S 400 Krizinde Kritik Tarih 5 Kasım
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geride bıraktığımız hafta Soçi’de bir araya geldiler. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, iki ülke arasındaki "ikili ilişkilerin başlamasından bu yana bunun en kapsamlı gündem" olduğunu belirtti. Biz içeride İdlib konusuna kilitlenmiştik ama zirvede dikkat çeken “S 400” savunma sistemleri oldu. Erdoğan, Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemleri konusunda Rusya ile iş birliğine devam edeceğinin sinyallerini verdi. Putin ise Türkiye ile ekonomik ilişkilerin önemini vurguladı. Her iki lider de basına yaptıkları açıklamalarda sorunlu konulardan uzak durdu.
YPG/PKK'ye destek vermekle suçladığı Joe Biden yönetimiyle ilişkilerin gidişatını “pek hayra alamet değil” diyerek eleştiren Erdoğan, bu demecinden bir hafta sonra Soçi'ye giderken, "Sen yoksan Putin var." mesajı veriyordu. İşin ilginç tarafı, Biden yönetimi de New York’taki BM Genel Kurulu toplantıları sırasında görüşme listesine almadığı Erdoğan’a randevu tarihini Soçi zirvesinden bir gün önce açıklıyordu. Ekim ayı sonunda Roma’da düzenlenecek G-20 Liderler Zirvesi sırasında Erdoğan ve Biden ilk yüz yüze görüşmesini gerçekleştirecek. Soçi dönüşünde uçakta gazetecilere açıklama yapan Erdoğan, ABD ile ilişkilere değinerek, "Bazı sorunları dile getirdik ve öyle görünüyor ki hayra alametler var." dedi. Yani Erdoğan Soçi ziyaretinden en azından eli boş dönmüyordu.
Erdoğan ve Putin, Rus savaş uçağının düşürüldüğü Kasım 2015'teki krizden bu yana 26 kez yüz yüze görüşme gerçekleştirirken, Soçi’den önceki son zirve 5 Mart 2020’de Moskova’da yapılmıştı. İdlib'de 34 Türk askerinin şehit olduğu hava saldırısından bir hafta sonra gerçekleşen bu zirvede İdlib konusunda ek protokol imzalanmıştı. Büyük olasılıkla son zirvede Putin'i İdlib konusunda sabırlı olmaya çağıran Erdoğan, bir yol haritası verdi. Ama Rus tarafından aldığım bilgilere göre bu yol haritası konusunda Moskova çok büyük bir beklentiye girmiyor.
İkinci S-400 sisteminin satın alınması Türkiye’nin Moskova’ya etki edebilmesi anlamında önemli görünüyor. Ancak Moskova’nın İdlib konusundaki pozisyonu gayet net. Moskova’ya göre; “radikal cihatçılar, Türkiye’nin İdlib’in içerisindeki ve çevresindeki askeri üslerini Suriye ordusuna karşı koruyucu kalkan olarak kullanıyor.” Rusya bunu uzun vadede hoş karşılamayacaktır. Dolayısıyla da Suriye ordusuna er veya geç İdlib’in geri alınması için yeşil ışık yakılacaktır. Türkiye’nin Suriye’deki ağırlığı, İsrail ile ABD’nin Rusya’nın Suriye’deki rolüne, “İran’ın etkisini” kısıtlamak için daha fazla önem atfetmeye başladıktan sonra azaldı. ABD birliklerinin Afganistan’dan kaçarcasına çıkması ve diğer bölgelerden adım adım çekilecek olması jeopolitik bir dönüm noktası. Bu Türkiye’yi de net bir rota belirlemeye mecbur edecektir. Yani Suriye ve Irak’ta artık daha net dış politika belirlemek zorundayız.
Rusya bu konjonktürde Avrasya eksenli ortaklıklarını güçlendiriyor. Rusya, Çin ve Afganistan’ın komşuları, Amerika’nın Afganistan fiyaskosu sonrasında, geçen ay düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi’ni bölgeyi kendi konseptlerine göre değiştirebilmek için platform olarak kullandılar. ŞİÖ’nün 21. Devlet Başkanları Zirvesi’nde İran’ın ŞİÖ’ye resmi olarak üye olması onaylandı. Şimdi Türkiye’nin de Diyalog Ortağı olduğu ŞİÖ içerisindeki ana aktörler arasında yer almak için NATO ile arasına mesafe koyup koymayacağını bekleyip görmek gerekir.
NATO öncelikle en büyük ‘silah dükkânı’ aynı zamanda da askerî bir kuruluş. Burada Türkiye’nin S 400 sistemini satın alması kritik bir konu. Müşterilerden biri ‘yan dükkâna’ gitmeye karar veriyor ve o dükkân ‘en iyisi’ hâline geliyor. Bu, ABD’nin hem ekonomik hem de ideolojik çıkarlarına vurulan bir darbe niteliğinde.
Rus kaynaklar, New York'ta Erdoğan’a bazı kişilerin kendisine S-400 sistemlerinden vazgeçmesi gerektiğini söylediğini belirtiyor. Soçi’de Erdoğan "Bu konuda geri adım atmayacağız." derken Putin'in yüzünde gülümseme oluştuğunu belirtiyorlar. Erdoğan, aynı zamanda ikinci bir S-400 sistemi alımının mümkün olduğunu belirterek kendisine kapıları kapatan Biden'a sert bir mesaj verirken, Putin'e dostluk elini uzatıyor.
İkinci S-400 sistemi Putin'in Soçi görüşmesindeki ilk zaferi oldu. Aslında ABD ile kriz derinleştikçe Putin kazanan taraf oluyor. ABD’de bize karşı yaptırım kararlarını sertleştirmek için bir komisyon kurdu bile. Bu komisyon bakalım nasıl ve ne zaman karar verecek. İlk CAATSA (Hasımlarla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası) yaptırımlarını Aralık 2020’de Savunma Sanayii Başkanlığı ve kurumun Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir dahil dört yöneticisine uygulayan ABD, diğer yandan da Türkiye’yi F-35 projesinden çıkarmıştı.
Krizin asıl tırmanacağı tarih 5 Kasım. Zira Türkiye ikinci parti S 400 konusunda bir yol haritası oluşturmak için bu tarih itibari ile çalışmalara başlayacak. Ancak kriz derinleşirken asıl soru şu; ilk parti S 400’lerde durum nasıl… Bu kriz içeride nasıl çözülecek?