Prostat büyümesini önleyen mucize ilaç! Araştırmalar hastaların yüzde 90'nında etkili olduğunu gösterdi
Amerika'nın güneydoğusunda yetişen ve çalı büyüklüğünde bir palmiye bitkisi olan Saw Palmetto ülkemizde cüce palmiye olarakta biliniyor. Amerikan yerlisi Seminola kabilesinin keşfettiği ve faydalarından dolayı nesiller boyunca birçok rahatsızlık için kullandığı düşünülüyor. Özellikle 50 yaşından sonra ortaya çıkan prostat büyümesine karşı bu mucize bitki inanılmaz etkiler sunarak önleyici ve tedavi edici olarak kullanılabiliyor.
Önlem alınmazsa ciddi sorunlara neden olabilen prostat büyümesi, sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma hissi gibi belirtilerle kendini gösterirken bazen de sinsice ilerleyip hiç belirti vermiyor. Prostat büyümesi, tedavi edilmediği takdirde böbrek yetmezliğine varan sonuçlar doğurabiliyor. Yapılan çalışmalar 60 yaşındaki erkeklerin yüzde 50’sinde, 80 yaşındaki erkeklerin ise yüzde 90’ında iyi huylu prostat büyümesinin görüldüğü gösteriyor. Bu hastalığın tedavisi ise oldukça önemli. Ülkemizde çok bilinmese de Saw Palmetto bitkisi bu hastalığa ve daha birçoğuna ilaç olabiliyor.
SAW PALMETTO NEDİR?
Cüce palmiye olarak tanımlanan ağacın meyvelerinden Saw Palmetto Berries (Sabal Meyvesi) elde edilir ve prostat bezinin iyi huylu büyümesi tedavisinde başarıyla kullanılır. Saw palmetto sağlık açısından oldukça fazla etkiler sunar. Herbalistler, sabal meyvesini özellikle kronik öksürük ve sindirim problemlerinde sıklıkla tavsiye ediyorlar. 20. yüzyılın ortalarına kadar saw-palmetto A.B.D.’nin Ulusal Kodeksinde prostat büyümesine karşı bir ilaç olarak kullanılmıştır.
SAW PALMETTO FAYDALARI NELERDİR?
Avrupa’da “sabal” olarak bilinen ve Kuzey Amerika’da yetişen bir bitki olan Saw Palmetto’nun meyveleri prostat büyümesinde ve idrar yolları iltihaplanmalarında kullanılır. Saw Palmetto ekstresi, prostattaki dihidrotesteron miktarını azaltan yağ asitleri içerir. Bu yağ asitleri aynı zamanda iltihap yapan maddelerin hareketini azaltarak, prostat büyümesini büyük oranda engeller.
Saw Palmetto prostat büyümesi ile alakalı olarak üzerinde en çok klinik çalışma yapılan ve güvenilirliği bilimsel araştırmalarla da saptanmış bir bitkidir. Almanya Sağlık Bakanlığının bitkisel preparatların hazırlanması ve ruhsatlandırılmasından sorumlu E komisyonu, saw palmetto’nun benign prostat hiperplazisi tedavisinde kullanımını onaylamıştır. En az altı ay süreyle günde 320 mg kullanımı şikâyetlerde belirgin bir azalma görülür.
1984 yılında British Journal of Clinical Pkarmacology adlı dergide yayınlanan bir çalışmada; prostat sorunu olan 110 erkek 1 ay boyunca günlük 320 miligramlık saw palmetto ekstresi kullanmış ve süre sonunda saw palmetto’nun, idrar akış oranını artırmada plasebodan 10 kat, mesanenin boşalmasını sağlama bakımından ise 5 kat kat daha etkili olduğu görüldü.
Belçika’da 305 prostat hastası üzerinde yapılan bir çalışmada, 3 ay boyunca kullanılan saw palmetto ekstresi hastalığın belirtilerinde yüzde 88 oranında azalma sağladı. Yapılan tetkiklerde idrar akış oranının yüzde 25 arttığı; prostatın ise yüzde 10 küçüldüğü tespit edildi.
