Yaşlı nüfusta Avrupa'yı yakaladık! 65 yaş üstünün yüzde 30'u sosyal destekten yoksun ve yalnız
Solunum Derneği TÜSAD, "Yaşlılara Saygı Haftası" için yaptığı açıklamada dünyada ve Türkiye'de yaşlı nüfusun arttığını hatırlattı. Türkiye'deki 8 milyon 722 bin 806 yaşlı birey olduğunu ve yaşlı nüfus artışında Avrupa'yı yakaladığını aktaran TÜSAD Geriatri Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Serap Duru, "Yaşlı bireylerin topluma entegrasyonu ve onurlu ve sağlıklı yaşam haklarının korunması giderek daha fazla önem kazanacak" uyarısında bulundu

Her yıl 18-24 Mart tarihleri arasında kutlanan "Yaşlılara Saygı Haftası", yaşlı bireylerin toplumdaki yerinin, haklarının ve yaşam kalitesinin yeniden hatırlandığı, yaşlanma olgusunun sosyal ve sağlık boyutlarıyla ele alındığı önemli bir farkındalık haftası. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Geriatri Çalışma Grubu adına Doç. Dr. Serap Duru tarafından yapılan açıklamada "65 yaş ve üzeri birey sayısının 2050 yılında 1.6 milyara ulaşması tahmin ediliyor. Hızla yaşlanan dünyada yaşlı bireylerin topluma entegrasyonu, onurlu ve sağlıklı yaşam haklarının korunması, kuşaklar arası dayanışmanın güçlendirilmesi her zamankinden daha önem kazanıyor" denildi.
YAŞLI NÜFUS TARİHTEKİ EN YÜKSEK SEVİYESİNDE
TÜSAD Geriatri Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Serap Duru, açıklamasında şunlara dikkat çekti; Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ve Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, dünya genelinde 2023 yılında 771 milyon olan 65 yaş ve üzeri birey sayısının 2050 yılında 1,6 milyara ulaşması bekleniyor. Dünya genelinde yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı yüzde 16'yı bulacak, bu da her altı kişiden birinin 65 yaş ve üzeri olacağı anlamına geliyor. Daha çarpıcı bir veriye göre, dünya tarihinde ilk kez 65 yaş üstü bireylerin sayısı 5 yaş altı çocukları geçti. 2050'de yaşlı nüfus dünyadaki 12 yaş altı çocuk sayısına denk, 5 yaş altı çocuk sayısının da yaklaşık 2 katı olacak."
TÜRKİYE YAŞLI NÜFUSTA AVRUPA'YI YAKALADI
Bu durumun yalnızca demografik değil, ekonomik, sosyal ve sağlık sistemleri açısından da büyük bir kırılma demek olduğunu vurgulayan Duru, Türkiye'nin nüfusunun da hızla yaşlandığını belirterek, şu bilgileri aktardı: "Türkiye'de 65 yaş ve üzeri nüfus, toplam nüfusun yüzde 10,2'sini oluşturuyor. Yaşlı bireylerin sayısı 8 milyon 722 bin 806 kişiye ulaştı. Tahminlere göre 2030'da nüfusun yüzde 12,9'u, 2040'ta yüzde 16,3, 2060'ta ise yüzde 22,6'ya yaşlı bireyler oluşturacak. Rakamlar, Türkiye'nin Avrupa Birliği ülkeleriyle benzer yaşlılık oranlarına hızla yaklaştığını gösteriyor."
65 YAŞ ÜSTÜ BİREYLERİN YÜZDE 30'U YALNIZ
Nüfusun tüm dünyada yaşlanmasıyla birlikte, sağlık hizmetleri ve bakım ihtiyacının arttığını, ancak bunla sınırlı kalmayacağını belirten Duru, açıklamasını şöyle sürdürdü; "Yaşlı bireylerin aktif, üretken ve onurlu bir yaşam sürme hakkı, toplumsal saygı görme ve kuşaklar arası dayanışma içinde var olma hakkı, yaşlanma sürecinin asli unsurları. Ancak yaşlılara yönelik toplumsal önyargılar, yalnızlık, ekonomik yoksunluk, psikolojik ihmal ve bakım eksikliği yaşlı bireylerin karşı karşıya olduğu en önemli sorunlar. 65 yaş üstü bireylerin yaklaşık yüzde 30'u sosyal destekten yoksun ve yalnız yaşıyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, yaşlılarda yalnızlık ve izolasyon depresyon ve erken ölüme neden olabiliyor."
HER YAŞTAKİ BİREYLER İÇİN YAŞANABİLİR TOPLUM
Yaşlanma sürecinin herkes için sağlıklı, onurlu ve güvenli geçebilmesi için toplumsal sorumlulukların bilinmesini ve çözüm önerileri geliştirilmesi gerektiğini belirten Duru, yaşlı bireylerin toplumsal yaşama katılımını desteklemek ve yaşam haklarını güvence altına almak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
* Yaşlı bireylerin haklarına dayalı sosyal ve sağlık politikalar geliştirilmeli,
* Yaşlı dostu şehirler ve altyapılar (erişilebilir konutlar, sosyal alanlar, ulaşım) oluşturulmalı,
* Aktif yaşlanma ve üretken yaşlılık kavramları desteklenmeli,
* Yaş ayrımcılığına karşı güçlü yasal ve toplumsal önlemler alınmalı. Evde bakım, palyatif bakım ve kurumsal bakım hizmetleri güçlendirilmeli,
* Kuşaklar arası dayanışmayı artırıcı projeler ve toplumsal farkındalık kampanyaları desteklenmeli.
Duru, açıklamasını şöyle tamamladı; "18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası'nda yalnızca yaşlı bireyleri anmakla sınırlı kalmamalı. Aynı zamanda yaşlanma sürecinin herkes için sağlıklı, onurlu ve güvenli geçebilmesi için toplumsal sorumlulukların ve çözüm önerilerini oluşturmalıyız. Yaşlı bireylere saygı, yalnızca bireysel bir ahlaki tutum değil, aynı zamanda insan haklarına, sosyal adalete ve toplumsal bütünlüğe saygının en önemli göstergesidir. Bugünün yaşlıları dünün gençleri, bugünün gençleri ise yarının yaşlılarıdır."