Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Acayip bir dönemden geçiyoruz.

        İnsanlar eteklerindeki taşları dökmeye başladı. Pandora'nın kutusu açıla açıla bir hal oluyor.

        90'lar magazini hızla geri geliyor sanki. Ve yine 90'ların şöhretleri başrolde.

        Eskiden biri birine laf söylerdi. Diğer bir kişi birkaç gün sonra yanıt verirdi. Ya da vermez kapanırdı konu. Şimdi öyle mi?

        Çat diye sosyal medya hesaplarından yanıt verilir oldu. Anında, hem de ne yanıtlar!

        Bakın önceki gün Mehmet Ali Erbil, Seda Sayan için "Geçmişi biraz daha temiz olsaydı iftar programı da sunardı. Helal olsun televizyonlar reyting alamayan bu kadını hala çalıştırıyor. Fatih Ürek'ten sonra Onur Büyüktopçu'yu da görevinden alıkoydu. Kimse kötü konuşamıyor, çünkü bu kadın 60 yıldır herkesi korkutmuş" dedi.

        Ardından Seda Sayan; "Allah ıslah etsin. Allah müstahakını versin. Keşke başına gelenlerden ders çıkartıp kirli ruhunun temizlenmesi için çaba sarf etseydi. Ama maalesef huylu huyundan vazgeçmiyor" dedi ama yetinmedi.

        Kendi sosyal medya hesabından; "Tuğba ile evli iken evdeki hizmetli masum kıza tecavüz ettiğinde sessiz kaldığım için geçmişimin kirli olduğu doğrudur. Dahası var, bence işine bak ruhunu arındır. Ayrıca bu olayda benim geçmişimi kirli yapmaz. Zaten boşanma nedenin bu olay olduğu için tüm yakınındaki eşlerin ailen herkes olaya vakıftı. Hepsi seni kurtarma peşindeydi. Ben dış kapının dış mandalıydım. Geçmişi kirli olan sensin" dedi.

        Vah ki ne vah!

        İddia eden kişi Seda Sayan olunca insan durup düşünüyor.

        Ortada tecavüz iddiası var ki, bu daha da vahim!

        Ve söyleyen de öyle sıradan biri değil. Sonuçta bir dönem Mehmet Ali Erbil'in en yakını olan Seda Sayan.

        Ve yıllardır memleketin en güvenilir kadını seçilmiş kişi.

        Yani şimdi "Sinirden söyledim. Aman yok canım öyle bir şey" diyebilecek biri de hiç değil Seda Sayan.

        Astrologlar son yıllar için "Acayip yıllardan geçiyoruz. Söylediklerinize dikkat edin. Her an her şey olabilir" derken tam da kast edilen bu sanırım.

        Mehmet Ali Erbil'in bir anlık çıkışı ile ateşleniyor fitil.

        Ve öyle yıllardan geçiyoruz ki, malumunuz kimsenin geri durmaya niyeti yok. Artık Pandora'nın kutusu hak eden için de açılacak ve hiç kapanmayacak gibi gözüküyor.

        Bu kaçıncı ayrılık?

        Bu kaçıncı ayrılık?
        0:00 / 0:00

        Hadise ile Kaan Yıldırımlar ayrılmış.

        Fakat zaten ayrılmışlardı.

        Acaba bu kaçıncı ayrılık haberi. Ya da ayrılık tepkisi.

        Ya da ayrılık açıklaması.

        Ya da ayrılık takipten çıkarması.

        Benim kafam karıştı. Hadise ve Kaan ayrılığının karmaşasından çıkamıyorum.

        Bennifer'in hastasıyız

        Bennifer'in hastasıyız
        0:00 / 0:00

        Hani;

        - Biten bir ilişkinin ikinci şansı olur, olmaz mı?

        -Biten bitmiştir mi?.

        -Yeniden yaşanmalı mı?

        -Bir suda iki kez yıkanmaz mı?

        -Denenmişin denemesi olmaz mı?

        Diye söylenir, konuşulur, dillendiririz ya…

        İşte hepsini unuttuk.

        Jennifer Lopez ve Ben Affleck ikilisine adeta zilleri takıp oynayacağız.

        Meğer Jeylomuza, botoksla Arod’u hiç yakıştırmıyormuşuz!

        Daha doğrusu dünyayı geçtim memleket olarak mutlu olmuyormuş meğer!

        Yıllar yıllar sonra bir araya gelen Jennifer Lopez ve Ben Affleck ilişkisini görünce mutlu oluyoruz.

        Çünkü o zamanda bu ikili birbirine çok yakışıyordu.

        Şimdi de çok ama çok yakışıyor.

        İkiliyi birlikte görünce “Oh” be çekiyoruz.

        Aşı daha fazla aşı

        Aşı daha fazla aşı
        0:00 / 0:00

        Şükür aşılama hızlandı.

        Şükür aşı kuyrukları başladı.

        Şükür “Aşı olmayacağım” diyenler bile randevu almaya başladı.

        Şükür, aşılamada artık daha da hızlanacağız.

        Ve şükür yavaş yavaş normale döneceğiz.

        Ah o çocuklara vah o çocuklara

        Ah o çocuklara vah o çocuklara
        0:00 / 0:00

        Çok yazdık, çizdik.

        Artık üstüne söylenecek bir durum, söz, cümle yok. Herkes olaya vakıf zaten.

        Ve mevzu mahkemede. Artık kararı adalet verecek.

        Emre Aşık ve Yağmur Aşık çiftinin çekişmeli boşanma davasından bahsediyorum. Takip ederken içime karabasanlar çöküyor.

        Hep o çocukları düşünüyorum. O çocukların gelecekte bu durumlara vereceği reaksiyonu hatta düşünemiyorum.

        Şu an olan biteni nasıl takip ediyor ve neler duyuyorlar etraflarından acaba?

        Ve bu olan biteni nasıl değerlendiriyorlar küçük dünyalarında.

        Düşünün bunca karmaşa varken şimdi de, mahkeme "Koruma" kararına rağmen Emre Aşık hakkında basında konuştuğu gerekçesiyle Yağmur Aşık'a üç gün zorlama hapsi kararı vermiş.

        Üstelik Yağmur Aşık'ın, bir dönem aşık olduğu evlendiği ve çocuk dünyaya getirdiği Emre Aşık'ı öldürtmek için kiralık katil tuttuğu iddiasıyla açılmış davası da sürüyor.

        Ah ki ne ah!.

        İnanın çok üzülüyorum.

        Fakat ne kadına ne de adama. O çocuklara.

        Bu iddialar doğruysa gerçekten korkunç ve o çocuklar o anne ile yaşıyor.

        Söylenecek çok söz var ama bize düşmez tabii mahkeme karar verecek.

        Ancak çocuk dünyaya getirmeden önce onların geleceğini düşünün hanımlar-beyler.

        O çocuklara karşı sorumluluklarınız var.

        Lütfen bunu düşünerek hareket edip birbirinizle tepişmeyi bırakın.

        Diğer Yazılar