Dr.Michael Murray, BPH tedavisinde kullanılan Proscar adlı ilaç ile saw-palmetto’yu karşılaştırarak önceliğin saw-palmetto’da olması gerektiğini söylüyor. Murray’a göre, Proscar adlı ilaç hastaların en fazla yüzde 37’sinde etkili olmakta, 6 ay ve 1 yıl kullanılması gerekmekte ve de önemli yan etkilere yol açmaktadır. Saw palmetto ise hastaların yaklaşık yüzde 90’nında etkili olmakta, etkisini 4-6 haftada göstermekte ve ciddi bir yan etkisi bulunmuyor.
Saw palmettonun, kanseri teşvik eden hormonların seviyeleri üzerinde etkisi olduğu saptandığından, prostat kanserine karşı da kullanılıyor.
Çalışmalar ayrıca saw palmettonun, bağışıklık sisteminin, bakterileri öldürme yeteneğini arttırdığını ve rahatlıkla idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılabileceğini olduğu göstermiştir.
Saw palmetto, 5-alfa redüktaz enzimini durdurarak veya Dihidro Testosteron’un saç folikülleri tarafından alımını azaltarak saç kaybını yavaşlatır ve saçın yeniden çıkmasına yardımcı olur.
Saw palmetto, regl sorunları olan kadınlara yardımcı olabilecek bir takviyedir.
Saw palmetto, göğüs büyümesi ve rahim irritabilitesi sorunları yaşayan kadınlar için de kullanımı uygun bir takviye besin kaynağıdır.
Aynı zamanda, iştah uyarıcı ve idrar söktürücü olarak kullanılır.
Bazı saw palmetto kullanıcıları, afrodizyak ietkisinden de söz etmektedir.
Saw palmettonun hem erkek hem de kadın cinsiyet hormonları üzerindeki etkisi sayesinde, kadınlardaki vücut ve yüz kıllarının aşırı büyümesi ve yumurtalıklardaki polikistik tedavisinde kullanılabilir.
Saw palmetto bitkisi aynı zamanda genel bir anti-iltahapsal ajan olarak kullanılır.
Not: Prostat hastalıkları birbirine benzer belirtiler gösterdiği için öncelikle kesin teşhisin konulması gerekir. Örneğin prostat büyümesi sanılan durum prostat kanseri de olabilir ve hastanın kendi kendini tedavi etme çabası zaman kaydedilmesine neden olabilir. Bitkisel preparatların herhangi bir sağlık sorununa karşı kullanımı tıbbi teşhis halinde ve hekim gözetiminde olmalıdır.
SAW PALMETTONUN İÇERİĞİNDE NE VAR?
Bu bitkinin içeriğinde yağ asitleri, bitkisel steroller ve flavonoidler bulunur. Sabal meyvesi bitkisinin meyvelerinde ise polisakkaritler bulunur. Bu içeriğin, anti-inflamatuvar veya immün uyarıcı etkileri ile ilişkili olması, sabal meyvesinin keşfedilmiş yararlarına yeni özellikler katmaktadır.
SAW PALMETTO NASIL KULLANILIR?
Kurutulmuş olgun meyveleri ve bunlardan hazırlanan etkili dozda preparatlar kullanılır. Günlük dozu 160 ile 320 mg’dır. Yüzde 85 – 95 yağ asitleri ve steroller içeren standardize ürünler kullanılmalıdır.
Saw palmetto, içerikli ürünleri eczanelerden temin edilebileceği gibi, kurutulmuş meyveleri, çay, toz kapsül, tablet ve sıvı tentür gibi formlarının bulunması, sabal meyvesi kullanımını son derece kolay hale getirmektedir. Ancak yağ asitleri suda çözünür olmadığından çay olarak tüketimi etkili olmayabilir.
Herhangi bir sağlık sorunu için ilaç tedavisi görenler doktora danışmadan saw palmetto içerikli ürünler kullanmamalıdır.
**Yukarıda yer alan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.
