Şehnaz Dilan: Ünlü olmak istemedim
Özellikle 1980'lerde rol aldığı filmlerle hafızalarda iz bırakan Şehnaz Dilan ile bir araya geldik. Uzun yıllardır gözlerden uzak olan oyuncu ile değişen hayatını konuştuk

Şehnaz Dilan, 1979'da kadın futbolu kulüplerinden İzmir Filizspor'da futbol oynamaya başladı. Güzelliğiyle dikkatleri çektikten sonra modellik teklifini kabul ederek, podyumlarda yürüdü ve fotomodellik yaptı.

1982'de İstanbul'a taşınarak tamamen oyunculuk serüvenine yöneldi. Şener Şen, Tarık Akan, Kemal Sunal, Kadir İnanır, Cüneyt Arkın ve İlyas Salman gibi Türk sinemasının unutulmaz isimlerine kamera karşısında eşlik etti ve dizilerde rol aldı. Şimdilerde ise gözlerden uzak sakin bir yaşam süren oyuncuyla sohbet ettik.

"SPORLA BÜYÜDÜM"
Şehnaz Dilan, sporla başlayan daha sonra ise sinemaya yönelen kariyeriyle ilgili olarak, şunları söyledi: Ailem küçük yaşlarda spora yönlendirdi. Ben de spora ilgiliyim. Amcam Bahri Vreskala da İzmir İl Spor Müdürü'ydü. Sporla iç içe büyüdüm diyebilirim. Annem jimnastikçi Nadia Comaneci gibi olmamı isterdi. Jimnastik kurslarına gittim. İzmirspor'da voleybol oynadım. Voleybol oynarken, judo sporuyla da ilgileniyordum. Aynı anda birçok sporu denedim.

Kuzenlerimden Ebru Vreskala ritmik jimnastik, Zafer Vreskala ise tramplen ve kule atlama branşlarında milli takımlarda yer aldılar. En son futbola yöneldim. Futboldan para kazanmıyordum. Bazı maçlarda gol başına o zamanın parasıyla 100 TL alıyorduk. Futbol oynarken bir yandan da mankenlik ve fotomodellik yapıyordum. Bir maçta ayak bileğim çıktı. Sonra futbolu bıraktım.

Bu dönemlerde aynı zamanda reklam filmlerinde de rol aldığını belirten Şehnaz Dilan; "Futbol oynadığım için vücut ölçülerim 90-60-89’du. Diğer kadınlara daha göre kaslı bir vücudum vardı. Ailem hiçbir zaman mankenlik ve oyunculuk yapmamı istemiyordu. 'Sana bir butik mağaza açalım' dediler ama istemedim. Annem vefat edince, İstanbul'a halamın yanına taşındım. Bir Fransız şirketi reklam filmi çekmek için Türkiye'ye gelmiş ve ideal vücut ölçülerinde bir kadın arıyordu. Yaklaşık 30 kadın arasından beni seçtiler. Bu reklam filmiyle dikkatleri daha da çektim, sinemaya geçiş yaptım" dedi.

Şehnaz Dilan'a asıl şöhreti ise 'Kırmızılı Kadın' (The Woman in Red) filminin uyarlaması olan 1985 yapımı 'Aşık Oldum' filmindeki 'Sibel' karakteri getirdi.

Filmde Şener Şen ile başrolü paylaşan oyuncu, bir havalandırma ızgarasının üzerinde dururken kırmızı elbisesinin, Marilyn Monroe'nun The Seven Year Itch (Yaz Bekârı) filmindeki ünlü sahnede olduğu gibi alttan gelen hava akımının etkisiyle havalanmış ve bu sahneyle akıllarda yer edinmişti.

Oyuncu, 'Yoksul' filmde başrolü paylaştığı Kemal Sunal'ı da andı: Çok naif ve iyi bir insandı. Filmlerde gördüğümüzün aksine ciddi bir yapısı vardı.

