Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Irak'ın kuzeyinde PKK'nın Gara kamplarına yönelik PENÇE KAPLAN-2 operasyonunu düzenledi. Bu operasyon sırasında 13 vatandaşımız örgüt tarafından kahpece infaz edildi. Elbette bu örgütün ilk kahpeliği değil…

        41 savaş uçağının yanı sıra keşif ve yakıt ikmal uçaklarının, İHA ve ATAK taarruz helikopterleriyle Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) ve Jandarma Özel Harekât (JÖH) birliklerinin de katıldığı harekât, o coğrafyadaki doğa, fiziki koşullar ve mevsim şartları dikkate alındığında bölgesel dengelere yönelik önemli mesajlar taşıyordu.

        Askerlerimizin sahadaki ana gündemi ‘‘kurtarma’’ operasyonu niteliğindeydi. Bu nedenle bölge MİT ve Askeri İstihbarat birimleri tarafından 14 Ekim tarihi itibariyle yakın takibe alınmıştı.

        Irak’ın kuzeyinde 1996’dan bu yana TSK’nın bölgede yani sınırımızın diğer tarafında askeri üsleri bulunuyordu. Son 3 yıldan bu yana da Hakkâri, Şemdinli, Yüksekova ve Çukurca’nın karşısında bulunan bölgelerde 28 km içeride yeni askeri üsler kuruldu.

        Gara hattı ise bu bölgelerin dışında kalıyor.

        Başka bir ifadeyle, Hakkâri bölgesinden sızmalar ve örgütün hareket kapasitesi sınırlandırılırken, Şırnak ilimizin karşısında kalan bölgelerde ise güvenliğin sağlanması için TSK operasyonel hazırlıklarını da başlatmıştı.

        REKLAM

        Türkiye ve Irak'ta PKK tarafından kaçırılan polis, sivil, asker ve gizli servis mensuplarının içinde yer aldığı 13 vatandaşımızın, Gara bölgesinde bir mağarada rehin tutulduğu ve bölgenin tüm koordinatları 14 Ekim tarihinde tespit edilmişti.

        Aralık ve Ocak ayı içinde PKK’nın iki üst düzey isminin yakalanıp sorgulanmasıyla birlikte rehinelerin içinde yer aldığı mağaranın tüm koşulları, krokileri ve bölgenin tüm lojistik koşulları şekillendirildi.

        Gara bölgesinde bin 870 metrekarelik alanda güvenlik güçlerinin hareket alanları ve rehinelerin bulunduğu Verka boğazının tüm topoğrafik konumları belirlendi. Öyle ki Verka Boğazı Türkiye’den gelebilecek olası harekâtlara müdahale edebilecek şekilde hazırlanmış ve doğrudan Kuzey’den gelecek bir saldırıya gizlenerek karşı koyabilecek bir durumdaydı.

        TSK ve MİT, 14 Ekim’den bu yana büyük bir gizlilik içinde ve sadece sınırlı sayıda personelin bilgisi dâhilinde, İHA’larla yakın takibe alınan Gara bölgesi ve Verka boğazında operasyon yapılmasına 2 Şubat’ta karar verdi.

        Ancak operasyon, örgütün beklediğinin aksine Kuzey’den değil, arka cepheden yani Verka boğazı ve Gara bölgesinin güneyinden planlandı ve bu şekilde icra edildi. Müdahalenin askerlerin hiç ummadıkları bir yönden gelmesi ve bölgeye helikopterlerin sarp alanda dünyanın en riskli uçuşu olarak değerlendirilen Vietnam uçuşu yaparak intikal etmesi sonucu PKK’lı teröristler ellerindeki 13 rehineyi kalleşçe şehit etti.

        Operasyon esnasında yakalanan iki teröristin sorguları sırasında 13 rehinenin, teröristlerin mağara sorumlusunun talimatı üzerine askeri operasyonun başında öldürüldüğünü ifade ettikleri belirtildi.

        Eskiden PKK için -sarp dağlık alanda rahat saklanabildiklerinden- İran ve Irak üzerinden Türkiye’de terör saldırıları düzenlemek kolaydı. Ancak bugün uydu ve İHA’lar PKK mevzilerini dağlık alanda da tespit edebiliyor ve gerekli önemleri alabiliyor.

        REKLAM

        Kış aylarında böylesi zor koşullar altında Kuzey Irak’ın dağlık bölgesinde bu yönde bir askeri müdahale düzenlemek her ordunun harcı değil…

        Gara operasyonunun başlamasıyla birlikte, operasyonun devamında TSK’nın Sincar bölgesine yöneleceğine dair yorumlar üzerine İran tarafından desteklenen ve koordine edilen Şii Paramiliter güçleri Sincar’a 3 bin silahlı terörist yolladı. Türk ordusunun başlattığı operasyondan kaygı duyan Haşti Şabi grupları içinde yer alan Irak İslami Direniş Hareketi El Nuceba Türkiye’ye tehditler savurdu.

        Ankara’daki ABD Büyükelçiliği Twitter üzerinden, şehit düşen üç asker nedeniyle 12 Şubat tarihinde taziye mesajı yayınladı. Mesajda, ABD’nin “müttefikinin” yanında olduğuna yer verildi ve şehit askerlerin ailelerine de başsağlığı dilendi.

        ABD Büyükelçiliği'nin bu mesajını sadece arsızlık ve ikiyüzlülükle nitelendirip geçmek mümkün değil, çünkü halihazırda terör örgütü PKK/YPG’yi kullandıkları silahlar dahil olmak üzere her türlü teçhizatla destekleyen Amerika Birleşik Devletleri’nin bizzat kendisidir...

        ABD, İsrail ve başka “Batılı müttefikler” PKK/YPG, DEAŞ, FETÖ ve diğer aşırılıkçı terör örgütlerini, asimetrik bir savaş yöntemiyle Türkiye’ye politikalarını dayatmak için kullanıyor.

        Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yüksek perdeden ABD’ye seslenerek, tarafını seçmesi noktasında açık çağrıda bulundu.

        Artık eskiden olduğu gibi devletlerarası savaşlar değil, “vekalet savaşları” söz konusu. Yani terör örgütleri vesilesiyle Türkiye’ye karşı yürütülen de işte böyle bir vekalet savaşı.

        Şimdi soru şu;

        Davul kimin kucağında, tokmak kimin elinde…

        Yüreğimiz çok yandı.

        Şimdi o ateşin sizi nasıl dağlayacağını düşünün!

        Diğer Yazılar