Sabahattin Ali kimdir? Sabahattin Ali'nin hayatı, ölüm sebebi nedir? İşte hayat öyküsü
Edebiyat dünyasının önde gelen ismi Sabahattin Ali doğum günü ile bugünün konuşulan ismi oldu. Eserleriyle büyük bir ilgi odağı olan Sabahattin Ali'nin doğum günü 72 yıl aradan sonra yine unutulmadı. Bıraktığı kalıcı eserleriyle ismini unutturmayan Sabahattin Ali kimdir? İşte kariyeri ve eğitimi...
ABONE OLEdebiyat severler tarafından merak konusu olan,türk toplumunun realizm akımının önde gelen ismi olan Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna,İçimizdeki Şeytan,Kuyucaklı Mustafa adlı kitapları ile en çok satanlar arasına girmiştir. İşte Sabahattin Ali hakkında merak edilen detaylar...
SABAHATTİN ALİ KİMDİR?
Sabahattin Ali 25 Şubat 1907'de Eğridere, Gümülcine, Osmanlı İmparatorluğu'nda dünyaya gelmiştir.Edebi kişiliğini toplumcu gerçekçi bir düzleme oturtarak yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve kendisinden sonraki cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını etkileyen bir figür hâline geldi. Daha çok öykü türünde eserler verse de romanlarıyla ön plana çıktı; romanlarında uzun tasvirlerle ele aldığı sevgi ve aşk temasını, zaman zaman siyasi tartışmalarına gönderme yapan anlatılarla zaman zaman da toplumsal aksaklıklara yönelttiği eleştirilerle destekledi. Kuyucaklı Yusuf (1937),İçimizdeki Şeytan (1940) ve Kürk Mantolu Madonna (1943) romanları Türkiye'deki edebiyat çevrelerinin takdirini toplayarak hem 20. yüzyılda hem de 21. yüzyılda etkisini sürdürdü.Eğridere'de doğan Sabahattin Ali, ilk hikâye ve şiir denemelerine Balıkesir'de başladıktan sonra İstanbul'daki edebiyat öğretmeni Ali Canip Yöntem'in desteğiyle ilk kez Akbaba ve Çağlayan dergilerinde şiirlerini yayımlattı. Anadolu'da kısa süre öğretmenlik yaptıktan sonra Türk devleti tarafından dil eğitimi için Almanya'ya gönderildi. Türkiye'ye döndüğünde Almanca öğretmeni olarak göreve başlasa da önce komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla bir süre tutuklandı, ardından ise Türk devlet yöneticilerini eleştirdiği iddiasıyla tekrar tutuklandı. Bu dönemde memurluktan ihraç edilince görevine geri dönebilmek için Atatürk hakkında bir şiir yazdı ve tekrar devlet kurumlarında görevlendirildi. Ayrıca kendisine yüklenen sosyalist algısını kırmak için de Esirler adlı bir oyun kaleme aldı.