Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        -Benimle uğraşmayın.

        -Yaptığınız hataları asla affetmem.

        -Beni hafife almayın.

        -Benimle yarışmayın.

        -Benimle inatlaşmayın.

        -Benimle yarışmak için önce yaşlı olmayan ve bakımı sürekli yapılan binalar yapın.

        -Benimle başa çıkmak için, inşaatlarda deniz kumu kullanmayın.

        -Beni alt etmek için zemine dikkat edin.

        -Önceliğiniz rant peşinde koşanlar değil, ben olmalıyım.

        -Bir kere şu imar affı düşüncelerinden vazgeçin.

        -Bir kere şu tam eğitimi olmayan müteahhitleri hayatınızdan çıkartın.

        -Bir kere ip gibi incecik demirlerden vazgeçin.

        -Bir kere hiç olmayacak yerlere gökdelenler dikmeyin.

        -Unutmayın ki, ben binalarınızı yıktığım gibi yollarınızı, havaalanlarınızı, hastanelerinizi de yıkarım.

        -Önce beni düşünerek plan yapın. O yüzden de bilime, eğitime önem verin. Ve bilim insanlarını dinleyin.

        -Unutma ki, sağlam sandığın evinde değil hiç ummadığın bir yerde de gerek sele, gerek depreme yakalayabilirsin.

        -O yüzden önce beni aklına getir öyle hareket et. Yoksa sana rahat, huzur vermem.

        -Eğer tüm bunlardan hala ders almıyorsan, demek daha çok çekeceğin var. Benden söylemesi.

        -Tabii bu kaderdir. Ama unutma Allah sana beyin vermiş kullan diye. Kullanamıyorsam ben seni üzmeye devam ederim.

        Diyor da diyor. Anlatıyor da anlatıyor. Daha neyi duymak ve bilmek istiyorsunuz acaba... Daha ne kadar doğa ile yarışmak istiyorsunuz. Daha deprem yaralarımız sarılmamışken şimdi de sel. Üstelik deprem bölgesinde çadırlar su altında. Allah depremzedelerin ve tabii bizlerin de yardımcısı.

        Hem suçlu hem güçlü

        Hem suçlu hem güçlü
        0:00 / 0:00

        Daha neler göreceğiz.

        1-Hem eşini aldatıyor.

        2-Hem kamuya açık bir alanda sevgilisi ile buluşuyor.

        3-Hem masa altından çaktırmadan kızın elini tutuyor.

        Sonra da görüntülenince gidip rüşvet teklif ediyor.

        Vah ki ne vah!!!

        Bu nasıl bir acizliktir gerçekten. Bu mudur yani..

        Oyuncu Ayhan Taş'tan bahsediyorum. 2018'de boşanmış sonra yeniden evlenmiş. Şimdi yeni eşini aldatıyor. Aldatma malum erkeklerin genine yerleşmiş. Aldatmayan erkek yok sözünü doğruluyor da hiç umurlarında değil.

        Ne denir Allah'a havale edilir. Ama rüşvet teklif etmek nedir arkadaş.

        Yani pes. Hem suçlu, hem güçlü... Böylelerine Allah akıl, fikir, ve edep versin denir.

        Özel hayat 66,69 TL

        Özel hayat 66,69 TL
        0:00 / 0:00

        3 milyon takipçisi olan Şeyma Subaşı, bu sefer de farklı bir kazançla karşımızda. Yurtdışında daha önce başlayan ancak ülkemizde yeni yeni kullanılmaya başlayan ücretli abonelik hakkı tanınan kişilerden oldu. Ve uygulamayı Türkiye'de ilk kullananlardan biri.

        Peki nasıl mı oluyor?

        Şeyma'nın özel hayatını takip etmenin bedeli olan 66,69 TL ödüyorsunuz. Daha sonra bu parayı ödeyenlere özel abonelik veriliyor. O aboneler içinde canlı video ve özel fotoğraflar paylaşılacak.

        Şimdi burada şunu düşünebilirsiniz?

        Bu parayı kim verir Allah aşkına Şeyma'nın özel bir şeyi mi kaldı daha yayınlanmadığı?

        Hangi özel fotoğraf. Neyi kaldı ki?

        Kim verecek Allah aşkına bu parayı? Kim niye merak etsin Şeyma'nın daha yayınlanmamış görüntüsünü?

        Diye diye uzayabilir.

        Ama ben de direkt ve endirekt şunu söylüyorum ki; TikTok'ta sürekli küfür eden, parmak gösteren, dil çıkartan Mehmet Ali Erbil'e para gönderenler Şeyma'ya da 66,69 TL'yi öderler. Hem de öyle bir öderler ki, biz bile inanamayız.

        Görün bakın Şeyma bu konuda da rekor kırar. Çünkü bizim insanımız bu tarz şeylerde, "Ben özel abonesiyim. Özel fotoğraflarını görüyorum" tadında konuşmalara çok meraklıdır.

        O yüzdendir ki, "Bu parayı kim öder" diyenlere katılmıyorum. TikTok'ta örnekleri bir hayli fazla...

        Ah biz kadınların çektiği

        Ah biz kadınların çektiği
        0:00 / 0:00

        Biz kadınların, davete, düğüne, nişana, törene, galaya gideceği zaman çektiklerini bilemezsiniz. Bir kere günler öncesinden ne giyeceğimizi düşünürüz.

        Kıyafete göre, takı, ayakkabı, çanta, makyaj derken günler süren uğraş sonrasında kıyafeti giyeceğin gün gelir çatar. Bir kere o kıyafetin içinde iyi gözükmek için gün boyu aç kalırsınız. Akşam güzel görünmek, poz verebilmek için gün boyu açlık çektikten sonra da eve girer girmez ilk gittiğiniz yer mutfak olur. Sizi mutfaktan başka hiçbir şey o andan itibaren mutlu etmez.

        Bakınız tam da Salma Hayek bunu çok güzel anlatmış.

        Bu yıl 95'incisi düzenlenen Oscar Ödülleri'ne kızı Valentina Paloma Pinault ile birlikte katılmış Salma Hayek. Tören ve sonrasında düzenlenen parti için iki farklı kıyafet giymiş. İkisinde de harika gözüküyor.

        Ve gecenin sonunda da tüm kadınlar gibi ister ünlü olsun ister olmasın, ister tanınmış olsun, ister olmasın direkt mutfağa koşarsın.

        Çünkü hedefe ulaşılmıştır ve beklenen mutluluk için artık zaman senindir.

        Salma Hayek de bu mutluluğu yaşayan bir kadın olarak sosyal medya hesabından elbisesinin fermuarını açıp yemek yerken görüntülerini paylaşıp, "Evet, orada iyi görünmek için çok uğraştım ama açlık başka bir şeye benzemez” ifadelerini kullanmış. O kadar haklı ki. Ve Salma'nın o duygularını çok iyi anlıyorum çünkü bir tek kadınlar anlar bunu.

        Erkeklerin asla böyle sorunları olmuyor keza!!!

        Düşünün bu bizim sorunlarımızdan sadece biri. Gerisini siz düşünün artık.

        Diğer Yazılar