Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen sene gen terapisi büyük zaferler elde etti. Körlük, hemofili, orak kan hücresi hastalığı geliştirilen başarılı tedavilere örnekler

        Günümüzde pek çok hastalığın sebebi biliniyor: Moleküler düzeyde hangi genlerde sorun çıkmış, bu genler hangi dokularda görevli, hastalıkta gende ne değişmiş... Pek çok ilaç bu bilgileri kullanarak geliştirildi, hücrede bozulan geni hedef alıyor ve sorunu düzeltmeye çalışıyor. Peki, ya hücreye genin sağlıklı bir kopyasını verebilseydik? Her gün alınacak bir ilaç yerine, tek seferde kesin bir çözüm olurdu. Gen terapisi de tam olarak bunu yapmaya çalışıyor.

        Bir hastalığın gen terapisiyle tedaviye uygun olması için birkaç önemli nokta var. Öncelikle hastalığın sebebi bilinmeli. Ve tercihen, hastalık sadece tek bir gendeki bozukluk yüzünden olmalı ki genin sağlıklı kopyasını vermek hastayı iyileştirebilsin. Pek çok gen ve çevresel faktörlerden etkilenen hastalıklar bu yöntem için uygun değil. Ayrıca bazı hastalıklarda sorun genin işlevini yitirmesi değil, esas görevinden başka bir işlev kazanıp hücrede yeni sorunlara yol açması. Bu durumda hücreye genin sağlıklı bir kopyasını sağlamak yetersiz olacaktır. Kısacası, gen terapisi tek bir genin işlevini yitirdiği hastalıklar için biçilmiş kaftan.

        SAĞLIKLI GEN PAKETİ VİRÜSLERLE YOLLANIYOR

        Gen terapisinde başarıya ulaşmak için en kritik nokta, sağlıklı geni paketlemek ve hücreye yollayabilmek. Bir kargo şirketiyle bir tanıdığınıza paket yollamaya benzetebilirsiniz. Paketinizi taşıyacak aracıda şu özellikler olmalı:

        1. Paket doğru adrese ulaşmalı. Eğer hastalıkta işlevini yitiren gen normalde karaciğerde çalışıyorsa, sağlıklı genin kopyası karaciğere yollanmalı. Eğer yanlışlıkla kalbe yollanırsa hiçbir faydası olmayacaktır.

        2. Paket açılıp içindekiler evin uygun bir köşesine yerleştirilmeli. Genin sağlıklı kopyası hastanın DNA’sında güvenli bir yere kaynaşmalı. Kaynaşmazsa bir süre sonra hücre bu eklentiden kurtulabilir. Eğer başka bir genin ortasına dalar ve onu bozarsa, bu sefer başka bir hastalığa yol açar. Bir dönem deneysel tedavilerde bu sorun yüzünden hastalar kansere yakalanıyordu. Fakat geliştirilen yeni tekniklerle artık genin güvenli bir yere kaynaşması sağlanabiliyor.

        3. Paketin içindekiler kullanılmalı. Sağlıklı gen hücreye ulaştı, çok güzel. Ama hücre bu geni kullanmazsa tedavi başarısız olacaktır. Gen aktif hale gelmeli.

        4. Paket evin geri kalanına zarar vermemeli. Tedavinin yan etkileri olmaması çok önemli, dışarıdan müdahalelerde hep bu risk olur.

        Günümüzde gen terapisinde kullanılan en popüler kargo şirketi virüsler! Virüsler, sadece bir kapsül ve DNA’dan oluşurlar. Kendi kendilerine pek bir şey yapamazlar, ama canlı hücreleri kullanmasını çok iyi bilirler. Gizlice hücrelerimize kendi DNA’larını sızdırıp çoğaltırlar ve bizi hasta eden o grip salgınlarına neden olurlar. Virüsler halihazırda hücreye DNA yollamak için bir sistem geliştirdiğine göre, bunu tedavi için kullanabiliriz. Virüsleri gen terapisinde kullanmak için avantajlar şunlar:

        Hücreleri hedef almak ve içine DNA yollamakta oldukça başarılılar.

