Rusya’nın Ukrayna’yı yeni geliştirilen orta menzilli Oreşnik (Oreshnik) balistik füzeyle vurması uzun bir süre konuşulacak gibi görünüyor. Çünkü ilk defa denenen hipersonik orta menzilli balistik füze için başta ABD olmak üzer diğer ülkelerin vereceği tepkiler önemli olacaktır.
Bu gelişme karşısında ABD’den de mutlaka bir bir tanıtım, algı operasyonu gelecektir. Oreşnik karşısında ABD hava savunma sistemleri ne kadar savunmasız kalacak? Veya bir tedbirleri var mı? Karşı atak olarak duyurulacak savunma sistemleri neler olacak? Nükleer savaş başlığı da taşıyabilecek ve sesin 10 kat hızında olan balistik füzelerle artık dünya artık daha savunmasız olacak. Yeniden ittifaklar güçlenecek. Bu aşamadan sonra evrenimiz nasıl bir sınav verecek, merak konusu olmaya devam edecek.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, hedefe 10 Mach hızla yaklaşan balistik füzenin mevcut hava savunma sistemlerinin engelleyemediğini özellikle altını çizmesiyle Ukrayna’nın arkasındaki güçlere verdiği mesaj oldukça açık. ABD ve İngiltere henüz bu yeni füze karşısında ne yapacakları konusunda bir açıklama yapmadı.
ABD yapımı 6 ATACMS ve HIMARS ile İngiltere yapımı Storm Shadow füze saldırısıyla Ukrayna’nın Rusya topraklarında askeri hedefleri vurmasıyla savaş başka bir boyuta taşınmıştı.
Oreşnik füzelerin 10 Mach hızda olması mevcut hava savunma sistemlerinin bu tür füzeleri engelleyemeyeceği anlamına geldiğine vurgu yapan Rusya Devlet Başkanı Putin’e henüz cevap verilmedi. Zira füzelerde hız çok önemli. Zira füzelerin hızları hedefe çabuk ulaşmalarını sağladığı için muhataplarının tepki vermesine fırsat vermiyor.
Oreşnik balistik füzesi hakkında ABD ve İngiltere başta olmak üzere diğer muhatap ülkelerin ellerinde fazla bilgi yok. Sadece Rus askeri uzmanların basına yaptığı açıklamalarla sınırlı olan bilgiler var. Tahmin edilen menzili 2.500-3.000 km, ama 5.000 km'ye uzayabiliyor.
Son tahlilde yeni nesil Rus orta menzilli füze Avrupa için sıkıntı. Kıtalararası bir füze olmadığı için ABD menzile girmiyor. Ancak o aşamaya gelmesi de söz konusu. Fakat bu konumuyla bile Avrupa’nın tamamını kapsayabiliyor. Uzmanlar, Oreşnik’in Ukrayna'da kullanılan daha kısa menzilli İskender füzelerinin temel alınarak, yeni nesil bir motorla geliştirilip, üretildiğine vurgu yapıyorlar.
Rusya’nın ilk defa Ukrayna’da test ettiği füzenin nükleer başlıksız kullanılması halinde bile çok etkili olduğu belirtiliyor. Bunu kanıtlayacak bir veri elde olmamasına rağmen uzmanların değerlendirmesi bu yönde. Füzenin birden fazla bağımsız güdümlü savaş başlığına sahip olması ve hedefe neredeyse aynı anda ulaşmaları etkinliğini artırdığı ifade ediliyor. Rusya böylece Ukrayna savaşı sebebiyle yeni nesil, engellenemeyen bir balistik füzeye kavuşmuş gibi görünüyor.
Taksicileri ‘TAG’mayacaklar!
Haber taksicileri üzecek, İstanbulluları sevindirecek gibi görünüyor. Her türlü yeniliğe, gelişmeye, kaliteli hizmete karşı olan İstanbul Taksiciler Odası’nın Martı TAG’ı kapattırma talebi İstinaf Mahkemesi tarafından reddedilmiş. Martı’nın yaptığı istinaf başvurusu kabul edilerek yerel mahkeme kararının hatalı olduğuna hükmedilmiş.
