SON DAKİKA! Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan önemli açıklamalar
Son dakika! Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkan Yardımcısı Pence başkanlığındaki heyetler arası görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu. Bakan Çavuşoğlu, 'Bugünkü müzakerelerde Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli liderliği sonucunda istediklerimizi aldık. PKK/YPG'nin 120 saat içinde çıkması için Barış Pınarı Operasyonuna ara vereceğiz, bu bir ateşkes değildir.' diye konuştu. Çavuşoğlu ABD Başkanı Trump'ın yazdığı mektubun hatırlatılması üzerine şu ifadeleri kullandı: Biz mektuba 9 Ekim'de yaptığımız operasyonla gereken cevabı verdik. Ayrıca Amerika halkı da bu mektubun seviyesi ile ilgili olarak gereken yanıtı verdi...
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence başkanlığındaki heyetler arası görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu.
Çavuşoğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
Amacımız bölgelerden temizlenmesiydi. Bugünkü müzakerelerde Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli liderliği sonucunda istediklerimizi aldık. ABD tarafı meşru çıkarlarının korunması tarafından güvenli bölgenin önemini ve işlevselliğini kabul oldu. Böylelikle ABD tarafı harekatımızın, hedeflerimizin meşruiyetini kabul etmiş oldu. Bundan sonraki süreçte herkesle işbirliğimizi sürdüreceğiz. YPG'nin ağır silahlarının toplanması, mevzilerin, tahkimatlarının imha edilmesi hususunda mutabakat sağladık.
"BU BİR ATEŞKES DEĞİLDİR, ARA VERİYORUZ"
PKK/YPG'nin 120 saat içinde güvenlik bölgesinden çıkması için ara vereceğiz. Bu bir ateşkes değildir. Ateşkes iki taraf arasında yapılır. Biz güvenli bölgeden çıkmaları için harekata ara veriyoruz. Tamamen çıktıktan sonra ancak harekatı durdurabiliriz. Terör unsurların çıkmasından sonra operasyonu durdurmamız söz konusuolacaktır. Biz operasyona ara verdiğimizde ABD tarafı yaptırım girişimleri durduracaktır. Bu 120 saat içinde YPG unsurları çıktıktan sonra ancak harekatı durdurabiliriz. Şu andaki mevcut yaptırımlar kaldırılacaktır. DAEŞ'le mücadele içinde tabii ki eşgüdüm ve işbirliği içerisinde çalışacağız. DAEŞ'a karşı Türkiye çok kararlı bir mücadele vermişti.
Bu sonuca sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli liderliği sayesinde ulaştık. Ayrıca dünden beri Amerika'dan heyetler vardı. Esasen sayın Cumhurbaşkanımızın Trump'la Bakü'de yaptığı telefon görüşmesinde 'heyetleriniz gelsin ondan sonra konuşalım' demişti. Mili Savunma Bakanlığı arkadaşlarımızla, MİT ve bakanlığımızdaki arkadaşlarımızla bunu yürüttük. Kendilerine çok teşekkür ediyorum.
"MÜNBİÇ VE DİĞER KISIMLARI RUSYA İLE GÖRÜŞECEĞİZ"
Bildiğiniz gibi bu bölgeden ABD askerleri çekiliyor. Bu bölgede Münbiç dahil bazı bölgelerde rejim var, Fırat'ın doğusunda bizim sınırımıza yakın bölgelerde rejimin olduğunu biliyoruz. Aynel Arab ve Kobani bölgesine de rejim unsurları ve Rusya girdi. Dün akşam sayın Cumhurbaşkanımız, Putin'le telefon görüşmesini gerçekleştirdi. Sayın Putin de atacağımız adımları görüşmek üzere sayın Cumhurbaşkanımızı Soçi'ye davet etti.
20 mil 32 kilometre derinlikte ve de Fırat'ın doğusunda Irak sınırına kadar yani 444 kilometrelik uzunlukta hiçbir teröristin kalmaması ve güvenli bölge olarak tesis edilmesi. Sayın Cumhurbaşkanımızın sürekli vurguladığı gibi bu bölgelere Suriye'de evini terk etmek zorunda kalan bizdeki ve Suriye'deki insanların dönmesi söz konusu. Güvenlik boyutu önemli ama bunun insani boyutu ve insanların dönmesi var. 444 kilometre derinlikli bölge. Bir kısmını Amerika ile hallediyoruz, Münbiç ve diğer kısımlarını Rusya ile görüşeceğiz.
"TRUMP'IN DAVETİ HALA GEÇERLİ"
Burada sadece YPG'lilerin çekilmesi değil, elindeki silahların alınması, sadece ellerindeki silahların alınması da yeterli değil, tüm mevzilerinin kullanılmaz hale getirilmesi ve tahkimatlarınyıkılması dahil hepsi var. Diğer taraftan Trump davet etti. Bugün de gördük ki, davet hala geçerli. Tabii ki önümüzdeki süreçte inşallah bu ortak açıklamanın içinde yer alan unsurlar başarılı bir şekilde yer alır. Beklentiler karşılanır, adımlar atılır ve bu ziyarette o şartlarda gerçekleşir.
