Mısır
Mısır ya da resmi adıyla Mısır Arap Cumhuriyeti, (Arapça:جمهورية مصر العربية - Cumhūriyyet Mısr el-ʿArabiyye) ya da kısa ve yaygın adıyla sadece Mısır denilir. Mısır cumhuriyetle yönetilen bir Arap ülkesidir. Halkının çoğunluğu Müslüman Araplardan oluşur. Başkenti Kahire'dir. Ülkenin cumhurbaşkanı Adli Mansur'dur. Ülke başbakanı ise Hazım el-Beblavi'dir. Mısır'ın yasama organı ise Mısır Halk Meclisi'dir. Kuzey Afrika'nın nüfusu en büyük olan ülkesidir. Nüfusun büyük bir bölümü Nil Nehri boyunca yerleşmiştir. Akdeniz ve Kızıldeniz'e kıyısı bulunan Mısır'ın, batısında Libya, güneyinde ise Sudan yer almaktadır. Mısır, Asya kıtasında yer alan kısmı Sina Yarımadası üzerinden Filistin ve İsrail ile komşudur. Mısır'dan geçen Nil Nehri, sularını Akdeniz'e boşaltmaktadır. Medeniyetin beşiği olan Ortadoğu'da bulunan bir ülkedir. Ülke 1,010,000 kilometre kare kapsayan bir toprak parçasına ve 2012 tahminiyle yaklaşık 90 milyon nüfusa sahiptir. Mısır'ın yaklaşık 7,000 yıllık bir geçmişi vardır. İlk medeniyetten bu yana birçok yönetim, ülke ve kavim gelmiş ve geçmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun bir vilayeti olmuştur. 1922'de bağımsızlaşmış ve 1953'de cumhuriyet ilan edilmiştir. En son 2011 Mısır Devrimi ile 32 yıl Mısır'ı yöneten Hüsnü Mübarek gitmiştir ve ülke demokrasiye geçiş sürecine başlamıştır. Bu süreç, 3 Temmuz 2013'te seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin bir darbe ile görevden alınmasıyla kesintiye uğramıştır. Uluslararası alanda çoklu ilişkileri vardır. İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği ve Asya Birliği'ne üye olmakla beraber, hem doğu hem de batı ülkeleri ile dengeli ilişki içindedir.
Tarihi
Mısır'ın yaklaşık 7 bin yıllık köklü bir geçmişi vardır. Bu dönem içinde birçok ülke, kavim, kişi ve yönetim Mısır'ı bir dönem yönetmiştir. Mısır tarihi aşağıdaki dönemlere ayrılır:
Mısır İmparatorluğu
Hanedanlar öncesi dönem - MÖ3150'den önce
Firavunlar dönemi
Erken hanedanlar dönemi MÖ3032 - MÖ 2707
Eski Krallık MÖ2707 - MÖ2216
Birinci aradönem MÖ2216 - MÖ2025
Orta Krallık MÖ2010 - MÖ1793
İkinci aradönem MÖ1648 - MÖ1550
Yeni Krallık MÖ1531 - MÖ1075
Üçüncü aradönem MÖ1075 - MÖ652
Geçdönem MÖ652 - MÖ332
Yunan Roma Dönemi MÖ332 - M.S 395
Bizans dönemi 395 - 638
İlk İslam zamanı 640 - 868
Tolunoğulları 868 - 905
Abbasiler 905 - 935
Akşitler 935 - 969
Fatımiler Devleti 969 - 1171
Eyyubiler Devleti 1171 - 1250'
Memlûk Devleti 1250 - 1517
Osmanlı Devleti 1517 - 1805
Mısır Napolyon çıkarması 1798 - 1802
Mehmet Ali Paşa Hanedanı 1805 - 1882
İngiliz egemenliği 1882 - 15 Mart 1922
Mısır Krallığı 19 Nisan 1922 - Temmuz 1952
Mısır Cumhuriyeti 18 Haziran 1953 - 1 Şubat 1958
