Ama "Tahıl Beyin"ci doktora şarlatan da diyorlar
1 Kasım Dünya Vegan Günü’ydü… Vegan gruplarının sosyal medyadaki kutlama paylaşımlarında tatlı tatlı bakan şirin koyunlar vardı hep. Sanırım Prof. Canan Karatay’a nazire olarak. Çünkü Karatay “hastalık” dediği veganlığa ve “tahıl beyin” diye çemkirdiği veganlara yönelik salvolara koyun benzetmesiyle devam etti. Tam dalaş bitti derken, tartışma yeniden alevlendi.
Hatırlatmak bakımından Prof. Karatay dedi ki: "Tahıl hayvan yemidir. İnsan vücudu tahılları kullanmaya programlanmamıştır. Tahıl yersek koyun gibi tahıl beyinli oluruz. Vegan demek tahıl beyinli demek. Veganlar kısa ömürlüdür. Veganlar yalnız tahıl yiyor tavşan ve koyun gibi. Veganlık hastalıktır…”
“Yalnız tahıl yiyorlar” derken, sebze ve baklagilleri es geçerek abartan Karatay, sonra “Neden alınıyorlar. En sevdiğin hayvana benzetiyorum seni. Koyun ve inekler otoburdur, geviş getirirler, biz geviş mi getiriyoruz” diye gönül aldı!
Tahılların beyne olan zararlarıyla ilgili tartışmalarda “Sen önce Dr. David Perlmutter’in Tahıl Beyin kitabını oku” diye bir söylem var ki, şahsen ne yiyip içeceğimi öğrenmek için guru kitaplarıyla vakit harcayamam. Ayrıca Canan Karatay’ın ekmeksiz, glutensiz beslenme konusunda tıp çevrelerine “David Perlmutter’i ve William Davis’i okuyun” diye nasihatta bulunmuşluğu var geçmişte. William Davis de aynı damardan bir uzman; “Buğday Göbeği” adlı bir kitabı var.
David Perlmutter'in Türkiye'de de taraftarı çokmuş.
Beslenmeden yaşam tarzına asla guru kitapları okumam ama Dr. Perlmutter’in beyni parlatan “mucize” (kendi hep öyle diyor) reçetelerini öğrenmek için Amerikan bilim literatürünü biraz karıştırdım. Perlmutter’in 2013’te yayınlanan ve New York Times’ın bestseller listesinde 1 numara olan kitabı “Tahıl Beyin”, Türkçe çevirisi de dahil hala çok revaçta. Perlmutter de ABD’nin en popüler, en nüfuzlu hekimlerinden biri ama…
Ana akım Amerikan tıp otoritelerine göre Perlmutter’in tavsiyeleri yeterince araştırılıp kanıtlanmış olgulara dayanmıyor. İhtisas alanı nöroloji, dolayısıyla beyin sağlığı için beslenme kriterleri üzerine çalışıyor ancak bulgularının hiçbiri araştırma kanıtlarıyla birlikte bilimsel yayınlarda yer almıyor. “Journal of the American Medical Association” (JAMA) gibi son derece etkin ve prestijli yayın orgalarına olan katkısı da editöre mektuplardan ibaret. Eserlerine ilişkin atıflar da bulunmuyor. Yayınlanmış geniş çaplı iki araştırması var ki, onlar da bugünkü beslenme ve mikrobiyom teorilerinden uzak, direkt nörolojiyle ilgili. Kırk yıl önce hocası olan Dr. Albert Rhoton ile birlikte kaleme aldığı çalışmalar.
HAYAT İKSİRİ Mİ BU?
“Tahıl Beyin” kitabıyla ilgili olarak “American Journal of Cardiology”de yer alan bir yorumda, “Birbirinden farklı hastalık ve semptomlara karşı tek ve basit bir tedavi vaat etmek, eski çağlardaki hayat iksiri tacirlerini hatırlatıyor” deniliyor. Ayrıca “Tahıl Beyin”de yer alan önermeler, mevcut nörolojik literatürle de uyumlu değil. Örneğin Alzheimer’e karşı, tam tahıllı gıdaları da içeren Akdeniz tarzı beslenmenin etkisi deneylerle kanıtlanmış durumda. Yale Üniversitesi beslenme uzmanlarından David Katz da “Tahıl Beyin”de ileri sürülen argümanları pop kültüre yönelik ezberlerden sayıyor; “Tam buğday şişmanlatmaz, tam tahıllar bizi aptal yapmaz” diyor.
Gluteni “gizli mikrop” olarak tanımlayan Perlmutter’in orijinal adı “Brain Maker” olan “Beyin ve Bağırsak” kitabına göre glutensiz beslenme, probiyotik ve fermente gıdalar sayesinde alerji ve otizmden, Alzheimer, ALS, demans, Parkinson ve kansere kadar bir dizi hastalığa karşı korunmak mümkün. Bu diyetle mucizeler yarattığını söylüyor. California Üniversitesi’nden mikrobiyom uzmanı Jonathan Eisen ise “Glutensiz beslenme ve probiyotikle bütün bu hastalıklara karşı direnç sağlanacağını düşünmek sersemliktir” diyor. Perlmutter’in web sitesinden duyurduğu mucize vakaların da bilimsel inandırıcılığı olmadığını öne süren Eisen, Perlmutter’i “hayat iksiri satan şarlatanlara” benzetiyor.
BAŞARIDAN İTİBARSIZLIĞA
Perlmutter “hayat iksiri” satmıyor ama kendisine ait internet sitelerinden türlü çeşitli detoks ürün ve hizmetleriyle başka takviye gıdalar pazarlıyor. Beyni kuvvetlendirmek için hindistancevizi yağı (veganlara özellikle öneriyor), zihinsel kapasitesini artırmak isteyen gençlere yönelik 90 dolarlık avantajlı paket ve hatta organik sabunu bile var. Perlmutter yönetiminde 8500 dolara beyin detoksu kürü mevcut; şifacı şaman törenlerini de içeriyormuş program.
Amerikan tıp otoritelerinin yorumlarında popüler başarıya karşı kıskançlık da olabilir, bilinmez. Ama en az Perlmutter’in reçeteleri kadar dikkate almak gerekmez mi? Çünkü bir dönem alkışlanan başarılar, sonraları çapsızlığa dönüşebiliyor. Örneğin Dr. Andrew Wakefield vakası… Dünyada on milyonlarca çocuğa yapılan “Kabakulak-kızamık-kızamıkçık aşısı” (KKK) için “otizme yol açabilir” iddiasıyla çığır açtı ama, olumsuz sonuçlarıyla. 1998’de saygın bilim dergisi Lancet’ta yayınlanan araştırma düzmece çıkınca, yayın 2010 yılında geri çekildi ve Dr. Wakefield meslekten men edildi.
Ancak o dönemde ortaya atılan iddia dünyaya yayıldıkça yayıldı, aşı karşıtı kampanyalara zemin oluşturdu. Bugün ABD ve bazı Avrupa ülkeleriyle İsrail’de görülen kızamık salgınlarının müsebbibi belki de o şarlatan. Türkiye’de de kızamık salgını riski yok değil. Çünkü son yedi yılda çocuklarına aşı yaptırmayar ailelerin sayısı 183’ten 23 bine çıkmış. Sadece kızamık değil, difteri, boğmaca, tetanos salgını tehdidi de var ayrıca.
Andrew Wakefield sahtecilik nedeniyle hekimlik ruhsatını kaybetti.