarına ve jeopolitik risklere dikkat çeken Erdal Bahçıvan buna son örnek olarak Kızıldeniz’de gemilere saldırıları örnek vererek şunları söyledi:
➔ “Artan jeopolitik gerilimin enerji ve hammadde fiyatları üzerinde yarattığı belirsizlik de ortadan kalkmış değil. Bunun en güncel örneğini Yemen’de Husilerin yaptığı saldırıların nakliye gemilerini hedef almasıyla Kızıldeniz’de yaşanan kriz nedeniyle navlun maliyetlerinde sert artışlarla gözlemliyoruz.
➔ Bu konudaki uyarı ve değerlendirmeleri dikkatle takip etmeliyiz. Kızıldeniz, özellikle petrol taşımacılığı açısından stratejik bir öneme sahip ve dünyanın en önemli deniz ticaret yollarından birisi. Avrupa, Asya ve Afrika'yı birbirine bağlayan bu deniz yolu, her yıl milyonlarca tonluk yükün taşınmasına ev sahipliği yapıyor. Bu bölgedeki herhangi bir çatışma, dünya ticaret yollarını ve petrol akışını doğrudan etkileyebilir.”
DÜNYA GİDİŞİNİ ETKİLEYECEK 3 ÖNEMLİ SEÇİM
➔ 2024 yılında dünyada yapılacak seçimlerin çokluğuna ve doğurabileceği risklere işaret eden İSO Başkanı Erdal Bahçıvan sözlerini şöyle sürdürdü:
➔ “2024 yılındaki üç seçim sonucu, uluslararası ilişkilere önemli etkilerde bulunacak.
➔ 13 Ocak’ta Tayvan’da yapılacak genel seçimler ABD’nin desteklediği bağımsızlık yanlısı tarafın zaferiyle sonuçlanırsa Çin-Tayvan, dolayısıyla Çin-ABD ilişkilerinde gerilimin tırmanmasını bekleyebiliriz.
➔ İkinci önemli seçim Amerika'da. 4 Kasım’da gerçekleşecek ABD başkanlık seçimlerine giden süreçte, Çin’le ilişkiler taraflar için bir kampanya malzemesi olacak gibi görünürken, Trump'ın yeniden iktidara gelmesi durumunda hem ülke içinde hem de dış ilişkilerde önemli kırılmalar olacak.
➔ Bu iki önemli seçim arasındaysa, 6-9 Haziran tarihlerinde Avrupa Parlamentosu seçimleri olacak. Aşırı sağın yükselişte olduğu Avrupa’da seçim sonuçları radikal sağ lehine sonuçlanırsa Avrupa Birliği'nde başta siyaset olmak üzere birçok dengede ciddi sarsıntılar yaşanacak.”
‘KAPSAMLI REFORMLARA ODAKLANMALIYIZ’
➔ Dünyada “yıkıcı teknolojik ve ticari rekabetin önemli bir risk” olduğunu belirten İSO Başkanı Erdal Bahçıvan “Uygulamaya konulan programda makro hedefleri yapısal reformların izlemesi gerektiğinin çok önemini” vurgulayarak şöyle konuştu:
➔ “Zira gelinen noktada üretimde yapısal dönüşüm artık ertelenebilir veya tali bir gündem olmaktan çıkmış, kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiş durumda.
➔ Dünyamız dijital ve yeşil dönüşüm temelinde, gün geçtikçe zorlu ve karmaşık hale gelen bir rekabete sahne oluyor. Bu dönemde yirminci yüzyıla ait rekabet unsurlarıyla, bırakın gelişmiş ülkelere yetişmeyi, ayakta kalmak bile imkansıza yakın hale gelecek.
➔ Türkiye olarak, sanayimizin ölçek sorunundan iş gücü vasfına kadar tamamlamamız gereken ciddi eksiklerimiz var.
➔ Bu tabloda, ekonominin paydaşları olarak dezenflasyon ve ekonomik dengelenme doğrultusunda yaşadığımız geçiş sürecine katkı sağlarken, aynı zamanda üretimde verimlilik ve teknoloji açığımızı kapatacak kapsamlı bir reform sürecine odaklanmamız gerekiyor.
➔ Zira üretimde katma değer ve teknoloji odaklı bir dönüşüm, maliye ve para politikasının çok ötesine geçerek, eğitim, altyapı, işgücü piyasası, teşvik sistemi gibi pek çok alanda bütüncül bir stratejik planlama gerektiriyor.
➔ Sanayimizin yeni nesil finansman modelleriyle buluşturulması ve kredi dışı fonlama kanallarının yerleşiklik kazanması için daha fazla çaba harcamamız gerektiğinin bir kez daha altını çizmek isterim.”
