Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Tolga Akış ve Zeynep Bastık bir sene önce evlendi şimdi de, boşanıyor.

        Zeynep Bastık; "Tolga benim için bir sevgili ve eşten daha fazlası oldu hep. O yüzden bu evliliği sonlandırma kararını çok dramatize etmedik. Kurduğumuz tüm hayalleri gerçekleştirmek için aile kalmaya devam edeceğiz. Kısacası birbirimizin hayatından çıkmıyor sadece şekil değiştiriyoruz" dedi.

        Tolga'da; "Biz bambaşka bir bağ yaşıyoruz. Eş olmanın ötesinde bir ilişkimiz var. Zeynep sevgilim ya da eşim değil, ailem" dedi.

        Son yıllarda fazlasıyla kavga, gürültü, hır-gür gördü, şahit oldu ki bu memleket insanının bünyesi böyle güzel bitişlere alışık değil. Bu sebeptendir ki, kaynıyor ortalık.

        "Kesin ihanet vardır", "Yok yok mümkün değil birisi mutlaka diğerini aldatmıştır", "Böyle ayrılık mı olur?", "Yakında kokusu çıkar" diye uzayıp giden konuşmalar yapıyor.

        E haklı tabii insanımız!!! Bünyeleri kabul etmiyor.

        Çünkü bir ayrılıkta, boşanmada kavga yoksa kesin bir şey vardır mantığı işliyor. E haliyle olay seven ve hatta çıkması için uğraşan bir neslin çocuklarıyız biz. Amma velakin yeni nesil pek olay sevmiyor ahali.

        Hır-gür hiç haz etmiyor

        Hatta neyse o bam bam bam.... Olduğu gibi... Olmuyorsa zorlamıyor... Oluyorsa hiç kasamdan "Hadi yaşayalım" diyor. O an, anı yaşamak, bitmişse de zaman kaybetmek istemiyor.

        Öyle eskisi gibi düşünmeler, tartmalar, biçmeler, düşünmeler yok. Tüm bunlar gereksiz geliyor.

        Zeynep ve Tolga'nın böyle güzel ayrılmasına, birbirlerine şahane sözler söylemesine alışmak gerek. Çünkü zaten bunu yaşayan çok insan var ve daha da şahit olacağız.

        Evlilikler, ilişkiler gerçekten şekil değiştirdi.

        Aynı duyguları yaşayan biri olarak

        Aynı duyguları yaşayan biri olarak
        0:00 / 0:00

        Zeynep ve Tolga'nın ne yaşadığını o kadar iyi hissedebiliyorum ki. Çünkü ben de iki sene önce, sekiz sene süren bir ilişkimden aynen böyle ayrılmıştım. Aramızda sadece bir imza yoktu. Kavgasız, gürültüsüz, tartışmasız. Bitti mi bitti!!!

        Kavga yok. Etmeyeceğiz de, küsmeyeceğiz de, tartışmayacağız da... Çünkü o sekiz sene boyunca bunlar yaşanmadı ki, bundan sonra olsun. Tabii bazılarının bünyeleri kabul etmiyor bu tarz şeyleri.

        Nifak tohumları serpmelere doyamıyorlar. Kulaklara kar suları kaçıranlar oluyor. Ama nafile... Eğer iki taraf, kendi değerini bilerek karşısındakine o güveni vermişse kim ne derse desin nafile.

        Ki önümüzdeki günlerde Tolga ve Zeynep için neler söyleneceği, neler yazılacağını çok iyi biliyor ve görebiliyorum. Fakat onların duruşları, düşünceleri, mantıkları bir yerde buluşuyorsa geçmiş ola. Boşa...

        Araları bozulmaz. Tartışırken göremeyiz, kavga çıkmaz.

        Öyle güzel güzel arkadaş, dost ve aile kalmaya devam ederler. Mis gibi..

        Oysa ki

        Oysa ki
        0:00 / 0:00

        Evlenirken her şey güzel şahaneyken, boşanırken neden çirkinleşsin?

        Evet soruyorum gerçekten. Neden çirkinleşsin. Ya da çirkinleşmek zorunda mı?

        Kadın ayrılmak ister, erkek zulmeder.

        Erkek ayrılmak ister, kadın zulmeder.

        İki taraf anlaşarak boşanır "Kesin ihanet vardır" denir.

        Erkek aldatır, kadın tamam der işimiz, gücümüz devam etsin ama etraf "Yok yok olmaz böyle şey" der.

        Kadın aldatır, ki bunun devamını getirmek istemiyorum. Malum memleket bünyesi erkek yapınca elinin kiri, kadın yapınca bilmem ne düşüncesinde olduğu için bu konu hala tartışmaya kapalı.

        Yani kısacası evlenirken her şey harikayken, boşanırken neden kötü olsun? Düşünsenize her gün kavga, sevgisizlik, tartışma, hiddet-şiddet var. Bir de evde çocuk var. Ama evlilik sürdürülmeye çalışılıyor.

        Bana çok saçma geliyor kimse kusura bakmasın. Eziyetten başka bir şey değil.

        Sen anlamazsın boşa konuşma

        Sen anlamazsın boşa konuşma
        0:00 / 0:00

        Bu cümlelerim yeni değil.

        Yıllardır yazıyorum. Şu an evli olmadığım ve çocuğum olmadı için her zaman yazılarıma, "Sen anlamazsın çocuğun yok", "Sen anlamazsın evli değilsin" tadında eleştiriler geliyor.

        Allah beyin, akıl, gözlem, düşünme vermiş. Neden anlamayayım. Dört ablam var benim. Evlendiler, boşandılar, çocukları oldu.

        İki ablam boşandı, hem de 20 yılı aşkın süren evliliklerinden. Ben kendi ailemde hiç böyle mal tartışması, cambazlığı da görmedim. Sevmiyorum kadınların çirkinlik yapmasını.

        Çocuklarını kullanıp, mal cambazlığı yapmalarını. Bu yüzdendir ki, her şeyi anlıyor ve görüyorum.

        Kadınların da erkeklerin de yaptıkları çirkinlikleri görebiliyorum. Rahat olun...

        Baba beni reddet

        Baba beni reddet
        0:00 / 0:00

        Tanıdığım bir çift var. Üç senedir boşanmaya çalışıyor.

        Daha doğrusu erkek boşanmaya çalışıyor kadından.

        Olay şöyle yaşandı. Üç çocukları var. Kadın kocasına boşanma davası açıyor. Erkek sorun çıkartmıyor "Tamam" diyor.

        Neyse ama boşanmıyorlar. Çünkü kadın istiyor da istiyor.

        Ve her defasında da, "Çocuklarımın hakkı", "Çocuklarım için", "Çocuklarımın tatile ihtiyacı var", "O evi çocuklarıma verin" diye diye bitmiyor dava.

        Alie varlıklı. Ve erkek olanını iki abisi var. Miras bölünecek. işin içinden çıkamıyorlar. Kadın istedikçe istiyor, boşanmıyorlar. Ve çocuk en sonunda ailesini topluyor.

        Abilerine "Ben bir şey istemiyorum. Bu kadın benim donuma kadar alacak" deyip babaya dönüp, "Beni evlatlıktan reddet. Mirasından men et. Yoksa kurtulamayacağım" diyor.

        Ve dava hala sürüyor. Arada olan çocuklara oluyor. Başka da bir şey değil. Yorumu size bırakıyorum.

        Diğer Yazılar