Tarih boyunca statü ve güç için kullanılan Ananas gibi eşyaların anlamları!
Tarih boyunca birçok kraliyet, sıradan nesneleri bir statü sembolü olarak kullandı. Özellikle geçmiş tarihte soylu olmak yani bir statü sahibi olmak, insan toplulukları için son derece önemli bir konuydu. Çünkü toplumsal yaşamın dinamikleri, büyük oranda statülere bağlı olarak şekilleniyordu. Bununla beraber kraliyet toplumlarında sıradan nesneler statü sembolü olarak kullanılmaya başladı. İşte, ananastan, saç peruklarına tarihte statü ve güç göstergesi olarak kullanılan ilginç eşyalar...
1. PERUK
Peruk, binlerce yıl boyunca farklı toplumlarda önemli bir statü sembolü olarak tarihe geçti. Ancak peruğun tarihte ilk kullanımı güç göstergesi için değildi. Statü sembolü olmasının yanı sıra Avrupa'da peruk takılmasının bir diğer nedeni, cinsel yolla bulaşan Frengi hastalığının belirtilerini kapatmaktı.
Frengi uzunca bir süre Avrupa'yı içten içe çökertti. En yaygın etkilerinden birisi de düzensiz saç dökülmesiydi. 1490'larda Avrupa'ya yayılmaya başlayan Frengi, henüz tedavisi bulunmadığı için küçük semptomlarında saç dökülmesine neden oluyordu.
İlerleyen evrelerinde açık yaralar ve göz ve çevresinde oluşan ciddi semptomlar görülür. Bu nedenle Avrupalılar hastalığın belirtilerini saklamak için perukla kapatma yöntemini buldular.
Uzun saç bir statü sembolü haline geldi ve zengin Avrupalılar hem frengi semptomlarını gizlemek için hem de statülerini belli etmek için peruk takmaya başladı.
Peruğun hangi malzemeden yapıldığı değerini belirleyen unsurdu. Örneğin Antik Mısır topluluğunda insan saçından peruklar üretiliyordu. Daha sosyal statüye sahip olan insanlar ise yün ve çeşitli bitki liflerinden peruk kullanıyordu.
Avrupa'da peruklar başlangıçta at, keçi veya insan saçıdan yapılıyordu. Ucuz versiyonları yünden kullanılıyordu.
18. yüzyılda peruk takmak kadınlar için de popüler hale geldi. Artık peruk sadece bir hastalığı gizlemek için değil popülerite ve güç gösterisi olarak kullanılmaya başladı.
2. ANANAS
Günümüzde birçok insanın severek tüketiği bir meyve olan ananas zamanında çok önemli bir yere sahipti. Özellikle İngiliz Kraliyet ailesi ve toplumunda ananas zenginlik ve statü göstergesi olarak kullanılıyordu.
1668 yılında İngiltere ve Fransa, Saint Kitts isimli bir adanın kontrolü konusunda anlaşmazlık yaşadı. Bu sebeple iki ülke arasında açıkca siyasi bir gerginlik oluştu.
O dönemin İngiltere Kralı olan II. Charles, politik olarak Fransızlara üstünlük sağlayabilmek adına son derece ilginç bir yöntem kullanmaya karar verdi, Ananas!
II.Charles, Fransız temsilcisinin davet edildiği bir akşam yemeğine, metrelerce uzunluğunda bir ananas piramidi hazırlanmasını istedi. Bunu istemesinin sebebi ise o dönemde ananasın çok nadir bulunan kıymetli bir meyve olmasıydı.
Ananas piramidi akşam yemeğinin başrolü olarak kullanıldı ve hızla İngiltere'nin bir statü göstergesi haline geldi. Ananas, zenginlik, güç ve statü sembolü olarak İngilizler tarafından benimsendi ve sadece bir meyveye binlerce sterlinlik ödeme yapılıyordu.
Hatta ananas sahibi olanlar meyveyi tüketmiyor, çürüyene kadar sergiliyordu. Sosyetenin önde gelen isimleri ise zaman zaman ananası sokaklarda yanlarında taşıyordu. Bir dönem ananas hırsızları bile İngiltere'de var olmuştu.
3. EL YAZMASI KİTAPLAR
Matbaa icad edilmeden önce kitaplar son derece kıymetli eselerdi. Bu nedenle ince olanları bile çok pahalıydı. Çünkü kitapların hepsi tek tek elle yazılıyordu. Elle yazılan kitaplar doğal olarak önemli bir konuma sahip oldu ve statü sembolü haline geldi.
