Derya Uluğ'dan Pars'a duygulu sözler
Önceki gün Derya Uluğ öğlen saatlerinde bir şey sormak için beni aradı.
Nasıl özlemişim. Uzun uzun sohbet ettik.
Bir konu üzerinde konuştuğumuz için, gün içinde birkaç kez telefonlaştık hatta mesajlaştık.
Ben de o samimi konuşma sonrasında Ebru Şallı’nın oğlu Pars’ın hayatını kaybettiği gün yazdığı şarkı sözlerini hatırladım.
Derya Uluğ, Pars’ın acısı üzerine “Pamuktan Prens” şarkının sözlerini yazmıştı altı ay önce.
O kadar ki, bir hafta o duygu ve acıdan çıkamamış.
Ebru Şallı’ya baş sağlığı dilemeye aradığı gün de bu şarkının sözlerini yollamış.
Altı ay önce, ben de bu sözleri okumuş ve acayip duygulanmıştım.
Hatta gözyaşlarıma hakim olamadım.
Ancak sizlere bahsetmedim. Bu köşede yazmadım.
Ne var ki, kimseye “Yazabilir miyim?” diye soramadım bile.
Ancak önceki gün Derya ile konuşurken izin aldım.
Derya’da “Olur tabii ki. Pars için yazmıştım” diyerek izin verdi.
İşte Pars yani Ponçik için Derya Uluğ tarafından yazılan o satırlar. Belki ilerde Derya bir albümünde de okur kim bilir!
PAMUKTAN PRENS
Koca bir sancı içimde
Dün oldu devam bugün de
Yanılsaydım ya keşke
Kulağım bir an yanlış işitse
Yıkıldı bak duvarlar üstüme
Sağır oldum koca bir sesle
Nasıl dayanılır desem
Ayıp mı olur sizce?
Bu ateşle yaşanır diyen
Bilen biri gelip söylese
Bundan sonra yaşarım desem
Yalan mı olur sizce?
Ne dualar ettim ne dualar
Kaldı elimde küçücük eşyalar
Ne ağıtlar şimdi ne ağıtlar
Kaldı içimde susmadılar
Bebeğim kıyamam ki yüzüne
Şimdi nasıl dayanırım özlemine
Sen pamuktan prenstin bize
Şimdi nasıl kıyar toprak seni örtmeye
Pandemiden dolayı gelen teklifleri kabul etmedim
Derya Uluğ, uzun süredir de evden çıkmadığını hiçbir yere gitmediğini hatta Covid’den dolayı gelen sahne tekliflerini de kabul etmediğini söyledi.
Hatta “Çok fazla evden çıkmamaya özen gösteriyorum. Fakat önlemlerin çok yüksek olduğu. İnsanların tıkış tıkış oturmadığı, korunaklı bir yerde sahneye çıkacağım. Şu ara değerlendiriyorum” dedi.
Derya aslında çok iyi yapıyor. Mekanın aldığı önlemler kadar sanatçının kendi aldığı önlemlerde çok önemli.
Hatta müşterinin de.
Müşteri mekanda bir sıkıntı görürse dile getirmeli. O an mekanın işletmesine. Bunu hep yazıp çiziyorum.
Yani sosyal medya hesabı üzerinden virüs ile dalga geçip hem mekanı hem de bir başkasını zor durumda bırakmamalı.
Mekana düşen görevler kadar sanatçıya ve müşteriye de görevler düşürüyor.
Bu hepimizin insanlık görevidir unutmayın…