Böylece TAG’ın önündeki taksici engeli de kalkmış olduğundan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Ankara arasındaki İstanbul’un ulaşım meselesinin çözümünde de yeni aşamaya geçilmesi söz konusu olabilir. Martı TAG benzeri uygulamaların da önünün açılma ihtimali olduğundan İstanbullu şehir içi ulaşımda rekabetçi, kaliteli hizmet sunan, zamandan çalmayan, yolcu beğenmeme gibi lüksü olmayan yeni sistemlerle de tanışmasına bu karar imkan sağlayacaktır.
İstanbul Taksiciler Odası, İstanbul Havalimanı başta olmak üzere birçok özel konumlu yerlerde de ülkenin, vatandaşın aleyhine uygulamaları savunuyor. Şehir merkezinden havalimanına giden araçlar, bunların yüzünden o kadar yolu boş olarak geri dönmek zorunda kalıyor. Yakıt, araç, lastik israfı oluyor. Zaman kötü kullanılıyor. İnsan ve maddi kaynaklar bu ilkel taksici yaklaşımı sebebiyle heba oluyor.
Bu karardan sonra İstanbul’un taksi sorununun daha hızlı çözüme kavuşabilir. Siz de Taksiciler Odasını ‘TAG’mayın…
Sağlık çetesinin olmadığı yer var mı?
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) dolandıran Yenidoğan Çetesi davasında ilginç bilgiler ortaya çıkmaya devam ediyor. SGK vurgunu ve ihmaller sadece yeni doğan servisiyle sınırlı değilmiş. Kalp ve göz alanında gereksiz tetkik ve ameliyatların yapılmış. Ruhsatı iptal edildiği halde kapatılmayan hastanenin sahibi 16 bin yanlış göz ameliyatı yaptıklarını itiraf etmesi kamuoyunda şaşkınlığa sebep olmuş durumda.
Şu ana kadar ortaya çıkanlar özel hastane - SGK ilişkisiyle vatandaşa neler yaşatıldığını ortaya koyuyor. Halbuki SGK bu ülkenin en sorunlu kurumu olarak yıllardır konumunu bir türlü düzeltebilmiş değil. Burada en üst düzeyde görev alan bir tanıdığım usulsüzlüklere en fazla 4-5 ay tahammül edebilmişti. Bir şey yapamayacağını da anlayınca buradan ayrılmıştı. SGK’nın bu hadiseler sonrası baştan sona elden geçirilmesi gerekir.
Öte yandan özel hastane ve özel sağlık sigortası şirketleri arasındaki ilginç bağlantılar, usulsüz ilişkilere henüz neşter atacak bir kurum yok. Özel sağlık sigortası ile bir özel hastane de başınıza bir hadise gelse bunu bu ülkede korkusuz soruşturacak bir makam yok. Sigorta şirketleri böyle durumlarda iş ortakları özel hastaneleri savunuyor.
Maalesef ülkemizde özel hastanelerde yapılan ameliyatların ne kadarının doğru ve yerinde yapıldığını bilen yok! Tetkiklerin, tahlillerin ve yüksek maliyetli cihazlarla yapılan incelemelerin ne derece yerinde uygulandığı da meçhul. Üstelik burada yaşanan sorunlar için de Sağlık Bakanlığı devreye girmiyor. Marketten alışveriş yapılmış gibi bir uygulama ve denetim söz konusu.
Böyle bir düzende de özel hastaneler kazanıyor, ama kazandıklarını da özel sigorta şirketleriyle paylaşıp dengeliyorlar. Mesela özel sigorta aracılığıyla özel hastanede yapılan MR işlemi için ödenen rakamın, aynı cihazı kullanan özel bir laboratuvara göre 15 kat fazla olmasının başka türlü nasıl bir izahı olabilir?