Yılın ikinci çeyreğinde beklenenin altında yüzde 2.5 olarak büyüdük. 4.5 yıldır aralıksız süren ve ortalaması yüzde 7.3’e gelen makine teçhizat yatırımlarının da teklediğini gördük.
Artık enflasyon düşene, krediler açılana ve iç talep yeniden canlanana kadar makine ve teçhizat yatırımlarındaki artışı da unutmak gerekiyor.
Enflasyonla mücadele çerçevesinde geçici bir süre ekonomik büyümeden ve istihdam artışından ödün vermek gerekiyor.
BÜYÜME GERİLEDİ
➔Dün açıklanan üç yıllık Orta Vadeli Programa (OVP) bu açıdan baktığımızda şunu görüyoruz: Ekonomi resesyona girmesinden çekinilmiş.
➔Öncelikle sıkılaşan gelirler ve para politikasının etkisi iyice hissedilirken büyüme ikinci çeyrekte yüzde 2.5 ile son dört yılın en düşük oranına indi. Bu iniş içinden geçmekte olduğumuz üçüncü çeyrek ve dördüncü çeyrekte de sürebilir.
➔2025-2027 dönemini kapsayan OVP’ye göre son yılların en düşük büyümesi bu yıl gerçekleşecek. Önceki OVP’de yüzde 4 olarak alınan bu yılki büyüme yüzde 3.5’e revize edildi.
➔2025 yılı için önceki OVP’de yüzde 4.5 tahmini de yarım puan düşürüldü ve yüzde 4’e indirildi. 2026 yılına ait büyüme de yüzde 5’ten yüzde 4.5’e indirildi.
➔2027 için ilk kez tahin edilen büyüme ise yüzde 5 oldu. Her yıl arasında yarım puanlık artışlarla büyümenin normalleşmesi 2027 yılında olacak.
HASSASİYET ARTTI
➔Aşağı yönlü bu revizyonlar büyümede yumuşak inişin tercih edildiğini, gerilemeden kaçınıldığını ama toparlanmanın biraz daha gecikmeli olacağına işaret ediyor.
➔Bitişikte Zafer Yükseler tarafından hazırlanan tabloda geçmiş yılların OVP’sinde yer alandan daha yüksek büyüme oranlarına ulaşıldığı görülüyor. Ancak bu yıl için yüzde 4.0 tahminin yarım puan altında bir gerçekleşme olacak.
➔Büyüme konusundaki hassasiyet ve resesyondan korkulması durumu kendini Orta Vadeli Programın bütçe verilerinde de gösterdi.
➔Bütçe açığında bu yıl hedeflenenden daha iyi bir gerçekleşme olacak. Açığın GSYH oranı yüzde 6.4 olarak alınmışken yüzde 4.9’a inecek.
➔Gelecek yıl için bütçe açığının yüzde 3.2’ye indirilmesi hedeflendi. Sonraki yıllarda da açık bu oranın altında kalmaya devam edecek.
VERGİ YERİNE HARCAMA KISMAK
➔Bütçe açığının azalması enflasyonla mücadeleye destek verirken bunun nereden sağlandığı daha önemli ve büyüme açısından belirleyici.
➔Açığın yıldan yıla 1.7 puan azalması büyük oranda kamu harcamalarının kısılmasından kaynaklanacak.
➔Faiz hariç harcamalar GSYH’nın yüzde 22.4’ünden 2025’te yüzde 20.8’ine inecek. Buradan milli gelirin 1.6’sı kadar tasarruf edilecek. Bunun asıl kaynağı da yatırımlar olacak.
➔Cari transferler ise sosyal güvenlik sistemine yapılacak aktarımların etkisiyle artmaya devam edecek.
➔Genel bütçe vergi gelirlerinde sadece 2025 yılında milli gelirin yüzde 0.9’u kadar bir artış olacak. Bu artışı da şimdiye kadar yapılan kurumlar vergisinin yükseltilmesi yanında yeni konulan asgari kurumlar vergisi, borsa dışındaki bütün finansal araçlara getirilen yeni vergiler sağlayacak.
➔Vergi gelirlerinin oranı sonraki yıllarda milli gelirin yüzde 18.1 düzeyinde yatay kalacak.
➔Doğal olarak yavaşlayan bir ekonomide ek vergi ödemek zor. Biz durumu, özel sektörü daha fazla zorlamamak adına kamu harcamaları kısılarak bütçenin iyileştirilmesi olarak değerlendiriyoruz.
NİYETTE GEVŞEME Mİ?
➔Büyümeden fazla ödün verilmemesi veya resesyondan korkulması enflasyon tahminlerini yukarı ittirdi.
-2024 için beklenen yıl sonu enflasyonu yüzde 33 iken yüzde 41.5’e çıkarıldı. Gelecek yılki enflasyon da yüzde 14’ten yüzde 17.5’e revize edildi.
➔Tek haneli rakamlara ise 2026 yılında inileceği tahmin ediliyor. Ama o yılın enflasyonu da yüzde 8.5’ten yüzde 9.7’ye çıkarıldı.
-Program döneminin son yılı 2027’de ise hedef yüzde 7’ye inmek. Görünen tahmin ufkunda yüzde 5 hedefi ise yok.
➔Enflasyonda yukarı yönlü revizyon elbette piyasalara, reel kesime ve hane halkını iyi mesajlar değil, beklentileri etkileyecek.
➔Çünkü dezenflasyon yolunda zorluk ortaya çıktığında ekonomi yönetiminin veya siyasi iradenin tutumunu esnettiği görüldü.
-Esneme kapısı açıldığında nereye kadar gideceğine demek ki etkilenen taraflarla birlikte karar verilecek.
➔Bu da enflasyon karşısında kararlı ve iddialı duruşun korunamadığını, niyetin gevşemeye başladığını gösteriyor. Elbette sürece zarar verecek bir gelişme.