***************
Balıkçı babanın balıkçı kızı
Türkiye’nin en büyük balık üreticisi ve ihracatçılarından Tuncay Sagun üçüncü kuşak olarak Sagun Grup’un başında. 70 yılı bulan geçmişlerinde işleri sadece balıkçılık. Bugüne kadar 16 yıl sektörün en çok ihracat yapan şirketi ödülünü aldı. Sagun 4 dönem de İstanbul Su ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçılar Birliği başkanlığı yaptı.
Bugün ise 8 şirketi bulan Grup balık yetiştiriyor, balık yemi üretiyor ve balık hali işletiyor. 35 ülkeye de 40 milyon dolarlık ihracat yapıyor. Sadece Türkiye’de değil, Tunus, Mısır ve Yunanistan’da da balık yetiştiriyor.
Öne çıkan faaliyet alanı ise orkinos üretimi. Akdeniz’in en önemli orkinos yetiştiricilerinden biri ve bu balığı Japonya’ya ihraç ediyor.
BALIKÇILIĞA KADIN ELİ DEĞİYOR
➔ Bir grup gazeteciyle Tuncay Sagun ve artık işin başına geçen kızı Nazlıcan Sagun ile sohbet ettik. Tuncay Bey işi oğlu Oğulcan ve kızı Nazlıcan’a devrediyor. Oğulcan şirkette yönetim kurulu başkan yardımcısı, kızı da yönetim kurulu üyesi.
➔ Oğulcan Sagun toplantıya Tunus’ta balık hasadını yönettiğinden katılamadı. Nazlıcan Sagun ise hukuk eğitiminden sonra balıkçılık işini girmiş. Çocukluğundan beri işe aşına. Hatta küçüklüğünde bir orkinos hasadı sırasında ağabeyi Oğulcan ile birlikte resmi de var.
➔ Balıkların arasında büyümesine karşılık Nazlıcan Sagun’un ortaokulda aklına moda tasarımcısı olmak geliyor. “Baba ben tasarımcı olacağım” diyor.
➔ Doğma büyüme balıkçı olan ise Tuncay Sagun ise “Elbette kızım, neden olmasın. Moda tasarımcısı olarak bizim balıkları giydirirsin” yanıtını vermiş.
BALIK İHRACATINDA REKOR
➔ Tuncay Sagun sohbette daha sonra şunları söyledi:
“Çıraklığını yapmadığın işin ustalığını yapmayacaksın. Balıkçılıktan başka iş bilmeyiz. 28 yıl sektörümüzün ihracatçı birliğinde başkanlık dahil aktif görev aldım. Ben şimdi kale arkasındayım.
➔ Oğlum şirketimizde başkan yardımcısı, kızım yönetim kurulu üyesi. Oğlum aynı zamanda ihracatçı birliğinde başkan yardımcılığı ve DEİK’te Türk Japon İş Konseyi Başkanlığı yapıyor.
➔ Eğer işinde kafanın rahat etmesini istiyorsan ‘muhasebecin sağında avukatın solunda olacak’ derler. Benim çocuklarım da işletme-ekonomi ve hukuk okudu ve aile şirketimizin 4. Kuşağı olarak işin yönetimine geçtiler.”
➔ Tuncay Sagun, Türkiye’nin su ürünleri ihracatında iyi bir ivme yakaladığını, 5 yıl önceye göre yüzde 60 büyüme gerçekleştirdiğini anlattı. Geçen yıl 1.6 milyar dolarlık ihracat yapıldığını belirten Sagun bu yılın 11 ayında 1.5 milyar doların geçildiğini, yılı yeni bir rekorla kapacaklarını söyledi.
ORKİNOSUN HİKAYESİ
➔ Orkinos yetiştiriciliğine girdiklerinde “Bu iş Sagun’un sonu olur” denildiğini aktaran Tuncay Sagun şunları aktardı:
➔ “Büyük alıcı tek ülke Japonya idi. Başlangıçta epey zorlandık. Hatta yaptığımız işin Dahilde İşleme Rejimi kapsamında olduğunu göstermek için zamanın dış ticaretten sorumlu bakanı Kürşad Tüzmen’i Antalya’ya davet ettik.
➔ Orkinosu 12 milin dışındaki sularda yakaladığımızı, kafeslerle bizim sularımıza getirdiğimizi, 500-600 kiloya gelinceye kadar denizdeki çelik kafeslerde beslediğimizi ve sonra da yerinde hasat yaparak aynı anda Japon gemisine yüklediğimizi, gemiden gemiye ihracatı gerçekleştirdiğimizi ispatladık. Tüzmen de Dahilde İşleme Rejimi kapsamına alınması için imzayı attı.”
➔ Tuncay Sagun balıkçılığın artık avcılıktan çok yetiştiricilik şekline döndüğünü ve sofistike bir hal aldığını belirterek sektörde kalifiye ve eğitimli eleman eksikliğine dikkat çekti.
➔ Bu açığı azaltmak için şirket olarak bir balıkçılık meslek lisesi açacaklarını kaydeden Sagun “Samsun’da kuracağız okula eşim Seda ve benim adımı vereceğiz” dedi.