Sürücü kursları ve trafik kazaları
Ülkemizde trafik kazalarının oluşunda sürücü ve yayaların faktörü yüzde 99 gibi büyük bir kusur payı ile birinci derecede sorumlu olması, hepimizin düşünmesi gereken bir konudur. Trafik kazalarının en aza indirgenmesi, düzenli ve güvenli bir trafik ortamının sağlanması için tüm halkımızın yol ve trafik konusunda, gereği gibi eğitilmesi ve yetkili merciler tarafından da gerektiği gibi denetlenmesi, gerekliliği artık kaçınılmaz olmuştur.
Her yıl özellikle de bayram tatillerinde binlerce vatandaşımızı trafik kazalarında kaybediyor olmamız bunun en açık göstergesidir. Artık bu trafik terörüne hep birlikte dur demeliyiz.
Trafiğin eğitim boyutunda 1987'de çıkan uyum yasaları çerçevesinde, trafik ve karayolları bu eğitim işini sürücü kurslarına devretmiştir. Sürücü kurslarında, sürücü yetiştirmek için verilen eğitim kağıt üzerinde mükemmel ve yeterli seviyede gözüküyordu. Ancak uygulamanın hiçte öyle olmadığı trafik kazalarındaki her yıl artış oranlarında çok açık gözüküyordu. Hiç kursa gitmeden ehliyet aldım!! Direksiyon sınavları çok kolaydı!! Doğuda falanca yere evraklarımı gönderdim, sürücü ehliyetim postayla evime geldi!!
Gibi söylemleri çok duyar olmuştuk. İnsanlar ehliyet alıyorlardı ama ertesi gün araba kullanamıyorlardı. Nasıl eğitim ve sınav sistemiydi bu. Araba sürmesini dört dörtlük bilmeyenlere çok kolay ehliyet veriliyordu.
1987'den 2013 mayıs ayına kadar bu devam etti. Peki 2013 mayıs ayından sonra ne değişti? Sürücü kursları yönetmeliğinde özellikle de sınav sistemlerinde köklü değişiklikler yapıldı. Direksiyon sınavlarında süre ve mesafe uzadı, sınav esnasında en küçük bir hatanın dahi affedilmiyor olması, gelecek için ümit verici olsa gerek. Sınav yönetmeliğinin değiştirilmesin de emeği geçen herkese teşekkürler. Benim de bir katkım ve nacizane tavsiyem olsun: Geçmiş yıllarda sürücü belgesi almış sürücülerin en azından 2 yılda bir sağlık muayenesinden geçirilmesi gerekiyor.
Yukarıda yazdığımız nedenler elbette trafik kazalarının olmasına, ehliyet alınmasında, verilen eğitimin sıkı denetlenmesi, kazaların azalmasında büyük bir etkendir. Yapılan bu çalışmalar yinede yetersizdir. Saydığımız bu tedbirlerin yanı sıra trafikte dolaşan, birer saatli bomba gibi olan eski araçlar, (Bunların çoğunun muayeneleri bile yoktur) bilhassa denetimin olmadığı kırsal kesimlerden veya zengin çocuklarının lüks arabalarınla hız denemesi ve yarışlarından gelen kaza haberlerini alıyoruz.
Trafik kazalarına neden olan sebeplerden bir tanesi de yetersiz yollar. Son zamanlarda hükümet bölünmüş yollara önem verdi, ülkemizin büyük bir bölümü şehirlerarası bölünmüş yollara kavuştu. Trafiğe çıkan araç sayısına göre kazalar ve ölüm oranları azalmış, yinede gelişmiş ülkelere göre bu sayı çok fazladır.
Kazalarda can kaybı hepimizi derinden üzmektedir. Devlet alınması gereken tedbirleri acil olarak almalıdır. Fakat esas mesele fertlerin kendisine düşmektedir. Bizler kaidelere özen gösterip kurallara uyarsak, kazaların azaldığını, can kaybının en aza düştüğünü işte o zaman göreceğiz.Yinede her şeyin başı EĞİTİM'dir.