1892 yılında kurulan, insan ekolojisi, eş merkezli çemberler teorisi, sembolik etkileşimcilik, ırk ilişkileri çevrimi gibi birçok yaklaşım ve teorinin kaynağı olan ABD'nin ilk sosyoloji bölümü. 1915 ile 1935 yılları arasında etkisi zirve noktasına çıkan bölüm, bünyesinde gerçekleştirilen araştırmalar, kullanılan yöntemler ve teorik bakış açılarıyla sosyolojinin disipliner gelişiminde de etkin ve tayin edici bir rol oynamış, sosyolojide bazı konuları etkin çalışma alanlarına dönüştürmüştür. Kentleşme, kolektif davranış (sonradan sosyal hareketler), göç ve göçmenlik, topluluk araştırmaları, ırksal ve etnik ilişkiler, suç, sosyal örgütlenme-örgütsüzleşme gibi birçok alandaki kurucu araştırmalar bölüm bünyesinde yapıldı. Yöntemsel olarak saha çalışması perspektifinin benimsendiği okulda, etnografik betimlemeler sistematik şekilde kullanıldı ve etnografinin gelişimindeki yaratıcı kullanımlarda doğal bir merkez oldu. Doğa bilimlerinden devralınan birçok kavram bölüm mensuplarının hazırladığı ders kitapları yoluyla disiplinin lügatine dahil oldu. Yine aynı yıllarda yetkin niceliksel araştırmalar da okul içinde yapılan araştırmalara dahil edildi. Yöntem ve teori sahasında sonraki on yıllar içinde önemli yenilikler de yine araştırma yönelimleri ve saha bulguları ışığında gerçekleşti.
Chicago Okulu üniversitelerde bölüm (department) sistemini en erken benimseyen ve yayılmasına öncülük eden okullardan olan Chicago Üniversitesi'nin gelişim çizgisi ile eşzamanlı şekillendi. Yine ABD'de akademik eğitim ve araştırmada temel gereklilik olarak doktora (PhD) derecelerini en erken dönemde benimseyen üniversite ve bölümlerdendir. Görece erken bir zamanda kurulan kendi PhD programıyla sosyolojinin özerk bir disiplin olarak gelişiminde (rakibi Columbia Üniversitesi Sosyoloji Bölümü ile birlikte) kalıcı bir rol oynadı. Chicago Okulu sayı, konu ve teorik özgünlük bakımından Columbia'dan daha çok doktora öğrencisi mezun etti ve disiplinin ABD'de 2. Dünya Savaşı öncesi gelişimine damga vurdu. Böylece erken dönem kurucu sosyologlardan birçoğunun doktorasını tamamladığı felsefe, siyaset ve hukuk gibi alanlardan bağımsız bir sosyoloji bölüm müfredatının gelişmesinde kritik rol oynadı. Chicago şehri de bölüm araştırmaları için doğal bir laboratuvardı.
Bölümün bir ekol olarak öne çıktığı dönem Almanya'da Weber'in (ö. 1920), Fransa'daysa Durkheim'in (ö. 1917) ölümü sonrası disiplinin Avrupa genelinde göreli olarak düşüşe geçtiği 1920'ler sonrasıdır. 1950 sonrasında sosyolojideki araştırma ve pratik yönelimli teorik perspektiflerin gelişimi için, 1915-40 döneminde Chicago Okulu'nda yürütülen çalışmalar önemli bir hazırlık safhası olarak görülebilir (Avrupa'dan ABD'ye göçen fenomenolojik yönelimler de buna dahil edilebilir). Weber'in ölümü sonrasında Avrupa'da sosyolojik düşünceyi etkilemeye başlayan Frankfurt Okulu teorisyenleri disiplini Marksizm, psikanaliz ve Weberciliğin evliliği yoluyla normatif teori alanında yeniden konumlamaya çalışıyorlardı. Columbia Üniversitesi'nde Giddings-Lazarsfeld çizgisinde gelişen ve 1930'larda öne çıkan, "değişken temelli" seçim tahmini yapan "kamuoyu" araştırması yaklaşımı, sosyolojiyi kanaatlere ve bağlamdan arındırılmış değişken ölçümlerine indirgeyen teorisiz bir yönelim içinde gelişmişti. Harvard Üniversitesi'nde T. Parsons'ın (ö. 1979) yapısal işlevselci çalışmaları ise erken dönem Avrupa sosyal teorisyenlerinin çalışmalarını biyolojik sistem teorisi modeli içinde ekletik bir büyük teori senteziyle geliştirmeye dayalı kapalı bir modeldi. Chicago Okulu'nda ise pozitivizm, faydacılık ile hümanizm arasındaki çatışma hattına yerleşen ve keşifsel saha araştırmalarıyla sosyolojik bilgi etkinliğini meşrulaştırmaya çalışan, doğalcı, faydacı ve yenilikçi bakış açılarının gerilimli bir birlikte mevcudiyeti söz konusuydu. Weber, Simmel (ö. 1918), Durkheim gibi sosyologların çalışmalarının yanı sıra doğa bilimlerinden çok sayıda kavram ve modeli, William James (ö. 1910) ve John Dewey (ö. 1952) gibi Amerikan pragmatistlerinin felsefi yönelimlerini ve antropolojide kullanılan katılımlı gözleme dayalı etnografik tekniklerin kullanımını içeren ve sosyolojiyi bilimsel bir etkinlik olarak kurumsallaştırmak isteyen bir yaklaşım Chicago Okulu'nun erken yıllarında belirgin şekilde öne çıkar.
