Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Amaca hizmet edeceksen “Evet” her şey.

        Mahmut Tuncer’in popçu kızı Gizem, ikinci single çalışması “Tabu” için seksi pozlar verip sosyal medyadan da aile fotoğraflarını kaldırıp soyadını silmiş.

        “İmaj her şey” deyip “Gizem” olmuş.

        O artık sadece “Gizem”.

        Çünkü kariyer yapmaya çalışıyor.

        Çünkü kendine bir yol çizmeye çalışıyor.

        Çünkü “Türkücü Mahmut Tuncer’in kızı” olarak anılmak istemiyor.

        A tabii hemen “Çok saçma. Babasının soyadını mı beğenmiyor? Babasından mı utanıyor? Ailesinden mi utanıyor?” tadında olaya bakabilir.

        Ya da klasik sosyal medya ahalisi sesleri yükseltebilir.

        Ama hayır ben öyle bakmıyorum.

        Tam da seçtiği yoldan giden, başarılı genç bir kadın görüyorum.

        Babası da zamanında meşhur olurken “Sadece Mahmut” deseydi buna kim karşı çıkacaktı?

        Kim itiraz edecekti!

        Mahmut Tuncer, türkücü değil de rapçi olsaydı.

        Ya da arkeolog.

        Yani “Arkeolog Mahmut Tuncer’in kızı Gizem mi?”

        Tabii ki hayır.

        Böyle meslekler anılmıyor, sadece türkücü kelimesi ön plana çıkıyor.

        Neyse mevzum ya da anlatmaya çalıştığım o değil aslında.

        Anlatmaya çalıştığım Gizem’in kariyeri uğruna başladığı yoldan pes etmeden devam etmesi.

        Çünkü ben Gizem’in ailesinden rahatsız olduğunu hiç düşünmüyorum.

        Mahmut Tuncer, çoğu türkücüye göre gayet modern, esprili ve anlayışlı biri.

        Çok yakından tanıdığım için söylüyorum.

        Bu yüzdendir ki, Gizem’in tamamen kendi yolunu çizmesi ve bunda da başarılı olması gerektiğini düşünüyorum.

        Ki zorunda zaten.

        Mesela bakın Ajda Pekkan’a.

        Kendinden vazgeçip Ajda Pekkan’a hizmet etti yıllardır ve hala da etmeye devam ediyor.

        Çocuk dünyaya getirmedi.

        Standart evli, ünlü bir kadın olmadı.

        Sporundan, diyetinden, görüntüsünden hiç ödün vermedi.

        Her gün bir sporcu gibi yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor.

        “Aman ben meşhurum. Üstelik Süperstarım” deyip sermedi.

        Şöhretin arkasına saklanmadı.

        Hala yeni bir star gibi çalışıyor.

        Çünkü hep o yarattığı imaja hizmet etti.

        Yolundan şaşmadı.

        İşte Gizem’in de bunu yapması gerekiyor.

        Madem bir imaj belirledi. Madem bir yol çizdi devam etmesi ve başarılı olması şart.

        Çünkü Gizem’in seçtiği bu yolun kuralları var.

        Hep çalışmalı. Daha çok çalışmalı.

        Eğer tutmazsa, “Hoop gelsin Mahmut Tuncer’in kızı imajı” derse olmaz.

        Kaybeder benden söylemesi.

        Önemli olan seçtiğin yolda başarılı olmak.

        Tek başına anılmak.

        Bir zaman sonra “Mahmut Tuncer’in kızı” değil “Gizem’in babası Mahmut Tuncer” denmesini sağlamak.

        O zaman daha çok alkışlanacaktır.

        Benim de mesela bu mesleğe başladığım zaman, bu sektörde çalışan ablalarım sayesinde “Serap ve Selma’nın kardeşi” deniyordu.

        Ama belli bir süre sonra “Esin’in ablaları” durumuna döndü mevzu.

        Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir.

        Önemli olan yaptığınız işte ne olursa olsun başarılı olabilmek.

        Fark yaratabilmek.

        Tarzınızı yaratıp koruyabilmek.

        Ve o iş uğurunda deli gibi çalışmak.

        Geçmişini siler misin?