"KEŞKE O FİLMDE ROL ALSAYDIM"
Şehnaz Dilan, Türk sinemasının unutulmaz ismi ve rol aldığı filmlerin yönetmeni Ertem Eğilmez ile ilgili ise "Sert bir karakterdi, çekiniyordum kendisinden. Çünkü işine büyük saygısı vardı ve o yüzden de çok disiplinliydi. 'Arabesk' filminde Müjde Ar yerine aslında beni oynatmak istemişti ama ben tekrar onunla çalışmaya cesaret edemedim. Müjde Ar'a rol çok iyi oturmuştu ama keşke ben oynasaydım" ifadelerini kullandı.

Şehnaz Dilan, yeni nesil oyunculara da eleştirilerde bulundu: Biz mütevazıydık. Kibir, kapris ve ego nedir bilmezdik. Dizilerde rol almaya başlayınca genç nesil oyuncuların kendilerine ait karavanlar istediğini gördüm.

"OYUNCULUKTAN PARA KAZANMADIM"
200'den fazla dizi ve filmde rol aldığını ifade Şehnaz Dilan, ancak sinema sektöründen çok para kazanamadığını söyledi. Sinemaya olan tutkusunun her zaman ağır bastığını da sözlerine ekleyen oyuncu; "Kim 'Sinemadan çok iyi para kazandığım' derse inanmam. Bodrum katında yaşıyordum. Zamanında para tutmadığımızı söyleyenler oluyor ama kazanamadık ki tutalım. Açıkça söylemek isterim ki namuslu çalışanların hiçbiri sektörden para kazanmadı" açıklamasını yaptı. Varlıklı bir ailede büyüdüğünü söyleyen Dilan; "Babam sayesinde emekli oldum" dedi.

Ünlü olmak için oyuncu olmadığını da vurgulayan Şehnaz Dilan, anne olduktan sonra sinemadan uzaklaştığını ifade ederek, şunları anlattı: Oğlumu kendim büyütmek istedim. Sonra bir ara döndüm ama 'Tele Kızlar' filminin afişindeki iç çamaşırlı fotoğraflarımı oğlum görünce tepki gösterdi. Ali Özgentürk'ün 1994 yapımı 'Çıplak' filminde rol alacaktım, çok da iyi para kazanacaktım ama cesur sahneler vardı. Bu kez de, "Benim çocuğum var ve büyüyecek" diyerek, teklifi reddetim.

ESKİ EŞİNE TEPKİ GÖSTERDİ
Şehnaz Dilan, iki kez evlenip boşandığı ve oğlu Uğur'un babası Can Apa hakkında sert eleştirilerde bulundu: Türkiye'nin en zengin adamıyla evlendim, boşandım ama ne bir nafaka, ne de bir tazminat aldım. Senelerimi verdim mücevherlerimi bile aldı. Paralarımı istiyorum ama vermiyor.

Şehnaz Dilan, oğlu Uğur'un bir dönem lösemi tedavisi gördüğünü ve LÖSEV kurucu başkanı doktor Üstün Ezer'in de oğlunun iyileşmesinde çok önemli rol aldığını söyleyerek, "Hastaları için elinden ne geliyorsa yapıyor. Bizim tedavimiz bittiği hâlde bize hâlâ yardım ediyor. Üstün Ezer'e de teşekkürlerimi tekrar iletmek istiyorum" diye konuştu.

TİYATROSU VAR
Yaşamını İstanbul'da sürdüren ve kendi tiyatrosunu kuran Şehnaz Dilan, uzun süredir 'Oğluma Kız mı Yok?' oyunuyla seyirci karşısına çıkıyor. Tiyatronun kendisine çok iyi geldiğini ifade eden Dilan; "İlk tiyatro oyunumu 1986'da rahmetli Kenan Işık ile oynamıştım. Seyirciyle canlı bir şekilde etkileşim kurmak sinemadan daha farklı" dedi.

Şehnaz Dilan ayrıca, hayatından kesitlerin yer aldığı bir kitap çıkaracağını da sözlerine ekledi.