Birleşik Arap Cumhuriyeti 1 Şubat 1958 - 2 Eylül 1971
Antik Mısır
Antik Mısır (Khemet, Egypt), Antik Çağ'daki en büyük medeniyetlerdendir. Kuzeydoğu Afrika'da Nil Nehri'nin denize ulaştığı yarısı çevresinde yayılmış antik bir uygarlıktır. Uygarlığın yayıldığı bölge, bugünkü Mısır toprakları içinde yer almaktadır. MÖ 3.050 yılları civarında kuruluşundan önce, "Aşağı Mısır" (Nil Deltası ve güneyi, şimdiki Kuzey Mısır) ve "Yukarı Mısır" (Teb kenti merkez olmak üzere günümüz Güney Mısır'ı) olarak ikiye ayrılmaktaydı. Uygarlık, MÖ 3.150 dolaylarında ilk firavunun yönetimi altında Aşağı Mısır'ı ve Yukarı Mısır'ı politik olarak birleştirdi. Bu politik birlik, izleyen 3 bin yıl boyunca sürdü. Yukarı Mısır'ın tarihine değin bulunan en eski bilgiler MÖ 6000'li yılları göstermektedir; ancak kurucusu Tiu'nun doğum tarihi ya da yaşadığı dönem hala sırdır. Aşağı Mısır'a gelince, bilinen kurucusu Ro en ünlü kralı da Akrep Kral filminde de ilham alınan Scorpion of Egypt (Mısır Akrebi), Zekhen'dir. Yukarı Mısır'ı kendi yönetimi altında birleştiren Zekhen'den sonra kral olan Narmer, Delta bataklıklarına doğru yayılmayı sürdürmüştür. Narmer'in Kuzey Mısır'daki; Wazner'in güney Mısırdaki egemenliği sonrasında; Hor-Aha (ya da Menes olarak bilinir) birleşik Mısır İmparatorluğu'nun ilk firavunuydu.
Antik Mısır'ın Piramidleri
Antik Mısır tarihinde, arada Orta Krallık olarak adlandırılan görece istikrarsız dönemlerin yaşandığı bir dizi istikrarlı krallık dönemleri yer almaktadır. Antik Mısır, Yeni Krallık döneminde en gelişkin düzeyine ulaştı. Ardından, ağır seyreden bir gerileme dönemine girdi. Eski Mısır uygarlığının başarısı, kısmen Nil Vadisi'nin koşullarına uyum sağlamakta gösterdiği beceriden gelmektedir. Taşkınların öngörülmesi ve verimli vadinin kontrollü sulanması, toplumsal ve kültürel gelişmeyi besleyen ürün fazlasının üretilmesini sağlamıştır. Ürün fazlasının kullanılmasıyla siyasi otorite, Nil vadisi ve onun civarındaki çöl arazisindeki madenleri işletmek, özgün bir yazı sistemini erken evrelerde geliştirmek, karmaşık inşaa ve tarım projelerini hayata geçirmek, dış dünya ile ticareti geliştirmek ve yabancı istilacıları uzak tutmaya ve Mısır üstünlüğünü kabul ettirmeye yönelik bir askeri yapılanışı sağlamak için gerekli kaynakları sağlamıştır. Bu yöndeki faaliyetleri harekete geçiren ve planlayıp örgütleyen, seçkin yazmanlardan oluşan bir bürokrasi, dini liderler, bir Firavun'un denetimi altındaki yöneticiler topluluğuydu. Bu unsurlar, aynı hedeflere yönelik olarak yönlendirildi ve bölgede yerleşik insanları, ayrıntılı düzenlenmiş bir dini inançlar sistemi çerçevesinde bir araya getirdi.
