Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sayılı saatlerin kaldığı 2022’ye girerken gündemimiz yine pandemi, ekonomi ve dış politika endeksli olacak gibi duruyor. Süper ekonomilerin ve gelişmekte olan ülkelerin iklim sorununa dair güçlü adımlar atması beklenmiyor. Dünyanın farklı coğrafyalarında gerilimler derinleşiyor. Silahlanma politikaları bölgesel iş birlikleri ekseninde daha da derinleşecek gibi gözüküyor.

        Dünyanın farklı bölgelerindeki gerilim hatları elbette önemli ancak ben doğrudan kendi yakınımıza dikkat çekmek istiyorum.

        Uzun yıllardan beri NATO’nun en uç karakolu konumunda olduğumuz için övünürdük. Çünkü bu bizi NATO’nun stratejik öneme sahip üyesi yapıyordu. Ancak bu tanımlama daha ziyade soğuk savaş yılları için geçerli idi. Bugün ise Soğuk Savaş’ın geride kalması bir yana bambaşka bir küresel ve bölgesel sistemlere geçiyoruz. Dolayısıyla bizim de NATO için önemimiz ve stratejik değerimiz yeniden tanımlanıyor.

        ABD birçok operasyona artık NATO’ya gerek duymadan, “koalisyon gücü” oluşturarak giriyor. Rusya ve Çin rekabeti Afrika ve Ortadoğu’da kıyasıya devam ediyor. Ancak 2022’de kıyasıya rekabet alanı, en riskli bölgelerden biri olan Karadeniz havzası olacak.

        Karadeniz’deki gerilim, burada kıyısı olmasa da Yunanistan’ın lehine işliyor. Zira NATO ve ABD, Yunanistan üzerinden Karadeniz’de silahlanmayı destekliyor. Yunanistan bir yandan askeri pozisyonunu Türkiye’ye karşı güçlendiriyor bir yandan da Dedeağaç’taki üslenme vasıtasıyla, ABD’nin Karadeniz’e geçiş istasyonu olarak Rusya’nın dikkatlerini üstüne çekmemek kaidesiyle gerilimi Türkiye üzerinden sürdürmek istiyor.

        Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin şimdilik derin derin Ukrayna krizini izlemeyi ve karşısındaki ülkelerin nasıl ve hangi koşullarda kamplaşacağını görmek istiyor. Bu denklemde doğal olarak en kritik ülke Türkiye.

        Putin Türkiye konusunda kendisinden emin. Zira 2022’de Türkiye’nin gündemi ekonomik kriz, dış politikada Suriye, Libya, Sudan ve Körfez ülkeleri olacak. Dahası, seçim yaklaştıkça seçimin öne alınıp alınamayacağı tartışmaları…

        Kısacası Ankara’da şimdilik süreci izleme eğilimi hâkim. Açık söylemeliyim ki bu Türkiye’nin birinci tercihi değil, ancak içinde bulunduğu şartlar ve saydığımız öncelikli sorunlar Ankara’nın bu konuda politika üretmesinin önüne geçiyor.

        Türkiye olarak 2021’de ekonomide ve dış politikada farklı coğrafyalarda krizlerle uğraşırken, daha sonra geniş bir şekilde kaleme alacağım özellikle Ege ve Akdeniz’de Yunanistan’ın da yeni salvolara hazırlandığını bir kenara not düşelim.

        Özetle size şunu söyleyebilirim ki, ABD ile nur topu gibi yeni bir kriz başlığımız doğuyor…

        Misal, ABD Başkanı Joe Biden’ın, Türkiye’de insansız hava aracı programlarının genişletilmesiyle ilgili ABD hükûmetine Amerikan ulusal güvenliği üzerindeki etkilerini inceleme ve araştırma izni veren savunma yasa tasarısını imzalaması oldukça dikkat çekici bir durum.

        Öte yandan, Türkiye karşıtı silah tüccarlarının son bir yıldan buyana başlattığı yeni bir kampanya ile Türk insansız hava araçlarının bölgesel ve uluslararası istikrarı sarsmakta payı olduğu algısı yaratılmak isteniyor. Yani 2022’de SİHA’lara dönük bir ABD hamlesi dahi gelebilir.

        Yasa, Amerikan Dışişleri ve Savunma Bakanlığı’na (Pentagon) 2018 yılından bu yana Türk İHA ve SİHA’larının ihracatını ve söz konusu bu araçların Amerikan şirketlerinin ürettiği parçaları veya teknolojiyi ihtiva edip etmediği konusunu raporlamaya izin veriyor. Yasa tasarısı, Türkiye’nin ihracatının ‘Silah İhracatı Denetim Yasası’nı ihlal edip etmediğini belirlemesini talep ediyor.

        ABD’li askerî yetkililer ve silah lobisi, geçen yıl Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’da Ermenistan’a karşı zafer kazanmasında, Libya’daki askerî dengeyi değiştirmesinde, son olarak Tigray’da isyancılarla savaşan Etiyopya hükûmetinin askerî üstünlüğü elde etmesinde Türk İHA ve SİHA’larının rolü olduğunu açık bir şekilde dillendiriyor.

        Görünen o ki; ABD kongresi Türkiye’nin İHA ve SİHA üretim programını mercek altına almış görünüyor. Ermeni ve Rum lobisine yakınlığı ile bilinen Amerikalı Senatör Robert Menendez, Senato Dış İlişkiler Komitesi oturumunda Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland’ın söz konusu program hakkında bilgi vermesini istedi. Öte yandan Temsilciler Meclisi üyeleri Dışişleri Bakanı Blinken’dan derinliğine bilgi talep etti.

        Ermenistan ile yol alınıyor

        Ermenistan ile yol alınıyor
        0:00 / 0:00

        15 Aralık 2021 tarihinde “Türkiye-Ermenistan İlişkileri 1.0” başlıklı köşe yazımda Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesine dair yol haritasını kaleme almıştım. Ocak ayı itibari ile süreç artık somutlaşmaya başlayacak…

        Erivan hükümeti Ankara ile ilişkilerin normalleşmesinden oldukça memnun. Zira diasporanın baskılarına rağmen Başbakan Nikol Paşinyan, kararlı bir şekilde tarihsel süreci dışarıda bırakarak, Türkiye ile ilişkileri geliştirme derdinde.

        Görüştüğüm Ermenistanlı diplomatlar Erivan-İstanbul uçuşlarının yakında başlayacağını belirttiler.

        Diplomatlar, Erivan merkezli Flyone Armenia Hava Yolu şirketinin Erivan-İstanbul güzergahında charter uçuşları gerçekleştirmesine izin verildiğini belirtti. Türkiye tarafında ise MİT ve Dışişlerinin şirket hakkındaki incelemesini salı günü tamamlanacağı ve onayın verileceği belirtiliyor.

        Erivan yönetimi bir adım daha atıyor. Diplomatik kaynaklar, Ermenistan Ekonomi Bakanlığı’nın, Ermenistan hükümetinin 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren Türkiye menşeli ürünlere uygulanan kısıtlamalara devam etmeme kararı aldığını ve bunu resmi olarak 1 Ocak tarihi itibari ile ilan edileceğini söylüyor.

        Bir önemli nokta ise Rusya'nın organizasyonunda Türkiye ve Ermenistan temsilcilerinin görüşmeleri. iki ülke temsilcilerinin görüşmesi içinde taraflar kurdukları çalışma grupları hummalı bir şekilde çalışıyor. Ermenistan tarafı 22 Ocak tarihinden itibaren hazır olduğunu Moskova'ya iletti.

        Diğer Yazılar