Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÜNİVERSİTEDEN yeni mezun olmuştum, bir televizyon kanalında stajyerdim. İlk röportajımı Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde (MSM), Müjdat Gezen’le yaptım. Işıklar içinde uyusun Savaş Dinçel ve Mehmet Ali Alabora da yayındaydı. Tir tir titreyerek sorularımı sorduktan sonra “Bu, ilk röportajımdı” dedim Gezen’e. Sıcacık gülümseyerek “Gör bak, ben sana uğurlu geleceğim” dedi. Bu arada tir tir titremem korkudan mıydı? Tabii ki hayır! Tiyatroya, kendisine ve mesleğime duyduğum saygının ve sevginin büyüklüğünden, bu büyüklüğün verdiği heyecandandı.

        ‘BİZE SEVMEYİ, PAYLAŞMAYI ÖĞRETTİ'

        Ve Müjdat Gezen’in dediği oldu, kendisi bana uğurlu geldi, içimdeki tiyatro aşkı kendisinden de aldığım manevi güçle gazetecilik kariyerimi şekillendirdi. Bu süreçte oyunlar ve tiyatro röportajları vesilesiyle birçok kez bir araya geldim Gezen’le ve MSM’den öğrencileriyle.

        İstisnasız tüm öğrencileri konu kendisinden açıldığında, “Müjdat Hoca’nın bize kurduğu ilk cümle, ‘Biz bu okulu sevgi üzerine kurduk. Karakterinizdeki tüm ceketleri kapının dışına asacaksınız. Bu kapıdan içeriye saf insan olarak gireceksiniz. Birbirinizi seveceksiniz’ oldu, bize iyi oyuncu olmaktan önce iyi insan olmayı, sevmeyi, paylaşmayı öğretti” dedi bana.

        “Müjdat Hoca beş paramız yokken bizi okutup meslek sahibi yaptı. Onu sırtımızda taşısak hakkını ödeyemeyiz” diyen de var, “Eğitimden para almadığı gibi, kiramızı ödeyemediğimizde bize okulun kasasından para verip geri istemezdi. ‘Hocam acıktık, yemek parası versene’ diye yanına giderdik. Bize her şeyden önce bir hayat duruşu kazandırdı. Çölde bir bardak su olsa, hepsini Müjdat Hoca’ya veririm” diyen de...

        Evlerini, kitaplarını, yemeklerini, hayallerini, umutlarını paylaşmışlar; MSM’nin çatısı altında başta Müjdat Gezen olmak üzere hocaları sayesinde birbirlerine de hayata da sevgiyle sarılabilen bir aile olmuşlar...

        Bu güzel ailenin babası Müjdat Gezen, ‘İlke’ adlı şiirinde “Onurunla, kimliğinle ve beyninle akıllı yaşayacaksın. Seveceksin, sevileceksin, üreteceksin, inançlarının arkasında duracaksın... Seni attan, ottan ayıran özelliğin farkına varacaksın çünkü sen insansın. Ve bunu yakaladığın gün, bembeyaz yaşayacaksın” diyor. Ve geçtiğimiz hafta bu ailenin yuvası kundaklanıyor. Biri çıkıp bembeyaz yaşamaya olan inancı, fikirleri, sevgiyi yakabileceğini sanıyor. Sevgiden hiç nasibini almamış biri, okul kundaklıyor, okul! Ve bu duruma sevinenler oluyor memlekette!

        Bu nasıl bir kindir böyle! Asıl yangın bu işte! Farkında mısınız cayır cayır yanıyor insanlığımız, vicdanlarımız, akıl sağlığımız! Duman duman yayılan sevgisizlik ve kin, bizi giderek daha da çirkinleştiriyor. Tahammülsüzlükten, hoşgörüsüzlükten, sevgisizlikten boğulmak üzereyiz farkında mısınız?

        MSM, BEMBEYAZ VE DİMDİK YERİNDE!

        Müjdat Gezen farkında! Tam da bu yüzden bu sezon seyircisini ‘Sevgi Müzikali’yle selamlıyor, özünde sevgi olan farklı renklerin birlikte çok güzel bir gökkuşağı oluşturabileceğini anlatıyor. Öğrencileri de farkında, “Okulu yakacağına, çayın altını yaksaydın, sohbet ederdik” yazıyor MSM’ye astıkları pankartta.

        Müjdat Gezen ve MSM bembeyaz, sapasağlam, dimdik yerinde duruyor, hep de duracak çünkü onlar güzel bir aile. Keşke toplum olarak da sevgide buluşan, yaralarını birlikte saran bir aile olmayı başarabilsek, “Bu topraklar bir yangın yeri olmayı hak etmiyor” diyebilsek! İnsan olarak geldiğimiz bu dünyada insan gibi yaşamayı ilke edinsek, bu ilkeden hareketle Müjdat Hoca gibi insan yetiştirebilsek! Keşke!

        Diğer Yazılar