Roma Dönemi
Antik Mısır, son dönemlerine doğru birbiri ardına gelen dış güçler karşısında yenilgilere uğradı ve MÖ 31 yılında, erken Roma İmparatorluğu tarafından istila edilerek firavunların egemenliğine son verildi, Roma'nın bir eyaleti haline getirildi ve uzun yıllar öyle kaldı. Başkent ve ülke merkezi İskenderiye oldu. Bu süre içinde Mısır'da ekonomik ve mimari gelişmeler yaşandı. Bunun yanında Roma-Mısır kültürü kaynaşmasıda oldu. Yunan mimarisi ve kültürü, Mısır'a ulaştı.
Osmanlı ve Arap Dönemi
Bizans İmparatorluğu ülkeyi bir süre kontrol etti. Ancak İslam İmparatorluğu'nun askerleri sefere girdi ve Bizanslıları yenerek Mısır'ı aldı. Böylece Mısır, Müslüman-Arap bir ülkeye dönüştü. Sünni İslam kısa sürede Mısır'da yayıldı. İslam Halifeliği tarafından kontrol edilen Mısır Fatimiler, Memlükler (devletin asıl adı Türkiye Devleti) ve Eyyubiler tarafından uzun yıllar yönetildi. I. Selim (Yavuz) (1470-1520), Mısır'ı Ridaniye Muharebesi'nden sonra Osmanlılar adına fethetti. Kavalalı Mehmet Ali Paşa (1769-1849), Mehmet Ali Paşa hanedanı kurucusu olan Osmanlı'ya bağlı paşa
daha sonra 1517 yılında Yavuz Sultan Selim'in Ridaniye Muharebesi'yle Memlûk Sultanlığı'nı yıkarak Mısır'ı Osmanlı topraklarına katması sonucunda Mısır Eyaleti kurulmuştur. Halifelik de Türklere geçmiştir.
Fransız Çıkarması ve yaşanan çatışmalar.
1798 yılında Fransa eyalete çıkarma yapmıştır. 1805 yılında vali olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa bağımsız olarak hareket etmeye başlamış ve daha sonra kendi soyundan gelen Kavalalılar Hanedanı tarafından yönetilecek olan, iç işlerinde serbest dış işlerinde Osmanlı Devleti'ne bağlı Mısır Hidivliği'ni kurmuştur. Böylece Mısır Eyaleti ortadan kalkmıştır. "Osmanlı Devleti, Mısır'daki egemenliğinden vazgeçmeyerek Mısır hükümetini ve Hıdiv'i İngiltere'ye karşı savunmasız bırakmamış, en azından kolay lokma yapmamıştır."
Lozan'ın 17. maddesi şöyle der: "Türkiye'nin Mısır ve Sudan üzerindeki bütün hak ve dayanaklarından feragatinin hükmü 5 Kasım 1914 tarihinden geçerlidir."
İngiliz Dönemi
Mısır Bayrağı 1922
1882-1922 yılları arasında İngiliz işgali altındaki Mısır'ın fiilen Osmanlılardan kopması ve öteden beri süren İngiliz-Fransız rekabetinin İngilizler lehine noktalanması gibi iki önemli sonuç doğurdu. İngilizler, Osmanlıların ve Avrupa devletlerinin gösterdiği tepkiyi göz önüne alarak resmi bir siyasi denetim kurmaktan kaçınmakla birlikte, stratejik çıkarlarını güvence altına almadan Mısır'dan çekilmeye niyetleri olmadıklarını da ortaya koydular.
İngiliz işgal kuvvetleri iyice zayıflamış olan hidiv yönetimini güçlendirmek yerine hidivi istekleri doğrultusunda hareket edecek sembolik bir güç olarak ayakta tutma yolunu seçtiler. Aynı dönemde İstanbul'daki İngiliz büyükelçisinin Mısır'la ilgili olarak hazırladığı raporda yönetimde köklü değişikliklerin gereğine işaret edilerek bunun ancak askeri işgal altında yürütülebileceği görüşüne yer veriliyordu. 1883'te tam yetkili temsilci ve başkonsolos olarak Mısır'a gönderilen Sir Evelyn Baring benzer görüşleri savunarak İngiliz hükümetini Örtülü Protektora politikasını benimsemeye ikna etti.
