“Nuçegihaniya rast u pebawer, ji bo civaken demokratik xwedi giringiyeke jiyani ye…”
Yani…
“Doğru ve güvenilir habercilik demokratik toplumlar için hayati bir öneme sahiptir…”
Dün Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un X’te böyle başlayan mesajını görünce "Nihayet" dedim, "Bundan daha doğru bir çıkış yapılamazdı"…
İletişim Başkanlığı ‘Doğru Habercilik ve Medya Etiği’ adlı 9 dilde çevirisi bulunan kitabını Kürtçe de yayınlamış.
Bu gelişmeyi Kürtçe ve Türkçe bir tweet ile duyurdu İletişim Başkanı…
Bravo Sayın Altun!
Pirozbahi! (Tebrikler!)
TRT Şeş’in açılmasından beri devletin ‘Kürtçe tabusu’nun ortadan kalkması yönünde doğru atılmış en kıymetli adımlardan biri bu.
"Sizi görüyoruz, anlıyoruz ve kabul ediyoruz" adımı.
Bu adım aynı zamanda Devlet Bahçeli’nin tarihi inisiyatifinin somut adımlarla desteklenmesi anlamına geliyor.
Eksizsiz gramer ve dil bilgisi ile yazılmış
X’te yayınlanan mesajı Kürtçe bilen isimlere sordum.
Son derece profesyonel bir dille yazılmış, eksiksiz bir gramer ve dil bilgisi kullanılmış dediler.
Mesajda özellikle son cümleye takıldım: “Şiara me zelal e: Bi Her Zimai Biji Heqiqet!” Yani “Şiarımız açık: Her dilde yaşasın hakikat!”
Kürt çevrelerde bu, Kürtçe kullandığı için hedefe konan, saldırıya uğrayan gazetecilerin kullandığı slogan olarak bilinir.
Belli ki İletişim Başkanlığı bu mesaj ve kitabın üzerinde titizlikle durmuş ve doğru yerlerden destek almış.
DEM Parti çevrelerine de sordum, son derece olumlu karşılıyorlar, parti olarak ilgili kurulları değerlendiriyormuş, bugün kuvvetli bir destek mesajı geleceğini tahmin ediyorum.
‘Bilinmeyen dil’ ayıbını da tarihe gömün artık
Öte yandan Meclis'te hala Kürtçeye yönelik ‘bilinmeyen dil’ utancı devam ediyor. Sırrı Süreyya Önder hariç (Kimse bana mikrofon kapattıramaz diyerek açık tutum aldı) Meclis başkanvekilleri kürsüde Kürtçe duyunca hala mikrofon kapatıyor.
Geçenlerde Celal Adan, Ayşegül Doğan Kürtçe selam vermek isteyince çok yapıcı bir tutum aldı, kendisini tekrar tebrik ediyorum.
Fakat ‘bilinmeyen dil’ ayıbı artık ebediyen tarihe karışmalı…
Suriye’de Türkiye’nin tezine de destek
Öte yandan İletişim Başkanlığı’nın yayınladığı Kürtçe kitap ve Fahrettin Altun’un Kürtçe mesajı Türkiye’nin Suriye’deki tüm kimlikleri kapsayıcı hükümet ve devlet tezinin de altını dolduruyor.
Tüm kimlikleri kapsayan bir hükümet ve bölünmez bir Suriye’den yana Türkiye. Bu Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin kendi kimlikleri ile var olması anlamına geliyor. İletişim Başkanlığı nezdinde Türkiye’nin bu mesajı Suriye’de tehlikeli bir oyun oynayan YPG’ye karşı oradaki Kürtlere de önemli bir çağrı.
İktidar ve devlet hem içeride hem dışarıda yansımaları olan çok boyutlu bir sorunu çözmek için kritik adımlar atıyor.
Yıllardır Kürt meselesinde demokratik ve kapsayıcı bir çizgi için mücadele eden bir gazeteci olarak bunu kıymetli buluyorum.