Birlikte uçan otomobil geliştirecekler! 2025'te havalanacak
SkyDrive ve Suzuki, uçan otomobil faaliyetleri ve teknolojisinde iş birliği yaptıklarını açıkladılar. Ortaklık kapsamında, Hindistan'da uçan otomobiller geliştirilmesi, üretmesi ve pazar oluşturulması planlanıyor. SkyDrive'ın Japonya'nın Osaka kentindeki 2025 Dünya Fuarı sırasında hava taksi hizmetine başlamayı ve Japonya'nın diğer bölgelerinde hizmet vermeyi hedeflediği kaydedildi. Yapılan araştırmalara göre, uçan otomobillerin yaratacağı küresel pazar büyüklüğünün 1.4 trilyon doları bulması bekleniyor. 2050 yılına kadar da havada taksi hizmeti vermesi beklenen bu araçların sayısının 100 bine çıkacağı tahmin ediliyor. Yiğitcan Yıldız yazdı..
Japon otomotiv üreticisi Suzuki ile elektrikli uçan otomobil geliştiricisi SkyDrive, uçan otomobil faaliyetleri ve teknolojisinde iş birliğine gitti.
Hindistan'da uçan otomobilleri geliştirmeyi, üretmeyi ve pazar oluşturmayı planlayan iki şirket, Ar-Ge, üretim ve seri üretim sistemlerinin planlanması, öncelikli olarak Hindistan olmak üzere denizaşırı pazarların geliştirilmesi ve karbon nötr olma çabalarının teşvik edilmesini içeren faaliyetler ve teknoloji alanlarında iş birliği yapmayı planlıyor.
Otomobil, motosiklet ve deniz taşıtları için dıştan takma motorlar olmak üzere üç farklı ulaşım kategorisinde ürünler sunan Suzuki'nin, SkyDrive ortaklığı ile faaliyet alanlarına dördüncü bir ulaşım kategorisi ekleme imkanı yarattığı belirtildi.
2018 YILINDA KURULDU
2018 yılında kurulan Tokyo merkezli SkyDrive'ın ana hissedarları arasında ticaret devi Itochu Corp, teknoloji şirketi NEC Corp ve enerji şirketi Eneos Holdings gibi büyük Japon işletmeleri yer alıyor. Şirket, 2020'de çıktığı B Serisi yatırım turunda toplam 42 milyon dolar toplamıştı.
SkyDrive, Japonya’nın Osaka kentindeki 2025 Dünya Fuarı sırasında hava taksi hizmetine başlamayı ve Japonya'nın diğer bölgelerinde hizmet vermeyi hedefliyor.
PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ 1.4 TRİLYON DOLARI BULACAK
2 Japon şirketin yaptığı ortaklık, uçan otomobillerin geleceğini de merak konusu haline getirdi.
Morgan Stanley'in açıkladığı tahminlere göre, uçan otomobillerin yaratacağı küresel pazar büyüklüğünün 2040 yılına kadar 1.4 trilyon doları bulması bekleniyor. 2050 yılına kadar da havada taksi hizmeti vermesi beklenen bu araçların sayısının 100 bine çıkacağı tahmin ediliyor.
Boston Consulting Group'un hazırladığı rapora göre, paylaşım hizmetlerinin gökyüzünde sabit güzergahlar belirlemesiyle birlikte, 2030 yılında dünyanın dört bir yanında insanların hava taksilerle 1 milyar yolculuk yapacağı öngörülüyor. Bu hava taksilerinin büyük kısmının ise pilotsuz çalışabileceği aktarılıyor.
Dünyada otomobil firmaları ile teknoloji şirketlerinin ortaklığında geliştirilen uçan otomobillerin, ilk etapta Dubai, Los Angeles, Dallas ve Singapur gibi şehirlerde test uçuşlarının başlaması planlanıyor.
NEDEN HALA GÖKLERE ÇIKMADILAR?
Son olarak Suzuki'nin de dahil olduğu birçok firma uçan otomobil geliştirme çalışmalarına ağırlık verirken, gelinen noktada bu araçların neden hala göklerde yolcu taşımaya başlamaması da bir başka merak edilen konu olarak karşımıza çıkıyor.
Bu durumun ise birkaç sebebi bulunuyor. Öncelikle, bu araçların ortak özelliklerinin elektrikle çalışması olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Fakat, sanılanın aksine bu araçları elektrikli otomobil bataryası ile uçurmanın başlıca riskleri bulunuyor. Öyle ki, otomobillerdeki bataryalar tekerlekli taşıtlara enerji vermek üzere tasarlanmış durumda.
Dolayısı ile, uçan otomobillere uyarlanacak bu bataryaların bir takım sıkıntılar çıkarma ihtimali bulunuyor. Kısaca bahsedecek olursak, uçan arabaların bataryaları, günümüz otomobillerinde kullanılanların aksine, bu araçların havada uzun süre kalabilmeleri için çok yüksek enerji yoğunluğuna sahip olmalı. Ayrıca dikey kalkış ve iniş sırasında da çok yüksek güç sağlamak zorundalar.
Öte yandan, bataryaların ağırlıkları da bir başka önemli konu olarak karşımıza çıkıyor. Elektrikli otomobillerdeki bataryaların ağırlığının 500 kilogramı aşması, gün içinde birden fazla yolcu taşıması planlanan uçan taksiler için yeterince verimli olamayabilir. Bir başka husus da, bataryaların mevcut şarj süresi. Günümüzde en güçlü bataryalar bile, 30 dakika içinde yüzde 80 oranında şarj seviyesine ulaşabiliyor. Fakat, gelecekte ticari amaçlı kullanılması beklenen uçan taksiler için, mevcut şarj süreleri işletmelerin hedeflenen kârlılığa ulaşamamasına yol açacaktır.
YETERLİ PİLOT YOK
Son olarak, bu araçları kullanacak yeterli pilot bulmak da bir başka sorun. Her ne kadar önümüzdeki yıllarda uçan araçların otonom olması hedeflense de, ilk etapta bu araçları pilotların kullanması bekleniyor.
McKinsey'in tahminlerine göre, elektrikli hava araçlarının kalkış ve inişlerinde görev alması gereken pilot sayısı 2028 yılında tüm dünyada 60 bine çıkacak. Bu rakam, tüm ticari pilotların yüzde 7'sine denk gelmesi bakımından dikkat çekiyor.
Tüm bunlar, batarya teknolojileri uçan araçlara uygun hale getirilen kadar, bu otomobillerin piyasaya çıkamayacağını gösteriyor.