Günlerdir AK Parti’deki moral bozukluğu ve olası değişiklikler konuşuluyor, parti tarihin en kötü sonuçlarını aldı, eğim aşağı doğru gidiyor, haritanın çoğunu kaybetti.
Peki bu, bazılarının iddia ettiği gibi yolun sonu mu demek?
Cumhurbaşkanı Erdoğan sonuçlarla ilgili ne diyor?
Çarşamba günkü MKYK toplantısına seçim yenilgisi nasıl yansıdı?
Erdoğan’ın duygu durumu ne? Öfkeli mi? Üzgün mü? Birilerine kızgın mı?
Bugün sizlerle çarşamba günkü toplantı ve seçimden beri AK Parti içindeki genel durumla ilgili günlerdir yaptığım uzun görüşmeler sonucu elde ettiğim tabloyu paylaşacağım.
Erdoğan’ın genel havası nasıl?
Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘mod’u ile başlayayım…
Bu sonuçlara çok öfkeli ve etrafına kızgın olduğu yönünde birçok haber ve yorum yapılıyor.
Bunlar kesinlikle doğru değil. Tayyip Erdoğan son derece sakin ve hatta etrafındakiler onun şaşırtıcı derecede dingin olduğunu söylüyorlar.
“Kader planı içinde ne varsa o olacak” rahatlığı içinde diyorlar.
“Reis, ‘biz seferden sorumluyuz elimizden geleni yaparız, gerisini Allah’a bırakırız’ der” diyorlar.
Erdoğan bayramda Marmaris’te kapanıp saatlerce rapor okudu ve seçim sonuçları konusunda bilgilendirme aldı.
Bundan sonra da bir süre il il, ilçe ilçe sonuç değerlendirmelerini okuyup, değerlendirecek. Atacağı adımlar konusunda acele etmeyecek.
Ama muhakkak ciddi adımlar atacak.
Ancak bu adımların ne olacağını kimse henüz bilmiyor zira henüz parti teşkilatlarından, MKYK’ya, kabineden adaylara her şey ince ince masaya yatırılıyor.
MKYK toplantısında neler yaşandı?
Gelelim çarşamba günkü MKYK toplantısına…
Tayyip Erdoğan’ın kimseyi dinlemediği yönünde özellikle muhalif çevrelerde yaygın bir kanaat var. Bu doğru bilgi değil. Eleştiriler bizi gerçeklerden uzaklaştırmamalı.
Erdoğan siyasi hayatı boyunca dinlemeyi çok iyi bilen bir siyasetçi oldu. Bu kadar uzun süre iktidarda kalmasının en önemli sebeplerinden birinin bu olduğunu düşünüyorum.
Herkesi kesmeden dinler ama son kararı tek başına kendi verir.
Çarşamba günü MKYK toplantısına katılım disiplin kurulu vs ile birlikte 100 kişiden fazlaymış.
Herkes teker teker konuşmuş.
Efkan Ala, Yusuf Ziya Yılmaz ve Ali İhsan Yavuz 1’er saatlik sunum yapmışlar.
O sunumlardan sonra Cumhurbaşkanı salona dönüp isteyenin soru sorabileceğini söylemiş. Uzun bir soru-cevap olmuş.
EYT pişmanlığı
Peki genel olarak partililerin seçimden çıkardığı sonuç ve dersler bu aşamada neler?
Burada EYT’ye ayrı bir paragraf açayım.
Parti içinde yaygın bir görüş var. Deniyor ki mayıs seçimlerini almak için son dönemeçte EYT çıkarıldı, bu popülist ve çok yanlış bir hamle idi. Elimizi ayağımızı bağladı, ekonominin yükü arttığı için emeklilerle ilgili bir şey zaten yapamazdık.
Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın EYT konusunda yakın çevresi tarafından ‘seçimler kıl payı’ denerek ikna edildiği söyleniyor.
Ekonomi ile ilgili ikinci nokta ise parti içinde yapılan zamlara yönelik öz eleştirel tavır.
Asgari ücret zamları ile memur zamlarının oransız olduğu bunun da adaletsizlik duygusu yarattığı düşünülüyor.
Gördüğüm kadarıyla uzun süre iktidarda olmanın getirdiği fazla özgüvenin atalet ve kibre sürüklediği yönünde bir kanı var.
Deniyor ki “2019’da kazanan CHP ve İYİP belediyeleri ‘biz halka nasıl bağ kurarız, kendimizi nasıl ispat ederiz’ diye baktılar biz ise ‘zaten AK Partiyiz, en iyi bağı biz kurarız’ dedik, bir de tabii iktidar olduğumuz için en çok hesap bizden soruldu.”
Sadeleşme
Tüm bunlardan benim çıkardığım sonuç şu:
Cumhurbaşkanı Erdoğan yavaş yavaş sindire sindire rakamlar ve arka planı üzerinde çalıştıktan sonra partinin yapısı, işleyişi ve kabineye dair kararlar alacak.
Genel başkan yardımcısı sayısı dahil (18 gby var) her şey teker teker ele alınacak. Kabinede de birtakım değişiklikler olacağına dair yaygın bir kanaat mevcut.
Gördüğüm kadarıyla Tayyip Erdoğan birçok açıdan sadeleşmeye gitmek istiyor.