Son dakika... ABD kendisini ve YPG/PKK'yı kurtardı! Kanton hayal oldu!
Barış Pınarı Harekatı'nın ardından ABD'li heyetin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunduğu ve uzlaşmaya varılan Ankara Mutabakatı'nın detaylarını Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, HABERTÜRK'e değerlendirdi. Ağar, "Madalyonun iki yüzü var. Öncelikle terör örgütünün Türkiye sınırında kurmayı hayal ettiği kantonların hayal olduğunu gösterdik. İkinci olarak Suriye'nin parçalanma riski harekatla önlendi. ABD ise kendisi ve terör örgütü PKK'yı bölgede yok olmaktan kurtardı. PKK'nın elindeki silahların teslim edilmesiyle ilgili olaraksa; Ortadoğu'da verilen silah saklanır, gömülür, satılır, el değiştirir, takas edilir" dedi
Habertürk'ten Alper Uruş'un haberine göre Türkiye'nin 9 Ekim'de Suriye'nin kuzeyinde yuvalanan terör örgütü PKK'ya yönelik başlattığı Barış Pınarı Harekatı ABD ile dün varılan mutabakatın ardından 120 saatliğine durdu.
AĞAR HABERTÜRK'E DEĞERLENDİRDİ
ABD'nin terör unsurlarının 5 gün içinde 440 kilometrelik hat boyunca 20 mil (32/33 km) çekileceğine yönelik verdiği sözün ardından Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar, varılan mutabakatı ve bundan sonra ne olabileceğine ilişkin HABERTÜRK'ün sorularını yanıtladı. İşte Ağar'ın tespitleri...
"SURİYE'NİN PARÇALANMASI ÖNLENDİ"
Bir defa, yapılan harekat ve varılan mutabakatın birçok yönü var. Öncelikle, Türkiye sınırının hemen dibinde bir YPG/PKK sözde kantonlar birliğinin kurulma ihtamali devre dışı kaldı. Türkiye, Suriye’nin üniter yapısının bu bölgeden bozulmasına, parçalanmasına engel oldu.
YPG/PKK federasyon, konfederasyon, yerinden-özerk yönetim ya da kanton ihtirasını aşağılarda Arap bölgelerinde arayacak. Türkiye’yi artık bu ihtiras denklemine katmakta çok zorlanacak. 20 milin altındaki Suriye’de, Sincar ve Mahmur başta Irak ve Suriye’de bu arayışını sürdürmek isteyecek.
"ABD, YPG/PKK'YI 120 SAATLİĞİNE KURTARDI"
127 saat diye bir film vardı. Kanyon’da tek başına spor yapan bir genç, kolu kayalara sıkışınca 127 saat mücadele edip, kolunu kendi keserek kurtulabiliyordu.
ABD, son derece hassas ve tehlikeli bir konjonktürde Türkiye’nin YPG/PKK’yı imha ve dağıtma fırsatı yakaladığı bir süreçte 120 saatliğine YPG/PKK’yı kurtardı.
"TÜRKİYE KÜRESEL DİZAYNA ÇOMAK SOKTU"
Bu artık ABD/YPG-PKK için büyük bir fırsat. Aslında bu denli yüksek perdeden çok sesli koro, Türkiye’nin nereye çomak soktuğunu ispat ediyordu. YPG/PKK’yı ve bu toprakları dizayn edici küresel orkestra, bölgeden de yanlarına aldıkları borazanlarla ilk önce Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna girmesini engellemeye çalıştılar.
Başaramayınca çıldırmışçasına Türkiye’ye saldırmaya başladılar. Silah ve ekonomik ambargolar, yaptırım tehditleri girişimleri, suçlamalar, tehditler, şantaj ve yaptırımlar, aslında hepsi Türkiye’nin neye ve nereye çomak soktuğunu gösteriyordu. ABD bu 120 saatle tarihi bir fırsat yakaladı.
