Hafta geçmiyor ki, Çağla Şıkel'in adı bir isim ile anılmasın. Şimdi de fotoğraf sanatçısı Ali Kalyoncu ile anılıyor. Eğer doğruysa mutluluklar dilerim elbet.
Fakat bu kez doğru gibi. Çünkü ben bu yazıyı yazdığım saatlerde baktım kendisi sosyal medya hesabında hala yalanlamamıştı. Normalde kendisi hakkında bir haber çıksın erken saatlerde "Yok böyle bir şey. Haber doğru değil" diye açıklama yapardı. Bu kez yapmadı. Demek var bir şeyler.
Ancak ben mevzunun doğru olup olmaması ile ilgilenmiyorum. Yalanlayıp yalanlamaması da değil ilgilendiğim konu.
Beni ilgilendiren mevzu yıllardır Çağla Şıkel'in hayatına "Kim girecek, kim girmeyecek" durumu.
Çağla'ya aranan aşk bi bulunsa memleket rahatlayacak sanki. Derin bir nefes alacak!!!
Yıllardır Çağla Şıkel'in adı çok fazla kişiyle anıldı. Ve Emre Altuğ'dan boşandığından bu yana da Çağla bir kişiyi bile kabul etmedi ve o kişiyle el ele çıkmadı.
Çocukları var. Açıklayıp, açıklamaması da, çok ama çok normal. Demek ki, kendi içinde yaşamak istiyor. Kimseye açıklamak istemiyor. Bu çok anlaşılır bir şey. Kendi tercihidir saygı duyarız. Ki duyulması gerekiyor. Bazıları gibi, "Yok bize neden açıklamadı" tadında parmak gösterenlerden değilim. Asla da olmam.
Fakat tanıdığım, tanımadığım o kadar çok insan Çağla Şıkel'in aşk hayatı ile yakından ilgileniyor ki, ben bunu anlamıyorum. Hele bu iş ile ilgili, ilgisiz bazı insanlar da, sanki en büyük dertleri buymuş gibi "Biliyor musun Çağla'nın hayatında bilmem kim var" diye konuya başlıyor. İyi de neden?
Bırakın efendim kadın ne istiyorsa onu yapsın. Kiminle birlikte olmak istiyorsa olsun. Ya da şöyle söyleyeyim; Doğru bir insan olduğuna inandığı ana kadar bekleseniz ve sonrasında açıkladığı zaman konuşsanız ya da bu kadar dert etmeseniz. Sözüm gazeteci dostlarıma değil. Sözüm bu iş ile hiç ilgisi olmayan ama magazincilik oynayan tiplere.
O yüzdendir ki, bi bırakın insanları. Rahat bırakın. Özellikle kadınların!!! Bi salın karşı cinsini. Bu kadar didiklemeyin.
Gazeteci arkadaşım Orkun Ün, "Biz erkekler güzel giden bir işi bozma konusunda master degree (Yüksek Lisans) sahibiyiz" demiş.
İşte bu. Kendilerinin farkında olan erkekleri alkışlamak istiyorum. Çünkü Orkun aşırı doğru söylemiş. Hatta eksik bile söylemiş.
Mesela Orkuncuğum şu özelliklerinizi de kabul edip yazsanız;
-Genelde bazı erkekler haksız oldukları zaman, haklıymış gibi üste çıkmaya da bayılır.
-Genelde bazı erkekler kendileri ayrılmak istediklerini direkt söylemez. Oyun kurar kadın tarafı oyuna gelip ayrılan kişi olur ki, bingo, erkeğin de üzerinden bir yük kalkar.
-Genelde bazı erkekler yalan söyleme konusunda o kadar ustadır ki, anında anlattıkları hikaye ile kadın tarafı hep özür dileyen kişi olur...
-Genelde bazı erkekler harika giden ilişkilerinde hep kendisinin fedakarlık yaptığın zanneder. Fakat kadının yaptığı fedakarlıkları hiç görmez, hatta görmezden gelir.
