Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Hazal Kaya'nın "Türk dizisi izlemiyorum" çıkışı bir hayli konuşuluyor. Bazıları çok üstüne gitmiş. Bu kadar yüklenmeye gerek yok. Hazal Kaya, "Dizi izlemek zorunda mı?" Tabii ki hayır!!!

        Ancak kendi sektöründe ne oluyor, ne bitiyor, nasıl senaryolar çekiliyor, kim nasıl rol yapıyor, diye bir dönüp bakması gerek. Ve "Dizi izlemek mi?" fikrine "Yoooo" diyerek yanıt verip kendisinin de bir gün dizide rol almasına karşı gelecek tepkilere mahal vermemesi daha iyi olurdu.

        Çünkü bu sektörde iş yapıyor. Ve kendisi de bir TV dizisi ile tanındı. Yani kısacası insanın kendi sektörünü bu kadar baltalaması işin sonunda iyi değil.

        Şimdi benim bir başka yazar arkadaşımı, "Asla okumuyorum" ya da "Hiç gazete okumuyorum, internet haberlerine bakmıyorum", "Yoooo ne gazetesi" demem gibi bir şey ki bu da çok saçma.

        "O zaman git başka iş yap" demeleri de çok normal...

        Yapılan eleştirilerden sonra Hazal, "Her hafta üç saat yayınlanan dizide oynamak da, çalışmak da izlemek de zor" demiş.

        Olabilir ama bunu yapan bir sürü oyuncu arkadaşları var Hazal Kaya'nın. Keza eşi de oyuncu. Sonuçta kendisi de. Yerinde bir açıklama değil.

        Sonra da, "Rica ediyorum gidin stresinizi başka yerde atın. Ağzımdan çıkan her kelimeyi kontrol etmek zorunda değilim" dedi. Evet değil gerçekten ama kendi sektörünü baltalayan bir konuşmayı ekranda yaparsa eleştirilir. Bu çok normal. Evin salonunda dost sohbeti yapmıyor en nihayetinde.

        Sonuç olarak yersiz bir açıklama. Açıklamaya yaparken "Yoooo" diyerek Türk dizisi izlemek anormal bir şeymiş gibi ifade takınması daha da durumu kötüleştiriyor.

        Genellikle bizim ülkemizde

        Genellikle bizim ülkemizde
        0:00 / 0:00

        Yıllardır bıkmadan usanmadan yazarım. Tekrar yazacağım.

        Özellikle bizim ülkemizde insanımız, ünlümüz özellikle kendi mesleklerinden insanları alkışlamak istemez. Ki ödül törenlerinde de ödülünü alacağı zaman salona gelip ödülünü alıp hemen gitmesi de bundandır. Diğer bir kişiyi alkışlamak istemiyor. Çünkü kendi "Ego"su ona bunu yaptırıyor.

        Ve gerçekten çoğunluk;

        -İzler, "İzlemedim" der.

        -Dinler, "Dinlemedim" der.

        -Okur, "Okumadım" der.

        -Görür, "Görmedim" der.

        Ve maalesef özellikle bu bizim sektörde çok fazladır. Ünlüsü, ünsüzü... Habercisi, yönetmeni... Muhabiri, yazarı... Kuaförü, makyözü, işletmecisi, garsonu... Hep bir kıskançlık, hep bir hasetlik içindedir ki. Bir başkasını övmemek için "Aaaa hiç haberim yok" kafasından çıkamaz.

        Sözüm tabii ki herkes için değil.

        Ama hiç abartmıyorum. Çoğunluk öyle... Ki çok şahit oldum.

        İşi yetkililere bırakmak gerek

        İşi yetkililere bırakmak gerek
        0:00 / 0:00

        Selin Ciğerci ve Gökhan Çıra kız evlatlarının dünyaya geldiğini duyurdu.

        İkisinin de söylediği tek bir şey var ki; "Uygunsuz bir durum söz konusu değil. Biz artık anne ve baba olduk."

        Peki tamam... Fakat bu açıklamayı yetkililer kabul etmiyor.

        Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, "Selin Ciğerci ve eski eşi Gökhan Çıra tarafından bakanlığımıza evlat edinme konusunda resmi herhangi bir başvuru yapılmamıştır. Cumhuriyet Başsavcılığına, habere konu iddiaların araştırılması, olayın tarafı olabilecek ilgililer hakkında adli soruşturma ve çocukla ilgili sosyal inceleme yapılması adına gerekli tüm tedbirlerin alınması için başvuruda bulunulmuştur" denildi.

        İşte tam bu noktada... Bunun artık bir magazin haberinden çıkıp yetkilileri bırakılması gerektiğini düşünüyorum.

        Çünkü ortada bir bebek var. Ve bu bebek büyüyecek ve yapılan tüm çirkin haberleri görecek. Bu yüzdendir ki, yıllardır çocuk konusunda ekstra hassas olup öyle yazılar yazdığım için bu konuya da bazıları gibi balıklama atlamayacağım.

        İş artık Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nda.

        Onların araştırıp olayı en doğru şekilde aydınlatacağına eminim. Ki bizler o zaman bir fikir yürütebiliriz.

        Ne "Antidepresan"mış arkadaş

        Ne "Antidepresan"mış arkadaş
        0:00 / 0:00

        Tamam "Süper şarkı" dedik.

        Evet, "7-24 Antidepresan dinle" dedik.

        Ama tamam.

        Artık herkes bu şarkıyı okumasın yav.

        Şarkı şarkılıktan çıktı. Bir başka hal almaya başladı.

        Murat Yıldırım bile, son yapılan yorumları "Ti"ye alıp "Depresyona girdiği" videosunu paylaştı. Ki çok haklı. Gerçekten bu korkunç yorumları dinleyince hepimiz bu duruma giriyoruz.

        Sanki az biraz ara mı verseniz.

        Diğer Yazılar