Chicago Okulu'nun gelişiminde öncü roller üstlenen isimler arasında Robert E. Park (ö. 1944) ve William I. Thomas'ın (ö. 1947) adları bir adım öndedir. 1914'te Thomas'ın davetiyle bölüme katılan Park'ın hocası Georg Simmel'in formel sosyolojisi ile insan ekolojisi perspektifinin bileşiminden oluşan düşünceleri kent, organizasyon, ırk, değişim başlıkları altında bölümde yapılan araştırmalar ve etnografik yöntemlerin gelişiminde rol oynadı. Park'ın sosyal ontolojisi döneminin birçok teorisyeni gibi düalistikti. Park toplumsal dünyayı biyotik düzen-moral düzeni ikiliği üzerinden kavramsallaştırıyordu. Biyotik düzen toplumun biyolojik temellerini ifade ederken (büyük ölçüde natüralist bir çerçevede), moral düzen toplumun örgütlenme ve etkileşim örüntüleriyle (ilişkisel bir formalizm) işliyordu. İki düzen birlikte insanın tüm sosyal ve doğal çevresiyle ilişkilerini anlatan insan ekolojisini oluşturuyordu. Simmel'in etkileşim tipleri bu düzen yaklaşımında yeniden anlamlandırıldı. Park 1915-35 arasında bölümdeki çalışmalara, birçoğu çığır açıcı çalışmalar olan doktora tezlerine ve Yerel Topluluk Araştırma Komitesi'ndeki sosyoloji araştırmaları kısmına liderlik etti. Öğrencileri yoluyla ikinci Chicago okulu olarak nitelenen 1945 sonrası akademik gelişmelere de ilham verdi. 1918'de bölümden ayrılmak durumunda kalan W. I. Thomas ise (Florian Znaniecki -ö. 1958- ile birlikte) ABD'de niteliksel araştırmaların gelişiminde dönüm noktası teşkil eden yoğun ampirik soruşturmaya dayalı, beş ciltlik anıtsal Polonya köylüleri araştırması ile göç sosyolojisini ve organizasyon çalışmalarını kurdu. Bu araştırma zengin bilgi derleme ve analiz teknikleri kullanımı yanı sıra asimilasyon, entegrasyon, sosyal organizasyon ve çözülme, birincil grup ilişkileri, yaşam çizgisi gelişimi gibi kavram ve teorilerle mikrososyolojinin sonraki gelişmine güçlü bir miras bıraktı. Chicago Okulu'na ayırt edici ve öncü bir nitelik kazandıran bir diğer gelişme ise 1895'ten başlayarak bölüm bünyesinde yayımlanan ülkenin ilk sosyoloji dergisi olan American Journal of Sociology'nin disiplinin gündemini oluşturmaktaki sayısız işleviydi. Andrew Abbott'un araştırmalarında gösterdiği gibi derginin kendi tarihi en az bölümün tarihi kadar zengin, etkili ve tartışmalı bir seyir izlemiştir.
Okulun zengin araştırma tarihi üzerine yapılan araştırmalarda, iki farklı dönem tespiti yapılmıştır. Martin Bulmer tarafından ayrıntılı şekilde incelenen ve 1915-35 yılları arasında ağırlıkla Robert Park, Ernest W. Burgess (ö. 1966), Louis Wirth (ö. 1952) gibi kuruluş dönemi tartışmalarını inşa eden isimlerin ön planda olduğu yıllar Chicago Okulunun ilk dönemidir, 1915-1935. Bu yıllar arasında Park'ın danışmanlığı altında yapılan araştırma ve doktora çalışmalarında etnografik incelemelerin teorik-kuramsal üretimi en parlak ürünlerini vermiştir. Okulun ikinci dönemi 1945 sonrasında yapılan çalışmalardır ki bu evrede yeni kuşakların zenginleşip farklılaşan yönelimleriyle Chicago Okulu sembolik etkileşimci bir yönde eleştirel bir mikrososyolojik devrime öncülük etti. W. F. Whyte'ın, Erving Goffman'ın, Howard S. Becker'ın ve Herbert Gans'ın çalışmaları bu bağlamda hatırlanmalıdır. Bir açıdan Chicago Okulu sosyolojinin bir disiplin olarak gelişiminde etkili roller üstlenmiş bir bölümün ve her biri kendi çalışma sahalarının teorisyenleri olan mensuplarının genel adıdır.
YAZAR
Alim Arlı