Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Seçim tarihi artık belli. Altılı Masa’nın adayı henüz belli olmadığı gibi aralarında ortak aday konusunda mutabakat dahi yok. Bu ayın 26’sında İYİ Parti başkanlığında Altılı Masa toplantısı var; 30’unda ise ortak seçim programı ve yol haritasının açıklanması söz konusu...

        Açık konuşmak gerekirse bundan bir ay önce Cumhur İttifakı aleyhine görünen tablo, şimdi Cumhur İttifakı’nın lehine gibi görünüyor. Bunları anketlere bakarak söylemiyorum. Hava böyle…

        AK Parti’nin iktidar gücüyle attığı, asgari ücrete yüzde 55’lik artış, EYT, sözleşmelilere kadro düzenlemesi ve diğer adımlara rağmen, halkın önemli bir bölümü gelecekte ekonominin daha kötüye gideceğini ve acı reçetenin kaçınılmaz olduğunu düşünüyordu. “Enflasyon düştü; düşüyor” denilse de hayat pahalılığı ve fiyat istikrarsızlığı hala vatandaşın belini büküyor. Bütün desteklemelere rağmen, dar gelirli vatandaşlarımız, geçim konusunda çok büyük sıkıntı yaşıyor.

        Bu ortamda, siyaset kurumu vatandaşın önüne maalesef bir alternatif koyamadı. Aday isminin açıklanmasından söz etmiyorum. Aday gösterilmesi beklenen isimlerin hemen hemen tamamı, yine Altılı Masa ya da partilerin kendi içindeki çekişmeler nedeniyle yıpratıldı. İktidar buna çanak tutmuş ve bu propagandayı desteklemiş olabilir; siyasetin doğasında var bu… Bunu düşünmemek, gerçekten saflık olur…

        Her şeye rağmen seçimin hala ortada olduğu ancak iktidarın attığı adımlarla havayı lehine çevirdiği yargısı yanlış değil. Bu hava tabi ki aday açıklandığında değişebilir ancak geldiğimiz noktada Altılı Masa, yanlış hamleleri ile kendi ayağına kurşun sıkmış gibi görünüyor...

        Peki ne oldu da cumhurbaşkanlığı seçiminde hava iktidar lehine değişti. Hemen cevap vereyim; yanlış strateji, birbirine güvenmeme ve vatandaşa güven verememe…

        “Kazanabilecek aday” vurgusu o kadar çok dillendirildi ki kazanabilecek adayların hepsi podyuma çıkmadan yara aldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi, masada dahi konuşulmamışken yıpratıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Ben aday değilim, başbakan olmak istiyorum” diyerek kendini bağladı ve elini zayıflattı. Gelinen noktada, “Ben adayım” dese bunu gerekçelendirmekte zorlanacak. “Ortak adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’dur” dese vatandaşı nasıl ikna edecek? Vatandaş sormaz mı; “Madem kazanamayacağına inanıyordunuz, şimdi ne değişti de aday gösterdiniz?”

        Siyaset zor zanaat…

        Evet, iktidar gücüyle baş etmek, hele ekonomik açılımlarda, oldukça zor. Neyi, nereden, hangi kaynakla vereceksiniz? diye soran vatandaşı ikna etmeniz gerekir.

        AK Parti bu süreçte zorlanmadı mı? Hiç şüphesiz bütçe dengelerini korumak, sıcak para ve kaynak bulmak bu şartlarda oldukça zor. Seçimi kazandınız diyelim. Seçim sürecinde atılan popülist adımların bedelini yine siz ödeyeceksiniz. Vatandaşa acı reçeteyi içirmeyi kim ister ki?!

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu süreçte yaptığı toplantılarda, vatandaşın taleplerinin karşılanmasında ölçülü davranılması gerektiğini savunan kurmaylarına şu sözü söylediği ifade ediliyor:

        “Borç para bulunur da borç oy verilmez beyler!..”