TÜRKİYE İÇİN OLUMLU SONUÇLARI
Türkiye ise Rus ve Rejimle başbaşa kaldığı bir güvenli bölge karşılığında son derece ağır baskı, şantaj, tehdit ve yaptırımlardan, yaptırımların üreteceği olası sonuçlardan, sahadaki tuzaklardan, Mehmetçik’in daha derin tehdit ve saldırılara maruz kalmasından, ABD ve Batı ile yaşadığı krizin daha derininden şimdilik kurtuldu. ABD ise hem Türkiye’yi kaybetmedi hem de YPG/PKK’yı korudu.
"TAM BİR İNGİLİZ KURNAZLIĞI YAPTI"
Bu harekat süreci ve mutabakatın yani madalyonun iki yüzü var. Türkiye'nin gerçekleştirdiği harekata ABD ve Avrupa'nın gösterdiği tepki, işin ne kadar büyük olduğunu ortaya koydu. ABD burada YPG/PKK adına bir müdahalede bulunmuş gibi görünse de ABD'nin, kendisi için bu mutabakata varması söz konusu. ABD, tam bir İngiliz kurnazlığı göstererek hem Türkiye'yi kaybetmedi hem de YPG/PKK'yı korudu. Öte yandan Türkiye'yi büyük bir sorunla, sorunlu bir alanla Rusya ve Rejim ile karşı karşıya bıraktı. Bu anlamda da harekatın niyet ve maksadı başka bir bahara kaldı.
"TÜRKİYE, TERÖRÜ SINIRLARINDAN UZAKLAŞTIRDI"
Bundan sonraki süreçte mesele tamamen Rusya ve Rejimle ilgili. Rejim, 'Kuzeyimizde, yeni bir çekiç güç istemiyoruz' diyor. Bu 32 km'lik derinlikte PKK'nın ideolojik iddia üretmeye çalıştığı Kobani ve Kamışlı'da ne olacağı çok önemli. Bunun cevabı yok ancak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un, 'Türkiye'nin sınır hassasiyetini anlıyoruz' açıklaması önemli. Türkiye terör örgütü YPG/PKK'yı tamamen ilga ve imha edemese de sınırlarından şimdilik uzaklaştırdı.
"ABD GİBİ RUSYA İLE ANLAŞMA SAĞLANMALI"
Türkiye'nin bundan sonrası için Suriye'de Rusya ve Rejim ile ilişkilerinin iyi olması hatta ABD ile yaptığı anlaşmanın bir benzerini Rusya ile gerçekleştirmesi de önemli. ABD, bölgede YPG/PKK ile ilişkisine, onu kullanmaya devam edecektir. İran ve DEAŞ ile gerekçelendirdiği YPG/PKK'dan ABD kendi nüfuzu için vazgeçmeyecek.
"SİLAHLARIN TOPLANACAĞINA İNANMIYORUM"
Ortadoğu'da bir silahı verirsen geri alman pek mümkün değildir. Dağıtılan bir silah toplanır, toprağın altına gömülür, saklanır, gizlenir ama asıl sahibine geri verilmez. Ben bu anlamda ABD'nin ağır silahların toplanacağı sözüne inanmıyorum. Süleyman Şah-Karakozak (37 km) metinde yok! Karakozak, ABD/YPG-PKK alanında kalıyor, gidiş yolu Rus ve Rejim'de. Bu önemli başlığı unutmamamız gerekiyor.
"IRAK'TA KARIŞIKLIK YAŞANABİLİR"
ABD, Türkiye ile karşı karşıya kalsaydı bunun ABD açısından da çok ağır jeopolitik sonuçları olurdu. Bakın PKK'dan çok büyük firarlar oluyor. Terör örgütü dağılma sürecini yaşarken ABD araya girdi ve PKK'yı dağılmaktan kurtardı. Aynı zamanda kendini de kurtardı. Irak'ta yakın zamanda 100 kişinin öldüğü, 4 bin kişinin yaralandığı olaylar yaşandı. Irak yeniden ve daha büyük biçimde karışabilir ve burada başta Kerkük olmak üzere tartışmalı bölgeler bir başka güç tarafından kurtarılabilir. Türkiye'nin Irak'ı gözden kaçırmaması gerekir.
