Bu kaçıncı "YETER"
Korkunç bir yıl geçirdik.
Ve yılın son günü yine korkunç olaylarla sarsıldık.
Bugün “Ne olursa olsun umutlarımızı kaybetmeyelim” diyerek umutlardan bahsederek yılı kapatmayı düşünüyordum ki, hemcinslerim için yüreğim yandı.
İçim acıyor ya içim…
Ne yediğim yemekten, ne içtiğim şeyden, ne uyuduğum uykudan, ne bu ülkeden keyif alamıyorum artık.
Hemcinslerim için içim kan ağlıyor.
Ve maalesef bu yıl en çok kadın cinayetlerinden bahsettik. Ve yine maalesef artarak çoğalıyor. Asla azalmıyor.
Evet evet..
Artarak çoğalıyor.
Azalacağı yerde.
Aylin Sözer… Eski sevgilisi tarafından yakılarak öldürüldü.
Selda Taş… Eşi tarafından başından vurularak öldürüldü.
Vesile Dönmez… Oğlu tarafından tüfekle vurularak öldürüldü.
Aynı gün.
Aynı zamanlarda.
Vahşice…
Acımasızca…
Türbanlı, türbansız. Eğitimli, eğitimsiz.
Hiç fark etmiyor.
Kadınlar ölüyor.
Kadınlar öldürülüyor.
Bu pislikler kravat taktı diye, mahkemede iyi hal sergiledi diye salıverildiği sürece de bu kadın cinayetleri bitmeyecek.
Pislikler durmayacak.
Ben bu yazıyı yazdığım saatlerde ise yine bir pislik hemşireyi gözaltına almıştı.
Delirmek üzereyiz.
Devlet büyüklerimiz neden bir şey yapmıyor?
Hakimlerimiz, savcılarımız neden bir şey yapmıyor?
Neden, neden, neden!!!
Allah’ından korkan, artık bu duruma bir dur desin. Bu kadınlar öldürülüyor.
Kadınları öldürüyorlar.
Artık hiç bir kadının can güvenliği yok… Ben olduğuna da inanmıyorum…