İyi ki geldiniz, sağ olun
Keşke artık kahramanlara hiç ihtiyacımız olmasa ama büyük deprem felaketi gösterdi, çok ihtiyacımız var. Asker, jandarma, AFAD gönüllüleri, AKUT, Soma ve Zonguldak madencileri, belediye ekipleri, itfaiyeleri, Ahbap ve nice sivil arama kurtarma ekibi onlarca saat can kurtarmak için uğraştı, on ile yayılan afet coğrafyasında uykusuz, ayazda veya yağmurda, kimi yerde kar altında.
72 değil 99 milletten kahramanlara da ihtiyacımız varmış. Geldiler, gelmekle kalmadılar can kurtardılar. Her biri dünyalar değerinde. Ermenistan, Sırbistan ve Tayvan ekipleri Adıyaman’da, İsrail’den gelenler Kahramanmaraş’ta, Avusturyalılar Antakya’da hayatta kalanları enkazdan çıkardılar. Her kurtarışa sevinç, kayıplara üzüntüyle.
Ve kahraman köpekler, molozlarda yaralanan patileri sargılı sargılı yine yeniden enkazlara dalarak, artık ses verecek mecali kalmamış insanlarımızı buldular.
Acı bir kayıp da verdiler. Meksika ordu timine mensup Proteo kurtarma çalışmaları sırasında hayatını kaybetti. Yaslı askerler duyurdu: “Büyük yol arkadaşımız Proteo’yu kaybettik, çok üzgünüz. Türkiye’deki kardeşlerimizin aranması ve kurtarılmasında görevini yerine getirdin. Kahramanca çalışman için teşekkür ederiz…” Proteo’nun ölüm nedeni yazılmamıştı. Enkaz altında kaldığını düşündük ve kahrolduk.
Saygı ve sevgiyle andığımız Proteo ve diğer herkes, iyi ki geldiniz, sağ olun…
Bu teşekkürü arkadaşlar arasında dillendirdik. Sosyal medyada da yabancı ekiplerin paylaşımları altında Türkiye’den minnet ve şükran mesajları döşeli. Bağış kampanyalarından çok, can kurtarma çabalarına ve köpeklere de. Haliyle gözler daha üst perdeden teşekkürü arıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Cuma günü Adıyaman’daydı. İngiliz Sky New televizyonunun muhabiri Kay Burley, canlı yayında kalabalık arasından seslendi; “Türkiye’ye destek veren ülkelere mesajınız var mı?” Cumhurbaşkanının kulağına ne kadar iletildi bilemiyorum ama soru o kalabalıkta kaynadı. Belki dünyaya siyasi bir teşekkür fırsatı olabilirdi.
Cumhurbaşkanı arama kurtarma ekiplerine teşekkür etti sosyal medyadan; “Soğuğa, ayaza, uykusuzluğa, daha pek çok zorluğa rağmen cansiperane bir şekilde gayret gösteren tüm ekiplerimize, gönüllülerimize teşekkür ediyorum. Acımız ne kadar büyük olursa olsun devlet-millet sırt sırta vererek tüm sıkıntıların üstesinden geleceğimize yürekten inanıyorum.”
Türkiye’ye arama kurtarma ekibi, teçhizat ve yardım malzemesi gönderen 99 ülkeye teşekkürün sırası gelecektir elbet. Ancak daha aceleci davrananlar var.
Mesela pideyle de teşekkür edilebilir. İşte Gaziantep’e gelen İspanyol ekibi. Gerçi transfer öncesi havalimanında bekletilmişler ama onlar yolda ikram edilen pidelerin resmini paylaşıyor sosyal medyadan; “Bunları vermek için bizi yolda durdurdular. Ödeme yapmamıza izin vermiyorlar. Asıl kahramanlar onlar…” İspanya’dan gelen 720 kişilik ekibin diğer üyeleri Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay’a dağıldı.
Bir vatandaş, arama köpekleriyle gelen Polonya ekibine yine ikramlı teşekkürlerini iletiyor ama daha vakit var, diyor ki; “Sizleri güzel günlerde ülkemizde deprem bölgesindeki Adana’da kebap, Hatay’ta künefe, Kahramanmaraş’ta dondurma, Gaziantep’te baklava, Şanlıurfa’da çiğ köfte, Osmaniye’de fıstık, Malatya’da kayısı ve kiraz yaprağı sarması yemeye bekleriz. Teşekkürler.”