Bir kitap koleksiyonuna veya el yazması kitaplardan oluşan geniş bir kütüphanesi olan bir kişi varsa yüksek bir sosyal tabakaya mensup demekti. 15. yüzyılda kütüphaneler yalnızca zengin kişilerin evlerinde bulunuyordu. El yazmaları olan kişilere yüksek zeka ve kültüre sahip gözü ile bakılırdı.
4. DOLAPLAR
Rönesans tüm dünyayı önemli bir ölçüde etkileyen bir dönemdi. Dünya Rönesans ile birlikte yeni bir başlangıca doğru ilerliyordu. Yeniliklerle dolu bu dönemde statü göstergesi olarak bu sefer ortaya dolaplar çıkıyor.
Bu dolaplara "Merak Dolabı" deniyordu ve içerisine genellikle arkeoloji, jeoloji, doğa tarihi, sanat ve din gibi farklı alanlara ait bilgi içeren nesneler konuluyordu. Dolapların içerisinde bulunan nesneler ne kadar farklı ise statü ve gücü o kadar yüksek sayılıyordu.
Doğal olarak Avrupalılar mümkün olabildiğince çok merak dolabına sahip olabilmek için rekabet içerisindeydiler.
5. ŞEKER
Günümüzde uzmanlar şeker yemenin ne kadar sağlıksız olduğunu defalarca söylüyor. Fakat tarihi eskiye götürecek olursak Orta Çağ Avrupa'sında şeker nedeniyle çürük dişlere sahip olmak önemli bir şeydi.
Şeker, yüzlerce yıl önce yüksek üretim maliyetleri nedeniyle oldukça pahalı ve nadir bulunabilen bir gıdaydı. Bu sebeple sadece toplumun zengin kesimleri şeker tüketebiliyordu ve çürük dişlere sahip olmak statü göstergesiydi.
6. LALE
11. yüzyıl başlarında İran'da yetiştirilen lale, ilerleyen dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu'nun en sevilen temsili çiceklerinden birisi oldu. Özellikle 15. ve 16. yüzyıllarda, Osmanlı sarayları lale bahçeleri ile göz alıyordu. Laleler 16. yüzyılda Avrupa'da merak uyandırmaya başladı ve Osmanlı İmparatorluğu için siyasi bir rol haline geldi.
Avrupa'da laleye ulaşmak çok zor ve zahmetliydi. Osmanlı'da 3. Ahmed zamanında lale, 15 yüzyılın ikinci yarısında Avrupa'ya götürüldü. 1500'lü yılların ikinci döneminde, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun İstanbul Büyükelçisi ve bitki bilimci Ogier Ghislain de Busbecq'in gönderdiği lale soğanları, önce Avusturya'nın Viyana şehrine oradan da Hollanda’ya götürüldü. Hollanda'da da kısa sürede popüler hale gelen lale Kanada'nın başkenti Ottawa'ya geçti ve oradan tüm dünyada tanınır hale geldi.
7. KAKAO ÇEKİRDEĞİ
Kakao, binlerce yıl önce özellikle Orta Amerika medeniyetleri için son derece önemli bir bitkiydi. Orta Amerika'da bazı topluluklar çok eski zamanlarda kakao çekirdeklerini para birimi olarak kullanıyordu. Avrupa ise kakao ile 16. yüzyılın başlarında tanıştı.
16. yüzyılda Avrupalılar, kakao çekirdeklerini kahve gibi tüketiyorlardı. Bu yeni içecek sosyal statü haline geldi. 17. yüzyılda Fransa Kralı XVI. Louis kakaoyu sarayın popüler bir içeçeği haline getirdi ve böylece Avrupa'da soylu bir içecek haline geldi.
8. MASA OYUNLARI
Masa oyunları, kadim uygarlıklarında bir eğlence anlayışı olarak değil statü ve güç göstergesi olarak kullanılıyordu. Antik Mısır'da bir masa oyununa sahip olanlar zengin ve kıymetli kişiler olarak görülüyordu. Kişinin zenginliğine göre masa oyunu o kadar kaliteli üretiliyordu. Ayrıca antik dönemlerde masa oyunları kraliyet ailelerine verilebilecek en iyi hediyelerden birisiydi.
9. MOR RENK
Mor renk, antik çağlardan bu yana zenginliğin, prestijin ve gücün temsili olarak kullanılır. Bu nedenle modern zamanlara kadar, önemli bir statü sembolü olarak kullanıldı. Antik Roma'da mor rengin kimler tarafından kullanılabileceğine dair yasalar bulunuyordu.
Kaynak: BBC History Extra