Evet, neyi eksik?
Öğrencilerin yaşadığı Cebeci, Kızılay, Kurtuluş, Dikimevi, Beşevler, Balgat gibi semtler Çankaya’ya bağlı sonuçta. Öğrenci demek genç demek. Genç demek Aleyna Tilki demek. O halde CHP Çankaya için de Aleyna Tilki’yi aday gösterebilir.
Evet doğru tahmin ettiniz, bu sarkazm Erdal Beşikçioğlu Etimesgut'tan aday gösterildiği için...
Yanlış anlaşılmasın, Erdal Beşikçioğlu iyi bir tiyatro oyuncusu. Diziyle aynı adı taşıyan Behzat Ç. Türk televizyonları namına efsane bir karakterdi.
Ancak bu iki kriter CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kendisine Ankara Etimesgut için teklif yapması için yeterli mi?
Hadi o teklif etti, Erdal Beşikçioğlu’nun kabul etmesi de ilginç.
Beşikçioğlu onca oyunun, dizinin, setin arasında Etimesgut’un neresine üst geçit yapayım, hangi rögara tıpa takayım gibi meseleler üzerine nasıl bir uzmanlık geliştirmiş olabilir?
İşin doğrusu liyakatin bu kadar çok konuşulup bu kadar hızlı bypass edilmesine neden olan problemli bir bakış açısı var burada. Zira aslında, aday gösterilen Erdal Beşikçioğlu değil, Behzat Ç.
Bir kurgu karakter seçime sokulacak. Etimesgut’ta yaşayan kesime Behzat Ç.‘nin algısı sunulacak ve o algı yarıştırılacak. Gerekçe olarak da “Çünkü Etimesgut milliyetçi bir yer” deniliyor.
ETİMESGUTLU BEHZAT Ç’.YE OY VERİR DÜŞÜNCESİ ÖZÜNDE ETİMESGUTLU’YA YAPILMIŞ BİR ELEŞTİRİDİR
Behzat Ç. Türk televizyonlarına yansımış en oylumlu, renkli ve çok katmanlı karakterdi. Bu onu bir kurmaca için iyi bir karakter yapıyordu.
Şahsen benim en sevdiğim ilk beş dizi karakterim arasında yer alır. Mentalist’in Patrik Jane’i, Dexter'in Dexter'ı ve Black List’in Raymond Reddington’undan sonraki sıradadır.
Bir karakteri beyazperdede mükemmel yapan şey kontrastlardır. Adalet ya da şahsi bir dava için hatta bazen sadece sonucu faydalı olan bir patolojinin devamı adına mücadele veren kişilerin kusurları, arızaları, travmaları ne kadar derin ise, hayatta kalma çabaları ve hikayeleri o derece değerli olur. Onların kişilikleri, amaçları ve geçmişlerindeki yaraları uzlaştırma çabalarından siz de bir şeyler alırsınız. Kahramanın yolculuğu sizin içinizde de bir yere dokunur, uyuttuğunuz bir şeyleri uyandırır.
Evet ama bunlar o karakterlerin bir kamu görevine uygun olduğunu göstermez.
Hatta gerçek hayatta etrafınızda yakın çevrenizde bile böyle karakterler olmasını istemezsiniz.
Hatta ve hatta Behzat Ç. ile gerçek hayatta karşılaşsanız ‘ne iyi adam’ demezsiniz.
Neden mi?
Behzat Ç., işini ciddiye alan bir polisti ve vakasını davası yapan bir adamdı evet. Ama dayakçı bir polisti aynı zamanda. Görevi esnasında şiddetle arasına koyması gereken mesafenin yerinde yeller eserdi. Mesai biter bitmez pavyona gider, içerken sızar, ekipteki çocuklar onu karga tulumba eve taşırdı. Travmatik, dolayısıyla içe dönüktü, ağzından cımbızla laf alınırdı. Alabildiğiniz laf da küfür olurdu. Çünkü Behzat Ç. kaba ve küfürbazdı. Evde kaçak içki yapıyordu. Daha ne olsun.
Dizideki haliyle senaryo gereği bir yere belediye başkanı olsa, senaryo gereği bile başarılı olamazdı.
Elbette kazanırsa Erdal Beşikçioğlu Etimesgut’u Behzat Ç. gibi yönetmeyecek.
Ama Özgür Özel, Etimesgutlu muhalif milliyetçilerin kafasındaki ideal insan-ideal yönetici modelinin Behzat Ç. gibi biri olduğunu/olabileceğini düşünüyor.
Düşünürseniz, bu tercih aslında Özgür Özel’in bilinç dışında muhalif milliyetçiler için epey yüklü bir eleştiri barındırdığını gösteriyor.
“Etimesgutlu gerçek ile kurgu arasındaki farkın ayrımında değil ve kurmaca bir karaktere duyduğu sempatiyi liyakat sahibi bir kamu görevlisinden beklenecek işleve tercih eder; kurmaca karakterin illegal taraflarına da hiç takılmaz, çünkü milliyetçiler böyle şeylere önem vermiyor” varsayımına dayanıyor bu tercih.
Bir Etimesgut'lu olsam bu tercihin içindeki genellemeden hoşlanmazdım.
Her şey bir yana, yolunuz Emniyete düştüğünde öyle ya da böyle sonuçta işini ciddiye alan Behzat Ç. gibi bir polise denk gelmek istemek ayrı şey, o polisi canlandıran oyuncuya ilçe emanet etmek ayrı şey.
Ayrıca, Behzat Ç. de, kanlı canlı bir insan olsa ve böyle bir teklif alsa ‘Delirdiniz mi la siz…” derdi.