Erdoğan'dan 'doçentlik' açıklaması: Önümüzdeki hafta parlamentoya gönderilecek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) yardımcı doçentliğin kaldırılmasına ilişkin çalışmasının önümüzdeki hafta Meclis'e geleceğini açıkladı. Erdoğan, "Doktoradan sonra bir de yardımcı doçentlik olmayacak. Doktoradan sonra kazanan doçentliğe gidecek" diye konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmara Üniversitesi Rektörlüğü binasında "Marmara Üniversitesi 135. Kuruluş Yıl Dönümü Programı"nda konuştu. Erdoğan, YÖK'ün yardımcı doçentliğin kaldırılması çalışması hakkında, "Dedik öyle bir adım atalım ki, ara unvanı ortadan kaldırıp doktoradan doğrudan doçentliğe geçilmesini temin edecek çalışma yapalım. Büyük ihtimalle önümüzdeki hafta parlamentoya gönderilecek. Doktoradan sonra bir de yardımcı doçentlik olmayacak." dedi.
"TÜRKİYE, SÖYLEMİ SOSYALİST, ZİHNİYETİ FAŞİST KADROLARIN TASALLUTU ALTINDA KALMIŞTIR"
Erdoğan ayrıca, "Türkiye her alanda milletimizin değerlerinden, halka rağmen halk için anlayışı ile hareket eden, söylemi sosyalist, zihniyeti faşist kadroların tasallutu altında kalmıştır. Üniversitemiz de bu alanda kalmıştır. 'Benim oyumla çobanın oyu bir olabilir mi' diyen bir zihniyetin olduğu yerde demokrasiden söz edilemez. Hezeyanlar saçan bir zihniyetin olduğu yerde millilikten söz edilemez." diye konuştu.
Marmara Üniversitesi Rektörü, Prof. Dr. Mehmet Emin Arat, Azeri doktora öğrencisi Tunzala Mahmadzade'nin, 3 yılda yaptığı 50 metre şeffaf ipek üzerine altın ve gümüş renkli boya ile nakşedilmiş Kuran-ı Kerim'i, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye etti.
Erdoğan'ın açıklamaları:
Şahsımın mezuniyetinden bir yıl sonra bugünkü adını alan Marmara Üniversitesimiz 84 binin üzerindeki öğrenci ve 3277 öğretim üyesi ile ülkemizin önde gelen yüksek öğretim kurumları arasında mümtaz bir yere sahiptir.
Pek çok milli sporcumuzun yetiştiği spor bilimleri fakültesi de başlı başına bir markadır. Üniversitemizin önünde çok büyük hedefler bulunduğunu biliyorum. Bir mezunu ve Cumhurbaşkanı olarak üniversitemize her konuda destek verdim, veriyorum. Maltepe ve Göztepe'deki külliyelerimizle ilgili çalışmaları yakından takip ediyorum. Maltepe, 2300 dönüm civarında bir arazi üzerinde, inşallah şu anda projenin son halini de kendilerinden göreceğim, son haline de bakacağız ve Maltepe'deki yer bittiği zaman Marmara Denizi'ne nazır ve külliye olarak bütün birimlerini bir araya toplayan bir üniversite olması bakımından efradını cami ağyarını mani bir külliye meydana gelmiş olacak.
Dünyanın en eski üniversitelerine, eğitim öğretim kurumlarına sahip bir ülke olarak bize yakışan da budur. Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomi olma hedefine ulaşabilmesi, nitelikli insan kaynağı ile mümkündür. Türkiye'nin 15 yılda yaşadığı büyük dönüşümü görebileceğimiz alanlardan biri de yüksek öğretimimizdir.
Dersaneleri ele geçiren FETÖ zihniyeti bu şekilde en zeki, parlak öğrencileri devşirebileceği bir zemin olmuştur. Türkiye'nin 15 Temmuz girişimlerine giden yolu dersane tartışmaları üzerinden takip etmek mümkündür. FETÖ geleceğimizi gaspetmiştir. Bu ümmeti parçalamıştır. Üniversite kapasitemizi talep eden herkesin gidebileceği bir düzeye ulaştırdık.
"DOKTORADAN SONRA YARDIMCI DOÇENTLİK OLMAYACAK"
Yardımcı doçentliğin sadece bir siyasi karar olduğunu dile getirdik. Dedik öyle bir adım atalım ki, ara unvanı ortadan kaldırıp doktoradan doğrudan doçentliğe geçilmesini temin edecek çalışma yapalım. Büyük ihtimalle önümüzdeki hafta parlamentoya gönderilecek. Doktoradan sonra bir de yardımcı doçentlik olmayacak. Doktoradan sonra kazanan doçentliğe gidecek.
Her iş gibi akademi de adanmışlık gerektirir. Bir hocalarımızda artık bu azmi, bu kararlılığı görüyorum.
YÖK, kalite kurulu, misyon farklılaşması programları ile bu konularda ilk adımları atmıştır. Üniversitelerimizden de benzer anlayışla kendi projelerini hayata geçirmelerini planlıyoruz. Türkiye her alanda milletimizin değerlerinden, halka rağmen halk için anlayışı ile hareket eden, söylemi sosyalist, zihniyeti faşist kadroların tasallutu altında kalmıştır. Üniversitemiz de bu alanda kalmıştır. 'Benim oyumla çobanın oyu bir olabilir mi' diyen bir zihniyetin olduğu yerde demokrasiden söz edilemez. Hezeyanlar saçan bir zihniyetin olduğu yerde millilikten söz edilemez.
Pensilvanya'nın emrine her yanı ile cehalet kokan bir adamın emrine her şeyinizi teslim etmişseniz profesör de olsan hiçsin, çok farklı reklamın da olsa bir hiçsin. Kapınızdaki tabelada öyle yazıyor olmasının bir önemi yoktur. Ben demiyorum ki bütün bilim insanları bizim için düşünecek. Ben aklımı bu tür adamların emrine kiraya verenler için söylüyorum. Bizim isteğimiz objektiflikten uzaklaşılmadan hareket edilmesidir. Cumhuriyet tarihinde bilimle, bilimsel çalışmalarla, araştırmayla, gelişmeyle en yakından ilgilenen Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın ben şahsım olduğunu iddia ediyorum. Olmaya da devam edeceğim.
Geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesi'nde de ifade ettim, milletin değerlerine saygılı olmakla bilimde en üst seviyelere çıkmak birbirinin alternatifi, zıttı değildir.
Fotoğraf çekme ve yön gösterme bakımından kendi çalışmalarımda böylesine dolu bir birikimi her zaman bulamadığımı söylemek isterim. El yordamı ile iş yapmak hem zaman kaybettirir hem de maliyeti getirir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne giden süreçte ve yeni dönemde çok daha güçlü, işe yarar destek bekliyorum. Biz değerli kaynaklarını bu şekilde hovardaca heba edebilecek bir ülke değiliz. Önümüzdeki dönemde üniversitelerimizden her alanda çok büyük destekler bekliyoruz.