İngilizler, müdahaleye uluslararası bir meşruluk kazandırmak amacıyla, Mısır'ın mali durumunu düzelterek bütçe fazlasıyla özellikle Fransa'ya olan borçlarını düzenli olarak ödemeye başlamasını ve Süveyş Kanalını hem barış, hem de savaş döneminde açık tutma sözü vererek uluslararası muhalefetin önemini yitirmesini sağladılar. Bu arada İngilizler, danışman sıfatı taşıyan yöneticilerini kilit noktalara yerleştirerek Mısır hükümeti üzerinde dolaylı ama son derece etkili bir denetim sistemi kurdular.
Babasının ölümünden sonra genç yaşta hidiv olan Abbas Hilmi Paşa Örtülü Protektora yönetimine tepki göstererek 1893'te kukla başbakan Mustafa Fehmi'yi başbakanlıktan uzaklaştırdı. İngilizler tepki olarak Hidiv Abbas Hilmi Paşa'nın yetkilerini kısıtladılar. 1890'ların sonlarında ortaya çıkan milliyetçi akımlar, özellikle yayın ve propaganda çalışmaları temelinde örgütlenmeye çalıştı. Abbas Hilmi Paşa'dan da destek alan hareket, Sudan'ın yeniden Mısır'a bağlanması için yürütülen kampanyalar sırasında (1896-98) geniş bir kitle desteği buldu. Daha sonra kâğıt üzerindeki İngiliz-Mısır ortak yönetimine karşın Sudan'ın bir İngiliz sömürgesine dönüştürülmesi, milliyetçi tepkilerin derinleşmesinde önemli rol oynadı.
Zamanla kalıcı bir nitelik kazanan İngiliz işgaline karşı duyulan tepki son derece yoğunlaştı. Haziran 1906'da bir İngiliz subayını öldüren Denşavay köylülerinin acımasızca cezalandırılmasıyla başlayan karışıklıklar, büyük bir boyut kazanarak Sir Evelyn Baring'in görevinden ayrılmasına yol açtı. Yeni yüksek temsilci Sir Eldon Gorst İngiliz denetimini gevşetmeye ve Mısır kurumlarının daha etkili bir konum kazanmasını sağlamaya çalıştı.
I. Dünya Savaşı'nda Osmanlılara savaş açtıktan hemen sonra resmen protektora yönetimini ilan eden İngilizler Abbas Hilmi Paşa'yı hidivlikten uzaklaştırarak amcası Hüseyin Kamil'i sultan unvanıyla başa geçirdiler. Böylece İngiliz güdümündeki Mısır Sultanlığı kurulmuş oldu. Savaş'tan hemen sonra Saad Zaglul Paşa başkanlığındaki üç Mısırlı siyasetçi, İngiliz hükümetine bağımsızlık konusunun görüşülmesini önerdiler. İngiliz hükümetinin öneriyi reddetmesi ve Saad Zaglul'un tutuklanması ülke çapında kitle gösterilerine yol açtı. Mısır'a gönderilen Lord Edmund Allenby, milliyetçilere ödün vererek bir uzlaşma politikası izledi. Saad Zaglul serbest bırakıldı ve ülke düzeyinde bir örgüte dönüşmüş olan Vafd, Mısır'ın en etkili siyasi gücü haline geldi. Lord Allenby, İngiliz çıkarlarını koruyacak bir antlaşmayı sonraya bırakarak tek yanlı bağımsızlık ilan edilmesini (Şubat 1922) sağladı Böylece Mısır sorunlarla dolu olarak bağımsızlığını kazanırken, Ahmed Fuad da I. Fuad adıyla kral unvanı aldı.
