Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        En tuhaf.

        En garip.

        En kara.

        En konsersiz.

        En ödül törensiz.

        En anısız.

        En manasız yıl 2020’yi bitirmeye sayılı günler kaldı. Bu sene hepimiz evlerdeyiz. Ve yeni bir seneye evlerde gireceğiz.

        Belki yanımızda bir kişiyle, belki tek başımıza, belki sevdiklerimizden çok çok ayrı, belki hastane odasında.

        Her şey kara bir delik.

        Ve ben de bir çoklarınız gibi her sene bu zamanda “Nasıl geçti bu yıl”, “Yeni sene listem”, “Geçen senenin magazin olayları” gibi yazılar yazmaya başlardım. Her güne bir detay sığdırır her güne yeni bir olayı analiz ederdim.

        Ve işte yine o günler geldi çattı.

        Ama elde ne var?

        Maske…

        Mesafe…

        Temizlik…

        Ahan da olan bu! Ve tabii.

        Korona, aşı, aşı aşı…

        Dijital dünya, dijital konserler, HES, Hayat Eve Sığır diye diye garip yıl 2020’yi bitirmeye hazırlanıyoruz.

        Arşive daldım.

        En son 2019’u bitirirken, 2020’ye girerken ne demişim diye. Yazıya şöyle başlamışım:

        “Neler oldu neler bitti masaya yatırdığımız günler.

        Ve en önemlisi ‘2020’de bizi neler bekliyor?’ merakı.

        Astrologlar da bu merakı giderircesine ‘Kemerlerinizi bağlayın. 2020 herkesin hayatında iz bırakacak’ deyip duruyor” demişim. Ve gerçekten iz bıraktı.

        Hem de ne iz.

        Ve yazıya şöyle devam etmişim:

        2019 dendiğinde

        -Acımasızdı.

        -Ne çabuk geçti.

        -Bi tuhaftı.

        -Ne garip şeyler oldu.

        -Ayrılmaz dediklerim ayrıldı. Birleşmez dediklerim birleşti.

        -Olmaz dediğim her şey oldu.

        -Vay be dediğim bir seneydi.

        -Ben artık şok olmam derken “Hadi canım şok oldum” dediğim bir sene oldu.

        -Garipti, sevimsizdi ve hızlıydı.

        Şöyle oturup düşünüyorum. Bazı ayrılıklar, bazı barışmalar, bazı olaylar aklıma geliyor. Zannediyorum ki bu sene yaşanmış. Kontrol etmek için Google amcaya danışıyorum. Bir bakıyorum 2018'de de olmuş.

        Gerçekten 2019 çok hızlı geçmiş. Sevimsiz ve garip. O yüzdendir ki, magazin dünyasında bile kalıcı bir iz bırakmamış.

        *

        Her sene aynı laf

        Yıl sonu yaklaşıyor.

        2020 kapıda. Ve yine sağımda, solumda, önümde arkamda her tarafta, “Bir bitse şu yıl” sözleri.

        Özellikle son on yıldır çok fazla bu cümleyi kurar olduk. Ve “Seneye daha iyi olacak. Bu sene bizi bitirdi” diyoruz.

        "Her sene aynı sözler, her sene daha mı kötü oluyor, yoksa bizler büyüdükçe biraz daha da mı farklılaşıyor?” demişim.

        Kemerimi bağladım 

        Kemerimi bağladım 
        0:00 / 0:00

        Ve işte yaşadıklarımız ortada.

        Çok garip değil mi? Bir önceki seneye dönüp baktığımda bir sonraki seneye sarılıyoruz.

        Ama bir sonraki sene bize geçmiş seneyi hatırlatıyor.

        Hayır 2021’de 2020’yi arar mıyız dersiniz?

        Allah korusun. İnşallah aramayalım. Gerçekten yeter. Tamam aldık dersimizi diyeceğim ama evet hala almayanlar var maalesef.

        Ama ben artık ne bir beylik laf, ne de bir yorum yapasım var. Ve saldım bekliyorum yeni seneyi…

        Yeni olacakları.

        Ve hiç ciddiye almadığım “Kemerlerinizi bağlayın” lafını belleğime yerleştirdim. Bağladım kemerimi.

        Sabırla, şükürle, sakinlikle….

        Sadece şu aralar sağlığımı ve özellikle akıl sağlığımı yitirmemeye gayret ediyorum.

        Hepsi bu!

        Size de acilen tavsiye ederim.

        Ve hatta şöyle evinizde düşünün. Yaşantınızı, hayatınızı, hayallerinizi, geçmişinizi, geleceğinizi. Ve hayatınızdaki insanları.

        Ve yeni gelecek şok günlere de çelik gibi hazırlanın derim.

        Çünkü bunun başka bir çaresi yok.

        Size en büyük tavsiyem bu olacaktır. Yeni gelecek sene için…

        Dijital konserlerde gece yarısı dansöz olur mu?

        Dijital konserlerde gece yarısı dansöz olur mu?
        0:00 / 0:00

        Eskiden yılbaşı gecesi için her televizyon kanalı harika şovlar hazırlardı.

        Peşi sıra ünlü sanatçılar şarkılarını söyler, dansözler gece yarısını dans gösterileri sergiler, evinde yılbaşı geçiren insanlar için ekranlar rengarenk olurdu.

        Tabii bunlar benim çocukluğumda böyleydi.

        Tabii sonra muhabirlik döneminde de bu böyle devam etti. Hatta ben tüm çekimlere neredeyse giderdim.

        Son 10 yılda azaldı.

        Ekranlarda dansözler gösterilerini yapamamaya başladı. Ve sanatçılar da daha az görünmeye başladı.

        Daha doğrusu çok az şov programları düzenlenmeye başladı.

        Neyse sizler de biliyorsunuz zaten.

        Bu sene mekanlar kapalı. Sanatçılar konserler veremiyor. Fakat birçoğu digital konser yapmaya hazırlanıyor.

        Daha önce de yazmıştım.

        Yılbaşı gecesi için de çok kişinin hazırlığı var.

        İşte “Yılbaşı Eğlencesi”, “Yılbaşı konseri”, “Yılbaşı Gazinosu” gibi aktiviteler olacak dijital dünyada.

        Ben diyorum ki, acaba eskisi gibi saatler tam gece yarısını gösterdiğinde dansöz şovunu sergiler mi?

        Tabii önümüzdeki günlerde bu yeni dijital dünyanın konser takvimleri ve ilanları açıklanmaya başlar.

        Bakalım kimler daha çok tık'lanacak, kimlerin dijital konser biletleri satılacak?

        Yeni senenin ilk haberleri ve tartışmaları bu olacağa benziyor.

        Ben de merakla bekliyorum.

        Diğer Yazılar