        Virüsleri zararsız hale getirmek için değişiklikler yapılabiliyor.

        Dezavantajları ise:

        Bağışıklık sistemimiz virüs avlamaya alışmış. Paketimiz istenen hücreye ulaşmadan bağışıklık sistemi onu yok edebilir.

        Aktarılmak istenen gen çok büyük ise virüs kapsülüne sığmayabilir.

        Virüslere alternatif olarak hücre zarına benzeyen, hücre zarıyla kaynaşabilen lipozomlar kullanılabiliyor. Daha büyük genler sığıyor ve bağışıklık sistemi tepki vermiyor. Ama hücrelere ulaşmak konusunda virüsler kadar başarılı değiller. Bazı araştırmacılar, virüs proteinlerini lipozomlara ekleyerek, hücrelere daha rahat sızabilecek “virozom”lar üretmeye çalışıyor.

        HÜCRELER VÜCUTTA DÜZELTİLİYOR

        Kargo şirketini seçtikten sonra uygulanabilecek iki ana yöntem var.

        1) ex vivo. Yani hastadan hücre alıp, laboratuvar ortamında hücrelere sağlıklı kopyayı aktarabilirsiniz. Sonra düzeltilmiş hücreleri hastaya geri verebilirsiniz.

        Örneğin, orak hücre hastalığı Mart 2017’de bu şekilde tedavi edildi. Bu hastalıkta kırmızı kan hücreleri orağa benzer ve oksijen taşıması olumsuz etkilendiği için anemiye yol açar. Tedavi için Fransa’da yaşayan genç bir çocuğun kemik iliğinden kök hücreler alındı ve virüs aracılığıyla sağlıklı genin bir kopyası aktarıldı. Sonra değiştirilen hücreler hastaya geri verildi. Tedaviden 2 sene sonra bile hasta yeterli sayıda sağlıklı kan hücresi üretebiliyor.

        Diğer bir başarı örneği, tedavisi olmayan ve doğuştan gelen nadir deri hastalığı Epidermolyses Bullosa. Kasımda hastanın deri kök hücrelerine virüs aracılığıyla sağlıklı gen aktarıldı. Sağlıklı hücrelerden laboratuvar ortamında ince deri tabakaları üretildi ve ameliyatla hastaya aktarıldı.

        2) in vivo. Yani hastadaki hücreleri vücuttayken direkt olarak hedef almak. Örneğin göz bunun için çok uygun bir doku. Çünkü konumundan ötürü bu dokuyu hedef almak çok kolay, iğneyle enjeksiyon yapılabiliyor, virüs yanlışlıkla başka dokulara gitmiyor ve bağışıklık sistemine yakalanmadan hedefe ulaşabiliyor. Retinadaki sorunlardan ötürü zamanla körlüğe yol açan bir bozukluk bu şekilde tedavi edildi. Yüzde yüz görüş geri kazanılmasa da tedavi hastaların hayatını oldukça kolaylaştırmış, kendi kendilerine yeterli hale gelmişler. Bu tedavi Aralık 2017’de güvenlik onayı aldı.

        Diğer bir örnek kan pıhtılaşmasında sorunlara yol açan hemofili hastalığı. Erken klinik çalışmalarda bir virüs aracılığıyla hastalara sağlıklı genin kopyası aktarılmış. Hastalarda kan pıhtılaşması düzelmiş, kanama sorunlarının önüne geçilmiş. A tipi hemofili hastaları aldıkları diğer ilaçları azaltabilmişler ve olumlu sonuçlar elde edilmiş. B tipi hastalarda ise mucizevi bir iyileşme görülmüş!

        Kısacası gen terapisi altın çağına girdi gibi gözüküyor. Gerisinin de çorap söküğü gibi gelmesi dileğiyle!

        Diğer Yazılar