Krallık
Mısır Sultanlığı'nın 28 Şubat 1922'de Birleşik Krallık'tan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmesinden sonra Ahmed Fuad Paşa, I. Fuad adıyla kral unvanını aldı. Kralın yürütme yetkilerini belirleyerek iki meclisli bir yasama organı oluşturan ve Mısır'ı bir meşruti monarşi durumuna getiren yeni anayasa Nisan 1923'te yürürlüğe girdi. Ardından hazırlanan seçim yasasıyla erkeklerle sınırlı olmak üzere genel oy hakkı tanındı. Yasaya göre Temsilciler Meclisi'nin bütün üyeleri, Senato üyelerinin de yarısı doğrudan seçimle belirlenecekti. Aslında Mısır'da ne bağımsızlık, ne de anayasal yönetim süreci tam anlamıyla oturmuş sayılabilirdi. Çünkü kutuplarını kral, Vafd Partisi ve Birleşik Krallık'ın oluşturduğu karmaşık siyasi mücadele bütün belirsizliğiyle sürdüryordu.
Halk desteği zayıf olan Kral Fuad, Vafd ve İngiltere arasındaki çekişmeden yararlanarak konumunu sağlamlaştırmak istiyordu. Halkın gerçek temsilcisi durumunda olan Vafd Partisi bir yandan İngiliz egemenliğine son verecek bir bağımsızlığı, bir yandan da kralın yetkilerini kısıtlayacak bir anayasal yönetimi savunuyordu. Ama önderleri arasında İngilizlerle ya da kralla uzlaşarak iktidarı ele geçirme eğilimi güçlüydü. Çeşitli bölünmlere yol açan bu yapı, Vafd içinde sürekli kopmalara elverişli bir ortam hazırlıyordu. Bunun ilk örneği daha 1922'de kurulan Liberal Anayasacı Parti'ydi. Ekonomik çıkarlarının yanı sıra Süveyş Kanalı'nın denetimini güvence altına almak isteyen Birleşik Krallık ise böyle bir antlaşmayı imzalayacak güçlü ve istikrarlı bir yönetimin oluşmasından yanaydı. Ama büyük ödünler koparmak için tarafları birbirine karşı kullanmaktan da kaçınmıyordu.
Ocak 1924'teki ilk genel seçimi Vafd Partisi'nin kazanması üzerine Saad Zaglul'un kurduğu hükümet, İngilizlerle yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması ve kralla ortaya çıkan gerginlikler yüzünden ancak birkaç ay başta kalabildi. Vafd Mart 1925'teki seçimden de en güçlü parti olarak çıktı; ama parlamento toplandıktan hemen sonra dağıtıldı. Ülke bir yılı aşkın bir süre kararnamelerle yönetildi. Mayıs 1926'daki üçüncü seçimi gene Vafd Partisi'nin kazanmasına karşın, İngilizlerin baskısıyla hükümeti Liberal Anayasacı Adli Yeken kurdu. Kral ve parlamento arasındaki çekişmeler karşısında istifa eden Adli Yeken'in yerine gene aynı partiden Abdülhalik Servet başbakan oldu. İngilizlerle antlaşma taslağını meclisten geçiremeyen yeni hükümet çekilmek zorunda kaldı (Mart 1928). Vafd'ın yeni önderi Mustafa Nahhas'ın başbakan olması üzerine, kral parlamentoyu dağıttı. Aralık 1929'daki dördüncü seçimin ardından yeniden bu görevi üstlenen Nahhas'ın başlattığı antlaşma görüşmeleri Sudan sorunu nedeniyle kesintiye uğradı. Kralla da çatışmaya giren hükümet Haziran 1930'da istifa etti. İsmail Sıdki'yi başbakanlığa atayan kral anayasayı yürürlükten kaldırarak kendi başına yeni bir anayasa ve seçim yasası çıkardı. Vafd'ın boykot ettiği Haziran 1931'deki seçimden güçlü bir çoğunlukla çıkan İsmail Sıdki'nin kurduğu hükümet Eylül 1933'e değin görevde kaldı.
