Ayşegül'ün ölümüyle ilgili davada, sanık duruşma salonuna getirilecek
Kocaeli'de vahşice katledilen 16 yaşındaki Ayşegül Aydın cinayeti ile ilgili davada, katil zanlısı Afganistan uyruklu Muhammed Atikullah tekrar hakim karşısına çıktı. Duruşmada, Adli Tıp Kurumu'ndan gelen raporda zanlının hayatını kaybeden Ayşegül'e tecavüz ettiğinin belirlendiği kaydedildi. Mahkeme heyeti duruşmaya SEGBİS ile katılan katilin, yanındaki cezaevi memuruyla Türkçe konuştuğunu görerek, savunmasını Türkçe yapmasını istedi. Türkçeyi az bildiğini söyleyen sanık, bazı yerlerde anlamadığını söyleyerek sorulara cevap vermedi. Zanlının savunmasını alamayan mahkeme heyeti, sağlıklı bir şekilde savunma alınabilmesi için hem sanık hem de tercümanın mahkeme salonunda hazır edilmesi gerektiğine karar verdi
Kocaeli'nin Gebze ilçesinde takip ettiği Ayşegül Aydın'ı (16) cinsel istismar girişiminde bulunup başına taşla vurarak öldüren Afganistan uyruklu Muhammed Atikullah (20), ikinci kez hakim karşısına çıktı.
DHA'da yer alan habere göre, mahkeme salonunda ilk duruşmada çıkan olaylar sebebiyle tercümanın da SEGBİS sistemi ile bağlandığı duruşmada, teknik aksaklıklar nedeniyle sanığın ifadesi yine alınamadı. Sanık ve tercümanın sonraki celse salona getirilmesine karar verildi. Adli Tıp Kurumu'ndan gelen raporda ise, Afgan sanık Atikullah'ın hayatını kaybeden Ayşegül'e tecavüz ettiğinin belirlendiği belirtildi.
Olay, geçen yıl 12 Temmuz'da, Gebze ilçesi Pelitli Mahallesi'nde meydana geldi. Afganistan uyruklu Muhammed Atikullah, dershaneden eve dönerken takip ettiği Ayşegül Aydın'ı ağaçlık alana sürükledi. Burada cinsel istismar girişiminde bulunan Atikullah, kendisine direnen Aydın'ın boğazını sıkıp, başına taşla vurarak yaraladı. Atikullah, Ayşegül'ün çamaşırlarını giydirip, yol kenarına getirdi, daha sonra da kızı yaralı gördüğünü belirterek, çevredekilerden yardım istedi. İhbarla gelen sağlık ekipleri, Ayşegül Aydın'ı hastaneye kaldırdı. Bu sırada olay yerinden kaçan Muhammed Atikullah, jandarma tarafından yakalandı. İfadesinin ardından Muhammed Atikullah, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Yoğun bakımda tedavi gören Ayşegül Aydın ise 132 gün sonra hayatını kaybetti.
SAVCILIKTAKİ İFADESİNDE TAKİP ETTİĞİNİ KABUL ETTİ
Muhammed Atikullah, savcılıktaki ilk ifadesinde, "Olay günü alkol aldım ve cami civarında dolaştığım sırada Ayşegül'ü gördüm. Alkolün etkisiyle hoşuma gitti. Beğendim ve gittiği yöne doğru arkasından takip ettim. Tenha ve ağaçlık bir yere geldiğimizde, arkadan yaklaşarak habersizce boğazını sıktım ve etkisiz hale getirmeye uğraştım. Aniden baygınlık geçirip, yolun kenarına düşerek kafasını çarptı. Sürükleyip, çalılık ve ağaçlık alana soktum. Pantolonunu çıkarttım. Çevreden sesler gelince pantolonunu giydirdim. Biraz uzaklaştım, sonra geri gelip yaşayıp yaşamadığını kontrol ettim. Yüzünde sıcaklık ve ağzında köpük vardı. Çantasındaki ıslak mendil ile ağzını ve yüzünü sildim. Yarım saat ayıltmaya çalıştım, başaramayınca sırtıma alıp yol kenarına taşıdım. Yakın bir iş yerinden bir şahıs geldi. Bir araç durdu, sağlık ekiplerine haber vermelerini istedim. Kalabalık olunca biri kızı tanıdı ve ailesine bilgi verdiler. Olup bitenleri kenardan izledim hatta kız arabaya konulurken yardım ettim" dedi.