        Bir örnek isterseniz, kabineye yaş koşulu ile gelen EYT düzenlemesi, yaş şartı kaldırılarak geçti. Adı üstünde emeklilikte yaşa takılanlar… Aksi durumda hangi adaletsizliği gidermiş olacaksınız, vatandaşı nasıl memnun edeceksiniz? Kaldı ki bu durumda bile bir çok sıkıntı bulunuyor.

        Şimdi gelelim işin özüne, Altılı Masa partileri 26 Ocak’ta kritik bir toplantı yapacak ve burada aday isimleri ilk kez konuşulacak. Partiler yaptıkları çalışmaların sonuçlarını ve ölçümleri ortaya koyarak isterlerse aday isimleri önerecekler. Daha önce benim sorduğum bir soruydu. Yine yanıtını ben vermiş olayım. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bu aşamada masaya, “adayımız şu olmalı” diye bir isimle gelmeyecek. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimleri ortaya atıldığında rahatsız olan CHP, “Belediye başkanlarımız cumhurbaşkanı adayı değildir” demişti. Bu isimler de çok yıpratıldı. İmamoğlu hakkındaki yargılama süreci bir yana, İYİ Parti’nin seçim afişlerinde yer alması, kendisini de masadan çıkacak bir başka ismi de yıprattı.

        Vatandaşın ortak umudu giderek azalıyor…

        Umutsuzluk oyları nereye yönlendirir bilemiyorum ama sandığa gitmeyeceklerin sayısının bu seçimde biraz fazla olacağını düşünüyorum.

        Hata üstüne hata yaptılar…

        Bazılarının çarpıtıldığı ya da bağlamından koparıldığı doğru ancak “kararlar ortak imzayla alınacak, SİHA tepkisi, ortak vatandaşlık” açıklamaları iktidar tarafından gollük paslara dönüştürüldü.

        Şimdi gözler 26 ve 30 Ocak tarihli toplantılarda. Bu son şans. Birlik-beraberlik görüntüsü veremez ve umutları yeşertemezlerse Altılı Masa’nın işi bir hayli zor görünüyor. “En geç şubat ortası aday belli olur” deniliyor.

        Tamam, aday ismini yıpranmasın diye geç açıklayın ancak stratejiniz ya da seçmene vereceğiniz mesaj ne?

        30 Ocak’taki lansmanda bakanlıkların bölünmesi ve belli konularda açılımlar ortaya konulacak. Çok geçmeden belki kritik bazı bakanlıklarda ya da Merkez Bankası gibi stratejik kurumlarda, ekonomi yönetiminde görev verecekleri; saygın, kredibilitesi yüksek isimleri açıklamak Altılı Masa partileri için doğru bir tutum olur…

        "Parayı topladıkça vatandaşa indirim yansıtacağız"

        "Parayı topladıkça vatandaşa indirim yansıtacağız"
        0:00 / 0:00

        Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), önemli bir açıklama yaptı. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, Azami Uzlaştırma (AUF) mekanizması kapsamında, şirketlerin geri ödeme sürecinin başladığını ve dün itibariyle 1 milyar TL geri ödeme alındığını açıkladı.

        Geçen hafta; ikili anlaşmalar kapsamında sehven ya da kasıtlı olarak EPİAŞ'a yapılan gerçek dışı bildirimler sebebiyle 40 şirket hakkında idari soruşturma açılmasına ve 10 milyar 208 milyon 222 bin 680 liranın geri ödenmesine karar verildiği açıklanmıştı. EPDK Başkanı Yılmaz’a, dün bu geri ödemelerin vatandaşın elektrik faturasına indirim olarak yansıyıp yansımayacağını sordum. Faturalarda indirimin, tahsil edilecek paranın miktarına bağlı olduğunu belirten Başkan Yılmaz, faiziyle birlikte 11.5-12 milyar TL’lik meblağdan söz edildiğini anımsattı. Bu paranın 1 milyar TL’sinin tahsil edildiğini belirten Yılmaz, “Bu yılın içinde bu miktarın hepsini tahsil etmeyi planlıyoruz. Yine bu yıl içinde tahsil edilen miktarın hepsini faturalara yansıtacağız” dedi. Yani tahsilat oldukça faturalarda indirim göreceğiz…

        Diğer Yazılar