Bir arama kurtarma noktasında Çinli ekip üyesine “Al ye ye, güzel. Çok güzel ye” diye otlu peynir yedirildiği de görsel kayıtlara geçiyor.
İyi ki geldiniz, yedirip içirmeyi severiz, iyi günlerde de bekleriz.
ZEYNEP HANIM’A GÖZ YAŞLARI
Yabancı ekiplerin arama kurtarma çabalarında en dokunaklı sahnelerden biri Hatay Kırıkhan’da yaşandı. Alman ekibi ISAR, 40 yaşındaki bir kadını enkazdan çıkarmaya çalışıyordu. Ekibin öndeki üyesi yarı Türkçe, “Zeynep hanım. Daniel hier, korkma OK?” diye sesleniyordu. Zeynep Kahraman tam 10 saat süren çalışmayla kurtarılıp hastaneye kaldırıldı. Fakat ne yazık ki, ertesi gün hayata veda etti. ISAR operasyon şefi Steven Bayer, Zeynep hanımın kardeşlerinden aldığı haberi açıklarken ekip üyelerinde derin bir hüzün ve göz yaşları. Ekip doktoru Peter Kaub’un söylediğine göre Zeynep Kahraman’ın pozisyonu riskliydi, enkazda sıkışmış değil gömülü haldeyken 104 saat sonra çıkarılmıştı. Aile üyelerinin kollarında son nefesini vermiş olması tek tesellileriydi.
Fakat hüzün kadar paha biçilmez tarifsiz sevinçler de var. Mesela Tayvanlılar Adıyaman’da 100’üncü saatte bir vatandaşı enkazdan sağ çıkarıyor. Yakını yaşlıca bir bey teşekkür edecek, ediyor da. Kurtarıcı da birşeyler söylüyor. Anlaşabilecekleri ortak dil yok. Sıkıca kucaklaşarak hallediyorlar. Sosyal medyadaki yorumlar mı..?
“Sevgi için aynı dili konuşmaya gerek yok, Allah razı olsun.”
İsrail’den gelen “Zeytin Dalları” insani yardım ekibi Kahramanmaraş’ta dört kişiyi canlı kurtarıyor. Bir ailenin üç üyesini birden çıkarıyorlar. Ebrar sitesi enkazından 120 saat sonra çıkardıkları sekiz yaşındaki Rıdvan Çakıroğlu’nun 14 yaşındaki ablasıyla babasını da kurtarmışlar. Rıdvan’a 24 saatlerini vermişler. Annesini canlı bulamamışlar maalesef.
Sırbistan’dan gelen ekip Adıyaman’da 100 saat sonra bir kadını kurtarıyor. Onlara da çok teşekkür var sosyal medyada, Sırbistan’dan ise gurur mesajları yollanıyor.
İsviçre’nin yüz kişilik ekibi Gaziantep ve Hatay’ı paylaşıyor; sekiz köpekle arama kurtarma çalışmalarında toplam 11 kişiyi enkazdan sağ çıkarıyorlar. Cuma günü de 12 kişilik takviye kuvvet geliyor.
Antakya’da 7 Şubat’tan itibaren enkazda çalışan Avusturya ordusunun afet yardım birimi AFDRU’dan 82 kişilik ekip tam dokuz kişiyi sağ çıkarmayı başarıyor, fakat ilerleyen günlerde güvenlik riski nedeniyle faaliyetleri askıya alıyorlar. Alman ekipleri ISAR ve THW de onları izliyor. Yağma ve hatta bazı gruplar arasında silahlı çatışma bildirimiyle topluca konuşlandıkları kampa çekiliyorlar. Asker ve AFAD’dan gelen güvenlik garantisi üzerine yeniden iş başı yapıyorlar.