Saraya bağlı hükümetler aracılığıyla yönetimi sürdüren Kral Fuad, iç ve dış baskılar karşısında Nisan 1935'te eski anayasayı yeniden yürürlüğe koydu. Ama bir yıl sonra yerini genç oğlu Faruk'a bırakarak öldü. Mayıs 1936'daki seçimler sonunda üçüncü kez başbakan olan Nahhas, Ağustos 1936'da İngilizlerle bir karşılıklı savunma ve ittifak antlaşması imzaladı. Temmuz 1937'de fiilen krallık görevini üstlenen Faruk, Vafd'dan çıkarılan Mahmud Fehmi Nukraşi ile Ahmed Mahir'in Saadçi Grupm oluşturmasından da yararlanarak Nahhas'ı başbakanlıktan uzaklaştırdı. Nisan 1938'deki seçimlerde Vafd yalnızca 12 sandalye kazanabildi.
Kral Faruk, II. Dünya Savaşı'nın başlarında İngilizlerin Mısır'dak üsleri kullanmasına ses çıkarmamakla beraber tarafsız kalmaya çalıştı. İngiliz karşıtı eğilimlerin giderek güçlenmesinden kaygılanan İngilizler, Almanya'nın Mısır'a saldırmaya hazırlandığı 1942 başlarında krala baskı yaparak İngilizlerle işbirliğinden yana olan Nahhas'ı başbakanlığa getirmesini sağladılar. Vafd izleyen genel seçimlerde büyük bir başarı elde ettiyse de milliyetçi çizgisinin bulanması ve iç çekişmeler nedeniyle büyük yara aldı. Ekim 1944'te görevden alınan Nahhas'ın yerine Ahmed Mahir, ardından Mahmud Fehmi Nukraşi geçti. Bu arada Mısır Şubat 1945'te Almanya ve Japonya'ya resmen savaş açtı.
Savaş sonrasında İngiliz birliklerinin çekilmesini ve Sudan'daki İngiliz denetiminin sona ermesini sağlamaya yönelik milliyetçi talepler, 1936 tarihli antlaşmanın gözden geçirilmesini gündeme getirdi. Konumu sarsılan Vafd'ın gerilemesiyle siyasi sahnede radikal güçler öne çıktı. 1928'de kurulan Müslüman Kardeşler örgütü reformcu bir İslam hareketi olmaktan çıkarak militan bir kitle örgütüne dönüştü. Kahire'de kitle gösterileri ve şiddet eylemleri giderek sıklaştı. Mısır hükümetlerinin, büyük bir tepki odağı haline gelen antlaşmayı değiştirmek için İngilizlerle yürüttüğü görüşmeler, Sudan sorunu nedeniyle çıkmaza girdi. Mısır'ın Temmuz 1947'de konuyu Birleşmiş Milletler'e götürmesi de kilitlenmeyi çözemedi.
Cumhuriyet
Milliyetçi dalgayı etkileyen önemli bir öğe de Arap dünyasındaki genel sorunlara karşı artan ilgiydi. Geçmişte Mısır milliyetçiliği kendi yerel koşulları içinde orataya çıkmıştı. 1936'dan sonra Filistin sorunuyla ilgilenmeye başlayan Mısır, Arap Birliği'nin (1943-1944) oluşmasında öncü bir rol oynadı. I. Arap-İsrail Savaşı'nda (1948-1949) alınan ağır yenilgi Arap davasına bağlılığı güçlendirirken, siyasi istikrarsızlığı da derinleştirdi. Müslüman Kardeşler'in şiddet eylemleri yoğunlaştı. Örgütü sindirmeye çalışan Nukraşi bir suikast sonucunda öldü.
