Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Şu rezile bakar mısınız şu rezile…

        Utanmadan, arlanmadan, Allah korkusunu bir an olsun hissetmeden “Silahım tutukluk yapınca bıçak çektim” diyor.

        Pislik.

        Ahlaksız..

        Rezil.

        Gerçekten öyle çok küfür etmek istiyorum ki, kendimi zor tutuyorum.

        Zaten sinirler perişan.

        Psikoloji desen öyle bir şey kalmadı.

        Korona illeti yüzünden psikolojiyi korumaya çalışırken bir de böyle ahlaksızların rezilliğini duyunca perişan oluyoruz.

        Rize’nin Fındıklı İlçesi Ak Parti İlçe Başkan Yardımcısı Gamze Pala’nın boğazını kesti ahlaksız.

        Neden?

        Çünkü aşkına karşılık bulamamış.

        Gerçekten çıldırmamak içten değil.

        Gerçekten ne yapacağınız biz bu zorbalarla.

        Bunların haberlerini duymak, bilmek, görmek bile perişan ediyor.

        Yazık değil mi o kadına.

        Yazık değil mi ailesine.

        Yazık değil mi gelecek hayatına.

        Meclisten bu pislikler, ahlaksızlar, zorbalar için yasa çıkmadığı gibi bir de içerden çıkıyorlar.

        Ne yapacağız Allah aşkına biri bi söylesin.

        Hiç mi üzülmüyor, hiç mi empati kurmuyor bu kararları alacaklar.

        Hiç mi!

        Gerçekten beynim durdu.

        Duruyor.

        Buraya yazmadım ama bilmediğim, hatta uydurduğum bütün küfürleri dün ettim.

        Rahatladım mı?

        Asla!…

        Ah Serdar vah Serdar

        Beste imparatoru Serdar Ortaç’ın haline bak!

        Akıllara durgunluk veriyor.

        Yıllardır şarkı üretmek yerine evlendi, evlenecek, boşandı, boşanacak, çocuk istiyor, çocuk istemiyor haberleri ile gündemdeydi.

        Şimdi de “Kredi borcumu erteledim”, “Evlerimi sattım”, “Korona oldum hastaneye gidiyorum” tadında gündemde kalmaya çalışıyor.

        Gerçekten şahsen…

        O güzel şarkıları hatırına Serdar Ortaç’a o kadar çok üzülüyorum ki, Allah yardımcısı olsun.

        Şu günler geçtiğinde uzun bir süre

        -Artık öyle sarılıp şapur, şupur öpüşemeyeceğiz.

        -Artık öyle uzun uzun sarılamayacağız.

        -Artık öyle rahat rahat el ele tutuşamayacağız.

        -Artık öyle tıklım tıklım olan yerlere giremeyeceğiz.

        -Artık öyle o konser senin bu konser benim dolaşamayacağız.

        -Artık öyle hemencecik maskelerimizi çıkartamayacağız.

        -Artık öyle her marketten, her sokaktan geldiğimizde direk elimizi yıkamadan oturamayacağız.

        Anlayacağınız uzun bir süre bu tarz faaliyetler askıya alınacak…

        Sizi bilmem ama

        -Ben yavaş yavaş sosyal medya temizliği yapar oldum.

        -Ben bazı insanlara daha da bir tahammül edemez oldum.

        -Ben daha da fazla aileme düşkünlüğüm arttı.

        -Ben gerçekten sevdiğim dostlarımla kahkahalar atarak sohbetler etmeyi özledim.

        -Ben bir balıkçıya gidip rakı-balık yapmayı çok özledim.

        -Ben bir mekanda canlı müzik dinleyip gönlümce yanımdaki arkadaşıma sarılıp dans etmeyi özledim.

        -Ben gönlümce, korkusuzca sokaklarda salınmayı özledim.

        Maskemi aldım

        İki gün önce “Sn Esin Övet İstanbul eczanelerinden 5 adet maskeyi …. Koduyla ücretsiz alabilirsiniz. Zorunlu değilseniz sokağa çıkmayın” diye Sağlık Bakanlığı’ndan bir mesaj geldi.

        Ben de sürekli gittiğim Nişantaşı City’s'in tam karşısında bulunan Fulya eczanesinden kodumu göstererek, TC kimlik numara mı söyleyerek maskelerimi aldım.

        Ne e-devlet ne de PTT’ye başvurmamıştım.

        Mesaj kendiliğinden geldi.

        Eczanede Sevinç’e sordum “Maske var mı yeteri kadar” dedim. Bana “Elimizde yeteri kadar maske var. Bulamayan insanlar olursa bize gelebilirler. Tabii eğer kod geldiyse” dedi.

        Eğer maske bulamıyorsanız aklınızda olsun…

        Diğer Yazılar