İşin sırrını çözmüşler
İlişki ya da evlilik nedir? İki kişinin arasındaki "Söz"dür. İki kişi arasında yaşananlardır.
Yani dört duvar arasında ne yaşanıyor, nasıl yaşanıyor, neler konuşuluyor, neler karar veriliyor bilinmez.
Bilemeyiz. Sadece tahmin yürütürüz. Kadir Doğulu ve Neslihan Atagül de aslında tam "İki duvar arasında ne yaşanır" durumunun özeti gibi.
Yedi yıldır evliler. Kadir Doğulu'nun vukuatları var. Ama bize göre. Ki saklamıyor zaten. En son Alaçatı'da bir kadınla samimi bir şekilde yakalandı. Aras Bulut İynemli mekanda kendisini uyarmasına rağmen Kadir Doğulu istifini bozmadı gecesine devam etti.
Sabahına ne oldu? Millet ayağa kalktı.
Neslihan Atagül ne yaptı? Elinden tuttu ve "Kimse karışmasın ben mutluyum, Kadir beni herkesten daha iyi anlıyor. Yeri geliyor anneniz bile, sizi doğuran bile sizi anlamıyor. Benim de öyle. Biz ne olursa olsun Kadir ile birbirimizi yargılamadan önce oturup gözlerimizin içine bakıp, ne varsa yetkinliklerimiz, noksanlıklarımız konuşuyoruz. Bunu annemle yapamıyorum, abimle yapamıyorum, çok yakın dediğimiz arkadaşımla yapamıyorum bazen. Ama Kadir ile bunu yapabiliyorum" dedi.
Kadir Doğulu ne dedi; "50 yıl aynı yatağa baş koyup, birbirini tanımayan çiftler var benim hayatımda. Beni çok iyi tanıyor, ne yaptığımı çok iyi biliyor. Ne yapmaya çalıştığını çok iyi biliyorum. O yüzden önümüze herhangi bir duygu çalkantısı koymuyoruz birbirimizle konuşurken. Kalbimi kontrol ediyorum sürekli. Seviyorum, eminim, güveniyorum."
Gerçekten helal olsun. Ben artık bu olayın başka tarafına bakmaya başladım!!! Nedir! İşin sırrını çözmüşler.
Acayip bir güven var ikili arasında. Daha doğrusu kadından, adama karşı. Ki günümüzde kimse kimseye güvenemiyorken, "Babana bile güvenme" lafının her defasında doğrulandığı zamanlardan geçerken Neslihan nasıl gelmiş olabilir bu kafaya diyeceğim anlıyorum ki, Kadir de eksik bilgi vermeden direkt endirekt olayı anlatmış. Yalana, dolana girmemiş.
Şöyle bi uzaktan bakıyorum.
Tamam aşık kadın kör olur. Her şeye kayıtsız şartsız inanır. Kulakları duymaz, gözleri görmez olur. Tamam tecrübe ile sabit ancak Neslihan küçük bir gurup arkadaşı, eşi, dostu ile yaşamıyor bu durumu. Tüm Türkiye ile birlikte yaşıyor, yaşanıyor. O yüzden diyorum. Hala bu kadar güven. Bravo doğrusu. Gerçekten ne yer, ne içer, ne düşünürler bilinmez ama hele ki, günümüzde bu kafaya gelmek için çok yol kat etmek, çok tecrübe elde etmek gerek. Bildiğim kadarıyla Neslihan evinden de çıkmıyor iş dışında. Pek arkadaşı-eşi dostu da yok. Yani nasıl olur?
Derken olayın bir başka tarafına bakıyorum. Kadir demek her şeyi anlatıyor. Yalansız-dolansız ne yaşıyorsa.
Yani Kadir'in itiraflarında, Neslihan'ın verdiği sorulara yanıtlarında o güven oluşmuş sanki hanımlar-beyler.
Yani şunu demek istiyorum; bir kadın hissiyatına güvenir. Karşısındaki adam doğru mu anlatıyor, yalan mı anlatıyor bilir, hisseder. İlk zamanlar "Doğru mu anlattı, yalan mı?" diye de sorgular, düşünür, gözlemler.
Kadir de her defasında oturup doğruyu anlattıysa, eksik bilgi vermeden direkt endirekt doğruyu anlattıysa her koşulda "Tamam" onayı almışsa Neslihan artık ona sonsuz güveniyordur.
Önce biz bu noktayı araştırıp bulmalıyız bence. Daha doğrusu "Keşke benim de sevgilim ya da karım Neslihan gibi olsun" diyen erkeklerin bunu çözmesi gerekiyor. Olayın sırrı bu.
Erkek gerçekten dürüst olacak.
Kadın da bu dürüstlüğü kabul ediyorsa, edebiliyorsa devam edecek.
Yani yıllardır gözlemlediğim ve bu tarz ilişkilerin sürme nedeni "Şeffaflık", "Dürüstlük", "Gerçeklik", "Olduğu gibi en doğru haliyle anlatım"dır.
Tabii bunu da maalesef her erkek yapamaz.
Ve tabii her kadın da kabul edemez.
Zor bir durum yani. Bu durumun içinden çıkamayan kişi ve kişiler zaten "Boşan boşan boşan" naraları atıyor.