İLK DURUŞMADA AYŞEGÜL'ÜN KARDEŞİ TERCÜMANA SALDIRDI
Muhammed Atikullah hakkında 'nitelikli kasten öldürme', 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'nitelikli cinsel istismar' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın Gebze 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmasında, sanık Muhammed Atikullah tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile bağlandı, tercüman ve Aydın ailesi ise salonda hazır bulundu. Duruşmada, hayatını kaybeden Ayşegül Aydın'ın kardeşi Esat Aydın, duruşma salonuna getirdiği jilet ile tercümana saldırarak yaralanmasına sebep oldu. Jandarma tarafından gözaltına alınan Esat Aydın, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
TERCÜMANLAR DURUŞMA SALONUNA GELMEK İSTEMEDİ
Davanın bugün görülen ikinci duruşmasında, sanık Muhammet Atikullah tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS sistemi ile bağlanırken, Aydın ailesi ve avukatlar salonda hazır bulundu. Mahkeme heyeti, ilk duruşmada yaşanan olaylar sebebiyle tercümanların duruşma salonuna gelmek istemediğini, 1 tercümanın SEGBİS aracılığıyla İstanbul'daki bir mahkeme salonunda hazır edildiğini duruşma tutanağına yazdı. Dosyada sanığın Ayşegül Aydın'a karşı cinsel istismarda bulunup bulunmadığına dair rapor olmaması sebebiyle, Adli Tıp Kurumu'ndan geçen celsede istenen rapora cevap verildi. Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun yazdığı cevapta, mağdurun tecavüze uğradığının oy birliği ile anlaşıldığı belirtildi.
SANIK VE TERCÜMAN MAHKEME SALONUNA GETİRİLECEK
Duruşmada, Muhammed Atikullah'ın ifadesi alınmaya çalışıldı, ancak başarılı olunamadı. Hem sanık hem de tercümanın SEGBİS sistemi ile konferans görüşme yöntemiyle ifade verdiği esnada, tercüman sanığı anlayamadığını belirtti. Mahkeme heyeti Atikullah'ın yanındaki cezaevi memuruyla Türkçe konuştuğunu görerek, savunmasını Türkçe yapmasını istedi. Türkçeyi az bildiğini söyleyen sanık Muhammed Atikullah, bazı yerlerde anlamadığını söyleyerek sorulara cevap vermedi. Sanığın savunmasını alamayan mahkeme heyeti, sağlıklı bir şekilde savunma alınabilmesi için hem sanık hem de tercümanın mahkeme salonunda hazır edilmesi gerektiğine oy birliği ile karar verdi. Mahkeme, sanık ve tercümanın güvenliklerinin sağlanması konusunda Kocaeli Valiliği'ne yazı yazılarak, her ikisinin de bir sonraki celsede hazır edilmesini istedi. Sanık Muhammed Atikullah'ın tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 17 Şubat 2023 tarihine erteledi.
"BİR ÇOCUĞUM CEZAEVİNDE, BİR ÇOCUĞUM MEZARDA"
Duruşma sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ayşegül'ün babası Metin Aydın, "Ayşegül’ün ilk duruşmasında benim oğlum Esat’ın, kendini mahkemede kaybetmesi sonrasında çocuğum istenmeyen bir eylemde bulundu. Tasvip etmediğimiz bir eylemde bulundu. Bundan dolayı da şu anda tutuklu olarak cezaevinde yatmakta. Bizim için şu anda sanığa verilecek olan cezadan çok Esat’ın buradaki hatasını, kendini kaybetme olayından dolayı ben oğlumun bir an önce serbest bırakılmasını istiyorum. Şu anda bir çocuğum cezaevinde, bir çocuğum mezarda. Bomboş evde bekliyoruz. Bu zulmün bize daha fazla yapılmamasını istiyorum" dedi.