-Genelde bazı erkekler, yine güzel ve harika giden ilişkileri varken başka kadınlarla da cilveleşir, hatta sosyal medyadan uzun uzun mesajlaşır fakat; "Ne var canım arkadaşım falan" der. Ama bunu bir kadın gururuna dokunur.
Falan diye uzayıp giden bir liste var inan. Bunları da ara ara yaz ki, biz kadınlar bazı erkeklerin de yaptıkları şeyi görebildiklerine inanalım.
Ve son yıllarda görüyorum, duyuyorum ve biliyorum ki; kadınlar, ilişkilerini sürdürebilmek, güzel bir ilişki yaşayabilmek ya da bir sevgili bulabilmek için inanılmaz uğraş veriyor. Acayip özveride bulunuyor. Hatta yapmayacakları şeyleri yapıyor.
Peki neden?
Çünkü yalnız kalmak istemiyor. Hatta sevgilisi olsun istiyor. Mutsuz olsa bile o ilişkinin içinden çıkamıyor. Çıkmak istemiyor ve bunun için aşırı kendinden veriyor.
Bu konuyu masaya yatırdığımızda "Erkekler artık özgürlük istiyor. Bir kadına bağlı kalmak istemiyor. Etrafta da çok seçenek var ne yapsınlar? Çok güzel kadınlar var. Ve bu kuşak inanılmaz rahat. Erkekleri sıkmıyor ve boğmuyor" tadında bir ortak payda ortaya çıkıyor.
Fakat o kuşak, bu kuşak, şu kuşak meselesi değil. İnsan insandır. Kadın kadındır, erkek erkektir.
Ve gördüğüm, bildiğim kadarıyla erkekler her zaman daha rahat, kadınlar her zaman daha özverili.
İyi de hanımlar neden kendinizi bu kadar parçalıyorsunuz ben bunu anlamıyorum. Yalnızlık da bazen güzel olabilir. Ki finalde zaten hepimiz yalnız değil miyiz? Şahsen bir kadının ilişkisini bu kadar yürütebilmek için çok fazla fedakarlık yapmasını ben anlamıyorum, anlamayacağım da. Kadın zaten zorluklara katlanıp o ilişkiyi sürdürüyor ve bunu da erkek göremiyorsa o erkeğin yanında bir dakika bile durmamak gerekir. Bunu anlamayan hiçbir şeyi anlamaz.
Ayrıca bir kadın zorluklara katlanıp hala o erkeğin yanında duruyorsa kadın onu gerçekten seviyordur. E bunu da erkek anlamıyorsa geçmiş olsun. Güle güle gitsin. Bırakın hanımlar böyle erkekleri bırakın. Fazla fedakarlık iyi değil. Sonra üzülen hep siz olursunuz.
Son yılların çapkını Kaan Yıldırım, Pınar Deniz ile el ele çıkıyor. Hatta kameralar karşısına geçip konuşuyor. Bazıları kızıyor ama ben beğeniyorum. Ne güzel işte demek ki, bundan önce yaşadığı ilişkilere güvenmedi. Devam edeceğini düşünmedi. Ama Pınar ile mutlu ve bu ilişkinin süreceğine inanıyor ve devam ediyor.
Ve Pınar'ın da elinden tutup çıkıyor.
Şahsen ben bu çifti çok sevdim, yakıştırdım ve beğendim. Son yıllarda en sevdiğim çift diyebilirim. Yani yersiz yere her birlikte göründükleri zaman, "Ama Kaan diğer kadınları hep gizledin" türünde sosyal medyadan söylenmeyin. Küfürler yağdırmayın. Allah aşkına bu ne saçmalık.
İnsanlar her görüştükleri insanları açıklamak zorunda değil. Ki zaten açıklamıyorlarsa onun doğru insan olmadığını düşünüyorlardır. O ilişki de sürmez. Bir yerde biter ve bitmek zorundadır.
Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.