İnsanlığı açlık mı tehdit ediyor yoksa obezite mi?

‘Toplumları açlık yerine obezite tehdit ediyor’

Medical Park Göztepe Hastanesi Beslenme, Diyet ve Fitoterapi Uzmanı Gizem KESERVURAN:

Toplumumuzu ve dünyada yaşayan tüm bireyleri açlık yerine obezite tehdit etmekte. Vücuttaki yağ dokusu arttıkça vücudun fizyolojik işleyişi aksamakta ve hormonal işleyiş süreci bozulmaktadır. Fazla kilo ve özellikle bel çevresinde yağlanma; kalp damar rahatsızlıkları, diyabet, karaciğer yağlanması gibi tüm hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Dolayısıyla kanserin en büyük tetikleyicisi yine basit şeker, basit karbonhidrat içeriği yüksek gıda tüketimidir. Dolayısıyla bu tür gıdalar da kilo alımını tetikler. Fazla kiloyla beraber hareketsizlik artar ve kişiler evde oturmaya başlar. Bu süreçte yine kilo artar ve bu bir kısırdöngü haline gelir. Dolayısıyla hastalıklara yakalanma riski ve psikolojik rahatsızlıklıklar artar. Tüm toplumlar için açlıktan çok obezite daha büyük tehlike.

‘Trend obezite ancak açlık hepimizin ayıbı’

Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem ŞEBER:

Dünya için açlık ve obezite aynı derecede önem taşımaktadır. Dünyada obezite oranı ve buna bağlı ölümlerin artması, dünyanın diğer kısmının aç olduğu gerçeğini değiştiremez. Kaynak sıkıntısı ve kaynakların eşit dağıtılamaması sorunu, açlık ve obezite sorununun temel kaynağını oluşturuyor. Aslında ülkemizde de durum farklı değil. Sosyal paylaşımdaki dengesizlik, açlık ve obezite sorununun ikisinin de aynı anda gerçeğimiz olmasına yol açıyor. Fakat trend olarak obezite daha gündemde ve dikkat çeker yükselişte olduğu için bu konuyu daha çok tartışıyoruz. Obezite, yaşam süresini kısaltan ve yaşam kalitesini düşüren ciddi bir hastalık. Mutlaka toplumsal ve bireysel olarak gerekli önlemler alınmalı, halk bilinçlendirilmeli. Fakat bu, açlığın hâlâ süren bir dünya meselesi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Hâlâ dünyada açlıktan ölen çocuklar var ise bu hepimizin ayıbıdır diye düşünüyorum. İşim gereği obezite ile daha yakından ilgili olsam da benim için ikisi de eşit önemde.

‘Dünyada obezite, Afrika’da açlık önde’

İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ziya MOCAN:

Bence bu oran Afrika hariç tutulursa doğrudur. Ama Afrika’yı da göz önüne alırsak o rakamlar doğru değil. Afrika gibi az gelişmiş ülkelerde açlık her zaman ön planda. Gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkeleri göz önüne alırsanız obeziteden ölenlerin sayısı her zaman daha fazla. Dünyada son zamanlarda ölümlerde birinci durumda kalp rahatsızlıklarıydı, kanser ikinci sıradaydı. Obeziteye bağlı hastalıklar üçüncü sıradaydı, Şimdi bu sıralama değişti. Obeziteye bağlı hastalıklar ve ölümler ikinci sıraya çıktı. Kanser de birinci sıraya yükseldi. Kalp hastalıklarında ölüm oranı geriye düştü. Sadece obezite olarak bakmamak gerekiyor, şeker ve tansiyon hastalıklarının da başlangıcı obezite. Hepsini göz önüne alırsanız obezite ilk sıralara doğru çıkıyor. Türkiye’de obezite ile ilgili bir şekilde önlemler alınmaya başlandı. Ama bu geç oldu. Önlemler başlayalı 4-5 seneyi geçmez. Keşke daha önce sağlık politikası kapsamına girmiş olsaydı, daha önce hiç önemsenmedi. Biraz geç kaldık, gelişmiş ülkelere yetişmemiz lazım.

‘Obezite doğrudan sorumlu olamaz’

Obezite Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Nazif BAĞRIAÇIK:

Obezitenin yan komplikasyonları vardır. Bunlar kalp, damar, böbrek hastalığı gibidir. Kanser riski de obezlerde daha yüksektir. Ancak obezite doğrudan doğruya ölüm sebebi değildir, olamaz da... Ancak kişi 120-130 kilo cıvarındaysa ani ölümler olabilir. Ülkemizde 25 milyon obez ve 14 milyon diyabetli var. Her obez ölecek diye bir kaide yok. Şişmanlık ölüm sebebi olamaz. Açlıktan ölenlerle obeziteden ölenler 300 yıl önce de değerlendirilmiş. Şişmanların sırtlarında yağ deposu olduğu için o enerjiyi kullandıklarından ve açlığa dayanıklı olduklarından dünyada obez sayısı artıyor, zayıflar ölüyor. Ancak kıyaslamak doğru değil.

‘Açlık ve kötü beslenme en büyük tehdit’

Yeryüzü Doktorları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Kerem KINIK:

Dünyanın bir bölümünde insanlar refah ve varlık içinde yaşarken, diğer bölümündekiler yokluk ve çaresizlikle boğuşuyor. İç savaş ve doğal afetlerle yıpranan yoksul coğrafyalarda yaşayan insanlar, gün geliyor en temel gıdalara ulaşamaz oluyor. Besin yetersizliği çocukları güçsüz kılıp okula gitmelerine engel oluyor, salgın hastalıklara karşı dirençlerini kırıyor. Bugün, her 6 kişiden 1’inin sağlıklı ve aktif bir yaşam sürmesi için yeterli miktarda yiyeceğe ulaşmıyor olması, açlık ve kötü beslenmeyi, bid numaralı tehdit haline getiriyor. 870 milyon insan yetersiz beslenme ile yüz yüze yaşıyor. Bir yanda böyle bir tablo ile karşı karşıyayken diğer yanda kontrolsüz beslenme alışkanlıkları, aşırı tüketim ve obezite...