        Geçmişini siler misin?
        0:00 / 0:00

        İşte bir tam da demek istediğim bu aslında.

        Bakınız 2003 yılında ilk albümünü çıkartmıştı Yelda Başaran.

        O zaman yeni albüm çıkarttığı ve bu sektöre girdiği günlerde tıpkı Gizem gibi “İmaj için her şey mübah” diyerek yapmadığı kalmadı.

        Gayet net hatırlıyorum.

        Fakat hayat bu.

        Gel zaman git zaman hayat bazı insanları başka yollara sürükler.

        Yelda’yı da sürüklemiş.

        Ve yıllar sonra başka şeyler istediğine karar vermiş.

        Şimdi ise, “11 yıl önce müziği bıraktım. Kişisel gelişime önem verdim. Yüksek lisans yaptım, psikolojik danışmanlık ve rehberlik alanında çalışıyorum. Geçmişimi silin” diyerek mahkemeye başvuruyor.

        Fakat, Sulh Ceza Hakimliği, haberlerde kişilik haklarına saldırı, şeref ve haysiyeti zedeleyici unsurların bulunmadığını belirterek Yelda’nın istediğini reddetmiş.

        Çünkü gerçekten kişilik haklarına saldırılacak haberler değildi.

        Yelda’nın o dönem kendi istediği doğrultusunda yapılan haberlerdi.

        Bu sebeptendir ki, “Her şey imaj” ya da “İmaj için her şey mübah” demeden önce az biraz düşünün derim.

        Aşıdan önce? Aşıdan sonra

        Aşıdan önce? Aşıdan sonra
        0:00 / 0:00

        1-Aşı olacak mısın?

        2-Ben asla aşı olmam.

        3-Ben hemen aşı olurum.

        4-Cin aşısı mı, Alman aşı mı daha iyi acaba?

        5-Aşı ne zaman gelecek?

        Aşıdan sonra

        1-Aşı oldu çünkü parası var. Aşı oldu çünkü tanıdığın var.

        2-İhtiyacı olan aşı olsa keşke.

        3-Keşke siyasiler de sırasını beklese.

        4-Aşı dan sonra ölenler oluyormuş.

        5-Bu aşı kime yetecek?

        Unutmadan

        Unutmadan
        0:00 / 0:00

        Ceyda Düvenci kızı regl olunca paylaşmış ve kutlamış.

        Aman aman.

        Sen misin paylaşan.

        Sesler nasıl yükseldi.

        Sen misin en özel şeyi ortaya seren.

        Sen misin kızının mahremini ortaya seren.

        Sen misin bla bla…

        Kardeşim bi susun artık!

        Sesiniz başka bir şey için çıksın.

        Şahsen ben kadın cinayet kanı yerine "Regl" kanını konuşmayı yeğlerim.

        Kadın cinayetlerine ses çıkartmayıp bir genç kızın "Regl"ine ses çıkartan hatta aslan kesilenlere tavsiyem.

        Susun biraz susun.

        Ödüllü filmler dijitalde

        Ödüllü filmler dijitalde
        0:00 / 0:00

        Artık her şeyi digital dünyada yapmaya alıştık.

        Bu hafta Türk Sinema sektörünü ilgiyle takip eden sinemaseverler, çin “Çevrimiçi Kısa Film Haftası” başlıyor

        Yani bu hafta dijital ortamda gerçekleştirileceği ilk kültür-sanat faaliyeti “Çevrimiçi Kısa Film Haftası”na şahitlik edeceğiz

        Londra, Berlin ve Washington DC Yunus Emre Enstitüleri tarafından ortaklaşa düzenlenen Cut Short, Live Long Çevrimiçi Kısa Film Haftası kapsamında, toplam 13 ödüllü kısa film Almanya, İngiltere ve Amerika’da eş zamanlı olarak 25-30 Ocak 2021 tarihleri arasında yayınlanacak.

        Filmler, gösterimi yapıldıktan sonra 12 saat boyunca sinemaseverler tarafından ücretsiz olarak izlenebilecekmiş.

        İlk gösterimi yapılacak filmler “Lekesiz” ve “Tor” olacakmış.

        Ajandanıza not edin derim.

        Keyifli seyirler…

        Diğer Yazılar