Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Show TV'nin reyting rekorları kıran dizisi "Aile" bu kez de Serenay Sarıkaya ve Kıvanç Tatlıtuğ'un yakınlaşma sahneleriyle gündemde. Sözde, yakınlaşmalardan rahatsız olan Kıvanç Tatlıtuğ'un eşi Başak Dizer, resti çekmiş ve "Bir daha olursa boşanırım" demiş.

        Naftalin kokan magazin haberi.

        Ya da "Her kadın kıskanır canım. Hiçbir kadın buna sessiz kalamaz" tadında bir haber.

        Ki belli ki, mevzu uzamasın diye Kıvanç Tatlıtuğ tarafından "Evde de sette de keyifler çok yerinde" diye bir açıklama yapılmış.

        Bildiğim kadarıyla evlendikten sonra bu Kıvanç Tatlıtuğ'un ilk dizisi ve ilk yakınlaşma sahneleri değil. Ki bundan önce de Başak Dizer hakkında böyle haberler çıkmıştı. Ve o haberlerden sonra bu çift anne ve baba oldu. Düşünün umurlarında değil ve kendi hayatlarına bakıyorlar. İşlerine, güçlerinin derdindeler.

        Ancak yine bildiğim kadarıyla Başak öyle bir kadın değil. Yani çocuk dünyaya getirdikten sonra değiştiyse bilinmez diyeceğim ama yok değil.

        Bakın ben kimsenin avukatı değilim. Kimsenin de yüreğine, kalbine karışamam ama konu gereği birkaç kelam etmek isterim.

        Bazı kadınları bazı kalıplara sokmaktan vazgeçin isterim.

        Mesela bu tarz bir konu ya da dedikodu da Başak Dizer gibi bir kadına uymuyor. Yani bazı kadınlar vardır ki, neye, neden, niçin kızacağı bellidir. Neye, neden, niçin kızmayacağının da tavrı, tarzı bellidir.

        REKLAM

        Mesela Başak böyle bir şeye kızacak kadın olsaydı Kıvanç ile yani bir oyuncu ile evlenmezdi.

        Hani ben de öyleyim mesela. Benim de eşim ve sevgilim oyuncu olsaydı ve böyle yakınlaşma sahnelerine bozulan bir tip olsaydım ben de evlenmezdim. Yani o yörelerin yakınından bile geçmezdim.

        Evleniyorsam da ses çıkartmazdım.

        "Mantığa uymuyor!!!" anlayacağınız.

        Bazı insanlar ve kadınlar mantık insanıdır efendim. Mesela Fazıl Say ile boşandıktan sonra el ele çıkıp, sonra da öpüşerek veda eden Ece Dağıstanlı da öyle. Tanımıyorum ama mantıklı kadınlardan. Ayrılmak mantığını almış ve kavgasız, gürültüsüz "Hadi eyvallah" deyip boşanmış bitirmiş. Neden düşman kalsın ki!!!

        O sebeptendir ki, Başak "Bir daha olursa boşanırım" diyecek bir kadın değil. Ayrıca senaryo da belli, yakınlaşma sahneleri de. Sonradan görmüyor, duymuyordur inanın. Ki dizinin kıyafetleri Başak Dizer'in ekibinden çıkıyor.

        Yakınlaşmaları da ve diğer herhangi bir sahneyi de çok önceden biliyordur.

        Diyeceğim odur ki, yaptığınız haberlerle kadınları böyle zavallı durumlara düşünmekten vaz mı geçseniz.

        İnanın bazı kadınlar;

        -Bahane sevmez istenmeyen bir ilişkiyi anlar ve gider. Ya da onlara direkt bahane üretmeden "Ayrılmak istiyorum" deyin. İnanın o zaman sizin en iyi dostunuz, arkadaşınız olur. Ama bahane üretirseniz o dostluğu beklemeyin.

        -İstenmediği halde bir adamın peşinden koşmaz.

        -Aldatıldığını bile bile, "Olsun ben seni affettim eve dön" demez.

        -Şiddet gördüğü halde susmaz.

        -Kovulmayı beklemez, zamanı gelince ayrılır.

        -İhtiyacı olsa bile, "İhtiyacım var" demez.

        -Yardım gerekse bile söylemez.

        Gibi uzun bir liste çıkartabilirim. Yani bazı kadınlar mantığı ile hareket eder. Kalbini susturur, yüreğine izin vermez mantık devreye girer.

        Ve biz mantığı ile hareket eden kadınlar bu tür olaylarda kendimizi aşırı değersiz hissediyoruz.

        Aklınızda olsun...

        Yasaklar caziptir

        Yasaklar caziptir
        0:00 / 0:00

        Bir haftadır neredeyse kiminle karşılaşsam, "Kızılcık Şerbeti'ni izlemiyordum geçen başladım. Sabahlara kadar izledim. Ne kadar güzel bir diziymiş. Şimdi işimi bitirip geri kalan bölümleri izlemeye gideceğim" diyor.

        Show TV'nin reyting rekorları kıran dizisi "Kızılcık Şerbeti" RTÜK tarafından yasaklarla gündeme gelince daha da kıymete bindi.

        İzlemeyen de izlemeye başladı.

        Konuşulmayan yer kalmadı.

        İlgili, ilgisiz çoğu insan diziyi izliyor.

        Hatta hiç Türk dizisi izlemeyen bile.

        Yani bu ne demek oluyor;

        -Yasaklar ilgi çeker.

        -Yasaklar yasaklanan şeyi cazip hale getirir.

        -Yasaklar merak uyandırır.

        O sebeple... Bir şeyi yasaklamadan önce iyi düşünmek gerek. Neyi, neden, niçin yasaklayacağınızı iyi idrak etmek gerek.

        Anne ve babalar

        Anne ve babalar
        0:00 / 0:00

        "Kızılcık Şerbeti"nin son bölümünde Doğa ve Nursema'nın şöyle bir diyaloğu vardı;

        Nursema, "Evlenirken annemin kulağına beni bırakma" demiştim.

        Doğa, "Ben de anneme hamile olduğumu söylediğimde beni kürtaja götürmüştü. Oradan kaçtım."

        Nursema, "Anneler neden bizim için en doğru olanı, kendilerinin bildiğini zannediyorlar."

        Doğa, "İnşallah ben de öyle bir anne olmam..."

        İki kızın şahane bir konuşmasıydı... Ki o konuşmada çok çıkartılacak ders var.

        Şöyle ki, evet anne ve baba çocuklarının iyiliğini ister. Ve en iyisinin başlarına gelmesi için bazı hareketlere girişirler.

        Ancak bazı çocuklar, anne ve babaya rağmen istediği şeyi yapar. Belki sonrası iyi olur, belki de kötü.

        Evet yine anne ve babalar çocuklarının yanında olduklarını göstermek, destek olduklarını belirtmeleri gerekir.

        Yani anne ve babaların "Kızım, oğlum... Bu kız sana uygun değil. Bu çocuk sana uygun değil. Bu evlilik sana uygun değil. Bu durumda sen kötü duruma düşersin vb..." gibi cümlelerle çocuklarını tabii ki uyarmalı. Çünkü onların görevi bu.

        Yasak koymadan, zora sokmadan, zorlamadan..

        Olan biteni... Olacakları çocuklarınıza güzel bir dille anlatmalı. Ve sonrasında da her koşulda arkasında olmalı. İnanın o zaman o çocuk yanlış yapmayacaktır.

        Anne ve baba zor da olsa, "Biz senin her zaman arkandayız" derse daha doğru olacaktır. İnanın tecrübeyle sabit.

        Diğer Yazılar