Vafd'ın Ocak 1950 seçimlerini kazanmasından sonra başbakan olan Nahhas, İngilizlerle bir uzlaşmaya varamayınca Ekim 1951'de tek yanlı olarak savunma antlaşmasını ve Sudan'la ilgili antlaşmayı bozdu. İngiliz karşıtı gösterileri kanal bölgesindeki birliklere yönelik gerilla saldırıları izledi. İngilizlerin Ocak 1952'de İsmailiye'de giriştiği askeri harekat Kahire'deki gösterileri daha da tırmandırdı. Art arda gelen hükümet değişiklikleri de ülkeyi tam bir siyasi bunalım içine soktu.
Mısır'da giderek belirginleşen iktidar oşuğunu, Temmuz 1952'de bir darbeyle krallığı devirerek yönetime el koyan Hür Subaylar Hareketi doldurdu. 18 Haziran 1953'te cumhuriyet ilan edildi. 1953'te ilan edilen Mısır Cumhuriyeti 1958 yılında, II. Dünya Savaşı sonrası 1946'da Fransızların Suriye'den resmen çekilmesiyle kurulmuş olan Suriye Cumhuriyeti ile birleşerek Birleşik Arap Cumhuriyetini kurdular.
Birleşik Arap Cumhuriyeti
Mısır ve Suriye arasında 1 Şubat 1958'de ilan edilen ve her iki ülkedeki plebisitlerle (referandum) onaylanan siyasi birleşme. Bir askerî darbenin ardından Suriye'nin Mısır'dan bağımsızlığını ilan etmesiyle, 28 Eylül 1961'de son buldu. Birliğin dağılmasına karşın Mısır, Birleşik Arap Cumhuriyeti adını 2 Eylül 1971'e değin korudu. O tarihte bugünkü resmi adı olan Mısır Arap Cumhuriyeti ismini aldı.
Devrim
Yasemin Devrimi'nin öncülüğünde, 25 Ocak 2011'den beri Mısır'da devam eden, halkı mevcut yönetime karşı seferber olmaya çağıran sokak gösterileri, protestolar ve sivil itaatsizliklerin bütünüdür. Gösteriler ve isyanların polis şiddeti, olağanüstü hâl, işsizlik, asgari ücretleri azaltma isteği, barınma eksikliği, yiyecek sıkıntısı, yolsuzluklar, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve kötü hayat koşulları üzerine başladığı rapor edildi. 11 Şubat 2011 tarihinde Mısır cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek gösteriler nedeniyle istifa etti.
2013 Mısır Askeri Müdahalesi
2013 Mısır Askeri Müdahalesi ile ordu yönetime el koymuş ve seçimle Hüsnü Mübarek'in yerine gelen Cumhurbaşkanı Mursi bir darbe ile yönetimden alınmıştır. Ülkenin dört bir yanında protestolar başlamış, Adeviye Meydanı, ülke çapındaki gösterilerin merkezi olmuştur. Ordu, meydandaki halka ateş açmış, olaylarda 3 binin üzerinde ölü, 11 binin üzerinde de yaralı olduğu iddia edilmiştir. Uluslararası ajansların muhabirleri gözaltına alınmış, veya sınırdışı edilmiştir.
Ekonomi
Coğrafî olarak, Aşağı ve Yukarı şeklinde tanımlanan Mısır'da ekonomi; turizm, Nil Nehri kıyılarında ve alüvyonlu mümbit topraklarda yetişen dünyanın en kaliteli uzun elyaflı pamuğu Gize ile tekstil ürünleri ihracatına dayanmaktadır. Kahire dünyanın en büyük zincirlerinin 5 yıldızlı otelleriyle yoğun konaklama imkânına sahiptir.
