Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Şu ara sosyal medyada bir 26 bin 951.63 TL'lik bir de 55 bin 814 bin TL'lik adisyonlar dolaşıyor. Ve normal zamanda insanlar sürekli, "Bilmem nerede şu kadar ödedim", "Bilmem nerede bu kadar ödedim" diye konuşuyor.

        Özellikle çok yüksek hesaplar ödeyen insanlar konuşuyor. Ve bu konuşan kişiler de hep yüksek fiyatların ödendiği mekanlara gidiyor.

        Adisyonların biri Bodrum'un en pahalı beach ve restoranında ödenmiş. Diğeri de bir başka Japon mutfağında.

        Biri öğlen saatlerinde 12:06'da. Diğeri de 21:33'te.

        Öncelikle;

        -İkisi de Türkiye'nin en pahalı restoran ve beach'lerinden.

        -Ve söylediğiniz içkiler ve yemekler gerçekten en pahalısı. Pahalı oldukları biliniyor.

        Hem gidip yiyip, içip üstelik en pahalı yerlerde, bir de bundan şikayet edilmesinin sebebi; "Hava atma" hastalığından başka bir şey değil.

        Cüneyt Özdemir "Millet ucuz ekmek kuyruğundaysan böyle hesapları paylaşıp pahalılıktan şikayet etmenin adı olsa olsa 'Adisyon pornografisi' olur" demiş. Al işte benden de bu kadar. Aynısı işte. Doğru söylüyor.

        Gideceksin, yiyeceksin, içeceksin, takıp takıştıracaksın, en pahalı çantaları alacaksın sonra şikayet edecek, adisyon paylaşacaksın. Saçma geliyor bana kusura bakmayın.

        Daha doğrusu hastalık.

        Ha bir de özel uçak ve business uçuş kartını paylaşanın da bir gösterme hastalığı olduğunu düşünüyorum.

        Madem bu kadar paranız var acaba bir doktora mı gitseniz. Daha mı yararlı olur?

        Siz ciddi ciddi hava atmak için bu hesapları ödüyorsunuz. Yani bunun tedavisi vardır elbet.

        Bari yemekleri mi bozmasanız

        Bari yemekleri mi bozmasanız
        0:00 / 0:00

        Deniz mahsullü lahmacun yaptılar.

        Avakadolu baklava yaptılar.

        Bilmem neli kokoreç yaptılar.

        Ama olmaz. Yok kardeşim olmaz. Bizim bazı alışık olduğumuz lezzetler var. Dünyaya nam salmış. En başta baklava, kebap, lahmacun, çiğ köfte gelir.

        Bozulmaz bunlar. Bunlar klasiktir, değişmez değiştirilemez. O yüzdendir ki, dokunmayın baklavamıza, kokorecimize, lahmacunumuza.

        Ben anam babam usulü olanlardan severim. Baklavayı el açması cevizli. Tamam bazıları fıstıklı der başka bir şey demez. Ama ben cevizli olanların hastasıyım. Asla hayır diyemem. Ama baklava baklavadır.

        Lahmacun deniz mahsullü olmaz kardeşim. Anam babam usulü olur.

        Ben çocukken babam bir güzel lahmacun yapardı. Hala tadı damağımda.

        Klasik lezzetler, gelenekler güzeldir. Dokunmayın klasiklerimize.

        Ne oldu sana Merve?

        Ne oldu sana Merve?
        0:00 / 0:00

        Merve Boluğur belli ki, şarkıcılık macerasına devam edecek. Çünkü yarın Nişantaşı'nda bir mekanda sahneye çıkacakmış.

        Şimdi bu projenin amacı şu olabilir.

        1-Belli ki, mekan adından söz ettirmek istiyor.

        2-Belli ki, mekan adından söz ettirmek istiyor.

        Başka ne olabilir Allah aşkına.

        Merve Boluğur 'Şişşştttt' diye bir şey çıkarttı ya. Adına şarkı diyebiliyorsak. Bir de Yıldız Tilbe'nin sahnesine çıktı şarkı söyledi ya sözde.

        Tövbe tövbe.

        Yahu hangi şarkı ya da şarkıları söyleyecek. Ya da sahneye çıkartıp karşısına geçip kahkahalar mı atmak derdindesiniz ey mekan sahipleri. Birileri gelsin, gülsün derdinde misiniz?

        Yapmayın, etmeyin. Merve sana neler oldu? Gerçekten etrafında hiçbir eşin, dostun, arkadaşın yok mu? Biri de sana gerçeği söylemiyor mu? Ya da sen neden bunu yapıyorsun? Kendin çok mutlu musun bu görüntüden. Gerçekten aşırı üzülüyorum sana Merve.

        Arkaya dön bi bak. Sen ne güzel, ne başarılı, ne çok adından söz ettiren bir oyuncuydun. Ne oldu sana Merve?

        Gerçekten başarılıydın hem de çok. Ve çok iyi gidiyordun. Bir anda sana ne oldu Merve?

        Diğer Yazılar