Deniz, güneş, kumsal, nu disco ve Tiger & Woods
Bu hafta sonu bir maniniz yoksa; İstanbul il sınırından çıkmadan kum, deniz, güneş ve kıvamında müziklerle biraz olsun güzel olmaya ne dersiniz?! Rotamız Babylon Soundgarden için Kilyos… (Bu da var: Acayip güzel isimler var sahnede, o yüzden üşenmeyin de girin bakın festival programına!) 4 Haziran Cumartesi, saat 12.00’de start verecek olan festival, müzik dünyasının pek şukela isimlerini ağırlayacak. Gelelim, bugün köşeye düşen mevzumuza; 70’lerin disko anlayışını altyapılar ve sample’larla bir araya getirerek kendi parçalarını oluşturan (DJ) Tiger & Woods… İtalyan menşeli Larry Tiger ve David Woods’tan oluşan eğlenceli ikili Red Bull Music Academy sahnesinin kaçırılmayacak melodilerinden. Üç günlük ömür notasında, hafta sonu deniz yamacında, müzikle us’ları iyi etmeye varsanız, ‘sizleri de alalım’, diyerek sözü şahsına münhasır şarkıların ikilisine bırakıyorum.
DİJİTAL TEKNOLOJİ İŞLERİ ÇOK KOLAYLAŞTIRDI
*Müzikle maceranız nasıl başladı?
Her şey uzun zaman önce başladı. Aslında Tiger & Woods parçası olduğumuz birçok projeden sadece biri… Kelimelerle ifade etmek çok zor ancak şu kadarını söyleyebiliriz ki; bu projede başlıca amacımız, sevdiğimiz melodileri, DJ setlerimizde daha rahat çalabilmek için onların genişletilmiş miks’lerini yapmaktı. Beraber çalışırken, doğal olarak DJ setleri için düzenlediğimiz bu şarkıların özünü ortaya çıkarmak bizde yeni bir şeye dönüştürme fikrini ortaya çıkardı. Temel olarak eski tarz parçalara daha geleneksel bir hava vermeye çalıştık. Bu da konseptin başlangıcını oluşturdu. Şu anda, muhtemelen o fikri başka bir noktaya taşıyoruz, ama hâlâ aynı tutumu sürdürüyoruz.
*İcra ettiğiniz melodilerin dinleyenleriniz nazarında yeterince algılandığını düşünüyor musunuz?
Bunu kesin olarak söyleyemeyiz, ne de olsa insanların aklından geçenleri okuyamıyoruz, ama elbette yıllar içinde dinleyicilerin tepkisinin hep olumlu olduğunu gördük… Kısaca; bu soruya ‘evet’ cevabını verebiliriz.
*Yarattığınız yahut yaptığınız müziği tanımlamanızı istesem?
Hedefimiz bir “groove”u (ritimlerle bünyeye kıpırdanma hissi vermek) başarıyla çıkarıp, genişletmek. Bu ister makinelerimizden gelsin, ister bir başka örnek projeden gelsin, fark etmez. Derdimiz; düzgün bir ‘groove’u en üst düzeye taşımak!
*Elektronik müziğin popülerliği son yıllarda gittikçe arttı; bu artışta pek çok artı ve eksi mevzu da ortaya çıktı; sizce neler?
Dijital teknoloji işleri çok kolaylaştırdı, bunun müzik yapımını son derece demokratik hale getirdiği ortada ki bu da harika bir şey. Öte yandan, dediğiniz gibi prodüksiyon arttığı için, ortalıkta uçsuz bucaksız bir elektronik müzik okyanusu var. Bu yüzden yeni tınıları keşfetmek biraz daha zor oluyor, çünkü büyük nicelik nedeniyle aramak güçleşiyor. 10 milyon kişinin bir megafon kullanarak aynı anda konuşması gibi… Herkesin ne söylediğini anlayabilmek pek de kolay değil!
ARAMAYI ZORLAŞTIRACAK BİR ADIMIZ OLSUN İSTEDİK!
*Türkiye’de yapılan elektronik melodiler hakkında bilginiz var mı?
Red Bull Music Academy’de (RBMA) son birkaç yıldır, bazı elektronik müzik prodüktörlerini tanıma fırsatı bulduk ve en beğendiklerimizden biri “Ah! Kosmos” oldu. İki hafta boyunca, RBMA’da beraber takılmak dışında, Tokyo’da bir yerdeki performansını izledik ve çok ilginçti. Müziğinden çok hoşlandık.
*Soundgarden’da müziksevelerleri ne gibi sürprizler bekliyor, biraz tüyo alsak?
Her zamanki Tiger bölümünün dışında, yakında çıkacak 12 inçlik ve albüm (Ekim’de çıkıyor) için yeni hazırladığımız birçok yeni parça olacak. Ayrıca daha önce dinlediğiniz parçaların farklı versiyonlarını dinleyebileceksiniz. Kısaca merakla bekleyin, güzel bir gece olacak.
*Tebessüm edelim diye soruyorum: Tüm zamanların en iyi golfçüsü ile aynı ismi paylaşmanın zorlukları nelerdir; zira ‘google’ aramasında sizi bulmak çok zorladı?
(Gülüyor) İsmimizi özellikle seçtik! Google’da aramayı zorlaştıracak bir ismimiz olsun istedik. Projenin ilk fikri bir bootleg’di ve her bootleg gibi onu da bulmanız için iyice arayıp, taramanız gerekir. İnternet kimi zaman işleri çok kolaylaştırıyor ve zevkini kaçırıyor. (Es notu: ‘Bootleg’ dilimize çevirisi miss, o yüzden sizin kendinizin bulup da haşır neşir olmasını istedim. Zira tek kelime ile karşılanacak gibi değil.)
*Son olarak paylaşmak istediğiniz, bu da bizim için değerli dediğiniz bir şey varsa seve seve yazmak isterim.
Türkiye’yi çok seviyoruz, İstanbul’a vardığımız anda âşık olduk. Olağanüstü bir ortam var ve şehir inanılmayacak kadar güzel. Burada sahneye çıkma fırsatı yakaladığımız için kendimizi şanslı hissediyoruz.
Not: Biletler 170 ve 100 TL arasında, program ve biletler biletix’te / www.biletix.com