Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)
        Haberler Polemik Yaşam Hamile kadınlar ve Tuğrul İnançer

        MUTASAVVIF kişiliği, fikri birikimi, hitabeti ve aynı zamanda "postnişin" konumu nedeniyle bildiğimiz ve sevdiğimiz Tuğrul İnançer'in o sözlerini duyduğumda ben de şoke oldum. Hamile kadınların sokağa çıkmasını edepsizce bulduğunu ifade ediyordu. İşe giden, çalışan, akşam yemeğini hazırlamak için şişen bacakları ve ağrıyan beliyle pazara gidip günlük alışverişini yapmak zorunda olan tüm kadınları yargılayan bir tutum almış ve bütün hamile kadınları bir lahzada işaretleyen bir ifade kullanmıştı.

        Kadınları kendisiyle denk görmeyen, çok daha ileri bir pozisyon olan fırsat eşitliğini zaten hiç gündemine almayan erkeklerin düşünme kalıpları içinde kadını meşru ve saygın hale getiren tek mevki annelikti, o mevki de "sokağa çıkmakla" bile edebe mugayir yaftası yiyecek bir pozisyona geriletiliyordu. Cenneti ayaklarının altına serdiğiniz anne adayına, bir yerden bir yere yürüdü diye irtifa kaybettiriyor iseniz kadınların İslam'a yaklaşmalarını ya da soğumalarını hiç dert etmiyorsunuz demekti.

        Dinin muhabbet yönünde, iç dünyamızın pencerelerini Allah'a doğru açmak bağlamında son derece teşvik edici sohbetler yapan ve sözünü söylerken kaba bir örfiliğe düşmeden her zaman "medeni" bir konumdan hareket eden bir şahıs, nasıl olur da böyle şeyler söyler diye düşündüm. Hatta TRT Türk'te yayınlanan Konuşacak Şey Var programında da Sayın İnançer'e sitem ettim.

        Gelgelelim, İnançer'e yönelik tepki o kadar haşin oldu ki, ettiğim sitemden utanır hale geldim. Dinle diyanetle hiç ilgisi olmayan, Yaratıcı'nın dünya, ahiret ve pek tabii ki insan bedeni üzerinde bir tasarruf hakkı olduğuna inanmayan, "edebiyat" kelimesinin içindeki "edep" köküne bile tepki gösterebilecek durumda olan kadınlar, bu sözlerin kendi hayatlarında karşılığı varmış, bu sözler onları tehdit edebilirmiş gibi davranarak muhalefete giriştiler. Karınlarının üzerine "Diren hamile" yazıp meydanlara fırladılar.

        Bu mantıkla Sex and the City'nin yaşam tarzı yazarı, lastik toka takan kadınları stil sahibi olmamakla itham ettiğinde "New York kadını asla lastik toka takmaz, saçlarını lastik tokayla toplamışsa New York kadını değildir" dediğinde de tepki göstermeleri gerekirdi. Zira İslam da New York da 11 saatlik uçak yolculuğu mesafesindeydi kendileri için. Nitekim, bunun farkındaydılar, İnançer'in sözleri üzerinden kendi konumlarına gider yapmak için durumu hızla çarpıttılar ve bu sözlere duydukları nefretin tahliye borusunu Başbakanlığın kapısına bağladılar.

        "İşte bakın, aslında bunlar böyle düşünüyor" üzerinden yeni bir muhalefet ciheti daha oluşturdular. Taksim isyanının travmasını halen üzerinden atamamış hükümet yetkilileri ve hatta Diyanet İşleri peş peşe açıklamalar yapmak zorunda kaldı.

        Tuğrul İnançer'in kullandığı ifadeyi doğru bulmuyorum. Ama değerli bir kişinin böylesi sokak eylemleri ve gazete manşetleriyle linç edilmesini de doğru bulmuyorum.

        "Gezine gezine doğuracağız" demek için sokaklara fırlayıp "gerine gerine şov yapan" hamile kadınları da anlamıyorum. Size ne zaman kim engel oldu? Kâh su altında doğuruyorsunuz, kâh doğum anınızı filme alıp eşe dosta seyrettiriyorsunuz, dahası Demi Moore'dan beri hamileliğinizi bir cinsel yeterlilik ifadesi olarak gösterme, bir seksapelite unsuru olarak kullanma pozlarının hemen hepsini veriyorsunuz. Kim buna bir yasak getirmeye çalıştı ya da kalkıp bir şey söyledi?

        Konu yine aynı yere geliyor: Kim yaşam tarzınıza olduğu gibi doğum tarzınıza ya da hamile elbisesi nedir bilmeyen gardırobunuza müdahale etti ya da edilmesini savundu? Bu memleketin hemen her yerinde her gün din adına yahut modernlik, çağdaşlık adına şöyle ya da böyle davranılmasını buyuran insanlar var. Bu söylemlerin her birinin hükümetin görüşü olduğunu düşünmek, bu ifadelerin her birinin hükümetin "gizli ajandasının" parçası olduğunu iddia etmek, haksızlığı bir yana bırakın, çok büyük bir ciddiyetsizlik değil mi?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
        Bu çeviride Google Translete kullanılmıştır. Anlam ve çeviri hatalarından haberturk.com sorumlu değildir.