ERMENİSTAN’A DİPLOMATİK TEŞEKKÜR
Ermenistan ile Yunanistan’dan gelen yardım ekiplerine vatandaş teşekkürlerinde yürek yaralayan bir taraf var. Dostluk, barış ve sevgi vurgusu öyle güçlü ki, sanki hiç beklenmeyen bir yardım eli uzanmış gibi duyulan minnet insanın içini eziyor. “Bu afet bizi birleştirdi” diyorlar. Bütün halkların barış içinde yaşadığı dünya hayalleri dile getiriliyor. Oysa siyaset ne yaparsa yapsın insanlığın gönül köprüleri yıkılmıyor, biz onu 17 Ağustos’ta anlamıştık Yunanistan'la.
Azerbaycanlı bir gazeteci şöyle yazmış: “Bu depremle anladık ki, düşmanımız Ermeni ve Yunan değil, yolsuzluk ve cehaletmiş…”
Gerçi bir eksik var; Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yardım teklifini kibarca reddediyoruz.
HDP milletvekili Garo Paylan Adıyaman’da günlerce Ermenistan’den gelen ekibe yardımcı oluyor. “Ermenistan kurtarma ekibi AFAD ekibi ile birlikte Adıyaman’da sekiz yaşında bir kızı canlı kurtardı. Dayanışma yaşatır!” diye yazıyor.
Kars’ta Mehmet Aksoy’un eseri İnsanlık Anıtı, Ermenistan yönüne uzanan eli henüz yerleştirilmeden “ucube” yaftasıyla kaldırılmıştı. Deprem felaketinde insanların yalvarıp da bulamadığı bir vinçle yerinden sökülerek kaldırılmıştı 2011’de. Ama felakette bunca acı yaşanırken öte yandan dostluk eli uzanıverdi. Sadece arama kurtarma ekibiyle değil, kendi kıt imkanlarıyla insani yardım göndererek. Bu vesileyle Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır kapısı 35 yıl sonra ilk kez açıldı.
Geçen yılın başında Erivan’la başlayan yeni süreçte özel temsilci atanan Büyükelçi Serdar Kılıç, Aras’ın öte yakasından gelen yardım haberini paylaştı. Erivan’daki muhatabı Meclis Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan’ı etiketleyip Ermenistan’a teşekkür ederek, 100 ton yardım malzemesi yüklü beş TIR’ın Alican sınır kapısından geçerek Adıyaman’a doğru yol aldığını bildirdi.
KÖPEKLERE ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR
Gaziantep’te üslenen Güney Kore kurtarma timinin köpeklerinden Tobaeki patisi yaralandığı halde operasyona canla başla devam eden kahramanlardan biriydi. Çok çok teşekkür aldı, sadece Türkiye’den değil dünyanın dört bir yanından.
Polonya’dan gelen ekibin köpekleri de adıyla sanıyla teşekkür listesine girdi.
Polonya’dan Kahramanmaraş’a gelen arama kurtarma ekibinin iletişim mahareti, bizim ekiplerle gönüllülerin sosyal medya üzerinden yardıma koşma becerisine yakındı neredeyse. Ekip komutanı Andrzej Bartkowiak’un hesabına adresiyle düşen yardım çağrıları karşılığını buldu. Kahramanmaraş’ta “Yenişehir mahallesi Trabzon Caddesi’nde müftülüğün hemen karşısındaki Merve apartmanında hayatta kalan bir aile var, acil termal kamera!” çağrısı mesela.
Türkiye’den yazılmış Lehçe mesajlar vardı; çeviriden çıktığı kadarıyla “Çok teşekkür ederim, komutan. Yaptıkların unutulmayacak…”
Komutan Bartkowiak ekibindeki köpeklerin isimlerini paylaştı: “Dört ayaklı kurtarıcılarımız Nuka, Jerry, Jagger, Orion, Havana, Mela, Ruki, Rico operasyonda hafif yaralanmalara rağmen pes etmediler. Tıbbi yardımla mücadeleye devam…” Her birine isimleriyle teşekkürler edildi, aman dikkatli olun size minnettarız sözcükleri döküldü.
Bir başka kahraman köpek daha vardı. Herhangi bir ekibin üyesi olamayacak kadar minicikti. Maraş’ta yardıma gittikleri köyün yolunu kaybeden Konyaaltı Belediyesi ekibine kar üstünde fişek gibi önlerinden koşarak yol gösteren köpekcik. İşte buyrun…