Balık pulunun faydası var mı?
Japonların balığın her şeyini tükettiğini söyleyen Japon bilim insanı, "Türkiye'de balığın pulu kullanılmıyor. Pul çok değerlidir. Kalsiyum ve fosfat içerir" dedi
Balığın kulağına kaçan kar suyu, balığın da en lezzetli olduğu dönemin habercisi oluyor.
Ancak Türkiye'de balığın lezzeti ne kadar artsa da, balık tüketimi istenilen düzeyde değil.
Balıkçılıkla ilgili dünyanın konuştuğu araştırmalara imza atan ünlü Japon bilim insanı Kohei Kihara da, Türkiye'deki balık tüketimiyle ilgili rakamlar karşısında şaşkın.
Türkiye'nin balık tüketiminde durumun pek parlak olmadığını söyleyen Kohei Kihara, "Dünya ortalamalarında kişi başı 1 yılda 16 kilo yeniliyor.
Türkiye'de bir yılda kişi başı ne kadar balık tüketiliyor biliyor musunuz? Türkiye'de bu oran yarı yarıya düşüyor; yani 8 kilo yeniyor" dedi.
Türkiye'de kırmızı et alışkanlığının, balığın önüne geçtiğini belirten Kohei Kihara, bunun büyük bir eksiklik olduğunu söyledi.
"Balık insan için eşsiz bir gıdadır" diyen Kihara, "Biz Japonlar ortalama 60 kilo balık yiyoruz, bu da haftalık yaklaşık 1 kiloya tekabül ediyor. Balıkta omega 3 var. Balığın yağıdır bu" dedi.
Japonların balığın her şeyini tükettiğini söyleyen Kohei Kihara, "Türkiye'de balığın pulu kullanılmıyor. Pul çok değerlidir. Kalsiyum ve fosfat içerir.
Eklemlere iyi gelir. Pulu toz haline getirip tablet yapıyor ve su ile karıştırarak içiyoruz. Yaşlı insanların eklem ağrıları için bulunmaz bir ilaç bu.
Ayrıca kadınların yüzünü de yumuşak tuttuğunu eklemeliyim" dedi.
İŞTE BALIĞIN SAYISIZ FAYDALARI
Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, balık tüketiminin hem ruh hem beden sağlığı için önemli olduğunu ifade ederek, balık tüketiminin önemine dikkat çekti.
Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, balığın damak tadının yanısıra tüketilmesi için 7 farklı hususu daha değindi:
1- Diyabeti geciktiriyor: Son çalışmalar balıkta bulunan omega 3 yağ asitlerinin, insülinin etkinliğini arttırarak tip 2 diyabet hastalığını geciktirdiğini ortaya koymaktadır. Özellikle balığın kas etleri arasında bulunan omega 3 yağlarının insülin aktivitesini dengelediği bildirilmektedir.
2- Kalp-damar hastalıklarına fren: Yeterli balık tüketimiyle alınan omega 3 yağ asitleri, kötü kolesterol LDL'yi düşürüp, iyi huylu kolesterol HDL'yi artırmaktadır. Aynı zamanda trigliserid seviyesini de düşürerek, kalp-damar sağlığını koruyucu etki gösterir.
Omega 3, kan damarlarında pıhtı oluşumunu da engelleyerek, damar tıkanıklığını ya da damarlarda yağ birikimini önlüyor. Böylece kalp krizi ve felç riskini azaltmaktadır.
3- En doğal antidepresan: Yeterli miktarda omega 3 alımının, stres ve depresyonu daha iyi bir şekilde kontrol etmemize yardımcı olmasından dolayı balıklar doğal antidepresan olarak düşünülmektedir.
4- Bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirir: Bağışıklık sistemimiz, vücudumuzda bulunan kötü huylu hücreleri baskı altında tutabilmek ve savaşabilmek için omega 3 yağ asitlerinden destek almaktadır.
Meme, prostat ve kolon kanseri başta olmak üzere birçok kanser türünde, omega 3 yağ asitlerinin olumlu etkisi olduğu bilinmektedir.
5- Zekâ gelişimi için: Beyin, kalp, damarlar ve gözlerin sağlıklı gelişmesinde önemli rol oynayan omega 3, anne karnındaki bebeğin sağlıklı gelişimi için elzem bir yağ asididir.
Anne sütüyle beslenen çocukların problem çözme yeteneklerinin, okuma, telaffuz ve yazma becerisinin daha iyi olduğu görülmüştür. Bu nedenle gebelik ve emzirme sürecindeki annenin de yeterli balık tüketmesi önemlidir.
6- Yaşlanmayan beyin için: Düzenli omega 3 bakımından zengin balık tüketenlerin, beyin yaşlanması daha yavaş olmaktadır. Yetersiz balık tüketenlerin ilerleyen yaşlarda Alzheimer ve demans gibi hastalıklara yakalanma riski daha yüksektir.
7- Pişirmeye yöntemine dikkat: Balık besin değerini ızgara veya kömürde pişirme ile kaybeder bu sebeple balığı kağıtta buğulama ya da fırında pişirin. Balığın zayıflamada da etkisinin olmasını istiyorsanız sebzeler ile beraber fırında düşük ısıda uzun süre pişirmelisiniz."
İHA