Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ancak Kosova'da ve Kafkasya’nın Dağlık Karabağ bölgesinde yaşanan gerginlikler de bir hayli önemli. İran Irak, Suriye, Yemen ve Lübnan’dan sonra şimdi Kafkaslarda bir yara açmaya çalışıyor.

        Karabağ sorunu Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir sorun olmaktan çıkıp, Azerbaycan-İran arasındaki krize doğru sürükleniyor. İran molla rejimi ülkedeki Azerbaycan Türklerine yönelik politikalarını sertleştirirken, bir yandan da Azerbaycan yönetimini direkt hedef alıyor. Bu kriz önümüzdeki beş yılda Kafkasların en büyük sorunu olmaya aday. Öyle ki İran bu krizin merkezine bizi de çekmek istiyor.

        İşgal edilmiş topraklarını Ermeniler’den kurtarmak için binlerce şehit veren Azerbaycan yönetimi, Türkiye’nin de çoğu zaman görülmeyen desteği ile işkal altındaki topraklarını aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 Aralık’ta Karabağ'daki askeri kazanımlar için düzenlenen Zafer Geçit töreninde Aras Nehri ile ilgili okuduğu şiiri Tahran’daki mollaları öfkelendirdi.

        Kafkasya'da yaşanan gerginlik aslında 1990'larda çözüme kavuşturulamayan çatışmaların kalıntıları.

        İran ve Azerbaycan arasındaki doğal sınır olan Aras Nehri'nin iki yakasında Azerbaycan Türkleri yaşamakta. İran ise bu doğal sınırdan oldukça endişeli. Zira molla rejimi, Karabağ savaşında açık bir dille Ermenistan’ın tarafında yer aldı. Öyle ki Tahranlı mollalar, Karabağ’ın işgal altında olduğu süreçte Irak-İran-Ermenistan hattındaki geçişlerde terör örgütü PKK’ya Karabağ’ı kullandırtıyordu. Bunun sosyolojik alt yapısı illa ki vardı ama İran bunları tamamen ülkesindeki Azerbaycan Türklerini, Bakü’den uzaklaştırmak için yapıyordu.

        Ve nihayet gün geldi. Karabağ zaferi ile Aras şiiri, nehrin ayırdığı Azerbaycan Türklerinin hasretini dile getirdiği için on yıllardır kuşaktan kuşağa aktarılan bir ağıt niteliğinde iken bugün artık İran’ın Azerbaycan ile çok uzun bir sınırı oluştu.

        İran rejimi ülkesinde yaşayan 28 milyon Azerbaycan Türkü’nü nasıl zaptedeceğini düşünedursun. Ülkede yaşanan iç karışıklık sürecinde en büyük etnik grubun şehirlerde sokaklara dökülmesini önlemek üzere her yolu deniyor. Amaç Aras’ın iki yakasındaki kardeşleri bir birine vurdurmak. Tıpkı Irak Kürt bölgesinde Kürtleri bir birine vurdurarak, tıpkı Türkiye’de eylemler yapması için PKK’ya verdiği destek gibi…

        İran’da halk sokaklarda ve bizler sokaklarda neler oluyor diye haberlere dikkat kesilirken, İran devlet televizyonu Seher TV’nin hazırladığı belgeselde Aliyev ailesini etnik kökenine dair spekülasyonlar ve suçlayıcı iftiralarla dolu bir belgesel yayınladı. Propaganda konusunda İran azımsanmayacak kadar güçlü bir ülke.

        Söz konusu belgesel filmin yayınlanması, Tahran ve Bakü arasındaki gerilimin en üst düzeye taşındığının açık bir işareti. Ama İran televizyonu Türkiye’nin PKK konusundaki hassasiyetini de dikkate almış olacak ki Haydar Aliyev’in vaktiyle “PKK’ya yardım ettiği” iddiasını ortaya atarak işe Türkiye’yi de dahil etmek, Bakü ve Ankara arasındaki kardeşlik ilişkisine mayın döşemek istiyor.

        Rusya Devlet Başkanı Putin'in Ukrayna'da aldığı darbe birçok jeopolitik hesabı değiştirmeye başladı bile. İran ise hala ateşle oynuyor...

        Diğer Yazılar