Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Haberleri okumuştum ancak ancak pek inanasım gelmemişti açıkçası… “Ayasofya’nın bin 500 yıllık kapısını lokma lokma koparıp yediler” diye. Haber böyle idi. Vallahi de billahi de inanmamıştım.

        Haberi okuyunca şöyle düşünmüştüm; “Tarih bilinci olmayan, densizin biri veya birileri, sırf kendisini tatmin etmek için kapıya zarar verdi” diye düşündüm. Vardır ya öyle tipler. Canlılara, eşyalara zarar vermekten zevk alırlar. Bunun tıptaki adını ben bilmiyorum, kıymetli hekimlerimiz teşhisi koysunlar…

        Geçen hafta Kültür ve Turizm Bakanlığı ve bağlı kurumlarının bütçesinin görüşüldüğü sırada TBMM’de Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy ile karşılaştım. Çok eskiden, Başbakanlık muhabirliğim döneminde kendisini tanır; sever sayarım. Kendisi Başbakanlık müşaviriydi o zamanlar. Dostluğumuz 30 yıl öncesine dayanır.

        Sohbet ederken, baktım elinde Ayasofya Camii ile ilgili fotoğraflar. İlgimi çekti. Ayasofya’nın içindeki İmparatorluk kapısının iki tarafı cam korumayla çevrilmiş. Nedenini sorduğumda, “birilerinin kapıyı koparıp koparıp yediğini” ve bunun haber olduğunu anlattı. Kapı niye yenir? diye soracak oldum, ancak utandım. Belki benim bilmediğim veya anlamadığım bir hikmeti vardır diye…

        Sonra biraz düşündüm. 1500 yıl önce yapılmış bir kapı. Hıristiyanlar yapmış. Yani o zamanlar Bizans İmparatorluk kapısıymış; sonra kilise kapısı olmuş. Şimdi ise Müslümanlar, kapıyı kutsal olduğunu düşünerek koparıp parçalarını götürüyorlar ya da yiyorlar. Nasıl bir motivasyon ya da maneviyat gerçekten anlayamadım ve işin içinden çıkamadım.

        REKLAM

        Sosyal medyada hızlıca yayılan haberlerin asparagas olma ihtimali de yüksek ancak şöyle hızlıca bir tarama yaptığımda hem Yunanistan’da hem de UNESCO’da konunun gündem olduğunu ve bu bağlamda tartışıldığını gördüm. Hatta UNESCO, Türkiye’ye bir yazı yollayıp bu kapının yenmesinin ya da kapıya zarar verilmesinin engellenmesini istemiş. Dünya kültür mirası sonuçta. Hatta UNESCO, cami olduktan sonra burayı dünya kültür mirası statüsünden çıkarmaya dahi hazırlanıyormuş. Böyle de iddialar var.

        KAPININ ÖNEMİ

        Kapıyla ilgili biraz araştırma da yaptım. Müzeden camiye dönüştürülen Ayasofya'nın yenildiği iddia edilen 1500 yılık İmparator Kapısı; Ayasofya'nın dış narteksinde 'Kutsal Üçleme'yi temsil eden üç ana kapıdan en büyüğü… Ayasofya’da iç narteksten ana mekana geçişi sağlıyor. 7 metre yüksekliğinde; meşe ağacından yapılmış ve bronz bir çerçevesi var. Kanatlarının üzeri de tunç levhalarla kaplı. Doğu Roma kaynaklarına göre, kapının kendisi Bizans döneminde altın ve gümüş plakalarla kaplıydı.

        Doğu Roma kaynaklarında, kapının Nuh’un Gemisi’nden elde edilen tahtalardan yapılmış olduğu da rivayet ediliyor. Bir diğer rivayete göreyse, kapının üzerindeki metal kutu bir tabut… Rivayet o ki, yılanlardan korkan bir Bizans imparatoriçesi metal bir tabuta gömülmek istemiş...

        Kapının üzerindeyse, 1930'lu yılların başındaki restorasyon çalışmalarında gün yüzüne çıkarılan ilk mozaik bulunuyor. Bu mozaik, iki yıl önce cami statüsü sonrası perdeleme sistemi ile örtülmüştü.

        Sonuç olarak Genel Müdür Burhan Ersoy’dan aldığım bilgilere göre; artık kimse kapıyı yiyemeyecek çünkü iki taraflı şekilde açık duran kapı kalın camla koruma altına alınmış. Hem görsel olarak estetiğe zarar verilmemiş hem de kapıdan parça koparılması engellenmiş. Müthiş bir çalışma. Akıl edenleri kutluyorum.

        Fırsat bu fırsat, Ayasofya’nın müzeden camiye dönüştürülmesinden sonra Türkiye ne kazandı? Siyasi kısmını es geçiyorum. Acaba ziyaretçi sayısı arttı mı? diye araştırdım. Rakamlar oldukça şaşırtıcı. Geçmiş yıllara göre ziyaretçi sayısında büyük bir artış var. Hemen aktarayım:

        REKLAM

        Gün gün rakamlar var Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün elinde… Eylül ayında Ayasofya Camii’ni 1 milyon 162 bin 995 kişi ziyaret etmiş. Günlük ortalama 38 bin 766 kişi eder. Yaz ve kış aylarında yoğunluk aynı olmamakla birlikte bunu kabaca yıllık hesaplarsak. Yılda 14 milyona yakın kişi Ayasofya Camii’ni ziyaret ediyor. Bazı aylarda düşüş olduğunu farz edersek 10-12 milyon yıllık ziyaretçi sayısına ulaşıyoruz.

        Yıllara göre Ayasofya’nın ziyaretçi sayısı şöyle idi:

        2007: 2 milyon 226 bin 159 2008: 2 milyon 236 bin 966 2009: 2 milyon 244 bin 956 2010: 2 milyon 952 bin 768 2011: 3 milyon 248 bin 307 2012: 3 milyon 353 bin 199 2013: 3 milyon 326 bin 591 2014: 3 milyon 574 bin 43 2015: 3 milyon 425 bin 236 2016: 1 milyon 436 bin 577 2017: 1 milyon 892 bin 250 2018: 2 milyon 922 bin 37.

        Toplam: 30 milyon 946 bin 839 kişi...

        Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ayasofya’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek ibadete açılmasına yönelik Cumhurbaşkanlığı kararını “hayırlı olsun” mesajıyla paylaşırken; 12 yılda 31 milyon ziyaretçiyi ağırlayarak birçok ülkenin nüfusunu geride bıraktığını ifade etmişti. Demek ki bir yılda geçmişin 5 yıllık ziyaretçisini ağırlıyor Ayasofya…

        Eğer hedef turist sayısını artırmaksa. Maksat hasıl olmuş… Başka kazanımlar oldu mu? O kısmından pek de emin değilim…

        Diğer Yazılar