Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cem Yılmaz-Serenay Sarıkaya aşkını konuşmayı bıraktı millet “Atakan” ortaya çıkınca.

        Çünkü şu ara dillerde “Atakan” var.

        Malum bir mevzu olmasın.

        Herkes toplaşıveriyor etrafına.

        Atakan’da da aynısı oldu. Toplaştık etrafına.

        Atakan’ı izledikçe hissettiklerim:

        -Anne ve babasına çok saygısızca davranıyor.

        -Anne ve babasını asla konuşturmak istemiyor.

        -El hareketleri, davranışları, duruşları çok garip değil mi?

        -Bakışlarını sevmedim.

        -Çocuk sevimliliğini aradım bulamadım.

        -Çocuk mu büyük mü?

        -Çocuk halinde bile kibri belli oluyor.

        -Bu kibir şu anda varsa büyüyünce düşünemiyorum.

        -Acaba Atakan büyüyünce nasıl olacak?

        -Atakan şimdiden bu mikrofonları sevdiyse vah haline.

        -Atakan biraz da kitap mı boyasan.

        *

        Aşk’a hasretlere “Aşk” şarkıları peşi sıra geliyor

        Malumunuz öyle dönemlerden, öyle yıllardan geçiyoruz ki, herkeste bir “Aşk”a hasret durumu var.

        Etrafımda ki, çoğunluk ve tanıdığım tanımadığım insanlar “Aşk” yaşamak istiyor.

        Hatta güzel bir “İlişki” peşinde.

        Fakat bir yandan da kimse ne “Aşk”a ne “İlişki"ye yanaşmıyor.

        Yeni ilişki durumu: “Takılalım”, “Takılıyoruz”, “Takıldık”, “Takılıyorlar”

        Millet bir şeye “Takılmış” gidiyor anlayacağınız.

        Etraf bu halde.

        Ama “Aşk”, “Meşk” e hasret.

        Yani “Takılıyoruz” işte.

        İşte ruh hali “Takılma”lardayken “Aşk”a hasret ahali aşk şarkılarına öyle bir sarılıyor ki, özlemlerini şarkılarla besliyor.

        *

        Özcan “Aşk” ile kavga ediyor

        Mesela genele baktığımız zaman çoğunluk “2019”u asla “Aşk dolu” bir yıl olarak hatırlamayacak.

        Ki hatırlamak dahi istemiyor.

        Sevimsiz bir yıl olarak hatıralara kazındı.

        Listenin en başında da “İlişkiler” var elbet.

        Ayrılanlar, boşananlar peşi sıra geldi.

        Özcan Deniz’de kendi ilişkilerinde dikiş tutturamadı. “Aşk” ile kavga ederken şarkısıyla çıkageldi 2019’un son aylarında.

        Şarkıda Özcan Deniz:

        Aşk seni henüz tanıdığımda

        Ben ömrümün daha ilkbaharında

        Bırakmıştım kendimi senin kucağına

        Aşk kana kana zehrinden içtim

        Her yanım yara bende senden geçtim

        Öldüm ama şimdi iyiyim

        Aşk onu da alma şimdi benden

        Biliyorum bu olacak gelirsen

        Bırakmazsın sen bizi öldürmeden

        Aşk kalan ne varsa bir tek ona kaldım

        Bir tek sevmek derdimin tek dermanı

        Seni de yaşadım bırak şimdi

        Bırak onu seveyim

        Kör etmede göreyim

        Sen olmasan da olur bırak onu seveyim

        Zaten hayat zor bana

        Daha da zorlaştırma

        Huzuruma bir kapı

        Aç bırak onu seveyim

        diye diye “Aşk”a tatlı tatlı çakıyor.

        Tamam “Aşk” zehirli bir şey.

        Yaralı bir şey.

        “Aşk olursa sonu olmaz” diye diye de bitirdik ve sonuna geldik.

        Geldiğimiz durum “Takılalım”

        *

        Sezen imdada yetişti

        Ve tam da sevimsiz ve aşk sevemeyen 2019’da Sezen Aksu “Demo”larıyla imdada yetişti.

        Önceki gün de ikincisi “Ben de Yoluma Giderim”i çıkarttı.

        Sevimsiz “Aşk” bir kez daha yüzünü gösterip bize kendini hatırlattı.

        Sezen Aksu sadece “Demo”larıyla yetinmedi elbet.

        “Aşk” özlemiyle yanıp tutuşanlara öyle şarkılarla geldi ki, insanların gönüllerini titretti.

        Önce Sezen Aksu imzalı, Gülben Ergen’in seslendirdiği “Bu Benim Hayatım” ve hemen ardından Seda Sayan’ın seslendirdiği “Düşerim” geldi.

        Of ki ne of.

        İnsanın aşık olası, terk edesi, terk edilesi geldi…

        *

        Sezen’in “Aşk” şarkıları

        Tabii ki özlemişiz Sezen Aksu’dan buram buram aşk kokan şarkılarını.

        E bi de güzel aşklara hasretiz.

        Bu ikisi de bir araya gelince haliyle sarıldık, sarmaladık şarkılara.

        Gülben Ergen’in üzerine nakış nakış işlenmiş şarkı “Bu Benim Hayatım”, “Ah işte beni anlatıyor”, “Gülben’i dinledin mi tam senden bahsediyor”, “Kadın nasıl terk etmiş”, “Erkek gidemez işte kadın gitmiş” diye diye sayıkladık..

        Millet birbirine WhatsApp ile gönderdi Gülben’in seslendirdiği “Mektup”u.

        E şarkı da şarkı hani yani...

        O nasıl vurucu müzik...

        O nasıl tam Gülben Ergen’in imalı bakan gözleri...

        O nasıl takır takır giderli sözler...

        E tamam Gülben Ergen buldu yeni soluğu dedik...

        *

        Hop Seda Sayan’dan ince ince bir okuma

        “Bu Benim Hayatım” diye diye diklenirken “Düşerim” ile kuyruğu yine sıkıştırıverdik.

        E bunda Seda Sayan’ın o ince ince, sakin sakin, naif bir okuyuşu da eklenince mest olduk.

        O nasıl güzel okuyuş.

        Yani o Seda Sayan’ın “R”leri bastıra bastıra, yüksek perdeden okuması yok bu sefer.

        Bambaşka farklı bir okuma var.

        Doyamadım.

        Sordum “Sezen Aksu” özel okutmuş Seda Sayan’ı. O da itiraz etmemiş.

        Pek de güzel yapmış.

        Şarkı daha da bir şaha kalkmış.

        *

        Sezen Aksu’un “Aşk sandığı”

        Daha var elbet Sezen Aksu’nun sandığında “Aşk” şarkıları. Hatta o sandığa “Aşk sandığı” adını koysun.

        Keza millet aşksızlıktan kırılıyor. Az biraz sandığın kapağını aralıklı tutsun.

        Dökülsün daha sık dökülsün şarkılar. Peşi sıra gelsin…

        Bari şarkılarla avunalım…

        Diğer Yazılar