Şimdi ABD'nin başkanlık kararıyla bir yaptırımı oldu. Sınırlı bir şekilde bazı bakanlarımız üzerine. Bunların fiiliyatta bir önemi yok. Hiçbir bakanımız ABD'de malı yok. 120 saatlik ara verme var, durma değil. Bu teröristlerin buradan çıkması için. Bunu ABD yapacak. ABD'nin taahhüdüilave yaptırımlarla ilgili bir çalışma olmayacak. 120 saat sonra bu teröristler tamamen çekilirse o zaman harekatı durduracağız. Bu gerçekleştiği andan itibaren de şu andaki mevcut yaptırımlar da ortadan kalkacak.
"2 MİLYON İNSANIN DÖNMESİ BİZİM PLANIMIZ"
İnsani konular bir matematik meselesi değildir. Buraların tamamen güvenli bölge haline gelmesi lazım daha sonra bu insanların gönüllü olarak dönmelerini desteklemesi lazım. Cumhurbaşkanımızın görüştüğü muhataplarla paylaştığı projenin içeriği bu dönen insanların konutları, sağlık hizmetleri, eğitim, su elektrik gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması lazım. Gerek tarım ve diğer alanlarda aşama aşama hayata geçmesi lazım. Daha önceki Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatımızdan sonra DAEŞ ve PKK'dan temizlediğimiz alanlara 365 binden fazla Türkiye'deki Suriyeli göçmen döndü. Aşama aşama döndü. Bir takvimlendirme bir şey olmaz. İlk etapta 1 milyon daha sonraki aşamada 2 milyon insanın dönmesi bizim planımız. Burada AB ve bazı üyelerin ikircikli açıklamaları olmuyor değil. Bunlara yardım etmeyeceğiz diye açıklama yaptı. Sayın Cumhurbaşkanımız da cevabını verdi, 'o zaman buyurunbunları ülkenize alır bakarsınız' demişti. Herkesin geriye dönen insanlara en temel ihtiyaçlarını karşılama konusunda yardım etmesi gerekiyor. Suriye'nin yeniden inşası siyasi süreç. 30 Ekim'de Anayasa Komisyonu ilk toplantısını yapacak. Şu anda o aşamada değiliz.
"HER ŞEY AÇIK AÇIK KONUŞARAK BAŞLADI"
Her siyasetçinin, her liderin bir mizacı var. Pence'in mizacı bize göre fazla ciddi duruyor.Siyasi liderin ya da başkan yardımcısının mizacı ile ilgili yorum yapmam. Her şey açık açık konuşarak başladı. Cumhurbaşkanımız gayet samimi bir şekilde bugüne kadar kaygılardan bahsetti. İçeride belge üzerinde hangi maddede ne değişiklik olacak bunların müzakeresini ayak üstü ya da oturarak konuştuk. Buradaki azınlıkların geleceği ne olacak diye söylüyorlar ya. Bu azınlıkların YPG/PKK ile ilgili şikayetleri kendilerine gösterildi. Sonuçta bu müzakereler ve çalışma sonucunda bu kadar saat nasıl geçti gerçekten farkında olmadık ama netice aldık demek isterim.
"KOBANİ'YE GİRMEYECEĞİZ DİYE BİR ŞEY KONUŞULMADI"
Rusya'nın girip girmemesi ABD'nin garantisinde olan bir şey değil. Onlar başından beri 'Biz çekilirsek onlar gelir' diyorlardı. Biz başından beri Ruslarla çalışıyoruz. Astana, Soçi süreci var, liderler zirvesi var. Kobani meselesini gündeme biz getirdik. Biz oraya girmeyeceğiz diye bir şey konuşulmadı. Onlar 'artık orada Ruslar ve rejim var siz de görüşürsünüz' dediler. Bizim öyle bir taahhüdümüz olmadı.
"TRUMP'UN MEKTUBUNA AMERİKAN TOPLUMU CEVABI VERMİŞTİR"
Trump'ın tweetleri herkesi şaşırtmıyor artık. Aynı konuda kısa süre içinde farklı tweet atması Amerika'nın da dikkati çekiyor. Bu mutabakattan memnuniyet duyması önemlidir. Mektup konusuyla ilgili olarak, biz harekatı 9 Ekim'de başlattık. Biz zaten cevabımızı sahada verdik. Bizim herhangi bir teröristle müzakereye giremeyeceğimizi bizzat sayın Cumhurbaşkanımız Trump'a söylemiştir. Diğer taraftan böyle bir arabuluculuğun doğru olmayacağını, kabul edilmeyeceğini, Amerika'ya yakışmadığını söyledi. Amerikan toplumu 'böyle bir seviyesizlik görmedik' diyor, daha birçok yorumlar da var. Böyle bir seviyesizlik olduğu zaman, Türkiye Cumhuriyeti ciddi devlettir. sayın Cumhurbaşkanımızın bu seviyeye inmesi olmamıştır, olmaz da. Seviye ile ilgili en iyi cevabı Amerikan halkı vermektedir.
"120 SAATLİK SÜREDE NE OLUP, NE OLMADIĞINI GÖRMÜŞ OLACAĞIZ"
Şimdi ara vermek demek bizim askerimizin, oradaki güçlerimizin çekilmesi değil. Biz orada olmaya devam edeceğiz. Oradaki istihbari kaynaklarımızla ne yapıldığını, ne yapılmadığını bizzat takip edeceğiz. Geçmişte Münbiç tecrübesi var. Amerika ile güvenli bölge için çalışmalar var. Ama burada ne olup, ne bittiğini ya da ne olmadığını görmüş olacağız. Bu 120 saatlik yani 5 günlük sürede görmüş olacağız, görmüş olacağız.