Türkiye Libya'da galip geliyor
Libya’da günler önce Fayaz al Sarraj’ın önderliğinde, BM’nin tanıdığı Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin, ülkenin batısında kontrolü sağlama hızına şahit olduk. Bu, başkent Trablus’a darbeci general Halife Hafter ve taraftarlarından gelecek sert saldırı dalgasının kırılacağının açık işareti gibi görünüyor. Ne var ki Libya’nın geleceğine yönelik tartışmalar ise uluslararası ve bölgesel çelişkilerin gölgesinde gerçekleşiyor.
Bu tartışmaların, askeri sonuç almanın yeni yönlerini ortaya koymaya veya siyasi süreci yeniden inşa etme imkânını keşfetmeye yardımcı olması beklenirken, Libya’da yaşananlar son derece tehlikeli bir boyut kazandı. Korku uçurumuna doğru ateşli bir yarış var.
Ömer Muhtar’ın ülkesi bölünmenin eşiğinde, kaos kapılarına dayandı, aç kurtlar bedenini dişliyor. Libya’nın Sirenayka bölgesinin güçlü adamı görünen darbeci Hafter, kendisini Libya’nın başı ilan etti.
Hafter bir kez daha boyundan büyük bir işe kalkışıyor gibi. Trablus’daki savaş alanlarında giderek zora düşen Hafter Sirenayka’da bir darbe yaparak, Tobruk Parlamentosunu görevden aldı. Libya’nın tek lideri benim dedi. Libya’dan görüştüğüm meslektaşlarım ve siyasiler Hafter’in kaybetmeye ve gerilemeye başladığı bir süreçte ülkeyi bölmeye çalıştığı görüşündeler.
Hiçbir meşruiyeti olmayan Ulusal Libya Ordusunun 76 yaşındaki komutanı Hafter, Bingazi’de kendi pravda TV’lerine konuşarak halkın kendisine Libya ile ilgilenme görevini verdiğini, kendisinin bunu kabul ettiğini açıkladı. 2015’te Birleşmiş Milletler himayesinde Fas’ın Skhirat şehrinde imzalanan ve Sarrac yönetiminde Trablus’ta Ulusal Mutabakat Hükümeti oluşturulmasını kararlaştıran anlaşmaları bir kez daha reddettiğini belirtti.
Hafter bu hamleyi yaparken, özellikle Moskova’daki eski müttefikleri araya mesafe koymaya hatta onu alenen kınamaya kararlıydı ve uluslararası düzeyde bir tecrite maruz kaldı. Öyle ki Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, “Sirenayka’nın eski güçlü adamı” gibi görünen birisinin bu hamlesini “onaylamadığını” söyledi. Bu da Libyalı general için en ciddi netice.
ABD de bu konuda baştan mesafesini koydu. Amerikan Büyükelçiliği açıklamasında “ABD, Libya Arap Silahlı Kuvvetleri Komutanı Hafter’in Libya’nın siyasi yapısını tek taraflı ilanla değiştirme önerisini esefle karşılar, insani sebeplerle saldırgan eylemleri derhal durdurma çağrısını tekrar eder,” denildi.
Hafter’in siyasi Skhirat Anlaşmasının feshine yönelik açıklaması Libya’da tepkilerle karşılandı. Bu tepkilere Hafter milislerinin son zamanlarda aldığı yenilgiler de eklenince iktidara silahla gelmedeki başarısızlığını telafi etmeye çalıştığına işaret ediyor.
Kıyı şeridinde Tunus sınırına varıncaya kadar sahip olduğu mevzileri kaybeden Hafter’in birliklerinin etrafı şimdi, Sarrac’ı destekleyen milis güçlerinin karşı saldırısını başlattığı Terhune bölgesinde çevrilmiş durumda.
Türkiye en başından beri Hafter’i muhatap almadı. Sarrac’ın başında olduğu ve BM’nin resmi olarak tanıdığı Ulusal Mutabakat Hükümetini her anlamda desteklemeye devam edecek ve Hafter’in ülke geleceğinde yer almasını istemiyor.
Avrupa’dan da sert eleştiriler geliyor. Libya’nın son 90 yıllık tarihinde yer edinmiş İtalyan Dışişleri Bakanı Farnesina da Sarrac’ın başında yer aldığı Trablus’un “meşru kurumlarına tam destek ve tanıma” açıklaması önemli.
Hafter bir taraftan kendisine Muammer Kaddafi’ninki gibi bir devrim, uzun soluklu bir diktatörlük hayal ederken 2011’de Kaddafi’nin devrildiği gibi gitmekten de korkuyor.
Bu yüzden son hamlesini çaresizlik olarak okumak yanlış olmaz. Libya’daki dostlarım Hafter’in içeriden çökmek üzere olduğunu ifade ediyor. Gazeteci meslektaşlarım, “Sirenayka’da onu destekleyen kabileler şimdi onu terk ediyor. Kabile liderleri, Trablus için verilen savaşlarda kabilelerin gençlerini boş yere öldürmekle onu suçluyorlar. Burada cenazesiz tek bir gün yok. Piyade birlikleri çok azaldı. Bingazi ve büyük merkezlerde olaylar çıkmasından korkuluyor. Koronavirüs nedeniyle hepimiz eve kapalıyız ama şimdi meydan çatışmaları korkusu da ekleniyor,” şeklinde konuşuyor.
Hafter ile Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Saleh arasında da ciddi gerginlik yaşandığı iddia ediliyor. Görünen o ki artık sadece Körfez’in bazı Emirlikleri Hafter’e olan askeri ve mali desteği muhafaza ediyor. Mısır Cumhurbaşkanı el Sisi dahi daha mesafeli görünüyor. Fransa ise düşük profilini koruyor.
Eylül ayından bu yana Sarrac’ın adamlarına askeri ve siyasi olarak yardım ederek Trablus ve Mısrata’nın savunulmasını garanti eden Türkiye ise büyük galip olarak görünüyor. Türkiye’nin Libya sürecine dahil olması ve Libya ile imzalanan anlaşmaların bölgesel denkleme katkısı kendini hissettiriyor.