Nil boyunca dünyanın en önemli üç medeniyetinden biri olarak tanımlanan Eski Mısır'ın tapınaklarını görerek Asvan'a kadar gerçekleştirilen gemi turları ilgi çekicidir. Asvan Müzesi'nde Yukarı Mısır medeniyetinin örnekleri ve günlük yaşamın sergilenmesi, Sudan ile etkileşimin yerli figürlerle desteklenen sergilenişi enteresan gelebilir. Dünyanın en büyük barajlarından biri olarak Cemal Abdülnasır tarafından inşa ettirilen Asvan Barajı'nın yapımı esnasında yerinden taşınan Büyük Tapınak, firavunların inşa ettirdikleri ile Nil boyunca göreceğiniz Roma etkisini taşıyan tapınaklar o günün mimari bilgisini değerlendirmek adına Gize piramitleri kadar değerlidir. Nil'in iki kıyısında kurulmuş şehirlerde yerel geleneksel ürünleri temin edebilecek pazarlarda özellikle dünyaca ünlü papirüs ürünlerinde hem kalite hem de fiyat pazarlığı konusunda son derece dikkatli olunmalıdır. Kendilerini papirüs enstitüsü olarak isimlendiren Gize bölgesindeki dükkânlarda yüksek fiyatlardan büyük indirim yapılarak satılan papirüslerin Hanü'l-Halil gibi çarşılarda son fiyatın dörtte bir fiyatına alınması mümkündür. Kendisine yetecek kadar olan petrolünü halkına ucuz olarak sunan Mısır'da ücretler oldukça düşüktür. Ancak hayatın sürdürülmesi için gereken zorunlu ihtiyaçlar da son derece ucuzdur. Son yıllarda gerçekleştirilen özelleştirme işsizliği arttırdığı için sosyal patlama yaşanmaması amacıyla yavaş ilerlemektedir. Genelde istihdam devlet tarafından sağlanmaktadır. Çalışma saatleri; iklimsel özellikler nedeniyle genel olarak sabah 8 ile 15 arasındadır. Özel sektörde çalışma saatleri uzundur. Yeni yetişen üniversite mezunu nesil için iş olanakları kısıtlıdır. Yabancı yatırımı özendiren indirim ve vergi ayrıcalıkları ile önemli bir girdi sağlanmışsa da nitelikli çalışan temininde yaşanan güçlükler yatırımcı yönünden olumsuz etki yaratmaktadır. Son zamanlarda Türkiye'nin önemli tekstil gruplarının da Mısır'daki nitelikli serbest bölgelerde yatırım konusunda çalışmalar yaptığı gözlenmektedir. Her biri ayrı mimari özellikler taşıyan camilerin yanında inşa edilmiş kilise ve sinagoglar ilginç bir dinsel doku görüntüsü vermektedir. Müslümanlar için hafta tatili Cuma günü olup Hıristiyan ve Yahudi Mısır vatandaşları Cumartesi ve Pazar günleri tatil yapmaktadırlar. Bankalar Cuma/Cumartesi kapalıdır.
Mısır'da nüfus artış grafiği - 1800'de 2,5 milyon, 1900'de 12,5 milyon, 2000'de 6
Nüfus ve sosyal yaşayış
Uzun yıllar Osmanlı hakimiyetinde kalan Mısır'da Osmanlı paşalarının sülalelerinden gelmekle övünen birçok yerli aile sosyal hayatta önemli yerlerdedir. Osmanlı sonrasında yerleşen İngilizler'in getirdikleri "kulüp" anlayışı Mısırlılar için ayrıcalığın simgesidir. Nesilden nesile verasetle de geçen üyelikler kişinin sosyal statüsünü belirlemekte önemli role sahiptir. 1900 yılında yaklaşık 12,5 milyon olan nüfusu günümüzde 76-80 milyon arasındadır.
Haberturk.com ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Haberturk.com yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Haberturk.com yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Haberturk.com bunlardan sorumlu tutulamaz.
Haberturk.com yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.